Axios: ABD, Lübnan cumhurbaşkanının seçilmesi için Hizbullah'ın zayıflığından yararlanmak istiyor

 Lübnan parlamentosundaki parlamenter bloklar halen bir cumhurbaşkanı seçemedi. (Arşiv - Reuters)
Lübnan parlamentosundaki parlamenter bloklar halen bir cumhurbaşkanı seçemedi. (Arşiv - Reuters)
TT

Axios: ABD, Lübnan cumhurbaşkanının seçilmesi için Hizbullah'ın zayıflığından yararlanmak istiyor

 Lübnan parlamentosundaki parlamenter bloklar halen bir cumhurbaşkanı seçemedi. (Arşiv - Reuters)
Lübnan parlamentosundaki parlamenter bloklar halen bir cumhurbaşkanı seçemedi. (Arşiv - Reuters)

ABD'li yetkililer, Beyaz Saray'ın İsrail'in Hizbullah liderliğine ve altyapısına vurduğu büyük darbeden faydalanarak önümüzdeki günlerde Lübnan'da yeni bir cumhurbaşkanının seçilmesi için baskı yapmak istediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığına göre Nasrallah'ın ölümüyle birlikte Hizbullah'ın son yılların en zayıf noktasına ulaştığını ifade eden yetkililer, Biden yönetiminin, bunu, örgütün Lübnan siyasi sistemi üzerindeki etkisini önemli ölçüde zayıflatmak ve ‘Hizbullah'ın müttefiki olmayan yeni bir Lübnan cumhurbaşkanının seçilmesi’ için bir fırsat olarak gördüğünü belirtti.

Yetkililerden biri, “Beyaz Saray Lübnan'daki mevcut durumu Lübnan cumhurbaşkanının seçilmesi konusundaki çıkmazı kırmak için bir fırsat olarak görüyor ve bunun İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes sağlanmasından bile önce en önemli öncelik olması gerektiğine inanıyor” dedi.

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri pazartesi günü Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada ateşkesin cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle ilişkilendirilmesini reddettiğini yineledi. Berri, “Hiç kimsenin cumhurbaşkanlığı seçimi meselesiyle bir ilgisi yoktur ve egemenlik meselesi olduğu için buna müdahale edilmesine izin verilmez. Her türlü yardımı memnuniyetle karşılamakla birlikte, her türlü müdahaleyi ve dikte etme girişimini reddediyoruz” ifadelerini kullandı.

Lübnan eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın görev süresinin 31 Ekim 2022'de sona ermesinden bu yana Lübnan'da cumhurbaşkanlığı makamı boş bulunuyor. Parlamento birçok kez cumhurbaşkanı seçemedi ve parlamento üyelerinin üçte ikisinin desteğine sahip bir isim üzerinde siyasi güçler arasında uzlaşı sağlamaya yönelik tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlandı.



Batı'da nükleer endişe: "İsrail garanti vermiyor"

İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
TT

Batı'da nükleer endişe: "İsrail garanti vermiyor"

İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırı düzenleme ihtimali Ortadoğu'da topyekun savaş endişelerini artırıyor. 

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in İran'daki nükleer tesislere saldırmasını desteklemeyeceklerini söylemişti. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, Tel Aviv'in tesisleri vurmayacağına dair herhangi bir güvence vermediğini belirtiyor. 

Kimliğinin gizli tutulmasını isteyen yetkili, Amerikan medya kuruluşu CNN'e şunları söylüyor: 

Güç gösterisinin yanı sıra biraz da akıllıca davranılmasını bekliyoruz fakat buna dair herhangi bir garanti yok.

Yetkili, ayrıca İsrail'in Hamas'ın 7 Ekim saldırılarının yıldönümünü misilleme için kullanıp kullanmayacağını kestirmenin "gerçekten zor" olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: 

Sanırım 7 Ekim gününü kullanmaktan kaçınacaklar, tahminime göre misilleme olacaksa muhtemelen bu tarihten önce veya sonra gerçekleşecek.

Biden, cuma günkü açıklamasında Washington'ın Tel Aviv'le günde 12 saat iletişim halinde olduğunu ve gelişmeleri yakından takip ettiklerini söylemişti. Başkan, İsrail'in nükleer tesislere saldırmak yerine başka bir misilleme planı yapması gerektiğini belirtmişti.

İsrail ordusunun Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı da Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran, aylardır beklenen misillemeyi 1 Ekim'de yapmıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tahran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylemişti.

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), gerginliğin tırmandığı Ortadoğu'da Biden yönetiminin İsrail üzerindeki etkisini kaybettiğini yazıyor. 

Beyaz Saray yetkilileri, misilleme planlarında İran'daki muhtemel hedeflere karşı Tel Aviv'le koordinasyon halinde olduklarını fakat Netanyahu yönetimi tarafından "gafil avlandıklarını" söylüyor.

Donald Trump yönetiminde Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan David Schenke, Aksa Tufanı'nın her şeyi değiştirdiğini belirtiyor: 

7 Ekim her şeyi değiştirdi. ABD'nin hassasiyetlerini daha az dikkate alan ve kendi güvenlik hedeflerini ısrarla kovalayan yeni bir İsrail'le karşı karşıyayız.

Diğer yandan sadece ABD değil Avrupa Birliği (AB) de İsrail üzerindeki etkisinin zayıfladığından endişeleniyor. 

Britanya gazetesi Financial Times'a konuşan Avrupalı bir diplomat, Tel Aviv yönetiminden İran'daki nükleer tesislere saldırı düzenlememesini istediklerini fakat net bir yanıt alamadıklarını belirtiyor. Bir başka Avrupa diplomat da şu ifadeleri kullanıyor: 

Bu olaylar üzerinde ne kadar az etkimiz olduğunu görmek iç karartıcı. Tartışmalarımızı daha karamsar, daha kaderci bir hale getiriyor.

Independent Türkçe, CNN, Wall Street Journal, Financial Times, Times of Israel