Hamas saldırısındaki kayıplarını anan İsrail savaşa ait verilerini  de açıkladı

İsrailli rehinelerin yakınları Başbakan Binyamin Netanyahu'nun evinin önünde fotoğraflarını tutuyor (AFP)
İsrailli rehinelerin yakınları Başbakan Binyamin Netanyahu'nun evinin önünde fotoğraflarını tutuyor (AFP)
TT

Hamas saldırısındaki kayıplarını anan İsrail savaşa ait verilerini  de açıkladı

İsrailli rehinelerin yakınları Başbakan Binyamin Netanyahu'nun evinin önünde fotoğraflarını tutuyor (AFP)
İsrailli rehinelerin yakınları Başbakan Binyamin Netanyahu'nun evinin önünde fotoğraflarını tutuyor (AFP)

İsrail, Gazze Şeridi'nde savaşın patlak vermesine neden olan ve tarihinin en kanlı günü olan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısının birinci yıldönümünü anmaya başladı.

Hamas saldırısının birinci yıldönümünde bugün (Pazartesi) İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, bölgeye barış getirmek için dünyayı “düşmanlarına karşı savaşında İsrail'i” desteklemeye çağırdı.
Herzog, “Dünya, tarihin akışını değiştirmek, bölgeye barış ve daha iyi bir gelecek getirmek için İsrail'i düşmanlarına karşı verdiği savaşta desteklemesi gerektiğini anlamalı ve idrak etmelidir” dedi.

İsrail verileri
İsrail ordusu bugün Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Lübnan'daki operasyonlarına ilişkin, İsrail'e atılan roket sayısından İsrail Hava Kuvvetleri tarafından vurulan yerlerin sayısına kadar yeni veriler yayınladı.

Bu verilere göre savaşın başlangıcından bu yana Gazze Şeridi'nde 17 bin Hamas üyesi İsrail ordusu tarafından öldürülürken, Hamas'ın 7 Ekim'de güneydeki yerleşim birimlerine yönelik saldırısında  bin 200 kişi öldü 251 kişinin de Gazze'ye kaçırıldığı olayda da İsrail içinde yaklaşık bin Filistinli öldürüldü.

Hamas tarafından yönetilen Sağlık Bakanlığı Gazze'de 41 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı.

İsrail ordusunun verilerine göre Hamas'ın sekiz tugay komutanı ve benzer rütbedeki komutanları ile 30'dan fazla tabur komutanın yanı sıra 165'ten fazla bölük komutanı ve benzer rütbedeki üyeleri öldürüldü.

İsrail Savunma Kuvvetleri Lübnan'da çoğu İran destekli Hizbullah'a mensup 90 Hizbullah komutanı  aralarında bulunduğu 800'den fazla militanı öldürdüğünü açıkladı.

İsrail ordusu verilerine göre yaklaşık 11 bin Hizbullah mevzisi bombalandı.

Savaşın başlangıcından bu yana İsrail'e birçok cepheden 26 binden  fazla roket, füze, mermi ve insansız hava aracı fırlatıldı.

Bu rakamlara Gazze'deki gruplar tarafından ateşlenen ve hedefini şaşırıp Gazze'ye düşen roketler ile Hizbullah tarafından ateşlenen ve Lübnan'a düşen roketler dahil değildir.

İsrail ordusu, Askeri İstihbarat Direktörlüğü'ne bağlı Birim 504'ün Gazze'de yaklaşık 7 bin  Filistinli şüpheliyi sorguladığını ve bunların birçoğunun gözaltına alınarak sorgulanmak üzere İsrail'e nakledildiğini açıkladı. Bu kişilerin bir kısmı sorgulandıktan sonra Gazze'ye geri gönderildi.

İsrail'in kayıpları
En son dün olmak üzere 7 Ekim 2023'ten bu yana savaşta toplam 728 asker, yedek asker ve yerel güvenlik görevlisi öldürüldü ve 4 bin 576 kişi yaralandı. Ölenlerin 346'sı Gazze'ye yönelik kara saldırısı sırasında öldürüldü.
İsrail ordusu ayrıca Gazze'de dost ateşi ve orduyla bağlantılı diğer olaylarda ölen 56 askerin de listesini verdi.

İsrail güçleri 7 Ekim'den bu yana Batı Şeria'da aralarında 2 bin 50'den fazla Hamas mensubunun da bulunduğu 5 bin 250'den fazla aranan Filistinliyi gözaltına aldıklarını açıkladı. İsrail ordusu ayrıca Batı Şeria'da askerlerle çatışan ya da saldırı düzenleyen 690 kadar militan ya da isyancının da İsrail güçleri tarafından öldürüldüğünü açıkladı.

Ordu, Batı Şeria'daki komutanlara 150 baskın düzenlendiğini ve terörizmle suçlanan 30 Filistinlinin evinin yıkıldığını da açıkladı.



İran saldırılarının etkileri: Tel Aviv'in karşılık verme konusundaki tutumu nasıl değişti?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçen hafta Tel Aviv'de güvenlik şefleriyle istişarelerde bulundu. (İsrail hükümeti)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçen hafta Tel Aviv'de güvenlik şefleriyle istişarelerde bulundu. (İsrail hükümeti)
TT

İran saldırılarının etkileri: Tel Aviv'in karşılık verme konusundaki tutumu nasıl değişti?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçen hafta Tel Aviv'de güvenlik şefleriyle istişarelerde bulundu. (İsrail hükümeti)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçen hafta Tel Aviv'de güvenlik şefleriyle istişarelerde bulundu. (İsrail hükümeti)

İsrail'in siyasi ve askeri liderliği, İran yönetiminin ve Hizbullah'ın geri kalan liderliğinin eylemlerindeki belirgin kafa karışıklığından faydalanmaya ve savaş döngüsünü İran'la tam ölçekli bir savaşa doğru genişletmeye çalışıyor. Tüm göstergeler ABD yönetimiyle çatışmaktan ve onu iki seçenekten biriyle karşı karşıya bırakmaktan çekinmediğini gösteriyor: Ya İran'a yönelik saldırıda ona katılacak ya da onun arkasından sürüklenerek bu savaşa girmek zorunda kalacak.

ABD, İsrail'e İran'la ne tek taraflı ne de ortaklaşa bir savaş istemediğini açıkça belirtmiş olsa da, İsrail'in Hizbullah'a (Hasan Nasrallah başta olmak üzere Hizbullah liderlerinin çoğuna suikast düzenlenmesi, 4 binden fazla üyesinin ellerindeki çağrı cihazlarının patlatılması ve güney banliyölerinin yerle bir edilmesi) ve İran'a (Lübnan'daki bazı liderlerin ortadan kaldırılması ve İsmail Heniyye'ye suikast düzenlenmesi) karşı elde ettiği muazzam askeri ve istihbari başarılar, Tel Aviv'deki liderleri ‘zafer sarhoşluğuna’ dönüşen bir ‘zafer coşkusu’ durumuna sürükledi.

dwcvfrv
Tahran'da bir otoyol üzerindeki reklam panosunda Kasım Süleymani'nin Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın alnından öptüğü görülüyor. (AP)

Son iki gün içerisinde İsrail'in İran'ın saldırılarına yönelik tutumunda şüpheli bir değişim yaşandı. Bilindiği üzere İran, İsrail'e 181 balistik füze fırlattı ve Amerikan, Fransız ve İsrail hava savunma sistemleri bunların yüzde 85'inden fazlasını İsrail hava sahasına girmeden imha etmeyi başardı. Ancak bunların yüzde 15'i İsrail hava sahasına girdi, bir kısmı açık alanlara, bir kısmı da üç hava kuvvetleri üssü ve bazı askeri tesisler gibi hassas yerlere düştü. Binalara ve sokaklara zarar verdi, ancak sivillere veya askerlere zarar vermedi. Ölen tek kişi Eriha'daki bir atölyede çalışan Gazze Şeridi'nden genç bir Filistinliydi.

İsrail yönetimi bu saldırıları İran'dan İsrail'e doğrudan bombardıman içerdiği için tehlikeli olarak değerlendirdi. Başlangıçta, stratejik bir yere acı verici bir saldırıyla karşılık vermeye karar verdi. Ancak şimdi fikrini değiştiriyor ve birkaç stratejik noktaya birkaç yıkıcı saldırı gerçekleştirmeyi planlıyor. Sızan haberlere göre İsrail, İran'ın nükleer programına ağır bir darbe indirmeyi planlıyor ve bunun bir daha ele geçmeyecek ‘tarihi bir fırsat’ olduğunu söylüyor. İran'ın Lübnan'da Hizbullah'a ve onunla birlikte savaşan İranlı saha komutanlarına ne olduğu konusunda kafası karışık.

İran yönetiminde kaos olduğuna dair söylentiler, akımlar ve liderler arasında anlaşmazlıklar ve üst düzey yetkililerin İsrail düşmanıyla iş birliği yaptığı ya da farkında olmadan ona hizmet ettiği suçlamaları var. Bu yüzden İsrail, kartlarını düzenleyemeden ve krizden çıkamadan önce İran’ı vurmanın tam zamanı olduğunu düşünüyor.

ervrev
İsrail'in güneyindeki Nevatim Hava Üssü’nün İran füze saldırısı öncesi ve sonrasındaki hasarını gösteren uydu görüntüleri (AFP)

Ancak İsrail bu tür saldırıları tek başına yapamaz. Mutlaka aktif bir ABD ortaklığına ihtiyacı var. İran'ın nükleer tesisleri çeşitli bölgelere yayılmış ve dağların kalbinde yer alıyor. Bu tesisler sadece bu amaç için donatılmış uçak ve denizaltılardan fırlatılan ABD füzeleri ile vurulabilir. ABD böyle bir ortaklığa karşı çıkıyor. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun 2010'dan beri ABD'yi bu savaşa sürükleme hayalini gerçekleştirmek istediğini düşünüyor ve bunu reddediyor. Ancak Netanyahu pes etmiyor ve ABD'yi isteyerek ya da istemeyerek savaşa dahil etmek için elinden geleni yapıyor. Tesisler vurulursa ve Tahran tehditlerini yerine getirip İsrail'e daha fazla füze atarsa ABD müdahale edecektir.

İdeolojik sağın en önemli otoritelerinden Prof. Dr. Eyal Zisser'in de belirttiği gibi “ABD, İsrail'in gerçek bir dostudur ve geçtiğimiz on yıllar boyunca her sıkıntı anında güvenliğimize olan bağlılığını kanıtlamıştır.”

Zisser, 7 Ekim'deki Hamas saldırısından sonra ABD'nin tutumunun, Ekim 1973'teki Yom Kippur Savaşı'nda Amerikalılar tarafından başlatılan ‘hava trenine’ benzediğini açıkladı. Gerçek dostlar arasında da bazen farklılıkların ortaya çıktığını belirten Zisser şu ifadeleri kullandı: “Geçmişte Amerikalılar da 1981'de Irak reaktörünün imha edilmesine karşı çıktılar, hatta bu eylemden dolayı bize yaptırım uyguladılar, ancak bir süre sonra geri adım attılar ve kendilerini Irak’la savaş halinde bulduklarında bize itirafta bulundular. Suriye'deki nükleer reaktörün 2007'de imha edilmesi konusunda da aynı durum söz konusuydu; Amerikalıların bu konuda çekinceleri vardı. Ancak Suriye'de iç savaş patlak verdikten sonra yaptıkları hatayı kabul ettiler.”

Zisser sözlerini şöyle sürdürdü: “Amerikan beklentileri ve tavsiyeleri sınırlı bir güvenceyle ele alınmalıdır. Onları memnun etmese bile kendi düşünce ve muhakememize göre hareket etmeliyiz. Sonunda hatanın farkına varacaklar, İsrail'in attığı adımların mantığını ve doğruluğunu anlayacaklar ve ona destek olmak için harekete geçecekler.”

Ancak Tel Aviv'de bu maceraya karşı uyarıda bulunan muhalif görüşler de var. İran'ı vurmayı kaçırılmaması gereken tarihi bir fırsat olarak görenler, İsrail'i sadece insan ve maddi kayıplar açısından değil, stratejik olarak da ağır bir bedel ödeyeceği geniş çaplı bir savaşa sokabilir. Bu macera, bölgedeki barış projesi için tarihi bir fırsatın kaybedilmesine yol açabilir. Bu güçler İsrail yönetimini Lübnan'daki kazanımlarından faydalanmaya ve maceracılığa ve savaş kumarlarına başvurmamaya çağırıyor.