ABD’den İsrail'e ‘Beyrut Havaalanı’nı vurma!’ çağırısı

İsrail’in Beyrut Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki bölgelere düzenlediği hava saldırıları sonrası yükselen dumanların arasından bir uçak havalanırken (AFP)
İsrail’in Beyrut Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki bölgelere düzenlediği hava saldırıları sonrası yükselen dumanların arasından bir uçak havalanırken (AFP)
TT

ABD’den İsrail'e ‘Beyrut Havaalanı’nı vurma!’ çağırısı

İsrail’in Beyrut Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki bölgelere düzenlediği hava saldırıları sonrası yükselen dumanların arasından bir uçak havalanırken (AFP)
İsrail’in Beyrut Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki bölgelere düzenlediği hava saldırıları sonrası yükselen dumanların arasından bir uçak havalanırken (AFP)

İsrail ordusu Lübnan başkenti Beyrut’un güney banliyölerinde Hizbullah'a karşı yoğun saldırılar düzenlemeye devam ederken ABD dün, İsrail’e Beyrut Uluslararası Havaalanı’na ya da havaalanına giden yollara herhangi bir saldırı düzenlememesi çağrısında bulundu.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller düzenlediği basın toplantısında “Sadece havaalanının değil, havaalanına giden yolların da açık kalmasının büyük önem taşıdığını düşünüyoruz” dedi. Zira bu durum, özellikle Lübnan'dan ayrılmak isteyen ABD ve üçüncü ülke vatandaşlarının bunu yapabilmeleri açısından oldukça önemli.

Fransız Haber Ajansı AFP'ye konuşan bir güvenlik kaynağı, İsrail Hava Kuvvetleri tarafından dün Beyrut'un güney banliyölerinde Beyrut Uluslararası Havaalanı yakınlarında bir saldırı gerçekleştirdiğini söyledi.

ABD, İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmaların giderek şiddetlendiği bir dönemde, vatandaşlarının aileleriyle birlikte ülkeden ayrılmalarını kolaylaştırmak için geçtiğimiz haftadan bu yana neredeyse her gün uçuşlar düzenliyor.

Miller, tamamen dolu olmadığını söylediği bu uçuşlarda şimdiye kadar yaklaşık 900 kişinin Lübnan’dan ayrıldığını açıkladı.

ABD, ticari uçuşlarda müsait olan koltukları rezerve etmeye devam ediyor.

Miller, yaklaşık 8 bin 500 ABD’linin Lübnan’dan ayrılma koşulları hakkında bilgi almak için Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçtiğini, ancak bunun Lübnan’daki tüm ABD vatandaşlarının ülkeden ayrılmak istediği anlamına gelmediğini belirtti.

Öte yandan Miller, İsrail'in Lübnan'da, özellikle de Beyrut'ta düzenlediği saldırılar ve bunların uluslararası hukuka uygun olup olmadığı konusunda yorum yapmaktan kaçındı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü açıklamasında, “Elbette onların (İsraillilerin) Hizbullah'ı uluslararası insancıl hukuka uygun ve sivil kayıpları en aza indirecek şekilde hedef almasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD daha önce de İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında ölü sayısının yüksek olmasını eleştirmişti. Hamas Hareketi’nin 7 Ekim'de İsrail'e karşı daha önce eşi ve benzeri görülmemiş saldırısıyla başlayan savaşta 41 binden fazla kişi hayatını kaybetti.

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki bazı davranışlarını ‘aşırı’ olarak nitelendirdi.

Ancak Washington, kesintisiz olarak kapsamı genişleyen askeri operasyonlarında İsrail'i destekleme politikasını halen sürdürüyor.

İsrail, Hamas'ın ‘Aksa Tufanı Operasyonu’ adlı saldırısına karşılık olarak Gazze Şeridi’nde büyük bir savaş başlattı.

Savaş son haftalarda Hamas'ın kalesi olan Gazze Şeridi'nden Hizbullah’ın Lübnan'daki kalelerine doğru genişledi.

Miller, ABD'nin İsrail'in Hizbullah'a yönelik saldırısını desteklediğini açıkladı.

Ancak ABD'nin İsrail'in geçmişte de aylar bazen yıllar süren sınırlı gibi görünen askeri operasyonlar başlattığını bildiğini ifade eden Miller, “Washington'ın aradığı sonuç bu değil” dedi.



Batı Şeria'daki Filistinliler 7 Ekim'i pankart ve bayraklarla kutladılar

Ramallah gösterilerinden (AFP)
Ramallah gösterilerinden (AFP)
TT

Batı Şeria'daki Filistinliler 7 Ekim'i pankart ve bayraklarla kutladılar

Ramallah gösterilerinden (AFP)
Ramallah gösterilerinden (AFP)

İsrail'e yönelik 7 Ekim saldırısının birinci yıldönümünü kutlamak üzere dün (Pazartesi) işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde toplanan yüzlerce Filistinli, Hamas bayrakları salladı ve Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın resimlerini taşıdı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre her yaştan ve farklı siyasi grupları temsil eden yaklaşık 400 Filistinli protestocu, Devlet Başkanı Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin Yönetimi'nin merkezi olan Ramallah'ın merkezinde yürüdü. Eylemciler yürüyüşü Hamas'ın İsrail'e yönelik eşi benzeri görülmemiş saldırısının birinci yıldönümünde “Devrime olan inancımızı kaybetmeyeceğiz” sloganı altında düzenledi.

Göstericiler, Lübnan Hizbullahı'nın sarı ve İslamcı Hamas hareketinin yeşil bayraklarının yanı sıra Lübnan, Irak ve Yemen bayraklarını da taşıdı. Hamas'ın saldırısının ardından Hizbullah'ın Lübnan'dan Gazze Şeridi'ne “destek cephesi” açması ve İsrail'e roket atmaya başlamasıyla, yaklaşık iki hafta önce savaş kanlı ve yıkıcı bir seviyeye tırmandı.

Gazze'deki savaşın başlamasından bu yana, aralarında Iraklı silahlı gruplar ve Yemenli isyancıların da bulunduğu İran liderliğindeki “direniş ekseni”ne bağlı gruplar, İsrail'e füze atıyor. Göstericiler “Ramallah'tan (Hizbullah) askerlerine selamlar” ve Hamas askeri komutanlarından Muhammed Dayf'ın adamlarıyız” sloganları attı.

İsrail, Dayf'ı temmuz ayındaki bir baskında öldürdüğünü açıkladı, ancak Hamas ise bunu reddediyor. Hassan Nasrallah ise 27 Eylül'de İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği şiddetli hava saldırılarında öldürüldü.

“Zafer diliyoruz”

Gösteri esnasında çok sayıda Filistinli polis memuru hazır bulundu ve yolu araçlara kapattı, ancak gösteriye müdahale etmedi.

Göstericiler, üzerinde “Uluslararası Hukuk”, “Arap Birliği” ve “Birleşmiş Milletler” yazılı bir tabut taşıyarak savaşı durdurmadığına inandıklarıbu kurumların tutumlarını eleştirdi.

Cemile Cevher AFP'ye görüşlerini “Şehitlerimizi anmaya, yaralılarımıza şifa dilemeye ve Filistinli, Lübnanlı, Iraklı ya da Yemenli direnişçileri geçtiğimiz yıl boyunca verdikleri mücadeleden dolayı kutlamaya geldik. Zafer diliyoruz” şeklinde ifade etti.

Diğerleri ise Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırıyı doğrudan övgüde bulundu.

Güvenlik nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen bir kişi “Sesimizi yükseltmeye ve Filistin mücadelesinin devam ettiğini söylemeye geldik. 7 Ekim, bizi aşağılanmışlıktan onur ve gurura taşıdı” ifadelerini kullandı.

Filistin Halk Partisi Siyasi Büro üyesi Afaf Ghatasha, 7 Ekim'in “Filistin davasının, bölgenin ve dünyanın gidişatını değiştirdiğini” söyledi. Ghatasha, “İşgal sona erene ve bir Filistin devleti kurulana kadar dünyanın istikrar bulamayacağını söylemek için geldik” dedi.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerine dayanarak elde ettiği sonuçlara göre Hamas saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi hayatını kaybetti. Hamas tarafından yönetilen Sağlık Bakanlığı'nın rakamlarına göre İsrail'in Gazze Şeridi'nde devam eden müdahalesi çoğu sivil en az 41 bin 909 kişinin ölümüne neden oldu.

Gazze savaşın ardından Batı Şeria, Hamas ve İsrail arasında 700'den fazla Filistinli ve 24 İsraillinin ölümüne neden olan gerginlik, şiddet ve kanlı çatışmalara sahne oldu.