Trump, oğlu New York'ta okuduğu için sorulan kürtaj sorusuna güldü

Roe-Wade kararının iptal edilmesinde merkezi bir rol oynayan Trump, tuhaf soruyu geçiştirmeye çalıştı

Andrew Schulz'un podcast'ine katılan Donald Trump'a Roe-Wade hakkında soru soruldu (Andrew Schulz’s Flagrant with Akaash Singh/YouTube)
Andrew Schulz'un podcast'ine katılan Donald Trump'a Roe-Wade hakkında soru soruldu (Andrew Schulz’s Flagrant with Akaash Singh/YouTube)
TT

Trump, oğlu New York'ta okuduğu için sorulan kürtaj sorusuna güldü

Andrew Schulz'un podcast'ine katılan Donald Trump'a Roe-Wade hakkında soru soruldu (Andrew Schulz’s Flagrant with Akaash Singh/YouTube)
Andrew Schulz'un podcast'ine katılan Donald Trump'a Roe-Wade hakkında soru soruldu (Andrew Schulz’s Flagrant with Akaash Singh/YouTube)

Komedyen Andrew Schulz, tuhaf davranan Donald Trump'a, en küçük oğlu Barron "New York'ta serbest kaldığı" için kürtaj yasaklarını desteklediğinden emin olup olmadığını sordu.

Trump, Andrew Schulz’s Flagrant with Akaash Singh podcast'inin çarşamba günü yayımlanan bölümünde, bu sonbaharda New York Üniversitesi'nde okumaya başlayan 18 yaşındaki oğluyla ilgili rahatsız edici bir soruyla karşılaştı.

Schulz, "Bana şunu söyle" diye sordu.

Bana şu durumu anlat. Tamam. Barron 18 yaşında. Yakışıklı, uzun boylu ve zengin.

Trump araya girdi:

Bu çocukta gereken her şey var.

Schulz daha sonra devam etti:

New York'ta serbest kaldı. Artık Roe-Wade'i iptal etmek istediğinize emin misiniz? Yani, belki ona birkaç yıl verin, bilirsiniz?

Trump soruya cevap vermedi ama Roe-Wade'in iptalindeki rolünü savunmaya başlamadan önce gülümsedi.

"Biliyorsunuz, bu artık eyaletlere kalmış" dedi.

Bu eyaletlere kalmış çünkü ben istisnalara ve tüm farklı şeylere inanıyorum. Sınırımız var. Bu var. Savaşlarımız var. Her şeyimiz var. Ve Roe-Wade her zaman bunu eyaletlere geri götürmekle ilgiliydi.

Trump, "Sonra insanlar hafta sayısından ve şundan bundan bahsetmeye başladı" diye lafı dolandırdı.

Ama kimse istemedi. Hiçbir hukukçu, hiçbir Demokrat, hiçbir Cumhuriyetçi, liberal muhafazakar, hiç kimse bunun federal hükümette olmasını istemedi, federal hükümette olmamalı.

xcdvsdcv
Komedyen, Barron'ın "yakışıklı, uzun boylu ve zengin" olduğunu söyledi. Barron, Melania ve Donald Trump yan yana (AP)

Trump'ın yorumları, eski first lady Melania Trump'ın "son derece kişisel" yeni anı kitabında, kocasının ABD genelinde kürtaja erişimin geri çekilmesindeki rolüne rağmen, kürtaj haklarını desteklediğini açıklamasının ardından geldi.

ABD'de raflarda yerini alan Melania'da, "Kadının kendi bedeniyle ne yapacağına karar verme yetkisi neden kadının kendisinden başkasında olsun ki?" diye yazıyor.

Bir kadının kendi yaşamı üzerindeki temel bireysel özgürlük hakkı, ona dilediği takdirde hamileliğini sonlandırma yetkisi verir. Bir kadının istenmeyen bir hamileliği sonlandırıp sonlandırmamayı seçme hakkını kısıtlamak, onun kendi bedeni üzerindeki kontrolünü reddetmekle aynı şeydir. Tüm yetişkin hayatım boyunca böyle düşündüm.

Trump'a geçen hafta farklı görüşleri sorulduğunda Fox News'ten Bill Melugin'e şunları söylemişti:

Bu konu hakkında konuştuk. Ben de dedim ki, neye inanıyorsan onu yazmalısın. Sana ne yapacağını söyleyecek değilim. Neye inanıyorsan onu yazmalısın.

Melania anılarında ayrıca, Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra "iptal kültürünün zehrini" hissettikleri için Barron'a bir banka hesabı verilmediğini öne sürüyor.

Independent Türkçe



ABD'nin tehlikeli Lübnan planı ortaya çıktı

İsrail ordusu, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı öldürüp gerginliği tırmandırdıktan sonra Lübnan'a başlattığı kara harekatını sürdürüyor (Reuters)
İsrail ordusu, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı öldürüp gerginliği tırmandırdıktan sonra Lübnan'a başlattığı kara harekatını sürdürüyor (Reuters)
TT

ABD'nin tehlikeli Lübnan planı ortaya çıktı

İsrail ordusu, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı öldürüp gerginliği tırmandırdıktan sonra Lübnan'a başlattığı kara harekatını sürdürüyor (Reuters)
İsrail ordusu, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı öldürüp gerginliği tırmandırdıktan sonra Lübnan'a başlattığı kara harekatını sürdürüyor (Reuters)

ABD, İsrail'in Lübnan'a düzenlediği saldırıları Hizbullah'ı siyaset dışına itmek için bir fırsat olarak görüyor.

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), ABD Başkanı Joe Biden'ın Hizbullah'ın Lübnan siyasetindeki etkisini azaltmak istediğini yazıyor. 

Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen Amerikan ve Arap yetkililere göre, Washington, İsrail'in Hizbullah'a yönelik saldırılarını fırsat bilerek yeni bir Lübnan cumhurbaşkanı seçtirip Şii grubun etkisini azaltmayı hedefliyor. 

Kaynaklar, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Lübnan'da yeni bir cumhurbaşkanı seçilmesi için Katar, Mısır ve Suudi Arabistan'la yakın zamanda iletişime geçtiğini öne sürüyor. 

Biden'ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein'ın da Arap yetkililerle temasa geçerek, Hizbullah'ın zayıflamasını ülkedeki siyasi açmazı aşmak için bir fırsat olarak görmelerini söylediği savunuluyor. 

Lübnan'daki karmaşık seçim sistemi ve meclisteki sandalye dağılımı düzeni nedeniyle cumhurbaşkanının seçilmesi genelde zor oluyor. 2022'de Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın görev süresi dolmuştu. Bu tarihten beri yeni bir cumhurbaşkanı seçilemedi. 

Lübnan Anayasası, cumhurbaşkanının mecliste gizli oyla seçilmesini öngörüyor. Meclis, Müslüman ve Hıristiyan mezhepler arasında eşit olarak bölünmüş 128 sandalyeden oluşuyor. Cumhurbaşkanının Maruni Hıristiyan, başbakanın Sünni, meclis başkanınınsa Şii olması gerekiyor. Hizbullah'ın 128 koltuklu mecliste 15 sandalyesi var. 

ABD ve Fransa'nın başını çektiği 10 devlet, 25 Eylül'de İsrail ve Hizbullah arasında 21 günlük ateşkes önerisinde bulunmuştu. Ancak İsrail buna kulak asmayarak Lübnan'a kara harekatı başlatmıştı. WSJ, bu gelişmeleri hatırlatarak Washington'ın izlediği politikada bir "sapma" yaşandığını yazıyor. 

ABD'nin bu planlarda başarılı olması için Lübnan Başbakanı Necib Mikati ve Meclis Başkanı Nebih Berri'ye ihtiyacı olduğuna dikkat çekiliyor. Şii Emel Hareketi'nden Berri ve Sünni Mikati, geçen haftaki açıklamalarında yeni cumhurbaşkanının seçilmesini istediklerini belirtmişti.

Diğer yandan hem Gazze hem de Lübnan'daki ateşkes görüşmelerinde kilit rol oynayan Mısır ve Katar'dan yetkililer, Washington'ın planının "gerçekçi olmadığını ve tehlike teşkil ettiğini" söylüyor. Yetkililer ayrıca böyle bir kriz döneminde Lübnan'ın iç işlerine karışmanın ülkeyi iç savaşa sürükleyebileceği uyarısını yapıyor.

Lübnan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 8 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in saldırıları nedeniyle 104'ü çocuk ve 194'ü kadın olmak üzere toplam 2 bin 141 kişi öldü.

Lübnan Ekonomi ve Ticaret Bakanı Amin Salam, savaşın bir an evvel sonlanması gerektiğini belirterek şunları söylüyor:  

Savaş daha da tırmanırsa karanlık çağlara geri döneriz. Elimizde işleyen çok az sayıda telekomünikasyon sistemi, liman ve havalimanı kaldı. Bunlar da vurulursa interneti ve iletişimi kesilmiş, giriş ve çıkışları kapatılmış bir ülke olacağız. Issız bir adaya dönüşeceğiz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Times of Israel, Reuters