Oryantalizm bize ne yaptı?

Arabistanlı Lawrence olarak bilinen, Thomas Edward Lawrence'ın geleneksel Arap kıyafetleri içindeki ne zaman çekildiği bilinmeyen fotoğrafı (AFP)
Arabistanlı Lawrence olarak bilinen, Thomas Edward Lawrence'ın geleneksel Arap kıyafetleri içindeki ne zaman çekildiği bilinmeyen fotoğrafı (AFP)
TT

Oryantalizm bize ne yaptı?

Arabistanlı Lawrence olarak bilinen, Thomas Edward Lawrence'ın geleneksel Arap kıyafetleri içindeki ne zaman çekildiği bilinmeyen fotoğrafı (AFP)
Arabistanlı Lawrence olarak bilinen, Thomas Edward Lawrence'ın geleneksel Arap kıyafetleri içindeki ne zaman çekildiği bilinmeyen fotoğrafı (AFP)

Rim el-Kemali

Arap ve Doğulu düşünür – 20’inci yüzyıldan günümüze kadar- sanki kültürel bir zorunlu işmiş gibi düşünme metodolojisinde hâlâ Batı'ya bağlı. Arapların kendilerine ait düşünceleri olmadığı, filozof olmadıkları, tüm miraslarının ve kültürlerinin eski Yunan veya yeni Avrupa kökenli olduğu temelinden hareketle, halinden memnun bir şekilde sömürge kurumuna bağımlı olmayı kabul ediyor.

Belki bu hipotezimde biraz abartıyorum ama Oryantalizm bizi belli bir kalıba sokmadı mı? Nitekim bugün bile, yerel Arap ve Doğu özgünlüğünü, sömürgeci demesek de Batı'nın kültürel üretim düzenlemesine göre, başka bir deyişle Avrupa merkezciliğine ve eski Oryantalist üsluba göre üretmekte ısrar ediyoruz. Bu konuda yalnız olduğumuzu da düşünmüyorum, Asya ve Afrika üretimi bile aynı yaklaşımı izliyor.

Bugün geleneksel ve derin anlamıyla Batılı oryantalistin çağımızda artık var olmadığını, uzman unvanını aldığını bilsek de elbette şimdiki uzmanlar 16’ıncı yüzyıldan 19’uncu yüzyıla kadar yaşayan oryantalistler seviyesinde ve statüsünde değiller. O dönemlerde oryantalistler Doğu hakkında bilgili ve uzmanlardı, yani Doğu dillerinin çoğuna hakimdiler ve bu dillerde yazabiliyorlardı. Ondan fazla Doğu dilini bilmenin yanı sıra, dinler hakkında derin bilgi sahibi olmayan, toplumların geleneklerini, kültürel ve bilimsel tarihlerini derinlemesine araştırmayan bir oryantalist yoktu. Bunun sonucunda hâkim bir Oryantalizm ortaya çıktı. Bu hakimiyetten yola çıkarak oryantalistlerin Doğu ufkunu keşfedebilmeleri, tüm dünyanın bugüne kadar benimsediği bir yazı yöntemini son derece güvenle geliştirmeleri kolay oldu.

Bu çağda artık geleneksel ve derin anlamıyla Batılı oryantalist kalmadı, bugün uzman unvanını aldılar

Yazılarının, raporlarının ve hatta oryantalist seyahat literatürünün büyük çoğunluğu yumuşak kontrole dayanmaktaydı ve bunlar Batı için fetihlere benzer hale gelmişti. Avrupa üniversiteleri oryantalizm ile ilgili uzmanlıklar oluşturmaya ve bilinçli bir şekilde kendilerini dayatmaya başladılar. Yani Avrupa, özellikle Arap diline, diğer doğu dillerine ve bu dillerde yazılan metinlere hâkim olduktan sonra sistematik olarak üstün hale geldi. Napolyon'un parlak bir bilim ekibinin de dahil olduğu Mısır seferinde bu, basit bir örnek olarak açıkça görülüyordu.

Peki, araştırma alanında kalıbımızı, ilk yüzyıllardaki yazılarımız gibi, sahip olduğumuz ve bizi inandırdıkları gibi Yunan kökenli olmayıp, özgün olan mirasımızdan yola çıkarak nasıl yeniden oluşturabiliriz? Zira mirasımızın Yunan kökenli olduğu aslı astarı olmayan bir fikirdir. Dahası Batılı kaynakların çoğu, içerdikleri birçok hata nedeniyle soru işaretleriyle çevrili hale gelmişlerdir ve bunlar hegemonya kurma amaçlı kasıtlı hatalardır.

Bugün medeniyetlerle çatışma halinde değil diyalog halinde, ayrıca Batı ve onun kültürel ürünleriyle etkileşim ve tartışma içinde olduğumuz için çok sayıda araştırmacının yer aldığı, tarihi yeniden yazacağımız bir proje üzerinde çalışan, büyük bir araştırma merkezi kurarak kendimizi daha iyi veya kendimizi aşağı veya üstün olduğumuzu hissetmeyecek şekilde tanıtabileceğimize inanıyorum. Şarku’l Avsat’ın Majalla'dan aktardığı analize göre böylece Batı'nın kendisini dünyanın efendisi olarak gördüğü yüzyılların ardından yazılanları düzeltebiliriz. Zira Batı'nın söylemleri ve silahları bugün hâlâ bize egemen ve bizi saklanmaya ve gizlenmeye itmek istiyor.

Bugün çok sayıda araştırmacının yer aldığı, tarihi yeniden yazacağımız bir proje üzerinde çalışan, büyük bir araştırma merkezi kurarak kendimizi daha iyi veya bize aşağı veya üstün olduğumuzu hissettirmeyecek şekilde tanıtabiliriz.

Hiç şüphe yok ki, artık oryantalistler yok ve 20’inci yüzyılın başlarından itibaren artık oryantalist değil, toplumsal meselelerimizde uzmanlaşmış uzmanlar haline geldiler. Bunlar da ya sosyolog ya siyaset bilimci ya da başka alanların uzmanları olup, fasih Arapça ile lehçelere, yani halkın diline hakimler. Adalet, iyilik ve kadınla ilgili küçük çalışmaları var ve Doğu araştırmalarında uzmanlaşmış, çeşitli çevrelerde kültürel olarak Arap ve İslam medeniyetini okuyan, tarih, felsefe ve antropoloji alanlarında uzmanlaşan eski oryantalistler gibi değiller.

 Avrupalı ​​ve Amerikan Batı'ya karşı önyargılı değilim ama Batı bugün bile Hıristiyan ve Yahudi mirasını tanıyor. Dahası bölgemizdeki yakıcı savaşın gölgesinde artık laiklik kelimesinin izine bile rastlamıyorum. Batılılar kendi kültürümüzden hareketle onlara hitap etmemizi reddediyorlar. Onlara göre bizim onlarla ayrı fikirde olmaya hakkımız yok. Ayrıca eski Arap düşüncesinin en belirgin tezahürlerini ve genel olarak Doğu'nun kültürel mirasını, bazı şeylerin Yunan kökenini hatırlatarak manipüle ediyorlar.

Bu nedenle, Oryantalist düşünceye yönelik eleştirel bir projeye girişmemiz gerekiyor, zira çağdaş ve özellikle pek çok ismin yaşadığı 20’inci yüzyıldaki Arap düşünürler, Batı'da yetişmiş, Batı dillerinde yazan düşünürler. Bu ise Arapları yetersiz bir durumda bırakıyor ve bu nedenle yeniden başlamamız gerekiyor.

* Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



İran UAEK'ya nükleer tesislerine yönelik tehdidi kınama çağrısında bulundu

Grossi 14 Kasım'da Tahran'da Arakçi ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)
Grossi 14 Kasım'da Tahran'da Arakçi ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

İran UAEK'ya nükleer tesislerine yönelik tehdidi kınama çağrısında bulundu

Grossi 14 Kasım'da Tahran'da Arakçi ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)
Grossi 14 Kasım'da Tahran'da Arakçi ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nı (UAEA) nükleer tesislerine yönelik saldırı tehditleri konusunda net bir tutum almaya çağırdı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi ile yaptığı telefon görüşmesinde Tahran'ın nükleer programını korumak için gerekli tüm önlemleri almaktan çekinmeyeceğini söyledi.

Fars haber ajansının bildirdiğine göre Arakçi, Grossi'nin iki taraf arasında çözüm bekleyen konuları görüşmek üzere İran'ı ziyaret etme talebini kabul etti.

Grossi ve Arakçi, düzenlemeleri tamamlamadan önce ziyaretin ayrıntılarını görüşmek üzere anlaştı.

Grossi yaklaşık iki hafta önce İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Gharibabadi ile beyan edilmemiş sahalardaki uranyum izlerine ilişkin açık soruşturma hakkında görüşmelerde bulundu.

xcdvfgthy
Grossi, 17 Mart'ta Viyana'da gerçekleştirdikleri görüşmeler sırasında Kazım Garibabadi'yi dinliyor ( UAEK)

Grossi daha sonra Bloomberg'e yaptığı açıklamada Garibabadi ile görüşmelerinde ilerleme kaydedemediğini, İranlı yetkililerle görüşmelere devam etmek üzere yakında Tahran'a dönmeyi planladığını söyledi.

Grossi “Kritik bir kavşak noktasındayız.Henüz olmak istediğimiz yerde değiliz.

Birbiriyle bağlantılı iki sorunla karşı karşıyayız: Bir yanda geçmişle ilgili çözülmemiş sorular, diğer yanda ise gelecek için sürdürülebilir bir anlaşmaya varma olasılığı" şeklinde konuştu.

ABD Başkanı Donald Trump, nükleer programı konusunda Washington ile bir anlaşmaya varmaması halinde İran'ı bombalamakla tehdit etti.

Rusya, İran'ın nükleer altyapısına yönelik saldırıların “feci” sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu.

İran liderinin danışmanlarından Ali Laricani, ülkesinin nükleer silah sahibi olmak istemediğini, ancak saldırıya uğraması halinde bunu yapmaktan başka çaresi kalmayacağını söyledi.

Laricani devlet televizyonuna verdiği mülakatta Amerikalılara hitaben “Bir noktada, eğer kendiniz ya da İsrail aracılığıyla bombalamayı seçerseniz, İran'ı nükleer dosyasıyla ilgili farklı bir karar vermeye zorlayacaksınız” dedi.

Grossi Şubat ayında yaptığı açıklamada Tahran'ın uranyum zenginleştirmeyi silah düzeyine yaklaştıracak şekilde hızlandırmaya devam etmesi nedeniyle İran'ın nükleer programını engelleyecek bir anlaşma için zamanın daraldığını söyledi.

Grossi'nin ekibi İran'ın hızlandırılmış nükleer programını ortaya koyan kapsamlı bir rapor üzerinde çalışıyor. Avrupalı güçler Snapback mekanizmasına başvurma tehdidinde bulundu. İlgili bir bağlamda, UAEA müfettişleri İran'ın son yıllardaki ihlallerini izleyen kapsamlı bir rapor üzerinde çalışıyor.

Tahran henüz beyan edilmemiş sahalarda keşfedilen uranyum parçacıkları için ikna edici teknik açıklamalar sunmadı. Kapsamlı raporun en geç Mayıs ayı sonunda açıklanması bekleniyor.