17 gün boyunca ABD üssünü taciz eden drone'ların gizemi sürüyor: "Pentagon afalladı"

Amerikalı yetkililer faili aylardır belirleyemezken benzer olaylar hâlâ görülüyor

Ülkenin en gelişmiş savaş jetleri, tehlike altında (ABD Hava Kuvvetleri)
Ülkenin en gelişmiş savaş jetleri, tehlike altında (ABD Hava Kuvvetleri)
TT

17 gün boyunca ABD üssünü taciz eden drone'ların gizemi sürüyor: "Pentagon afalladı"

Ülkenin en gelişmiş savaş jetleri, tehlike altında (ABD Hava Kuvvetleri)
Ülkenin en gelişmiş savaş jetleri, tehlike altında (ABD Hava Kuvvetleri)

Virginia'daki Langley Hava Üssü civarında 17 gün boyunca dolaşan gizemli drone'ların esrarı çözülemezken ABD Hava Kuvvetleri, bu insansız hava araçlarına karşı koruma amacıyla bölgeye file yerleştireceğini açıkladı.

ABD topraklarını korumak için kilit önemde görülen ve F-22'lere ev sahipliği yapan Langley-Eustis Ortak Üssü'ne bağlı Langley'ye gerilecek ağların hızlıca indirilebilir olmasına dikkat edileceği ve bu sayede uçakların rahatça inip kalkabileceği de bildirildi. 

Bu adımın aralık ayında bölgede görülen drone'ların sahibinin ve nereden geldiğinin hâlâ belirlenemediği bir ortamda atılması dikkat çekti.

ABD merkezli savunma haberleri sitesi The War Zone, bunun Amerikan ordusunun insansız hava sistemlerinin ortaya koyduğu tehditlere çözüm bulma konusundaki yavaşlığını afişe ettiğini bildirdi. 

ABD'nin önde gelen ekonomi gazetesi Wall Street Journal (WSJ) da "Pentagon afalladı" diyerek geçen seneki olayın detaylarını yazdı. Haberde onlarca kişiden alınan bilgiler ve resmi belgelerden faydalanıldı.

"Amerikalı yetkililer, ulusal güvenlik açısından hassas bölgelerin üzerinde engellenmeden uçan drone'ların arkasında kimin olduğunu ya da onları nasıl durduracağını bilmiyor" ifadesinin kullanıldığı haberde, 17 gün boyunca gün batımından yaklaşık bir saat sonra drone'ların görüldüğü belirtildi.

ABD'nin gösterdiği tüm çabalara rağmen, yasal engeller yüzünden ve etrafa zarar verme korkusuyla bunları yakalayamadığının altı çizildi. 

WSJ, bu filonun hobi amacıyla ya da Rusya ve Çin gibi ülkeler tarafından istihbarat toplama niyetiyle kullanılıyor olabileceğini vurguladı.

Federal yasalara göre drone'ların acil tehdit teşkil etmedikçe vurulmasının yasak olduğu hatırlatıldı. 

ABD Başkanı Joe Biden'a bu olayın aktarıldığı ve Savunma Bakanlığı'yla birlikte FBI ve Pentagon'un UFO biriminin de harekete geçtiği bildirildi. 

Amerikalı yetkililerin bu operasyonun hobi amacıyla yapılamayacağını düşündüğü belirtildi. 

Görsel kaldırıldı.Görgü tanıkları da drone sürüsünün fotoğraflarını çekti (WSJ)


Amerikan gazetesi, drone'ların 23 Aralık'ta son ziyaretini yapmasının ardından ocak ayında yetkililerin olaya dair bir ipucu bulduğunu belirtti.

Minnesota Üniversitesi'ndeki Fengyun Shi adlı bir öğrencinin drone'unun ağaca takılması üzerine FBI yetkililerinin onun peşine düştüğü ancak Shi'nin Çin yönetimiyle herhangi bir bağlantısının tespit edilemediği bildirildi. 

Deniz üssünün fotoğraflarını çekmekle suçlanan 26 yaşındaki Çin yurttaşı, suçunu kabul etti ve 2 Ekim'de 6 ay hapis cezası aldı. Avukatı Shaoming Cheng, "Eğer bir ajan olsaydı gelmiş geçmiş en kötüsü olurdu" dedi. 

Diğer yandan ABD'li yetkililer, son aylarda Edwards Hava Üssü'nde de drone filosu görüldüğünü WSJ'ye bu ay doğruladı. 

2023 başlarında Çin'in casus balonu olduğundan şüphelenilen bir aracın gündeme geldiği, Pekin'in "meteorolojik faaliyetler için kullanılan bir sivil hava aracı" diye tanımlamasına rağmen balonun ABD'nin F-22 Raptor savaş uçağı tarafından vurularak düşürüldüğü anımsatıldı. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, The War Zone



Suriye'nin kuzeyinde ya çözüm ya da savaş bekleniyor

Suriyeli muhalif grupların askeri tatbikatları ülkenin kuzeyinde yakında bir çatışmanın patlak verebileceğinin sinyallerini veriyor (Sosyal medya siteleri)
Suriyeli muhalif grupların askeri tatbikatları ülkenin kuzeyinde yakında bir çatışmanın patlak verebileceğinin sinyallerini veriyor (Sosyal medya siteleri)
TT

Suriye'nin kuzeyinde ya çözüm ya da savaş bekleniyor

Suriyeli muhalif grupların askeri tatbikatları ülkenin kuzeyinde yakında bir çatışmanın patlak verebileceğinin sinyallerini veriyor (Sosyal medya siteleri)
Suriyeli muhalif grupların askeri tatbikatları ülkenin kuzeyinde yakında bir çatışmanın patlak verebileceğinin sinyallerini veriyor (Sosyal medya siteleri)

Abdulhalim Süleyman

Suriye sahası son zamanlarda İsrail'in Gazze’de ve Lübnan'da yürüttüğü savaşın ve hızlanan bölgesel gelişmelerin bir yan etkisi olarak Suriye'nin kuzeyinde askerî harekât olasılığından bahsedilmesine tanık oluyor. “Halep Savaşı” başlığı altında yapılan bu konuşmalarda, stratejik öneme sahip olan Halep’in ve Suriye'nin kuzeyindeki diğer bölgelerin Türkiye destekli Suriyeli muhalif gruplar tarafından geri alınabileceğine işaret ediliyor. Öte yandan Suriye hükümet çevreleri de İdlib şehrini kontrol eden muhaliflerin bulunduğu cephelere askeri takviyelerde bulunulmasını teşvik ediyor.

Kesintisiz çatışmalar

Başta İdlib ve Hama kırsalları olmak üzere Suriye'nin kuzeyinin büyük bölümündeki temas hatları, bir süredir taraflar arasında topçular, füzeler ve insansız hava araçları (İHA) ile düzenlenen saldırıların eşlik ettiği çatışmalara sahne oluyor. Bu durum İran, Rusya ve Türkiye'nin Suriye rejim güçleri ve Suriyeli muhalif gruplara dayatılmasında başlıca rol oynayan Soçi’de imzalanan anlaşmalar ve mutabakatlar ile Astana Süreci’nin uygulanmasına yönelik talepler çerçevesinde temas hatlarını olası bir savaşın kızışacağı sahalar haline getiriyor.

Suriyeli muhalif gruplar tarafında, Türkiye söz konusu grupların askeri hareketliliğinin yönlendirilmesinde rol oynarken, Suriye hükümetinin kontrolündeki bölgelere yönelik herhangi bir saldırı olasılığı için en önemli sinyal Ankara'nın onayı olmaya devam ediyor. Ancak bu onay, Türkiye'nin Rusya ve İran'ın yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri'yle yaptığı hesaplamalara bağlıdır, çünkü tüm bu taraflar şu ana kadar Suriye'deki kontrol haritalarını değiştirmek için pozisyonlarını ya da anlayışlarını değiştirmemiştir. Lübnan'daki yangının şiddetlenmesine ve İran'ın bölgedeki etkisi nedeniyle yayılma ve genişleme olasılığına, İsrail'in bu etkiyi sona erdirme ya da en azından azaltma arzusuna rağmen, Suriye rejim bölgelerindeki noktalara ve merkezlere yönelik İsrail hava saldırılarına zaman zaman tanık olan kuzey Suriye de buna dahildir.

Suriyeli askeri analist Tuğgeneral Ahmed Rahal, Suriye'nin kuzeyinde askerî harekâtın başlayacağına ilişkin herhangi bir belirtinin bulunmadığını ve 2020 yılının mart ayından bu yana Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanan nüfuz alanları haritasının değişmediğini vurguladı. Rahal, Suriye'deki duruma ilişkin Türkiye-ABD-Rusya mutabakatında herhangi bir değişiklik olmadığını da belirtti.

Türkiye'nin sahadan verdiği mesaj

Ancak geçtiğimiz hafta Türk Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu'nun Afrin’deki bir askeri üsse yaptığı inceleme ziyareti sırasında Türkiye'nin Suriye topraklarında kontrol ettiği bölgelerden yakında çekilmek gibi bir planı olmadığı ve bölgede meydana gelebilecek olası askeri gelişmelere hazır olduğu yönünde sahadan dikkat çekici bir mesaj verildi. Bu mesaj, özellikle Suriyeli muhalif grupların kontrol ettikleri bölgelere bitişik alanlarda İran ve Hizbullah'ın nüfuzunun azalması olasılığıyla birlikte, koşulların herhangi bir yönde değişmesi halinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sahada hazır olduğunun işareti olarak görülebilir. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre ziyaret için Kürt bölgesi Kefer Cenne'deki askeri üssün seçilmesi, Türkiye'nin Suriye ile uluslararası sınırlar içindeki askeri operasyonlarına her zaman ulusal güvenliğini gerekçe göstermesi nedeniyle, Zeytin Dalı Harekâtı olarak bilinen askeri operasyonu sonucunda kontrolü altına aldığı bölgeden bir başka mesaj daha veriyor.

Türkiye'nin bu adımı, Suriye rejiminin Devlet Başkanı Beşşar Esed, daha sonra siyasi ve medya danışmanı Buseyna Şaban ve son olarak da Suriye'nin Moskova Büyükelçisi Beşşar el-Caferi tarafından iki ülke arasında zirve düzeyinde yapılacak herhangi bir toplantının ön şartı olarak Türkiye'nin Suriye topraklarından çekilmesi yönünde defalarca yapılan çağrılara doğrudan bir yanıt niteliği de taşıyor.

Orgeneral Bayraktaroğlu'nun ziyareti aynı zamanda Suriyeli muhalif grupların, özellikle Heyetu Tahriru’ş-Şam'ın (HTŞ) da aralarında bulunduğu bazı muhalif grupların yer aldığı Fetih’ul-Mubin Operasyon Odası’nın gözetiminde askeri tatbikatlar düzenlediği bir dönemde gerçekleşti. Öte yandan Suriye ordusu, muhalif grupların kontrolü altındaki bölgelerle temas hatlarının bulunduğu Hama, İdlib ve Halep kırsalına takviye birlikler gönderdi. Yerel gözlemcilere göre Suriye ordusu bu adımı, Hizbullah savaşçılarının bazı noktalardan çekilmesiyle oluşan boşluğu doldurmak için attı.

Beklenen çatışma

İdlib’den siyasi analist Abdulkerim el-Ömer, Suriye'deki askeri hareketliliğin tüm bölgedeki gerilimin bir parçası olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla Ömer’e göre özellikle İran destekli milislerin, Hizbullah üyelerinin ve Suriye ordusu güçlerinin aralıksız bombardımanlara tuttuğu muhalif grupların ise gelecekte ortaya çıkabilecek her türlü hesap için hazırlık yaptığı Suriye'nin kuzeybatısında askeri bir çatışmanın patlak vermesi ihtimali çok yüksek.

Silahlı muhalif grupların, Rusya'nın kendi tarafındaki herhangi bir askeri eyleme vereceği tepkiyi ve grupların ne ölçüde hazırlıklı olduğunu göz önünde bulundurduklarını düşünen Ömer, el-Meyadin'de Suriye rejiminin kontrolündeki bölgeler ve İran destekli milisler tarafından muhalif grupların kontrolündeki bölgelere yönelik devam eden bombardımanlara rağmen şimdiye kadar sakin bir atmosferin hâkim olmaya devam ettiğini belirtti.

Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından bölgede sükûnet ve ateşkes için yapılan çağrılara rağmen, İran'ın bölgedeki varlığının sona erdirilmesine yönelik ‘yukarılardan’ bir karar olduğunu söyleyen Ömer, bunun gerçekleşebileceğini ve mevcut siyasi gerçeklik ve sahadaki durum çerçevesinde Suriye rejimi ve muhalefeti arasında bir çatışmanın patlak verebileceğini düşünüyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.