Amerikan ordusunun Çin hamlesi ortaya çıktı

"Şartlar eşitlenecek"

Amerikan ordusunun Filipinler'e Typhoon bataryalarını yerleştirmesi Çin'den tepki toplamıştı (ABD Ordusu Pasifik Komutanlığı)
Amerikan ordusunun Filipinler'e Typhoon bataryalarını yerleştirmesi Çin'den tepki toplamıştı (ABD Ordusu Pasifik Komutanlığı)
TT

Amerikan ordusunun Çin hamlesi ortaya çıktı

Amerikan ordusunun Filipinler'e Typhoon bataryalarını yerleştirmesi Çin'den tepki toplamıştı (ABD Ordusu Pasifik Komutanlığı)
Amerikan ordusunun Filipinler'e Typhoon bataryalarını yerleştirmesi Çin'den tepki toplamıştı (ABD Ordusu Pasifik Komutanlığı)

ABD, Çin'in Hint-Pasifik'teki nüfuzunu artırma girişimlerine karşı gemisavar cephaneliği oluşturmaya başladı.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, ABD'nin Hint-Pasifik'teki kuvvetlerini güçlendirme çabalarının bir parçası olarak kolay üretilebilen gemisavarlardan oluşan büyük bir cephanelik hazırladığını yazıyor.

Haberde, ABD ordusunun modifiye edilmiş GBU-31/B bombalarından oluşan Quicksink gemisavar silahının testlerini hızlandırdığına dikkat çekiliyor. 

Quicksink, düşük maliyetli bir GPS yönlendirme kiti ve hareketli nesneleri takip edebilen bir tarayıcıyla donatılmış ucuz bir bomba. ABD Hava Kuvvetleri, Meksika Körfezi'nde geçen ay düzenlediği tatbikatta bunları B-2 bombardıman uçaklarına yerleştirerek gemi saldırısı için test etmişti.

Hedef tarama sistemi Birleşik Krallık merkezli BAE Systems tarafından geliştirilen Boeing yapımı bu bombalar, Müşterek Doğrudan Saldırı Mühimmatı'yla (JDAM) birlikte de kullanılabiliyor. Bu kit, 900 kiloluk büyük bombaları bile güdümlü silah haline getirebiliyor. 

Amerikan silah endüstrisinden kimliğinin paylaşılmasını istemeyen bir yetkili, ABD Hint-Pasifik Komutanlığı'nın yıllardır Quicksink silahlarının artırılmasını talep ettiğini belirtiyor. Yetkili, bu silahların yoğun bir saldırıyla Çin gemilerinin savunma sistemlerini devre dışı bırakabileceğini öne sürüyor.

Böyle bir senaryoda ABD ordusunun, Çin savaş gemilerine ve bunların radarlarına zarar vermek için Uzun Menzilli Gemisavar Füzeleri (LRASM) veya SM-6 füzeleri kullanması, ardından da Quicksink gibi daha düşük maliyetli silahlarla gemileri bombardımana tutması öngörülüyor. Washington'ın elinde bu silahlardan kaç tane bulunduğuna dair bilgi paylaşılmıyor.

Reuters'ın incelediği resmi belgelere göre ABD ordusunun elinde halihazırda Tomahawk füzeleriyle kullanılabilecek binlerce JDAM kiti var. Ayrıca 5 yıl içinde 800 adet SM-6 füzesi satın alınması da planlanıyor.

ABD ve Filipinler'in nisanda düzenlediği ortak tatbikatta Amerikan ordusu, yeni ürettiği Typhoon bataryalarını ülkeye yerleştirmişti. Bunlar, gemileri hedef alarak SM-6 ve Tomahawk ateşleyebiliyor. Amerikan basınında bu hamleyle Washington'ın Çin'e "mesaj gönderdiği" değerlendirmesi yapılmıştı.

Analizde, gemisavarların Filipinler gibi ülkelere yerleştirilmesiyle Güney Çin Denizi'nin büyük bir kısmının silahların menziline girdiğine dikkat çekiliyor. Pekin, bu bölgenin neredeyse yüzde 90'ı üzerinde hak iddia ederken Tayvan ve Güneydoğu Asya'daki 5 ülke buna karşı çıkıyor.

Kanberra merkezli düşünce kuruluşu Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü'nden Euan Graham, Pekin'in Hint-Pasifik'te ABD ordusunun manevra kabiliyetini sınırlandırmayı hedeflediğini savunarak, Washington'ın planının buna karşı bir caydırma stratejisi olduğu yorumunu yapıyor.

Singapur'daki S. Rajaratnam Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü'nden Collin Koh da "Bu bir bakıma şartları eşitlemek gibi" diyor.

Reuters, Pentagon ve Çin Savunma Bakanlığı'nın yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.

Independent Türkçe, Reuters, CNN



Suriye'nin kuzeyinde ya çözüm ya da savaş bekleniyor

Suriyeli muhalif grupların askeri tatbikatları ülkenin kuzeyinde yakında bir çatışmanın patlak verebileceğinin sinyallerini veriyor (Sosyal medya siteleri)
Suriyeli muhalif grupların askeri tatbikatları ülkenin kuzeyinde yakında bir çatışmanın patlak verebileceğinin sinyallerini veriyor (Sosyal medya siteleri)
TT

Suriye'nin kuzeyinde ya çözüm ya da savaş bekleniyor

Suriyeli muhalif grupların askeri tatbikatları ülkenin kuzeyinde yakında bir çatışmanın patlak verebileceğinin sinyallerini veriyor (Sosyal medya siteleri)
Suriyeli muhalif grupların askeri tatbikatları ülkenin kuzeyinde yakında bir çatışmanın patlak verebileceğinin sinyallerini veriyor (Sosyal medya siteleri)

Abdulhalim Süleyman

Suriye sahası son zamanlarda İsrail'in Gazze’de ve Lübnan'da yürüttüğü savaşın ve hızlanan bölgesel gelişmelerin bir yan etkisi olarak Suriye'nin kuzeyinde askerî harekât olasılığından bahsedilmesine tanık oluyor. “Halep Savaşı” başlığı altında yapılan bu konuşmalarda, stratejik öneme sahip olan Halep’in ve Suriye'nin kuzeyindeki diğer bölgelerin Türkiye destekli Suriyeli muhalif gruplar tarafından geri alınabileceğine işaret ediliyor. Öte yandan Suriye hükümet çevreleri de İdlib şehrini kontrol eden muhaliflerin bulunduğu cephelere askeri takviyelerde bulunulmasını teşvik ediyor.

Kesintisiz çatışmalar

Başta İdlib ve Hama kırsalları olmak üzere Suriye'nin kuzeyinin büyük bölümündeki temas hatları, bir süredir taraflar arasında topçular, füzeler ve insansız hava araçları (İHA) ile düzenlenen saldırıların eşlik ettiği çatışmalara sahne oluyor. Bu durum İran, Rusya ve Türkiye'nin Suriye rejim güçleri ve Suriyeli muhalif gruplara dayatılmasında başlıca rol oynayan Soçi’de imzalanan anlaşmalar ve mutabakatlar ile Astana Süreci’nin uygulanmasına yönelik talepler çerçevesinde temas hatlarını olası bir savaşın kızışacağı sahalar haline getiriyor.

Suriyeli muhalif gruplar tarafında, Türkiye söz konusu grupların askeri hareketliliğinin yönlendirilmesinde rol oynarken, Suriye hükümetinin kontrolündeki bölgelere yönelik herhangi bir saldırı olasılığı için en önemli sinyal Ankara'nın onayı olmaya devam ediyor. Ancak bu onay, Türkiye'nin Rusya ve İran'ın yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri'yle yaptığı hesaplamalara bağlıdır, çünkü tüm bu taraflar şu ana kadar Suriye'deki kontrol haritalarını değiştirmek için pozisyonlarını ya da anlayışlarını değiştirmemiştir. Lübnan'daki yangının şiddetlenmesine ve İran'ın bölgedeki etkisi nedeniyle yayılma ve genişleme olasılığına, İsrail'in bu etkiyi sona erdirme ya da en azından azaltma arzusuna rağmen, Suriye rejim bölgelerindeki noktalara ve merkezlere yönelik İsrail hava saldırılarına zaman zaman tanık olan kuzey Suriye de buna dahildir.

Suriyeli askeri analist Tuğgeneral Ahmed Rahal, Suriye'nin kuzeyinde askerî harekâtın başlayacağına ilişkin herhangi bir belirtinin bulunmadığını ve 2020 yılının mart ayından bu yana Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanan nüfuz alanları haritasının değişmediğini vurguladı. Rahal, Suriye'deki duruma ilişkin Türkiye-ABD-Rusya mutabakatında herhangi bir değişiklik olmadığını da belirtti.

Türkiye'nin sahadan verdiği mesaj

Ancak geçtiğimiz hafta Türk Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu'nun Afrin’deki bir askeri üsse yaptığı inceleme ziyareti sırasında Türkiye'nin Suriye topraklarında kontrol ettiği bölgelerden yakında çekilmek gibi bir planı olmadığı ve bölgede meydana gelebilecek olası askeri gelişmelere hazır olduğu yönünde sahadan dikkat çekici bir mesaj verildi. Bu mesaj, özellikle Suriyeli muhalif grupların kontrol ettikleri bölgelere bitişik alanlarda İran ve Hizbullah'ın nüfuzunun azalması olasılığıyla birlikte, koşulların herhangi bir yönde değişmesi halinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sahada hazır olduğunun işareti olarak görülebilir. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre ziyaret için Kürt bölgesi Kefer Cenne'deki askeri üssün seçilmesi, Türkiye'nin Suriye ile uluslararası sınırlar içindeki askeri operasyonlarına her zaman ulusal güvenliğini gerekçe göstermesi nedeniyle, Zeytin Dalı Harekâtı olarak bilinen askeri operasyonu sonucunda kontrolü altına aldığı bölgeden bir başka mesaj daha veriyor.

Türkiye'nin bu adımı, Suriye rejiminin Devlet Başkanı Beşşar Esed, daha sonra siyasi ve medya danışmanı Buseyna Şaban ve son olarak da Suriye'nin Moskova Büyükelçisi Beşşar el-Caferi tarafından iki ülke arasında zirve düzeyinde yapılacak herhangi bir toplantının ön şartı olarak Türkiye'nin Suriye topraklarından çekilmesi yönünde defalarca yapılan çağrılara doğrudan bir yanıt niteliği de taşıyor.

Orgeneral Bayraktaroğlu'nun ziyareti aynı zamanda Suriyeli muhalif grupların, özellikle Heyetu Tahriru’ş-Şam'ın (HTŞ) da aralarında bulunduğu bazı muhalif grupların yer aldığı Fetih’ul-Mubin Operasyon Odası’nın gözetiminde askeri tatbikatlar düzenlediği bir dönemde gerçekleşti. Öte yandan Suriye ordusu, muhalif grupların kontrolü altındaki bölgelerle temas hatlarının bulunduğu Hama, İdlib ve Halep kırsalına takviye birlikler gönderdi. Yerel gözlemcilere göre Suriye ordusu bu adımı, Hizbullah savaşçılarının bazı noktalardan çekilmesiyle oluşan boşluğu doldurmak için attı.

Beklenen çatışma

İdlib’den siyasi analist Abdulkerim el-Ömer, Suriye'deki askeri hareketliliğin tüm bölgedeki gerilimin bir parçası olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla Ömer’e göre özellikle İran destekli milislerin, Hizbullah üyelerinin ve Suriye ordusu güçlerinin aralıksız bombardımanlara tuttuğu muhalif grupların ise gelecekte ortaya çıkabilecek her türlü hesap için hazırlık yaptığı Suriye'nin kuzeybatısında askeri bir çatışmanın patlak vermesi ihtimali çok yüksek.

Silahlı muhalif grupların, Rusya'nın kendi tarafındaki herhangi bir askeri eyleme vereceği tepkiyi ve grupların ne ölçüde hazırlıklı olduğunu göz önünde bulundurduklarını düşünen Ömer, el-Meyadin'de Suriye rejiminin kontrolündeki bölgeler ve İran destekli milisler tarafından muhalif grupların kontrolündeki bölgelere yönelik devam eden bombardımanlara rağmen şimdiye kadar sakin bir atmosferin hâkim olmaya devam ettiğini belirtti.

Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından bölgede sükûnet ve ateşkes için yapılan çağrılara rağmen, İran'ın bölgedeki varlığının sona erdirilmesine yönelik ‘yukarılardan’ bir karar olduğunu söyleyen Ömer, bunun gerçekleşebileceğini ve mevcut siyasi gerçeklik ve sahadaki durum çerçevesinde Suriye rejimi ve muhalefeti arasında bir çatışmanın patlak verebileceğini düşünüyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.