Netanyahu: Hizbullah üslerinde Rus yapımı “modern” silahlar bulundu

İsrail ordusu Lübnan'ın güneyine düzenlediği saldırılar sırasında anti-tank silahları bulduğunu iddia etti (Reuters)
İsrail ordusu Lübnan'ın güneyine düzenlediği saldırılar sırasında anti-tank silahları bulduğunu iddia etti (Reuters)
TT

Netanyahu: Hizbullah üslerinde Rus yapımı “modern” silahlar bulundu

İsrail ordusu Lübnan'ın güneyine düzenlediği saldırılar sırasında anti-tank silahları bulduğunu iddia etti (Reuters)
İsrail ordusu Lübnan'ın güneyine düzenlediği saldırılar sırasında anti-tank silahları bulduğunu iddia etti (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün Fransız Le Figaro gazetesinde yayınlanan röportajında, İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah üslerini ararken Rus yapımı ‘modern’ silahlar bulduğunu söyledi. Netanyahu, ülkesinin Lübnan'da ‘yeni bir iç savaş’ istemediğini de vurguladı.

Netanyahu, röportajda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2006 yılında aldığı 1701 sayılı kararın Lübnan ordusuna sadece Litani Nehri'nin güneyindeki bölgelerde silah taşıma izni verdiğini hatırlatarak “Ancak bu bölgede Hizbullah, yüzlerce tünel ve sığınak kazmış durumda. Biz de burada bir miktar Rus yapımı modern silahlar bulduk” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Amerikan Washington Post gazetesinin İsrailli yetkililere dayandırdığı haberine göre İran destekli Hizbullah ile çatışmaların tırmandığı geçtiğimiz aydan bu yana İsrail'in Lübnan'a düzenlediği saldırılarda Rus ve Çin yapımı anti-tank silahları bulundu.

Bu arada İsrail ordusu, Fransız Haber Ajansı AFP’nin Netanyahu’nun sözleriyle ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.

İsrail, Hizbullah'a karşı yürüttüğü askeri harekâtın amacının kuzey bölgelerini güvenli hale getirerek bölgeden kaçmak zorunda kalan yaklaşık 60 bin İsraillinin evlerine dönmesini sağlamak olduğunu açıkladı. Kuzeyde yaşayanlar, geçtiğimiz yıl 7 Ekim'de Gazze savaşının başlamasının ardından İsrail ve Hizbullah arasındaki karşılıklı bombardımanlar nedeniyle evlerini terk etmişti.

Netanyahu, Le Figaro'ya verdiği röportajda şunları söyledi:

“Lübnan'da yeni bir iç savaş trajedi olur. Kesinlikle böyle bir savaşı kışkırtmayı amaçlamıyoruz. İsrail, Lübnan'ın iç işlerine karışmak niyetinde değil. Sadece Lübnan sınırında yaşayan vatandaşlarımızın evlerine dönebilmelerini ve kendilerini güvende hissedebilmelerini sağlamayı amaçlıyoruz.”

Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırılarının Gazze’deki savaşın fitilini ateşlemesinin ardından Hizbullah ve İsrail sınır bölgesinde karşılıklı saldırılar gerçekleştirdi ve bu saldırıların dozu kademeli olarak arttı. AFP'nin Lübnan Sağlık Bakanlığı’nın verilerinde dayandırdığı haberine göre İsrail'in Hizbullah'a saldırmaya başlamasından bu yana Lübnan'da en az bin 373 kişi öldürüldü. Ancak gerçek rakamın daha yüksek olabileceği düşünülüyor.



Rapor: ABD ‘İsrail'e yardımı asla kesmeyeceğini’ söyledi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Joe Biden (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Joe Biden (DPA)
TT

Rapor: ABD ‘İsrail'e yardımı asla kesmeyeceğini’ söyledi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Joe Biden (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Joe Biden (DPA)

Yeni bir rapor, ABD'nin Ortadoğu'daki İnsani Konulardan Sorumlu Özel Temsilcisi Lise Grande'nin daha önce Washington'un ‘iki ülke çok yakın müttefik olduğu için İsrail'den silah çekmeyi asla düşünmeyeceğini’ söylediğini ortaya çıkardı. Bu, ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetiminden birinin nadiren yaptığı bir itiraf.

Şarku’l Avsat’ın Politico'dan aktardığına göre Grande bu sözleri, 29 Ağustos'ta Washington'da ondan fazla insani yardım kuruluşunun temsilcileriyle yapılan bir toplantı sırasında sarfetti. Temsilciler, Grande'ye İsrail'in Gazze Şeridi'ne yardımın ulaşmasını nasıl engellediğini detaylı bir şekilde anlattılar ve ABD'nin silah sevkiyatını kısıtlamayı reddetmesiyle ilgili endişelerini dile getirdiler.

Ayrıca Grande'ye İsrail'in, ülkelerin çatışma bölgelerinde insani yardımları ya da insani yardım çalışanlarının hareketlerini kısıtlamasını ya da engellemesini genel olarak yasaklayan uluslararası insani hukuku ihlal ettiğini vurguladılar.

Grande, ABD'nin İsrail'i, yardımların Gazze Şeridi'ne girmesine izin vermeye ikna etmek için Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla lobi yapmak gibi taktikleri değerlendirebileceğini söyledi, ancak yönetimin İsrail'i desteklemeye devam edeceğini ve silah sevkiyatını geciktirmeyeceğini ya da durdurmayacağını vurguladı.

Bu bilgiler Politico'ya, toplantıya katılan üç kişi ve toplantı hakkında bilgilendirilen iki kişi tarafından verildi.

Grande'nin sözlerini ‘rahatsız edici derecede açık sözlü’ olarak nitelendiren yetkililer, Grande'nin odadaki pek çok kişiyi şaşırttığını ve ‘kendi görüşlerini ifade etmekten ziyade ABD'nin İsrail'e yönelik politikasını açıkladığını’ vurguladılar.

Toplantıya katılan bir insani yardım yetkilisi, Grande'nin, İsrail'in ‘ABD'nin karşı çıkmayacağı ve istediği hiçbir şeyi inkâr etmeyeceği çok az sayıda müttefikten oluşan dar bir çevre’ arasında yer aldığını kaydettiğini söyledi.

Yetkili, “Bazı müttefiklerle ABD'nin kötü polisi oynayamayacağını söylemeye çalışıyordu” ifadesini kullandı.

Toplantıya katılan bir başka yetkili ise şunu söyledi: “Bize kuralların İsrail için geçerli olmadığını söylüyordu.”

Grande'nin açıklamaları bir buçuk ay önce yapılmış olsa da, şimdi Biden yönetiminin İsrail'in ABD askeri yardımında potansiyel kısıtlamalarla karşılaşabileceği yönündeki son tehditlerinin ciddiyeti hakkında soru işaretleri yaratıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin Pazar günü İsrail'e bir mektup göndererek, Gazze Şeridi'ndeki insani durumu büyük ölçüde iyileştirmemesi halinde silah yardımını kesmekle tehdit etti. Yönetim İsrail'e rotasını düzeltmesi için 30 gün süre verdi.

İsrailli bir yetkili, ülkesinin mektubu ciddiye aldığını ve ‘bu mektupta dile getirilen endişeleri ABD’li muhataplarla ele alma’ niyetinde olduğunu ifade etti.