Rapor: ABD ‘İsrail'e yardımı asla kesmeyeceğini’ söyledi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Joe Biden (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Joe Biden (DPA)
TT

Rapor: ABD ‘İsrail'e yardımı asla kesmeyeceğini’ söyledi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Joe Biden (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Joe Biden (DPA)

Yeni bir rapor, ABD'nin Ortadoğu'daki İnsani Konulardan Sorumlu Özel Temsilcisi Lise Grande'nin daha önce Washington'un ‘iki ülke çok yakın müttefik olduğu için İsrail'den silah çekmeyi asla düşünmeyeceğini’ söylediğini ortaya çıkardı. Bu, ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetiminden birinin nadiren yaptığı bir itiraf.

Şarku’l Avsat’ın Politico'dan aktardığına göre Grande bu sözleri, 29 Ağustos'ta Washington'da ondan fazla insani yardım kuruluşunun temsilcileriyle yapılan bir toplantı sırasında sarfetti. Temsilciler, Grande'ye İsrail'in Gazze Şeridi'ne yardımın ulaşmasını nasıl engellediğini detaylı bir şekilde anlattılar ve ABD'nin silah sevkiyatını kısıtlamayı reddetmesiyle ilgili endişelerini dile getirdiler.

Ayrıca Grande'ye İsrail'in, ülkelerin çatışma bölgelerinde insani yardımları ya da insani yardım çalışanlarının hareketlerini kısıtlamasını ya da engellemesini genel olarak yasaklayan uluslararası insani hukuku ihlal ettiğini vurguladılar.

Grande, ABD'nin İsrail'i, yardımların Gazze Şeridi'ne girmesine izin vermeye ikna etmek için Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla lobi yapmak gibi taktikleri değerlendirebileceğini söyledi, ancak yönetimin İsrail'i desteklemeye devam edeceğini ve silah sevkiyatını geciktirmeyeceğini ya da durdurmayacağını vurguladı.

Bu bilgiler Politico'ya, toplantıya katılan üç kişi ve toplantı hakkında bilgilendirilen iki kişi tarafından verildi.

Grande'nin sözlerini ‘rahatsız edici derecede açık sözlü’ olarak nitelendiren yetkililer, Grande'nin odadaki pek çok kişiyi şaşırttığını ve ‘kendi görüşlerini ifade etmekten ziyade ABD'nin İsrail'e yönelik politikasını açıkladığını’ vurguladılar.

Toplantıya katılan bir insani yardım yetkilisi, Grande'nin, İsrail'in ‘ABD'nin karşı çıkmayacağı ve istediği hiçbir şeyi inkâr etmeyeceği çok az sayıda müttefikten oluşan dar bir çevre’ arasında yer aldığını kaydettiğini söyledi.

Yetkili, “Bazı müttefiklerle ABD'nin kötü polisi oynayamayacağını söylemeye çalışıyordu” ifadesini kullandı.

Toplantıya katılan bir başka yetkili ise şunu söyledi: “Bize kuralların İsrail için geçerli olmadığını söylüyordu.”

Grande'nin açıklamaları bir buçuk ay önce yapılmış olsa da, şimdi Biden yönetiminin İsrail'in ABD askeri yardımında potansiyel kısıtlamalarla karşılaşabileceği yönündeki son tehditlerinin ciddiyeti hakkında soru işaretleri yaratıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin Pazar günü İsrail'e bir mektup göndererek, Gazze Şeridi'ndeki insani durumu büyük ölçüde iyileştirmemesi halinde silah yardımını kesmekle tehdit etti. Yönetim İsrail'e rotasını düzeltmesi için 30 gün süre verdi.

İsrailli bir yetkili, ülkesinin mektubu ciddiye aldığını ve ‘bu mektupta dile getirilen endişeleri ABD’li muhataplarla ele alma’ niyetinde olduğunu ifade etti.



Çin'de çip alarmı: ABD istihbaratı gizli yazılım kurdu

Amerikan işlemci devi Intel, en az 40 yıldır Çin'de faaliyet gösteriyor (Reuters)
Amerikan işlemci devi Intel, en az 40 yıldır Çin'de faaliyet gösteriyor (Reuters)
TT

Çin'de çip alarmı: ABD istihbaratı gizli yazılım kurdu

Amerikan işlemci devi Intel, en az 40 yıldır Çin'de faaliyet gösteriyor (Reuters)
Amerikan işlemci devi Intel, en az 40 yıldır Çin'de faaliyet gösteriyor (Reuters)

Siber teknoloji sektörünün önde gelen gruplarından Çin Siber Derneği (CSAC), ülkede satılan Intel ürünlerinin "güvenlik tehdidi" oluşturduğunu savunarak bunların özel denetime tabi tutulmasını istiyor.

CSAC'nin, Çin'de WhatsApp'ın muadili olarak kullanılan WeChat platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, Amerikan firmasının çiplerinin, ülkenin güvenliğini ve çıkarlarını olumsuz etkileyebileceği savunuluyor. 

Pekin yönetimine yakın CSAC, ABD'nin istihbarat teşkilatı Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) Intel çiplere erişim için "arka kapı" (backdoor) yerleştirdiğini öne sürüyor. 

Arka kapı, bilgisayar sistemlerinin normal güvenliğini etkisiz kılarak cihazları yetkisiz erişime ve siber saldırılara açık hale getiriyor. 

CSAC, bu "arka kapı" sistemlerinin, Çin'deki yapay zeka araştırmalarında kullanılan Intel Xenon çiplerde de olduğunu iddia ediyor. Grubun açıklamasında şu ifadelere yer veriliyor: 

Bu durum, Çin de dahil dünyadaki birçok ülkenin kritik bilgi altyapısı için büyük bir güvenlik tehdidi oluşturmaktadır. Intel ürünlerinin kullanımı ulusal güvenlik için ciddi bir risk teşkil etmektedir.

Diğer yandan Intel, Çin Komünist Partisi'ne ait Global Times'a gönderdiği açıklamada iddiaları redderek, ürünlerinin yasa ve düzenlemelere uygun olduğunu savundu. Intel'in açıklamasında, "Endişeleri gidermek ve ürün güvenliği ve kalitesine bağlılığımızı bir kez daha teyit etmek üzere ilgili makamlarla temas halinde olacağız" dendi.

Teknoloji sektörüyle ilgili analizler yapan Liu Dingding, Pekin yönetiminin Intel çiplerini denetleme seçeneğini değerlendirmesi gerektiğini belirterek, "Siber güvenlik ulusal güvenliğin çok önemli bir parçasıdır" ifadelerini kullandı. 

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, CSAC'nin çağrısıyla Çin Siber Uzay İdaresi'nin (CAC) Intel ürünleriyle ilgili güvenlik incelemesi başlatabileceğine dikkat çekiyor. Haberde, Intel'in geçen yılki gelirinin en az dörtte birinin Çin'den geldiğine işaret edilerek, böyle bir incelemenin firmanın kazancını olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.  

CAC, ABD'li mikroçip üreticisi Micron'la ilgili geçen yıl güvenlik incelemesi başlatmıştı. Bunun ardından Pekin, testleri geçemediği gerekçesiyle firmanın çip ve entegre devre ürünlerinin, kritik altyapı projelerini yürüten Çinli şirketlerde kullanılmasını yasaklamıştı. Dünyanın önde gelen hafıza çipi üreticileri arasında yer alan şirket, gelirlerinin yüzde 10'undan fazlasını Çin pazarından elde ediyordu.

Independent Türkçe, Global Times, Reuters