Beyt Lahia'da katliam, Şin Bet Başkanı “takas anlaşmasını” görüşmek üzere Mısır'a gitti

İsrail, Gazze'de bir tugay komutanının öldürüldüğünü kabul etti

 İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahia'ya düzenlediği saldırıda yaralanan Filistinliler hastanede tedavi altına alındı ​​(AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahia'ya düzenlediği saldırıda yaralanan Filistinliler hastanede tedavi altına alındı ​​(AFP)
TT

Beyt Lahia'da katliam, Şin Bet Başkanı “takas anlaşmasını” görüşmek üzere Mısır'a gitti

 İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahia'ya düzenlediği saldırıda yaralanan Filistinliler hastanede tedavi altına alındı ​​(AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahia'ya düzenlediği saldırıda yaralanan Filistinliler hastanede tedavi altına alındı ​​(AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahia'ya düzenlediği saldırılarda onlarca kişi öldü çok sayıda kişi de kayıp.  İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bir albayın öldüğünü kabul etti.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Cibaliye'deki birliklerinin patlayıcı bir cihazla vurulduğunu, 401. Tugay Komutanı Albay Ahsan Daksa'nın öldüğünü ve biri ağır olmak üzere üç askerin çeşitli derecelerde yaralandığını duyurdu. İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant öldürülen subayın yasını tuttu ve İsrail'in “cesur bir subayını kaybettiğini” söyledi.

Bu arada Gazze'deki sağlık yetkilileri dün akşam itibariyle Beyt Lahia katliamında 87 kişinin öldüğünü ve kayıpların olduğunu bildirirken, BM Ortadoğu Özel Koordinatörü Tor Wennesland, sivillere yönelik devam eden saldırıları kınadı ve “sahneler korkunç” dedi.

Şarkul Avsat’ın İbrani medyasından aktardığına göre Şin Bet şefi Ronen Bar'ın Kahire'yi ziyaret ettiğini ve rehine takası konusunda yeni bir anlaşmaya varılmasını görüşmek üzere Mısır Genel İstihbaratının yeni başkanı Hassan Reşad ile dün bir araya geldiğini duyurdu

Bu arada Hamas'ın elindeki İsrailli rehinelerin ailelerinden oluşan bir forum, hükümeti “müzakerelerde oyun oynamayı bırakmaya” ve bir takas anlaşması yapmak için ciddi bir şekilde çalışmaya çağırdı.



Hochstein Beyrut'ta konuştu: 1701 sayılı BM kararı yeterli değil ve çatışmayı kesin olarak sona erdirecek bir formül üzerinde çalışıyoruz

ABD Özel Temsilcisi Amos Hochstein, Beyrut'ta Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile yaptığı görüşmede (AP)
ABD Özel Temsilcisi Amos Hochstein, Beyrut'ta Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile yaptığı görüşmede (AP)
TT

Hochstein Beyrut'ta konuştu: 1701 sayılı BM kararı yeterli değil ve çatışmayı kesin olarak sona erdirecek bir formül üzerinde çalışıyoruz

ABD Özel Temsilcisi Amos Hochstein, Beyrut'ta Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile yaptığı görüşmede (AP)
ABD Özel Temsilcisi Amos Hochstein, Beyrut'ta Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile yaptığı görüşmede (AP)

ABD'nin Lübnan Özel Temsilcisi Amos Hochstein bugün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Lübnan'ın kaderini başka çatışmalara bağlamanın Lübnan halkının çıkarına olmadığını vurguladı. Beyrut ziyareti sırasında konuşan Hochstein, “Bir çözüme ulaşılabilirdi, ancak bu reddedildi. Sonra da işler kontrolden çıktı, korktuğumuz da buydu” dedi.

Hochstein, Biden yönetiminin ‘bunun gelecek nesiller için Lübnan'daki son çatışma olmasını sağlamaya çalıştığını’ ve mevcut gerilimi ‘mümkün olan en kısa sürede’ sona erdirmek istediğini belirtti. Hochstein, 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının ‘bu çatışmayı sona erdirmenin temeli olduğunu’ vurguladı.

ABD Özel Temsilcisi, Lübnan ve İsrail'in 1701 sayılı BM kararına bağlılığından söz etmenin yeterli olmadığını ve ABD'nin çatışmayı kesin olarak sona erdirecek bir formül üzerinde çalıştığını söyledi.

İsrail ile Hizbullah arasındaki son çatışmayı 2006 yılında sona erdiren 1701 sayılı BM kararı, Güney Lübnan'ın Lübnan devletine ait güçler dışında her türlü kuvvet ya da silahtan arındırılmasını öngörüyor.

Hochstein, Lübnan başkentindeki temaslarına Meclis Başkanı Nebih Berri'yi ziyaret ederek başladı.

ABD'li arabulucu, 1701 sayılı kararı değiştirerek Lübnan hükümetine şartlarını dikte edebileceğine inandığı için güneyi yakıp yıkmaya devam eden İsrail ile Hizbullah arasındaki savaşın şiddetlenmesi ışığında Güney Lübnan'da sükûneti yeniden tesis etmek için harekete geçti.

ABD'li arabulucunun Beyrut'ta yetkililerle yaptığı görüşmelerin gündeminde Lübnan ve İsrail arasında ateşkes sağlanması yer alsa da Batılı diplomatlar bir anlaşmaya varılması olasılığını sorguluyor. Beyrut'taki Batılı bir diplomat ziyaret öncesinde Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şunları söyledi: “Lübnan ile İsrail arasındaki sınırların belirlenmesini ve bazı noktaların boşaltılmasını içermediği sürece ateşkese varmak için koşullar olgunlaşmış değil. Bu noktalar Lübnan'ın egemenliğine tabi. Litani Nehri'nin güneyinin Hizbullah'a ait yasadışı silahlardan arındırılması ve Hizbullah'ın 1701 sayılı BM kararını uygulayarak Litani'nin kuzeyine çekilmesi gerekiyor.”

“Uluslararası toplum 1701 sayılı BM kararının uygulanması için garanti sağlamakta ısrar ediyor... Bu, Lübnan hava sahasını ısrarla ihlal eden İsrail'e yüklenen sorumluluğa paralel olarak, güneydeki tek karar mercii olarak Hizbullah adına Lübnan hükümetinin sorumluluğudur” dedi.

Diplomat, Başbakan Necib Mikati, Meclis Başkanı Nebih Berri ve İlerici Sosyalist Parti eski başkanı Velid Canbolat arasında Güney Lübnan ve Gazze Şeridi cephelerini ayırma konusunda varılan mutabakatın ‘memnuniyet verici olduğunu ve bunun fırsat doğduğunda güneyde sükûneti yeniden tesis etme çabalarını yoğunlaştırmak için temel oluşturacağını’ söyledi.

Pozisyonlarının ‘1701 sayılı BM kararının uygulanmasının bir koşulu olarak ordunun konuşlandırılmasına hazırlık amacıyla ateşkese varmak için bir yol haritası’ teşkil ettiğini ifade eden diplomat, bunun kimseye meydan okumayan uzlaşmacı bir cumhurbaşkanı çağrısıyla bağlantılı olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanlığı seçim dosyası

Şarku’l Avsat'a konuşan Beyrut'taki bir başka Batılı diplomat ise ‘koşulların ateşkes için uygun olmadığını, bu nedenle cumhurbaşkanı seçiminin Washington tarafından desteklenen ateşkesin önüne geçebileceğini’ ifade etti.

Hochstein'ın Mikati, Berri ve Genelkurmay Başkanı Joseph Avn ile yapacağı görüşmelerde bu dosyanın ön planda olacağını da göz ardı etmeyen diplomat, ‘anayasal kurumların düzene girmesinin bir koşulu olarak cumhurbaşkanlığı boşluğunun sona erdirilmesi önceliğinin göz önüne alındığını’ ifade etti. Böylece seçilmiş cumhurbaşkanı, 1701 sayılı BM kararını uygulamak üzere ateşi kesmek ve orduyu konuşlandırmak için geçici hükümetle birlikte müzakerelere başlayabilir.

Diplomata göre bu durum, kararın tüm hükümleriyle uygulanmasından ve düzgün bir şekilde uygulanmasını engelleyen yorumlara tabi tutulmamasından kaynaklanıyor. Diplomat, “Söz konusu kararın yanlış uygulanması sınırın her iki tarafında da ihlallerin yasallaşmasına yol açtı” dedi.