Arakçi'nin bölgedeki ziyaret turu Gazze'yi mi, Lübnan'ı mı yoksa İran'ı mı kurtarmak için?

Bölgenin büyük jeopolitik değişimlerle karşı karşıya olduğu bir dönemde Arakçi'nin bölgedeki ziyaret turunun amacı ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'yi Kahire'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul etti, 17 Ekim 2024 (Mısır Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesi)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'yi Kahire'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul etti, 17 Ekim 2024 (Mısır Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesi)
TT

Arakçi'nin bölgedeki ziyaret turu Gazze'yi mi, Lübnan'ı mı yoksa İran'ı mı kurtarmak için?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'yi Kahire'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul etti, 17 Ekim 2024 (Mısır Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesi)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'yi Kahire'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul etti, 17 Ekim 2024 (Mısır Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesi)

Amr Imam

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin Ortadoğu’daki sekiz ülkeyi kapsayan bölgesel turu resmi olarak Gazze Şeridi ve Lübnan'daki gerilimi azaltmayı ve çatışmalara çözüm aramayı amaçlasa da seçtiği ülkeler, özellikle yeni bir bölgesel düzenin ortaya çıkmasına yönelik İran'ın hırsları ve korkuları hakkında çok şey ortaya koyuyor. Bu ülkeler; etki alanları, potansiyel destekçiler ve potansiyel arabulucular olmak üzere üç farklı kategoriye ayrılıyor.

İranlı Bakan’ın bölgesel turu, İran'ın nüfuzu altındaki Arap başkentlerinde, Tahran'ın Batı ile çatışmasında ulusal çıkarlarına ulaşmak amacıyla kontrolünü genişletmek ve gücünü yansıtmak için milislerini ve devlet dışı aktörleri kullandığı nüfuz bölgelerinde destek ve dayanışma mesajı vermek ve hatta bu başkentlerin ‘koruyucusu’ olarak hareket etmeyi amaçlıyor. Arakçi, Beyrut, Şam ve Bağdat'ta hükümet yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde, ülkesinin Lübnan ve Gazze Şeridi’ndeki çatışmaları sona erdirmek için aktif çaba sarf ettiğini göstermeye çalıştı.

zxscdfv
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)

Arakçi’nin söz konusu ülkelerin başkentlerine yaptığı ziyaretin asıl amacı müttefik güçlere, milislere ve devlet dışı aktörlere İran'ın var olduğu ve onları güçlü bir şekilde desteklemeye devam edeceği, onları terk etmeyeceği ve savaşlarında yalnız bırakmayacağı konusunda güvence vermekti.

Arakçi, İran'ın Yemen'de desteklediği Husi milislerinin liderleriyle İran'ın bir diğer nüfuz alanı olan Yemen'i ziyaret edemediği için Umman'ın başkenti Muskat'a yaptığı ziyaret sırasında bir araya geldi.

İranlı Bakan, Tahran'a yakın gruplara, bölgenin bu grupların sonunu getirebilecek büyük jeopolitik değişimlerle karşı karşıya olduğu bir dönemde güvence verdi. Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniyye'nin 31 Temmuz'da Tahran’ın merkezinde suikasta uğraması bu güçlerin çöküşünün başladığının açık bir göstergesiydi. Ancak asıl büyük gösterge, İran destekli Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın Beyrut'ta öldürülmesi ve ardından İsrail'in 17 Ekim'de Hamas'ın yeni Siyasi Büro Başkanı ve aynı zamanda Hamas’ın Gazze'deki en üst düzey saha komutanı olan Yahya es-Sinvar'ın tesadüfen öldüğünü açıklamasıydı.

İran'ın hidra-kafalı canavarlarından birini vuran ya da yok eden her saldırı ile İran giderek zayıflıyor ve bölgedeki gücünün ve etkisinin bir kısmını kaybediyor.

Husi milisleri, 17 Ekim'de ABD Hava Kuvvetleri tarafından B-2 Spirit hayalet bombardıman uçakları kullanılarak gerçekleştirilen yoğun hava saldırılarına maruz kaldı. Saldırılarda Yemen'in çeşitli bölgelerinde bulunan beş silah deposu hedef alındı.

İran'ın hidra-kafalı canavarlarından birini vuran ya da yok eden her saldırı ile İran giderek zayıflıyor ve bölgedeki gücünün ve etkisinin bir kısmını kaybediyor. Belki de İran'ın mollaları (din adamları) yakında sahada yalnız olduklarını anlarlar ya da yaşanan bu hızlı gelişmeler onları şimdiden buna zorluyordur. Kahire'den bir analistin de belirttiği gibi İran, Direniş Ekseni'nin, daha doğrusu bölgedeki kendisine yakın gruplardan ördüğü ağın çökmesinin ya da zayıflamasının etkisini azaltacağını ve bölgede şekillenmekte olan çatışma karşısında kendisini yalnız bırakacağını biliyor. İsrail'in İran’ı vurmaya ve ABD'yi Ortadoğu'daki askeri çatışmalara sürüklemeye kararlı olduğu bir ortamda İran bu savaşta tek başına mücadele etmek zorunda kalacak.

Düşmanımın düşmanı

Arakçi'yi potansiyel olarak destekleyici başka bazı ülkelere ziyarette bulunmaya iten de aynı farkındalık gibi görünüyor. Bunlar, çözülmemiş anlaşmazlıklar ya da İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki ve Lübnan'daki acımasız saldırılarının bir sonucu olarak İsrail ile ilişkileri şu anda gergin olan ülkeler.

Tel Aviv, İran'ın ekim ayı başlarında İsrail’in çeşitli bölgelerini hedef alan füze saldırılarına misillemede bulunmaya hazırlanırken Arakçi, aralarında Mısır ve Türkiye'nin de bulunduğu bu ülkelerde İran'ın tutumuna ya da atacağı adımlara destek arayarak bu gerilimlerden faydalanmaya çalışmış olabilir.

“Kahire ve Tel Aviv arasındaki mevcut gerginlikler, aralarındaki barış anlaşmasını zedeleyecek boyutta olmadığı gibi, yakın çevrelerinde ya da genel olarak bölgede aralarındaki yakın güvenlik koordinasyonunu da etkilemiyor.

Arakçi’nin Türkiye ziyaretinin nedenlerinden biri de İstanbul'da düzenlenen 3+3 Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu toplantısına katılmaktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın başlamasını takip eden haftalarda ve aylarda İsrail'in Lübnan ve Gazze'deki saldırılarını sürekli olarak eleştirmiş ve saldırıların durdurulması için güç kullanılması çağrısında bulunmuştu.

xscdvf
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İstanbul'da düzenlenen ortak basın toplantısı sırasında İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi ile tokalaşırken, 19 Ekim 2024 (Reuters)

Aynı zamanda Mısır ve İsrail arasındaki ilişkiler, İsrail'in Gazze Şeridi-Sina Yarımadası sınırında bulunan ve ülkenin kuzeydoğusundaki Mısır topraklarını ve Gazze ile Sina arasındaki Refah sınır kapısının Filistin tarafını da içine alan bir toprak şeridi olan Philadelphia (Salahaddin) Koridoru'nu işgal etmesi nedeniyle gergin. Mısır ayrıca Gazze Şeridi'ndeki toplu yıkım, kitlesel açlık ve İsrail'in Gazze'ye yönelik devam eden saldırılarının, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin geçtiğimiz yıl çeşitli vesilelerle vurguladığı gibi, Kahire'nin ‘kırmızı çizgisi’ olarak nitelediği Filistin kıyı bölgelerindeki nüfusu Sina Yarımadası’na itmesinden çekiniyor.

Ancak Kahire ve Tel Aviv arasındaki mevcut gerginlikler iki başkent arasındaki mevcut barışa zarar vermediği gibi, yakın çevrelerinde ya da genel olarak bölgede aralarındaki yakın güvenlik koordinasyonunu da etkilemiyor. Mısır, ABD ve Katar'la iş birliği yaparak Hamas Hareketi ve İsrail arasında ateşkes ve esir takası anlaşması yapılması için çabalıyor. Bu çabalar önümüzdeki dönemde, özellikle de Yahya es-Sinvar'ın ölümünden sonra daha da ivme kazanabilir.

İran Dışişleri Bakanı Arakçi’nin uçağı 16 Ekim akşamı Kahire Uluslararası Havaalanı’na indiğinde Mısırlı mevkidaşı Bedir Abdulati tarafından karşılanmadı. Abdulati, ertesi gün İranlı Bakan’a ciddi bir mesaj ileterek bölgenin ‘feci bir çatışmaya’ sürüklenmesini önlemek için acilen harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Arakçi, Suudi Arabistan, Umman, Ürdün ve Katar'a yaptığı ziyaretler sırasında, İran’ın çıkarlarına yönelik bir saldırı yapılması durumunda bu ülkelerin hava sahalarının İsrail tarafından kullanılmayacağından emin olmaya çalıştı.

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, İran'ın en üst düzey diplomatına geniş çaplı bir bölgesel savaşın patlak vermesinin tüm bölge ülkeleri ve halkları için ciddi yansımaları olacağını söyledi. Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati, Sisi’nin bu açıklamasından bir gün önce yaptığı açıklamada Lübnan'daki krizi sona erdirmenin bir yolunun da Lübnan ordusunun birliklerini Lübnan'ın güneyinde konuşlandırması olduğunu söyledi.

Abdulati elbette İran'ın Hizbullah'a verdiği desteğin ve Lübnan'ın yanı sıra diğer bölge ülkelerinin iç işlerine müdahalesinin, Lübnan ordusunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1701 sayılı kararı uyarınca Lübnan'ın güney kesiminde kontrolü sağlamasını imkânsız hale getirdiğinin farkındaydı.

Arakçi’nin Kahire'de soğuk karşılanmasında Gazze Şeridi’nde ve Lübnan'da devam eden savaşın Mısır'a getirdiği ağır yükün yanı sıra özellikle Husilerin Kızıldeniz'in güney girişinde ve Babu’l-Mendeb Boğazı'nda ticari gemilere saldırarak nakliye hatlarını Süveyş Kanalı'ndan uzaklaştırması etkili oldu. Mısır için önemli bir döviz kaynağı olan Süveyş Kanalı’nın şimdiye kadar aylık gelirlerinde yüzde 60 oranında bir düşüş yaşandı ve bu durum Mısır'ın ekonomik sıkıntılarını daha da arttırdı.

Hayatta kalma mücadelesi

İran'ın göstermek istedikleri ile gizlemeye çalıştıkları arasındaki büyük fark, dışişleri bakanının sekiz ülkeyi kapsayan turu sırasında yaptığı bazı açıklamalarda açıkça görülüyordu. Arakçi, 13 Ekim'de Bağdat'ta ziyareti sırasında yaptığı bir açıklamada, ülkesinin bir savaş haline tamamen hazır olduğunu belirtmiş, ancak daha sonra İran'ın savaş istemediğini, aksine barış istediğini vurgulamıştı. Ancak İranlı Bakan, ülkesinin savaşa hazır olduğunu öylesine söylememişti. Zira İran, köşeye sıkıştırılırsa hayatta kalmak için dişiyle tırnağıyla savaşacak, ısıracak ve tırmalayacaktır.

xascsdv
Bahreyn Kralı Hamad bin İsa el-Halife, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'yi başkent Manama'da kabul etti, 21 Ekim 2024 (Reuters)

Arakçi’nin potansiyel arabulucular kategorisindeki bölge ülkelerine yaptığı ziyaret, İran'ın göstermek istedikleri ile saklamaya çalıştıkları arasındaki büyük uçurumu gözler önüne serdi. Arakçi, Suudi Arabistan, Umman, Ürdün ve Katar'a yaptığı ziyaretler sırasında, İran’ın çıkarlarına yönelik bir saldırı yapılması durumunda bu ülkelerin hava sahalarının İsrail tarafından kullanılmayacağından emin olmaya çalıştı.

Ancak Arakçi’nin bu ülkelerde daha önemli bir misyonu vardı. O da en iyi ihtimalle İsrail'in beklenen saldırılarını önlemek ya da en kötü ihtimalle İran'ın bu saldırılardan yara almadan çıkmasını sağlamak için potansiyel arabulucular aramaktı.

İranlı Bakan, bu misyona başlarken bu ülkelerin ağırlığının ve ABD de dâhil olmak üzere bazı bölgesel ve uluslararası aktörlerle yakın ilişkilerinin farkındaydı. Ancak bu misyon, İran'ın Arakçi'nin bölgesel turuna dahil olan ülkelere bunun karşılığında ne sunabileceği konusunda soru işaretlerinin ortaya çıkmasına neden oldu.

Potansiyel arabulucu kategorisindeki ülkelerin sükunetin sağlanmasında ve bölgenin tam ölçekli bir savaşa sürüklenmesinin önlenmesinde çıkarları olduğuna şüphe yok. Ancak asıl soru şu: İran’ı özellikle de bölgesel siyasetteki sicili göz önüne alındığında dipsiz bir uçuruma düşmekten kim kurtarmak isteyecek ve bu çabalar nereye uzanacak?

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı kaynak: Gazze’de ateşkes anlaşmasının ilk aşaması cuma gününden önce sonuçlandırılabilir

TT

Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı kaynak: Gazze’de ateşkes anlaşmasının ilk aşaması cuma gününden önce sonuçlandırılabilir

Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı kaynak: Gazze’de ateşkes anlaşmasının ilk aşaması cuma gününden önce sonuçlandırılabilir

Mısırlı bir kaynak, Mısır’ın tatil beldesi Şarm eş-Şeyh’te yapılan müzakerelerde şu an hakim olan olumlu atmosferin devam etmesi halinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planının ilk aşamasının önümüzdeki cuma gününden önce tamamlanabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, şunları söyledi:

“Durum, Şarm eş-Şeyh’teki müzakerelerin ilerleyişine bağlı. Şu an mevcut olan olumlu atmosferi bozacak engeller ortaya çıkarsa bu müzakereler birkaç gün sürebilir. Ancak, esir takası konusunda gündemde bir anlaşmaya varıldığı ve Gazze şehri, Han Yunus ve Deyr el-Belah'tan çekilme haritalarının gözden geçirilmesi konusunda bir anlaşmaya varılmak üzere olduğu ve bunun diğer bölgelere de genişletilme olasılığının bulunduğu söylenebilir.”

Hamas'ın, Abdullah el-Bergusi, Mervan el-Bergusi ve Hasan Selame gibi önde gelen liderlerin ve üst düzey isimlerin serbest bırakılmasını sağlayarak iç kazanımlar elde etmek için esir takası meselesinde baskı uyguladığını belirten kaynak, Trump'ın müzakereler ve sonuçları hakkında devam eden brifinglerde tekrarlanacak ve görülecek olan baskısının devam etmesi nedeniyle, bu iki konuya herhangi bir yanıt olup olmayacağını söylemek için henüz çok erken olduğunu belirtti.

İlk anlaşmanın perşembe ya da cuma günü sağlanacağını ve Trump tarafından açıklanacağını düşünen Mısırlı kaynağa göre herhangi bir engel çıkması durumunda, karar en geç pazar gününe kadar ertelenebilir.

Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anda başlıca engelin askeri operasyonun devam etmesi olduğunu, Hamas'ın gerekli lojistiği tartıştığını ve rehineleri teslim etmesini sağlayacak zaman ve takvimi ister engellerin kaldırılması, geri çekilme ve ateşkes yoluyla, ister diğer gruplardan esirler elde ederek olsun, ısrarla talep ediyor.”

İlk aşamanın hiçbir durumda bir haftayı geçmeyecek bir anlaşma ile ilerleyeceğini ve cuma günü veya öncesinde bir açıklama yapılabileceğini öngören kaynağa göre Hamas’ın silahları gibi daha karmaşık konuları ele alan sonraki aşamalarda, anlaşma veya uzlaşma sağlanması için ABD'nin çabalarını ve baskısını artıracağı muhtemel görünüyor.

frgty6
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Cibaliye Mülteci Kampı’nın batısındaki altı katlı bir binaya düzenlediği hava saldırısından kaçan Filistinli bir kadın ve çocukları (AFP)

Öte yandan Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari dün Doha'da düzenlediği basın toplantısında, Şarm eş-Şeyh’te ‘dört saat süren ayrıntılı görüşmeler’ yapıldığını ve sonuçlarının ‘önümüzdeki günlerde’ ortaya çıkmasını beklediklerini söyledi.

Ensari, basın toplantısında şöyle konuştu:

“Şarm eş-Şeyh'te, ilk aşamanın ötesine geçen bir anlaşmaya varmak için yoğun bir şekilde çalışan bir Katar heyeti bulunuyor. İsrail'in saldırılarını yeniden başlatmak için fırsat olarak kullanabileceği engeller içermeyen pratik bir plana varmayı amaçlıyoruz.”

Mısır'da yayın yapan 'Kahire el-İhbariyye' televizyon kanalı, dünkü haberinde, Hamas ve İsrail arasındaki dolaylı müzakerelerin Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde ikinci gününe devam ettiğini bildirdi. Kanal, pazartesi günü başlayan istişarelerde şimdiye kadar olumlu bir atmosferin hakim olduğunu aktardı.

Toplantılar, üç ana sütundan oluşan Trump planının ilk aşamasını uygulamak için mekanizmalar ve ayrıntılar belirlemeyi amaçlıyor. Bunlardan birincisi, Filistinli tutukluların serbest bırakılması karşılığında İsrailli rehinelerin serbest bırakılması için gerekli mekanizmaların belirlenmesi. Ardından, ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesi için gerekli düzenlemelerin tartışılması. Daha sonra, Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkının acılarına son vermek için yeterli insani yardımın akışının sağlanması.

Trump’ın Ortadoğu’da barış planının uygulanmasına ilişkin dolaylı istişareler pazartesi günü Mısır'da başladı. İsrail ve Hamas heyetlerinin katıldığı istişarelerde, esir takası, ateşkes ve Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırılmasına ilişkin düzenlemeler görüşüldü.

Trump, 29 Eylül'de Gazze'de tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması, ateşkes ve Hamas'ın silahsızlandırılması dahil olmak üzere 20 maddelik bir barış planı duyurmuştu.


Şam ile SDG arasında acil ateşkes anlaşması

İç güvenlik güçleri, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerinden sakinlerin Halep'in komşu mahallelerine tahliyesini sağladı (SANA)
İç güvenlik güçleri, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerinden sakinlerin Halep'in komşu mahallelerine tahliyesini sağladı (SANA)
TT

Şam ile SDG arasında acil ateşkes anlaşması

İç güvenlik güçleri, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerinden sakinlerin Halep'in komşu mahallelerine tahliyesini sağladı (SANA)
İç güvenlik güçleri, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerinden sakinlerin Halep'in komşu mahallelerine tahliyesini sağladı (SANA)

Dün Şam'da, Suriye ordusu ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusundaki tüm bölgelerde ve askeri konuşlanma noktalarında kapsamlı ve acil bir ateşkes üzerinde anlaşmaya vardıkları açıklandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye Arap Haber Ajansı SANA’dan aktardığı habere göre Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhef Ebu Kasra’nın başkent Şam'da SDG lideri Mazlum Abdi ile görüştüğünü ve Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusundaki tüm bölgelerde ve askeri konuşlanma noktalarında kapsamlı bir ateşkes üzerinde anlaştıklarını, anlaşmanın derhal uygulanacağını söylediğini aktardı.

SDG kontrolündeki Halep'in Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde iki taraf arasında yaşanan şiddetli çatışmaların ardından anlaşmaya varıldı. Pazartesi gecesi ve salı sabahı yaşanan çatışmalarda Suriye hükümetine bağlı güçlerden ve sivillerden ölen ve yaralananlar oldu.

Öte yandan resmi kaynaklar, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın Şam'da, Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, Savunma Bakanı Tümgeneral Marhef Ebu Kasra ve Genel İstihbarat Başkanı Hüseyin el-Selame'nin de katılımıyla ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ve ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Amiral Brad Cooper ile bir araya geldiğini bildirdi. Kaynaklara göre toplantıda, Suriye'deki son gelişmeler, siyasi sürece destek ve güvenlik ve istikrarın teşviki ile Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini korumak için AŞm ile SDG arasında 10 Mart’ta imzalanan anlaşmanın uygulanmasına yönelik mekanizmalar ele alındı.


Almanya, 7 Ekim yıldönümünde bayrakları yarıya indirdi ve Filistin yanlısı gösteriyi yasakladı

İsrailli rehinelere atıf yapan "Onları hemen eve getirin" ifadesi, Hamas'ın İsrail'e saldırısının ikinci yıldönümünü kutlamak için Brandenburg Kapısı'nın aydınlatılması sırasında görülüyor. Fotoğraf, 7 Ekim 2025'te Almanya, Berlin'de çekildi (EPA).
İsrailli rehinelere atıf yapan "Onları hemen eve getirin" ifadesi, Hamas'ın İsrail'e saldırısının ikinci yıldönümünü kutlamak için Brandenburg Kapısı'nın aydınlatılması sırasında görülüyor. Fotoğraf, 7 Ekim 2025'te Almanya, Berlin'de çekildi (EPA).
TT

Almanya, 7 Ekim yıldönümünde bayrakları yarıya indirdi ve Filistin yanlısı gösteriyi yasakladı

İsrailli rehinelere atıf yapan "Onları hemen eve getirin" ifadesi, Hamas'ın İsrail'e saldırısının ikinci yıldönümünü kutlamak için Brandenburg Kapısı'nın aydınlatılması sırasında görülüyor. Fotoğraf, 7 Ekim 2025'te Almanya, Berlin'de çekildi (EPA).
İsrailli rehinelere atıf yapan "Onları hemen eve getirin" ifadesi, Hamas'ın İsrail'e saldırısının ikinci yıldönümünü kutlamak için Brandenburg Kapısı'nın aydınlatılması sırasında görülüyor. Fotoğraf, 7 Ekim 2025'te Almanya, Berlin'de çekildi (EPA).

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e düzenlediği saldırının ikinci yıldönümünü anmak için dün Almanya genelinde bayraklar yarıya indirildi. Yahudi düşmanlığına karşı protesto gösterileri düzenlendi ve ayrıca Yahudi vatandaşlarla diyaloglar gerçekleştirildi.

Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığına göre Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Almanya'nın doğusundaki Leipzig kentindeki bir sinagogu ziyaretinde, "Düşüncelerimiz 7 Ekim 2023 kurbanlarıyla ve hâlâ teröristlerin elinde olan rehinelerle birlikte" ifadelerini kullandı.

 7 Ekim 2025'te Berlin'deki Bebelplatz meydanında İsrailli rehineler için düzenlenen anma törenine katılanlarca çiçekler ve mumlar bırakıyor. (AFP)7 Ekim 2025'te Berlin'deki Bebelplatz meydanında İsrailli rehineler için düzenlenen anma törenine katılanlarca çiçekler ve mumlar bırakıyor. (AFP)

Hamas'ın saldırısı İsrail'de yaklaşık bin 200 kişinin ölümüne yol açarken, Gazze Şeridi'nde 250'den fazla kişi rehin tutuldu. İsrail daha sonra kıyı şeridinde büyük çaplı bir savaş başlattı ve çok sayıda kadın ve çocuk da dahil olmak üzere 67 binden fazla Filistinlinin ölümüne yol açtı. Gazze Şeridi ayrıca, İsrail'in bölgeye uyguladığı boğucu ablukanın sivil halka yiyecek, içme suyu ve ilaç erişimini engellemesinin ardından aylardır bir açlık savaşıyla boğuşuyor.

İnsanlar, 7 Ekim 2025'te İsrail'e yönelik gerçekleştirilen saldırının ikinci yıldönümünü anmak için Berlin'deki Bebelplatz Meydanı'nda İsrailli rehinelerin fotoğraflarının arkasında bir nöbet tutuyor (AFP)İnsanlar, 7 Ekim 2025'te İsrail'e yönelik gerçekleştirilen saldırının ikinci yıldönümünü anmak için Berlin'deki Bebelplatz Meydanı'nda İsrailli rehinelerin fotoğraflarının arkasında bir nöbet tutuyor (AFP)

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, bu günü Yahudi halkının tarihinde "kara bir gün" olarak nitelendirdi.

Berlin'deki Brandenburg Kapısı'nda, sabahın erken saatlerinde saldırıda hayatını kaybedenlerin isimlerinin okunması için bir tören düzenlendi. Ardından, saldırıda hayatını kaybedenlerin anısına bin 100 boş sandalye yerleştirildi ve kapıya, Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulunan "Onları hemen eve getirin" yazısı asıldı.

 Hamas'ın İsrail'e düzenlediği saldırının ikinci yıldönümü anısına Brandenburg Kapısı'nın ışıklandırılması sırasında İsrailli rehinelere atıfta bulunan “Onları hemen eve getirin” ifadesi... Fotoğraf, 7 Ekim 2025 tarihinde Almanya'nın başkenti Berlin'de çekilmiştir (EPA). Hamas'ın İsrail'e düzenlediği saldırının ikinci yıldönümü anısına Brandenburg Kapısı'nın ışıklandırılması sırasında İsrailli rehinelere atıfta bulunan “Onları hemen eve getirin” ifadesi... Fotoğraf, 7 Ekim 2025 tarihinde Almanya'nın başkenti Berlin'de çekilmiştir (EPA).

Diğer Alman şehirlerinde de benzer etkinlikler düzenlendi. Örneğin, Hamburg belediye binası önündeki meydanda Belediye Başkanı Peter Tschentscher dayanışma mesajı verdi.

Berlin polisi, yaklaşık bin 500 güvenlik görevlisiyle anma etkinliklerine eşlik etti.

Planlanan başlangıç saatinden kısa bir süre önce, Berlin polisi, gösterinin şiddet olaylarına dönüşeceğinden endişe duymasını gerekçe göstererek, Alexanderplatz'da Filistin yanlısı ve İsrail karşıtı bir gösterinin yapılmasını engelledi.

Alman çevik kuvvet polisi, 7 Ekim saldırısının ikinci yıldönümünde İsrail yanlısı göstericileri Filistin yanlısı göstericilerden ayırıyor... Fotoğraf, 7 Ekim 2025 tarihinde Almanya'nın Frankfurt kentinde çekilmiştir (Reuters).Alman çevik kuvvet polisi, 7 Ekim saldırısının ikinci yıldönümünde İsrail yanlısı göstericileri Filistin yanlısı göstericilerden ayırıyor... Fotoğraf, 7 Ekim 2025 tarihinde Almanya'nın Frankfurt kentinde çekilmiştir (Reuters).

Yasağa rağmen, akşam saatlerinde birçok gösterici olay yerinin yakınında toplandı. Polis, hoparlörlerle göstericilere dağılmaları çağrısında bulunurken çatışmalar, arbede ve tutuklamalar yaşandığını bildirdi.

Alman cumhurbaşkanı, sinagogu ziyaretinde Gazze'deki sivillerin çektiği acılar konusunda “derin endişesini” dile getirdi, ancak İsrail'in politikasına yönelik eleştirilerin saldırıları ve saldırganlıkları haklı çıkaramayacağını vurgulayarak şöyle dedi: “Yahudileri tehdit eden veya onlara saldıran herkes hepimize saldırmış olur. Bunu kabul edemeyiz.”