AB'de ırkçılık ve ayrımcılık hızla artıyor: Müslümanlar tehdit altında

Almanya'da radikal sağcı AfD'nin yükselişine karşı binlerce kişi protesto düzenlemişti (AFP)
Almanya'da radikal sağcı AfD'nin yükselişine karşı binlerce kişi protesto düzenlemişti (AFP)
TT

AB'de ırkçılık ve ayrımcılık hızla artıyor: Müslümanlar tehdit altında

Almanya'da radikal sağcı AfD'nin yükselişine karşı binlerce kişi protesto düzenlemişti (AFP)
Almanya'da radikal sağcı AfD'nin yükselişine karşı binlerce kişi protesto düzenlemişti (AFP)

Avrupa Birliği (AB) Temel Haklar Ajansı (FRA), Avrupa'daki Müslümanların "her zamankinden daha fazla ırkçılık ve ayrımcılıkla" karşı karşıya olduğunu bildiriyor. 

FRA'nın bugün yayımladığı rapora göre Müslümanlar okulda zorbalığa maruz kalıyor, iş fırsatlarına erişimde eşitsizlik yaşıyor ve ev kiralamakta ya da satın almakta önyargılarla karşılaşıyor.  

Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, İspanya ve İsveç'te yaşayan yaklaşık 9 bin 600 Müslümanın katılımıyla gerçekleştirilen ankette, AB'deki her iki Müslümandan birinin günlük yaşamında ırkçılık ve ayrımcılıkla karşılaştığı belirtiliyor. Bu oran, FRA'nın 2016'da yaptığı araştırmada yüzde 39'du. Raporda, Müslümanlara yönelik ırkçılıkta "keskin artış gözlemlendiği" vurgulanıyor. 

Viyana merkezli FRA, Müslümanlara ırkçılığın özellikle iş piyasasında belirgin hale geldiğini ve bunun "barınma, eğitim veya sağlık hizmetleri gibi hayatın diğer alanlarında da zincirleme etki yarattığını" bildiriyor. Söz konusu ülkelerden ankete katılan Müslümanların yüzde 39'u iş piyasasında ayrımcılığa uğradığını, yüzde 41'iyse gereğinden fazla nitelikli oldukları işlerde çalışmak zorunda kaldığını belirtiyor. 

Katılımcıların üçte biri, ayrımcılık nedeniyle ev satın almalarının veya kiralamalarının engellendiğini söylüyor. Yüzde 35'e denk gelen bu oran, 2016'da yüzde 22'ydi. 

Avrupa'da doğan Müslümanların yüzde 55'i son 5 yıl içinde iş ararken ırkçılığa uğradığını söylüyor. Diğer çalışan adaylarıyla aynı seviyede dil becerilerine ve benzer niteliklere sahip olmalarına rağmen eşit muamele görmediklerini belirtiyorlar. 

Başörtülü kadınlar da işgücü piyasasında daha çok ayrımcılıkla karşılaştığını ifade ediyor. Dini kıyafet giyen 16-24 yaşındaki kadınların yüzde 58'i ırkçılığa uğradığını söylüyor.

FRA, Müslümanlara yönelik ırkçılığın en çok Avusturya, Almanya ve Finlandiya'da arttığına dikkat çekiyor. 

Nazi kökenli göçmen karşıtı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), 29 Eylül'de yapılan genel seçimlerde oyların yüzde 28,8'ini alarak tarihinde ilk kez birinci olmuştu. Ancak SS Tümgenerali Anton Reinthaller tarafından 1956'da kurulan FPÖ'yle hiçbir partinin ittifak yapmak istememesi nedeniyle hükümet henüz oluşturulamadı. Rapora göre, Avusturya'da Müslümanların yüzde 71'i yakın zamanda ırkçılıkla karşılaştığını bildiriyor. 

Avusturya'nın komşusu Almanya'da da radikal sağcı Almanya için Alternatif (AfD) 1 Eylül'deki eyalet seçimlerinde ülkenin doğusundaki Thüringen ve Saksonya'da büyük yükseliş yakalamıştı. Thüringen'de oyların yaklaşık yüzde 33'ünü alarak net galibiyet elde eden göçmenlik karşıtı parti, Nazilerden bu yana ülkede eyalet seçimi kazanan ilk radikal sağcı parti olmuştu. Saksonya'da yarışı yüzde 30 oyla ikinci sırada bitirmişlerdi. FRA raporuna göre Almanya'da yaşayan Müslümanların yüzde 68'i ırkçılığa maruz kaldığını söylüyor. 

Rapor, 7 Ekim 2023'te başlayan Gazze savaşından önce hazırlandı. FRA Direktörü Sirpa Rautio, Ortadoğu'daki çatışmalarla ırkçılığın daha da arttığına dikkat çekerek şunları söylüyor: 

Avrupa'da Müslümanlara yönelik ırkçılık ve ayrımcılıkta endişe verici bir artış görüyoruz. Bu durum Ortadoğu'daki çatışmalardan besleniyor ve kıta genelinde gördüğümüz dehümanize edici Müslüman karşıtı söylemlerle daha da kötüleşiyor.

FRA Sözcüsü Nicole Romain, bu artışın Gazze savaşından önce başladığına işaret ederek, "Bundan önce bile AB'de Müslüman olmak giderek zorlaşmaya başlamıştı" diyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Arab News, BBC, CNN



Ben-Gvir ve Smotrich, Netanyahu'nun Mossad başkanını Doha'ya gönderme kararına öfkelerini dile getirdi

İsrail hükümetinin iki aşırılık yanlısı üyesi, Itamar Ben Gvir (solda) ve Bezalel Smotrich (AFP)
İsrail hükümetinin iki aşırılık yanlısı üyesi, Itamar Ben Gvir (solda) ve Bezalel Smotrich (AFP)
TT

Ben-Gvir ve Smotrich, Netanyahu'nun Mossad başkanını Doha'ya gönderme kararına öfkelerini dile getirdi

İsrail hükümetinin iki aşırılık yanlısı üyesi, Itamar Ben Gvir (solda) ve Bezalel Smotrich (AFP)
İsrail hükümetinin iki aşırılık yanlısı üyesi, Itamar Ben Gvir (solda) ve Bezalel Smotrich (AFP)

İsrailli sağcı bakanlar Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich, Başbakan Benjamin Netanyahu'nun Gazze'deki tutukluların serbest bırakılması karşılığında bir ateşkes anlaşması sağlanması çabalarının parçası olarak İsrail'in önümüzdeki Pazar günü Katar'ın başkenti Doha'ya üst düzey bir müzakere heyeti göndereceğini açıklamasına tepkilerini ifade ettiler.

Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir, “X” platformunda yaptığı bir paylaşımda, bu kararın Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmadığını belirterek, İsrail'in “(Hamas'ı) oksijensiz bırakması” gerektiğini vurguladı.

Ben Gvir, "Bu, Hamas'ın askerlerimize zarar vermek ve askeri yeteneklerini geri kazandırmak için saflarını yeniden düzenlemesine olanak tanıyacak müzakere yolu yerine, zafere ve tutukluların geri dönüşüne giden en güvenli yoldur" ifadelerini kullandı. Gvir, aynı zamanda Başbakan ve orduyu "son iki aydaki olumlu eylemlerinden dolayı" övdü.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel internet sitesinden aktardığına göre Maliye Bakanı Smotrich ise "Katar'ın tutukluların iadesine yönelik müzakerelere katılımının devam etmesi büyük bir hata" diyerek, Netanyahu'nun Mossad Başkanı David Barnea'yı Doha'ya.gönderme kararından "derin üzüntü duyduğunu" belirtti.

Smotrich "X" platformundaki paylaşımında şöyle devam etti: "Katar düşman bir devlettir, Hamas'ı destekler, müzakerelerdeki pozisyonunu destekler, El Cezire kanalının sahibidir ve İsrail'in küresel imajına ciddi şekilde zarar verir."

Smotrich, Gazze'deki tutukluların serbest bırakılmasının ancak “askerlerimizin şu anda Gazze'nin kuzeyinde yaptığı gibi” askeri baskı yoluyla sağlanabileceğini ifade etti.

İsrail Başbakanlık Ofisi de bir açıklama yayınlayarak, Netanyahu'nun “Mısır'ın tutukluların serbest bırakılması için bir anlaşmayı teşvik etme isteğini” memnuniyetle karşıladığını teyit etti.

Açıklamada, Başbakan Benjamin Netanyahu'nun Mossad Başkanı David Brennai'yı Katar'ın başkenti Doha'ya gitmesi ve kabine üyelerinin de desteğiyle gündemdeki bir dizi girişim için destek toplaması talimatını verdiği belirtildi.