FBI'ın başına 10 milyon dolar koyduğu Taliban İçişleri Bakanı Hakkani'nin "şoke edici" dönüşümü

En çok arananlar listesindeki Siraceddin Hakkani, nasıl Afganistan'ın "potansiyel dönüşüm umudu" oldu?

Siraceddin Hakkani, Mart 2022'de Kabil'de düzenlenen Polis Akademisi mezuniyet törenine katılarak yüzünü ilk kez göstermişti (AFP)
Siraceddin Hakkani, Mart 2022'de Kabil'de düzenlenen Polis Akademisi mezuniyet törenine katılarak yüzünü ilk kez göstermişti (AFP)
TT

FBI'ın başına 10 milyon dolar koyduğu Taliban İçişleri Bakanı Hakkani'nin "şoke edici" dönüşümü

Siraceddin Hakkani, Mart 2022'de Kabil'de düzenlenen Polis Akademisi mezuniyet törenine katılarak yüzünü ilk kez göstermişti (AFP)
Siraceddin Hakkani, Mart 2022'de Kabil'de düzenlenen Polis Akademisi mezuniyet törenine katılarak yüzünü ilk kez göstermişti (AFP)

Amerikan gazetesi New York Times (NYT), FBI'ın en çok arananlar listesinde yer alan Taliban İçişleri Bakanı Siraceddin Hakkani'nin "Batılı diplomatları şoke eden" dönüşümünü yazdı.

Haberde, Hakkani'nin Amerikan ordusunun 2001'de başlattığı Afganistan Savaşı'nda "kimin yaşayıp kimin öleceğini belirleme gücüne sahip bir ölüm meleği" olarak görüldüğü belirtiliyor. 

Washington, El Kaide'yle derin bağlara sahip olan ve "küresel cihadın hayalet lideri" diye nitelenen Hakkani'nin başına 10 milyon dolar ödül koymuştu. 

Ancak Amerikan ordusunun 2021'de Afganistan'dan çekilmesi ve Taliban'ın yönetimi ele geçirmesiyle Hakkani'nin kendisini "pragmatik bir devlet adamına, güvenilir bir diplomata ve dini aşırılıklarla dolu bir hükümette göreceli bir ılımlılığın sesine" dönüştürdüğü yorumu yapılıyor.

NYT'nin Afganistan ve Pakistan Büro Şefi Christina Goldbaum'un kaleme aldığı analizde, 44 yaşında olduğu düşünülen Afgan siyasetçinin bu özelliklerinin, Taliban'ın içindeki ihtilaflarla daha da ön plana çıktığına işaret ediliyor. Taliban lideri Molla Hibetullah Ahundzade'nin, kadınlara yönelik sert uygulamaları ve Batı karşıtı tutumuyla Afganistan'ı "yalnızlaştırdığı", Hakkani'nin ise gizlice buna muhalif politikalar izlediği belirtiliyor. 
 

Görsel kaldırıldı.
İslamabad yönetimi, Hakkani'nin Pakistan Talibanı'na destek sağladığını savunuyor, Hakkani ise iddiaları reddediyor (AFP)

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen Taliban yetkilileri, Hakkani'nin kadınlara ve kızlara getirilen eğitim ve çalışma yasaklarının kaldırılması için gizlice lobicilik faaliyetleri yürüttüğünü savunuyor. 

Goldbaum, bu yıl Hakkani'yle yaptığı söyleşide siyasetçinin kendisine şunları söylediğini aktarıyor: 

20 yıllık cihat mücadelesi bizi zafere götürdü. Artık dünyayla olumlu ilişkiler kurabileceğimiz yeni bir sayfa açtık, şiddet ve savaş sayfasını kapattık.

Pek çok Batılı diplomatın bu dönüşüm karşısında "şoke olduğuna" işaret edilen analizde, doğum tarihi ve yeri bile tam olarak bilinmeyen Hakkani "bir muamma" diye niteleniyor. 

Haberde, Hakkani ve ailesinin Afganistan Savaşı sırasında Washington yönetimine yaklaşmaya çalıştığı fakat Beyaz Saray'ın Afgan militanı "güvenilmez" olarak görerek diyalog kurmayı reddettiği belirtiliyor. Analiz şöyle devam ediyor: 

Bazı diplomatlar, Hakkanilerin diyalog tekliflerinin kaçırılmış fırsatlar olduğunu, bu gibi durumların, Amerika'nın terörizme karşı savaşının yok etmek istediği düşmanları nasıl yarattığını gösterdiğini söylüyor. Bunun ABD'nin Afganistan'daki savaşının neden 20 yıl sürdüğünü açıkladığını belirtiyorlar.

Haberde, böyle bir diyaloğun alternatif bir Taliban vizyonu oluşturulmasını sağlayabileceği belirtilirken, bazı Amerikalı yetkililerin Hakkani'yi "potanisyel bir değişim gücü" olarak gördüğü yazılıyor. 

Hakkani'nin Avrupa ülkelerinden ve Birleşmiş Milletler'den yetkililerle iletişim halinde olduğu, Çin'in Afganistan'a yatırım planlarına destek verdiği ve Rusya'yla yakın ilişkiler kurduğuna da dikkat çekiliyor.

Siraceddin Hakkani'nin babası Celaleddin Hakkani, Taliban'ın üst düzey isimlerinden biriydi. 1970'lerde kurduğu Hakkani Ağı, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahalesine karşı CIA tarafından desteklenmişti. 

Celaleddin Hakkani'nin 2018'de hayatını kaybetmesinin ardından oğlu Siraceddin onun yerine geçmişti. Hakkani, 2008'de Kabil'deki Serana Otel'de 6 kişinin öldüğü saldırıdan ve eski Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai'ye düzenlenen en az bir suikast girişiminden sorumlu olmakla suçlanıyor.

Independent Türkçe, New York Times, AFP



Biden, 150 yıllık Amerikan politikasından dolayı özür dilemeyi planlıyor

ABD Başkanı Joe Biden (AP)
ABD Başkanı Joe Biden (AP)
TT

Biden, 150 yıllık Amerikan politikasından dolayı özür dilemeyi planlıyor

ABD Başkanı Joe Biden (AP)
ABD Başkanı Joe Biden (AP)

ABD Başkanı Joe Biden, Kızılderili çocukların ve atalarının nesillerinin hayatlarını mahveden 150 yıllık bir ABD politikasının Kızılderili yatılı okul sistemindeki rolü nedeniyle bugün özür dilemeyi planlıyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Pueblo of Laguna kabilesinin biri olan ABD İçişleri Bakanı Deb Haaland, “Böyle bir şeyin olacağını bir milyon yıl geçse bile tahmin edemezdim. Bu benim için büyük bir olay ve bence tüm Kızılderili Ülkesi için büyük bir olay olacak” ifadelerini kullandı.

Kızılderili Ülkesi, yerli halkın kendi kendini yöneten topluluklarıdır.

Haaland, bu göreve gelen ilk Yerli kişi olarak İçişleri Bakanlığı'nı devraldıktan kısa bir süre sonra, yatılı okul sistemi hakkında bir soruşturma başlattı.

Soruşturma, bazıları dört yaşında olan en az 18 bin çocuğun ebeveynlerinden koparıldığını ve kabile topraklarını ellerinden almak amacıyla, onları topluma entegre etmeyi amaçlayan derslere katılmaya zorlandığını ortaya çıkardı.

Soruşturma kapsamında yaklaşık 1.000 kişinin öldüğü ve 500'den fazla yatılı okulla bağlantılı 74 mezarın bulunduğu belgelendi.

Hiçbir başkan, Birleşmiş Milletler tarafından soykırım olarak tanımlanan Kızılderili, Alaska ve Hawaili çocukların ortadan kaldırılması ya da ABD hükümetinin yerli halkları yok etmesinin başka bir yönü için resmi olarak özür dilemedi.

Papa Francis, Temmuz 2022'de Kanada'ya tarihi bir ziyaret gerçekleştirerek ülke genelindeki yatılı okulların yol açtığı zararlardan dolayı resmen özür diledi ve ziyaretini bir “kefaret haccı” olarak tanımladı. Bu ziyaretin Katolik Kilisesi'nin Kanada'nın yerli halklarına karşı işlediği suçların ele alınmasına yardımcı olmasını umduğunu ifade etti.

19. yüzyılın sonu ile 1990'lar arasında yaklaşık 150 bin yerli çocuk, çoğu Katolik Kilisesi tarafından yönetilen 130'dan fazla devlet destekli yatılı okula zorla kaydedildi.