Ağır kayıplar alan Hizbullah, İsrail'e direnmeyi nasıl sürdürüyor?

Yemen'de Husi destekçileri, dün Hizbullah ve Hamas yanlısı sloganlarla sokaklara dökülmüştü (Reuters)
Yemen'de Husi destekçileri, dün Hizbullah ve Hamas yanlısı sloganlarla sokaklara dökülmüştü (Reuters)
TT

Ağır kayıplar alan Hizbullah, İsrail'e direnmeyi nasıl sürdürüyor?

Yemen'de Husi destekçileri, dün Hizbullah ve Hamas yanlısı sloganlarla sokaklara dökülmüştü (Reuters)
Yemen'de Husi destekçileri, dün Hizbullah ve Hamas yanlısı sloganlarla sokaklara dökülmüştü (Reuters)

Önce Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı daha sonra da onun halefi Haşim Seyfettin'i kaybeden Hizbullah, İsrail saldırılarına direnmeyi sürdürüyor.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün analizinde, Şii örgütün aldığı darbelere rağmen İsrail'e yönelik drone ve füze saldırılarına devam ettiği belirtiliyor. 

İsrail ordusu, Beyrut'ta 27 Eylül'de düzenlediği saldırıda Nasrallah'ı, birkaç gün sonra da onun yerine geçmesi beklenen Seyfettin'i öldürmüştü.

Hizbullah'ın askeri işlerden sorumlu kıdemli danışmanı Fuad Şükür 30 Temmuz'da, halefi Cihat Konseyi üyesi İbrahim Akil de 20 Eylül'de öldürülmüştü. Ayrıca Hizbullah'ın Önleyici Güvenlik birimi Komutanı Nebil Kavuk 28 Eylül'de, örgütün askeri kanadının üç numaralı ismi Ali Karaki de 27 Eylül'de Beyrut'taki saldırıda hayatını kaybetmişti. 

İsrail ordusu, Hizbullah'la bağlantılı Kard Hasan bankasının birçok şubesini de vurmuştu. Lübnan'da hayır derneği olarak kayıtlı İslami finans sistemi Kard Hasan, 1983'te kurulmuştu. Özellikle Lübnan'daki 2019 mali kriziyle bankacılık sisteminin çökme noktasına gelmesinin ardından daha fazla önem kazanmıştı. 

Tel Aviv, İran'ın banka üzerinden Hizbullah'ı fonladığını öne sürerken, ABD de bankayı "terör finansmanı" gerekçesiyle 2007'de yaptırım listesine almıştı. Hizbullah sözcüsü Muhammed Afif ise bu iddiaları yalanlayarak, Kard Hasan'ın "tüm Lübnanlılara hizmet veren, kanunlara uygun faaliyet gösteren sivil bir kurum" olduğunu savunmuştu. 

İsrail'in Hizbullah'ın kullandığı telsiz ve çağrı cihazlarını patlatması da büyük gündem olmuştu.

London School of Economics'ten Fawaz Gerges, Hizbullah'ın ilk etapta "dengesini kaybettiğini ve şoke olduğunu" belirtirken, Şii örgütün tekrar toparlanmaya başladığını söylüyor: 

Son iki haftadır, Hizbullah'ın inisiyatifi yeniden ele geçirdiğini, tekrar ayağa kalktığını ve İsrail'e her gün kayıp verdirdiğini görüyoruz. Hizbullah'ın füzeleri artık İsrail'in her yerini, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun evi de dahil her noktayı hedef alıyor.

19 Ekim'de evine düzenlenen saldırının ardından Netanyahu, "kendisi ve eşine suikast girişiminin feci bir hata olduğunu" belirterek Hizbullah'ı destekleyen İran'ı tehdit etmişti. Hizbullah Sözcüsü Afif ise saldırıda tüm sorumluluğu örgütün üstlendiğini bildirmişti.

Şii örgütün yarısı yedek savaşçılardan oluşan yaklaşık 50 bin militanı var, ayrıca bazıları İsrail'in iç bölgelerindeki hedefleri vurabilecek 200 bin kadar füzeye sahip oldukları düşünülüyor. 

Analizde, Hizbullah'ın uzun süreli yıpratma savaşlarına hazırlıklı olduğuna işaret edilerek şu değerlendirmeler paylaşılıyor: 

Hizbullah'ın, İsrail'in ezici askeri üstünlüğü karşısında gösterdiği dayanıklılık, birçok açıdan örgütün bu an için ne kadar hazırlandığını gösteriyor. İsrail'in 1982'de Lübnan'ı işgal etmesinin yarattığı kaos ortamında kurulan grup, daha büyük bir askeri güce karşı isyan saldırılarına yabancı değil.

Amerikan gazetesi Washington Post'un analizinde de Şii örgütün "esnek komuta yapısı ve İran'dan aldığı yardım" sayesinde sağlam durmayı başardığı yazılıyor. 

İsrail Savunma Kuvvetleri'nden (IDF) kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Hizbullah'ı "zorlu bir düşman" diye niteliyor. Yetkili, Hizbullah militanlarının daha iyi eğitimli olduğunu ve Suriye'de savaştıktan sonra daha deneyimli hale geldiğini belirtiyor.

Adlarının gizli tutulmasını isteyen Lübnanlı yetkililer, Hizbullah taburları arasında bağımsız komuta yapıları ve iletişim ağları olduğunu, ön saftaki savaşçı ve komutanların esnek hareket edebildiğini söylüyor. Yetkililerden biri Hizbullah'ı "matruşkaya" benzeterek şu ifadeleri kullanıyor: 

Tek bir şey olduğunu sanıyorsunuz ama açtığınızda hepsi birbirinden bağımsız birçok parça ortaya çıkıyor.

Independent Türkçe, France 24, Washington Post 



Kore kuvvetleri "Kursk Savaşı"na giriyor

Zelenskiy ve Guterres, Mart 2023'te Kiev'deki görüşmelerinde (AFP)
Zelenskiy ve Guterres, Mart 2023'te Kiev'deki görüşmelerinde (AFP)
TT

Kore kuvvetleri "Kursk Savaşı"na giriyor

Zelenskiy ve Guterres, Mart 2023'te Kiev'deki görüşmelerinde (AFP)
Zelenskiy ve Guterres, Mart 2023'te Kiev'deki görüşmelerinde (AFP)

Kiev dün Moskova'yı, Ukrayna güçlerinin ağustos başından bu yana saldırı düzenlediği Rusya'nın Kursk bölgesindeki güçlerine karşı savaşmak üzere Kuzey Kore askerlerini kullanmakla suçlayarak, Kremlin ve Pyongyang'a baskı yapılması çağrısında bulundu.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, istihbarat raporlarına atıfta bulunarak, Rusya'nın önümüzdeki hafta ortasından önce Kuzey Kore birliklerini savaş alanına konuşlandırmaya hazırlandığını belirtti. Zelenskiy X platformunda, “İstihbarat bilgilerine göre Rusya'nın 27-28 Ekim'e kadar Kuzey Koreli askerlerin ilk grubunu savaş bölgelerine konuşlandırması bekleniyor. Bu Rus tarafından gelen açık bir tırmanış” ifadelerini kullandı. Zelenskiy, Kuzey Koreli askerlerin hangi cepheye gönderileceğini belirtmediği gibi daha fazla ayrıntı da vermedi.

Öte yandan Ukrayna başkanlığından üst düzey bir kaynak dün yaptığı açıklamada, Ukrayna cumhurbaşkanının, Rusya'nın Kazan kentinde düzenlenen BRICS zirvesine katılımı nedeniyle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Kiev ziyaretini reddettiğini belirtti.

“Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan kaynak, “Kazan'dan sonra Guterres Ukrayna'ya gelmek istedi, ancak Cumhurbaşkanı ziyaretini kabul etmedi. Dolayısıyla Guterres, Kazan'da mantığın ve uluslararası hukukun hiçe sayılması nedeniyle gelmeyecek” dedi.