İsrail'in İran'a saldırısı: Netanyahu, Biden'a neden boyun eğdi?

Gerilimin tırmanmasını önlemek için anlaşma

İsrail ordusu tarafından 26 Ekim'de dağıtılan ve İran'a saldırı düzenlemek için bir askeri üsten havalanmak üzere olan bir savaş uçağını gösteren fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 26 Ekim'de dağıtılan ve İran'a saldırı düzenlemek için bir askeri üsten havalanmak üzere olan bir savaş uçağını gösteren fotoğraf (AFP)
TT

İsrail'in İran'a saldırısı: Netanyahu, Biden'a neden boyun eğdi?

İsrail ordusu tarafından 26 Ekim'de dağıtılan ve İran'a saldırı düzenlemek için bir askeri üsten havalanmak üzere olan bir savaş uçağını gösteren fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 26 Ekim'de dağıtılan ve İran'a saldırı düzenlemek için bir askeri üsten havalanmak üzere olan bir savaş uçağını gösteren fotoğraf (AFP)

Remzi İzzettin Remzi

İsrail'in İran'a misillemesinin nasıl ve ne zaman olacağına dair haftalarca süren spekülasyonların ardından İsrail, Tahran'daki ve ülkenin batısındaki askeri tesislere hava saldırıları düzenledi.

Mevcut bilgilere göre İsrail, ABD'nin baskısına boyun eğerek saldırısını belirli tesislerle sınırlandırmış ve ABD seçimlerine günler kala durumu tırmandırmamak için petrol ve nükleer tesisleri vurmamış gibi görünüyor. İran'ın saldırıya ilk olarak İsrail saldırısının sınırlı olduğunu ve saldırının küçük kayıpların yanı sıra iki askerin ölümüne yol açtığını açıkladı.

Beklendiği gibi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin tutumunu dikkate alarak kendisine uygun bir zaman seçti. Bir yandan ABD Başkanı Joe Biden'ın İran'ın nükleer ya da petrol tesislerini vurmama isteğine uyarken, diğer yandan da İran rejimi için büyük utanç yaratacak bir saldırı gerçekleştirdi. Özellikle hava saldırısına katılan tüm savaş uçaklarının güvenli bir şekilde üslerine döndüğü açıklanarak İran'ın hava savunmasının zayıflığı vurgulandı.

Netanyahu şüphesiz Tahran’ın misilleme yapacağını ve böylece yaklaşan seçimlerden önce eski Başkan Donald Trump’ın seçilmesine yardımcı olarak daha agresif bir saldırı başlatmanın önünün açılmasını umuyor. Böylece ABD'nin tam desteğiyle Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme planını uygulamaya devam edebilir.

Biden yönetiminin İsrail’in bölgede büyük bir gerilime yol açabilecek herhangi bir adım atmasını istemediği açık. Böyle bir tırmanışın Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in 5 Kasım'daki seçimleri kazanma şansı açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı neredeyse kesin. Aynı zamanda bölgesel bir savaş olasılığının güçlenmesi ve Amerikan halkının halihazırda rahatsız olduğu küresel durumla ilgili kafa karışıklığını ve endişesini daha da arttıracağı da ortada.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bazen Washington'ın tavsiyelerini dikkate alırken sonuçları İsrail'in çıkarlarıyla örtüşmese de eğer kendi çıkarlarıyla örtüşüyorsa bu tavsiyelere uyuyor.

sdcfv
İsrail’e yönelik füzeli saldırının görüldüğü Tahran'da İsrail karşıtı pankartın önünden geçen İranlılar, 26 Ekim 2024 (AFP)

Netanyahu, her zaman olduğu gibi siyasi hedeflerine hizmet edecek şekilde kendisine en fazla hareket ve manevra özgürlüğü sağlayan ve kendisi için en az maliyetli olan alternatifi seçmiş gibi görünüyor. Bunlardan birincisi, onun durumunda birbiriyle bağlantılı olarak kendini hem kişisel hem de siyasi düzeyde kurtarmak. Eğer Netanyahu siyasi gücünü kaybederse, siyasi kariyeri utanç içinde sona erecek. İkincisi ABD'yi İran ile bir savaşa sürüklemek. İsrail tek başına ne İran'ın nükleer programını yok edebilir ne de rejim değişikliğini sağlayabilir. Hedeflerinden birine ya da her ikisine ulaşmak için Washington'ın askeri ve siyasi desteğine ihtiyacı var. Yirmi yılı aşkın bir süredir bu projenin peşinde olan Netanyahu, 2003 yılından bu yana Washington'ı Tahran'a saldırma konusunda kendisine katılmaya ikna etmek için tüm yolları denedi.

Netanyahu, Donald Trump'ın seçimleri kazanma şansını en üst düzeye çıkarmak istiyor.

Üçüncü olarak Netanyahu, Tahran'da rejim değişikliğini sağlamak istiyor. İran halkına yönelik son mesajı, ancak bu bağlamda değerlendirildiğinde anlaşılabilir.

Dördüncü olarak ise Donald Trump'ın seçilme şansını arttırmaya katkıda bulunmak istiyor. Netanyahu’nun hesapları, İran'ın herhangi bir tırmanışının İsrail'in daha da tırmanmasına yol açacağı, bunun da ABD'nin müdahil olmaktan kaçınamayacağı bölgesel bir savaş olasılığını arttıracağı ve ABD’lileri ülkelerinin çıkarlarını korumak için güç kullanmaktan çekinmeyen bir lideri, yani Trump'ı seçmeye iteceği gerçeğine dayanıyor. Trump'ın az sayıdaki dış politika sabitelerinden biri olarak ABD'nin herhangi bir büyük askeri çatışmaya doğrudan dahil olmasını istemiyor. Ancak seçmen kriz anında bunu dikkate almayacaktır, çünkü böyle bir durumda ayrıntılar önemini yitirir. Önemli olan seçmenin krizin sonuçlarından ziyade mevcut krize vereceği tepkidir.

sxcdf
Necef (Negev) Çölü’ne düşen İran’a ait bir füzenin kalıntıları, 2 Ekim 2024 (AFP)

Beşinci ve son olarak Netanyahu, Ortadoğu'yu yeniden şekillendirmek istiyor. İsrail, Netanyahu’nun liderliğinde uluslararası hukuku ihlal etme ve tarifsiz zulümler yapma konusunda çok ileri gitti. Elbette ABD eylemlerini durdurmaya karar vermedikçe artık geri adım atamaz ve ne yazık ki bunun olacağına dair hiçbir belirti yok.

Netanyahu’un Washington kendisini kontrol altına almadığı sürece hedeflerine ulaşmaya çalışmaktan geri durmayacağı kesin. Burada, ABD'yi bu yönde etkilemek için büyük bir sorumluluk taşıyan Arap ülkelerinin büyük rolü ortaya çıkıyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Lübnan: İsrail, 7 kişinin ölümüne neden olan saldırıların ardından Sur'daki mahalleler için tahliye emri verdi

TT

Lübnan: İsrail, 7 kişinin ölümüne neden olan saldırıların ardından Sur'daki mahalleler için tahliye emri verdi

Lübnan: İsrail, 7 kişinin ölümüne neden olan saldırıların ardından Sur'daki mahalleler için tahliye emri verdi

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA) bugün, İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyindeki sahil kenti Sur'a bir dizi saldırı düzenleyerek yedi kişinin ölümüne yol açtığını ve ardından bazı mahallelerde yaşayanlara tahliye emri verdiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın NNA’dan aktardığına göre ‘düşman uçağı, İsrail'in Sur kentine yönelik tehdidinin ardından ilk saldırısını Afran Bahr caddesindeki bir apartmanı hedef alarak gerçekleştirdi ve daha sonra bir dizi saldırı başlattı.’

İsrail ordusu bugün erken saatlerde Lübnan'ın güneyinde bulunan Sur kentindeki mahallelerde yaşayanlara yönelik yeni tahliye emirleri yayınlayarak buradaki Hizbullah hedeflerini vuracağı uyarısında bulundu. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X platformundaki hesabından yayınladığı tahliye talimatında bölge sakinlerinden ‘derhal kırmızı ile işaretli bölgeden uzaklaşmalarını ve Avali Nehri’nin kuzeyine gitmelerini’ istedi. Adraee söz konusu paylaşımına hedeflenen bölgeyi gösteren bir harita da ekledi.

Adraee, paylaşımında, “Hizbullah'ın faaliyetleri İsrail ordusunu ona karşı harekete geçmeye zorluyor. Aslında biz size zarar vermek niyetinde değiliz” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusunun Hizbullah'ın kalelerini hedef aldığını söylediği Güney Lübnan'da dün (cumartesi) düzenlenen çeşitli İsrail saldırılarında en az 21 kişi öldürüldü.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, önceki gün Güney Lübnan'da beş askerinin ‘çatışmada öldüğünü’ ve böylece 30 Eylül'de Lübnan'da kara harekâtının başlamasından bu yana ölen İsrail askeri sayısının 37'ye yükseldiğini duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, “Güney Lübnan'daki çatışmalarda ölen dört askerin isimlerinin yayınlanmasına izin verildi” denildi ve çatışmalarda dört askerin de ağır yaralandığı belirtildi. Ordu daha sonra beşinci bir askerin aynı koşullarda öldüğünü duyurdu, ancak bu askerin yaralılar arasında olup olmadığını belirtmedi. Hepsi yedek asker olan beş asker de aynı tabura mensuptu.

NNA’nın Lübnan Sağlık Bakanlığı’ndan aktardığı verilere göre, 23 Eylül'den bu yana İsrail saldırıları sonucunda Lübnan'da en az bin 620 kişi hayatını kaybetti.