İsrail Beyt Lahiya halkını terörize ediyor

UNRWA'ya Knesset yasağının ardından kınama fırtınası

Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da İsrail saldırısının hedef aldığı bir binanın enkazında oturuyor (AFP)
Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da İsrail saldırısının hedef aldığı bir binanın enkazında oturuyor (AFP)
TT

İsrail Beyt Lahiya halkını terörize ediyor

Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da İsrail saldırısının hedef aldığı bir binanın enkazında oturuyor (AFP)
Filistinliler, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da İsrail saldırısının hedef aldığı bir binanın enkazında oturuyor (AFP)

İsrail dün Gazze Şeridi'nin kuzeyini insansızlaştırmak amacıyla terör estirdi ve Beyt Lahiya'da bir eve düzenlediği saldırıda 93 kişiyi öldürdü, yaklaşık 40 kişi ise enkaz altında.

Gazze'deki sivil savunma çalışanlarına göre hedef alınan ev, düzinelerce yerinden edilmiş insanın yaşadığı beş katlı bir binaydı. Görüntülerde sivil giyimli insanların ölü ve yaralıları taşıdığı ve insanların kimliklerini tespit etmeye ya da yakınlarıyla vedalaşmaya çalışırken, cesetlerin sokaklara saçıldığı görülüyor.

Bu gelişme, İsrail Knesset'inin pazartesi günü Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) faaliyetlerini yasaklama kararına yönelik Arap ve uluslararası kınama fırtınasıyla aynı zamanda meydana geldi.

Suudi Arabistan dün bu kararı uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak en güçlü şekilde kınadı. İsrail işgal makamlarının Filistin halkına karşı etnik temizlik suçu işleme, Filistin kimliğini silme ve kapsamlı ve adil bir barışa ulaşma çabalarını engelleme ısrarının bir parçası olan BM organlarını ve yardım kuruluşlarını siyasi ve askeri olarak hedef alan sürekli ve sistematik uygulamalarını, kategorik olarak reddettiğini teyit etti.



Yeni Zelanda'dan 200 bin kişinin istismarıyla ilgili tarihi özür

"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
TT

Yeni Zelanda'dan 200 bin kişinin istismarıyla ilgili tarihi özür

"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP

Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon, 200 bine yakın çocuk ve savunmasız yetişkinin devlet ve kilise bakımı altındayken istismara uğraması nedeniyle bugün parlamentoda özür diledi. 

Başbakan, akıl hastanelerinde ve yetiştirme yurtlarında yaşananların "tasavvur edilemez acıya" yol açtığını söyledi. 

Bu konudaki ihbarları önemsemeyen önceki hükümetler adına özür dileyen Luxon, şu ifadeleri kullandı:

Uğradığınız istismarı bildirmek için öne çıktığınızda size inanılmadığı için üzgünüm. Sözlerim, bu kadar acıyla bu kadar uzun süre yaşadıktan sonra bazılarınız için pek anlam ifade etmeyebilir. Ancak umuyorum ki taşıdığınız yükün tanınması ve bu özürle bazılarınız hafifleyecek.

54 yaşındaki siyasetçi, özellikle Alice Gölü'ndeki akıl hastanesinde yapılan kısırlaştırma operasyonları, etik dışı deneyler ve cezalandırma amaçlı elektrik şoklarına işaret etti:

Alice Gölü'nde işkenceye uğrayanlar… Gençtiniz, yalnızdınız ve tasavvur edilemez acılara maruz bırakıldınız. Derinden üzgünüm.

Luxon, istismar faillerinin adlarının kamusal alanlardan silineceğini de açıkladı. 

Soruşturmada adı geçen kiliselerin "doğru olanı yapıp" telafi sürecinde yer almasını beklediğini vurguladı. 

İstismardan kurtulup hayatta kalanlar, parlamentodaki dinleyici locasını doldururken pek çoğunun özür sırasında ağladığı görüldü.

Uzun zamandır beklenen bu adım, Fransız haber ajansı AFP tarafından "tarihi özür" diye nitelendi. 

İstismara uğrayan kişilerden Tu Chapman, "devlet, kilise ve inanca dayalı diğer kurumlardaki onlarca yıldır süren istismar ve işkenceden dolayı" devletin hesap vermesi gerektiğini vurguladı.

6 yıldır yürütülen soruşturma, 1950-2019'da 200 bine yakın Yeni Zelandalının istismara uğradığını ortaya koyarak ülkede "akla gelmez bir ulusal felaket" yaşandığı sonucuna varmıştı. 

Bu rakam, artık 5 milyon nüfusa ulaşan ülkenin geçmişinde devlet ve kilise bakımında olan 650 bin kişinin neredeyse üçte birinin istismara uğradığı anlamına geliyor.

Çocukların kilisede cinsel istismara uğradığı, annelerin çocuklarını evlat edinme sürecine sokmaya zorlandığı ve yataklara bağlanan sorunlu hastalara elektroşok tedavisi uygulandığı ortaya çıkmıştı.

Yerli Maorilere ırkçı saiklerle daha fazla istismar uygulandığı bildirilmişti. 

İstismara maruz kalanlar, yaşadıkları travmanın bağımlılık gibi sorunlara yol açtığını söylüyor. 

2018'de başlatılan soruşturma sonucunda temmuzda yayımlanan raporda, devlete 233'e yakın öneri sunuldu. Luxon hükümeti, Yeni Zelanda tarihinin en kapsamlı soruşturmasıyla hazırlanan rapordaki tavsiyeleri değerlendireceğini belirtiyor. 

Diğer yandan merkez sağcı Yeni Zelanda Ulusal Partisi liderliğindeki hükümet, somut tazminat planları açıklamadığı gerekçesiyle eleştiri de topluyor.

Independent Türkçe, CNN, AP, AFP