Arjantin Devlet Başkanı, Küba'ya yönelik ABD yaptırımlarına karşı oy kullanan Dışişleri Bakanını görevden aldı

Arjantin Dışişleri Bakanı Diana Mondino görevden alındı ​​(Arşiv- Reuters)
Arjantin Dışişleri Bakanı Diana Mondino görevden alındı ​​(Arşiv- Reuters)
TT

Arjantin Devlet Başkanı, Küba'ya yönelik ABD yaptırımlarına karşı oy kullanan Dışişleri Bakanını görevden aldı

Arjantin Dışişleri Bakanı Diana Mondino görevden alındı ​​(Arşiv- Reuters)
Arjantin Dışişleri Bakanı Diana Mondino görevden alındı ​​(Arşiv- Reuters)

Arjantin Devlet Başkanı Javier Millei, başkanlık sözcüsüne göre, dün Birleşmiş Milletler'de ABD'nin Küba'ya uyguladığı ambargoya karşı oy kullanan Dışişleri Bakanı Diana Mondino'yu görevden aldı.

Arjantin başkanlık sözcüsü Manuel Adroni, Birleşmiş Milletler'in ABD'nin Küba'ya uyguladığı ambargoya karşı bir kararı, Moldova'nın çekimser kaldığı oylamada, ABD ve İsrail’in 2 karşı oyuna 187 oyla ezici bir çoğunlukla kabul etmesinden kısa bir süre sonra X platformunda, “Arjantin Cumhuriyeti'nin yeni dışişleri bakanı, ABD'nin eski büyükelçisi Gerardo Fertin'dir” açıklamasını yaptı. Arjantin her zaman ambargoya karşı oy kullanmıştır.

Aralık ayında başkan seçilen Javier Milei, görevden alma kararının açıklanmasının ardından bir milletvekilinin “diktatörleri desteklemeyen ya da onlarla iş birliği yapmayan bir hükümetle gurur duyduğunu” ifade ettiği yorumunu yeniden paylaştı. Çok yaşa özgür Küba.” Arjantinli bir iş adamı ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkan Yardımcısı olan Gerardo Werthein, Milei tarafından Arjantin'in ABD Büyükelçisi olarak atanmadan önce 2009-2021 yılları arasında Arjantin Olimpiyat Komitesi'ne başkanlık etti.



Yeni Zelanda'dan 200 bin kişinin istismarıyla ilgili tarihi özür

"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
TT

Yeni Zelanda'dan 200 bin kişinin istismarıyla ilgili tarihi özür

"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP

Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon, 200 bine yakın çocuk ve savunmasız yetişkinin devlet ve kilise bakımı altındayken istismara uğraması nedeniyle bugün parlamentoda özür diledi. 

Başbakan, akıl hastanelerinde ve yetiştirme yurtlarında yaşananların "tasavvur edilemez acıya" yol açtığını söyledi. 

Bu konudaki ihbarları önemsemeyen önceki hükümetler adına özür dileyen Luxon, şu ifadeleri kullandı:

Uğradığınız istismarı bildirmek için öne çıktığınızda size inanılmadığı için üzgünüm. Sözlerim, bu kadar acıyla bu kadar uzun süre yaşadıktan sonra bazılarınız için pek anlam ifade etmeyebilir. Ancak umuyorum ki taşıdığınız yükün tanınması ve bu özürle bazılarınız hafifleyecek.

54 yaşındaki siyasetçi, özellikle Alice Gölü'ndeki akıl hastanesinde yapılan kısırlaştırma operasyonları, etik dışı deneyler ve cezalandırma amaçlı elektrik şoklarına işaret etti:

Alice Gölü'nde işkenceye uğrayanlar… Gençtiniz, yalnızdınız ve tasavvur edilemez acılara maruz bırakıldınız. Derinden üzgünüm.

Luxon, istismar faillerinin adlarının kamusal alanlardan silineceğini de açıkladı. 

Soruşturmada adı geçen kiliselerin "doğru olanı yapıp" telafi sürecinde yer almasını beklediğini vurguladı. 

İstismardan kurtulup hayatta kalanlar, parlamentodaki dinleyici locasını doldururken pek çoğunun özür sırasında ağladığı görüldü.

Uzun zamandır beklenen bu adım, Fransız haber ajansı AFP tarafından "tarihi özür" diye nitelendi. 

İstismara uğrayan kişilerden Tu Chapman, "devlet, kilise ve inanca dayalı diğer kurumlardaki onlarca yıldır süren istismar ve işkenceden dolayı" devletin hesap vermesi gerektiğini vurguladı.

6 yıldır yürütülen soruşturma, 1950-2019'da 200 bine yakın Yeni Zelandalının istismara uğradığını ortaya koyarak ülkede "akla gelmez bir ulusal felaket" yaşandığı sonucuna varmıştı. 

Bu rakam, artık 5 milyon nüfusa ulaşan ülkenin geçmişinde devlet ve kilise bakımında olan 650 bin kişinin neredeyse üçte birinin istismara uğradığı anlamına geliyor.

Çocukların kilisede cinsel istismara uğradığı, annelerin çocuklarını evlat edinme sürecine sokmaya zorlandığı ve yataklara bağlanan sorunlu hastalara elektroşok tedavisi uygulandığı ortaya çıkmıştı.

Yerli Maorilere ırkçı saiklerle daha fazla istismar uygulandığı bildirilmişti. 

İstismara maruz kalanlar, yaşadıkları travmanın bağımlılık gibi sorunlara yol açtığını söylüyor. 

2018'de başlatılan soruşturma sonucunda temmuzda yayımlanan raporda, devlete 233'e yakın öneri sunuldu. Luxon hükümeti, Yeni Zelanda tarihinin en kapsamlı soruşturmasıyla hazırlanan rapordaki tavsiyeleri değerlendireceğini belirtiyor. 

Diğer yandan merkez sağcı Yeni Zelanda Ulusal Partisi liderliğindeki hükümet, somut tazminat planları açıklamadığı gerekçesiyle eleştiri de topluyor.

Independent Türkçe, CNN, AP, AFP