Cumhuriyetçi lider Donald Trump, kampanyasında seçimlerin şeffaflığına yönelik şüphelerini dile getirerek ve Demokratları hileyle suçlayarak sık sık gündem oldu. Peki kaybetmesi durumunda Trump, sonuçlara itiraz etmek için nasıl stratejiler izleyebilir?
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'le kıyasıya mücadele edecek Trump'ın, 4 yıl önce olduğu gibi seçim sonuçlarını tanımayıp halkı galeyana getirebileceğinden endişeleniliyor.
Amerikan haber ajansı AP'nin aktardığına göre en az 24 eyalet yönetimi, seçim sürecinde herhangi bir şiddet olayı yaşanması durumunda Ulusal Muhafızları göreve çağırmaya hazır olduğunu bildirdi.
78 yaşındaki Cumhuriyetçi lider, 2020'deki seçimleri ABD Başkanı Joe Biden karşısında kaybettikten sonra sonuçları tanımayarak darbe girişiminde bulunmuştu. 6 Ocak 2021'de gerçekleşen Kongre baskını hem ülke hem de dünya gündemine oturmuştu. Radikal sağcı grupların ve Trump destekçilerinin düzenlediği baskında biri polis 5 kişi hayatını kaybetmişti. Olayın ardından halkı isyana teşvikten azil istemiyle yargılanan Trump, Şubat 2021'de Senato'daki oylamada aklanmıştı.
Seçim sistemine gölge düşürme
81 yaşındaki Biden'ın temmuzda adaylıktan çekildiğini duyurmasıyla Demokratlar adına bayrağı Kamala Harris devraldı. Rakibi değişse bile Trump'ın "seçim sürecinin şeffaflığına gölge düşürme" stratejisi sabit kaldı.
Haziranda Biden'la yaptığı münazarada Trump'a üç kez seçim sonuçlarını tanıyıp tanımayacağı soruldu. Cumhuriyetçi lider her seferinde seçimler "adil, yasalara uygun ve düzgün" şekilde yapılırsa sonuçları kabul edeceğini söyledi.
Cumartesi günü Virginia eyaletinde düzenlediği mitingde de Trump, Demokratların hile yaptığını öne sürerek "Bırakın hile yapsınlar. Bunda çok iyiler, artık profesyonelleştiler" dedi.
Sosyal medya platformu Truth Social üzerinden 31 Ekim'de yaptığı paylaşımda da salıncak eyalet Pensilvanya'da "sahte oy pusulaları" hazırlandığını öne sürdü. Pensilvanya'nın Demokrat Valisi Josh Shapiro ise iddiaları yalanlayarak şu ifadeleri kullandı:
Donald Trump, 2020'de de eyaletteki seçimlere defalarca saldırdı. Şimdi de aynı oyunu oynuyor, kaosu körüklemeye çalışıyor.
Dava bombardımanı
Trump'ın 2020'deki mağlubiyetinin ardından kampanya ekibi, hile iddialarını mahkemeye taşımak için birçok eyalette en az 60 dava açtı. Bunlardan hiçbirinde Trump'ın iddiaları haklı bulunmadı.
Lyon 2 Üniversitesi'nde Amerikan tarihi uzmanı Olivier Richomme, Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'e açıklamasında, bu seferki stratejinin daha geniş kapsamlı olduğunu söylüyor:
Trump'ın siyasi danışmanı Stephen Miller tarafından koordine edilen bir avukat ordusu var. Seçimlerden çok önce davaları başlattılar ve sonrasında da devam etmeyi planlıyorlar.
Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komitesi (RNC), 2020'den bu yılın ağustos ayına kadar 26 eyalette 120'den fazla dava açarak çeşitli seçim kurallarına itiraz etti. RNC, usulsüzlükleri önlemek için oylama sistemindeki sorunları ele almak amacıyla davaların açıldığını savunuyor.
Komitenin nisanda kurduğu Seçim Dürüstlüğü Ağı (Election Integrity Network), ABD tarihinde türünün en büyük girişimi. Wall Street Journal'ın aktardığına göre binlerce avukat ve gönüllüden oluşan ağ, muhafazakar bağışçılardan 140 milyon dolara yakın finansman aldı.
Demokratlar da Trump'ın itirazlarına karşı mücadele etmek için avukatlardan ve gönüllülerden oluşan ekipler hazırladı. Ancak Demokratların kaybetmeleri durumunda Cumhuriyetçi kanat gibi sonuçlara sert şekilde itiraz etmeleri beklenmiyor.
Richomme, sonuçlar ne olursa olsun Amerikan kurumlarının bu süreçten ciddi şekilde etkileneceğini belirterek şu değerlendirmeleri paylaşıyor:
Amerikan demokrasisinin zayıfladığına tanık oluyoruz. Seçim sistemine duyulan bu güven erozyonu ciddi tehditler oluşturuyor.
Independent Türkçe, France24, Wall Street Journal, Times of Israel, AP