ABD seçimleri ile İsrail'e yanıt arasında İran

Her iki adayın detaylarında, projelerinde ve planlarında Tahran vardı

 Yeni başkan önümüzdeki mart ayına kadar tüm karmaşıklıkları ile dış politikaya kendini veremeyecek (AP)
Yeni başkan önümüzdeki mart ayına kadar tüm karmaşıklıkları ile dış politikaya kendini veremeyecek (AP)
TT

ABD seçimleri ile İsrail'e yanıt arasında İran

 Yeni başkan önümüzdeki mart ayına kadar tüm karmaşıklıkları ile dış politikaya kendini veremeyecek (AP)
Yeni başkan önümüzdeki mart ayına kadar tüm karmaşıklıkları ile dış politikaya kendini veremeyecek (AP)

Hasan Fahs

Bölgesel sahneye hakim olan benzeri görülmemiş yüksek tansiyona, İran'ın daha önce maruz kaldığı, başkent Tahran ile güneybatıdaki Huzistan ve batıdaki İlam şehirlerinin yakınındaki bazı askeri mevzi ve merkezlerin hedef alındığı saldırıya karşılık, İran'ın İsrail'e yönelik herhangi bir askeri operasyonun olası sonuçlarına rağmen, İran liderliğinin, yanıt sürecini ağırdan almayı tercih ettiği aşikar. Tahran'daki siyasi ve askeri düzeydeki tüm yetkililer, gerçekleşeceğini vurguladıkları bu yanıtın uluslararası kanunlar ve BM Antlaşması ile güvence altına alınan haklar çerçevesinde olduğunun altını çiziyorlar.

Bu ağırdan alma, yeni başkanın kimliğini ve Beyaz Saray'daki Oval Ofis’in koltuğuna kimin oturacağını belirleyecek bir seçim sürecinden geçen ABD yönetiminin yaşadığı bekleme sürecinden Tahran’ın yararlanmaması şeklinde ifade buldu.

Tahran, Cumhuriyetçi aday Donald Trump ile Demokrat aday Kamala Harris arasındaki başkanlık yarışında bir aktör ya da en azından kart olmamayı, taraflardan hiçbirine seçimlerdeki şanslarını iyileştirmek ve kararsız Amerikalı seçmeni etkilemek için, İsrail'in gerçekleştirebileceği herhangi bir askeri operasyonu sandıkta kullanma gerekçesi vermemeyi tercih etti. Buna rağmen her iki adayın da detaylarında, projelerinde ve planlarında, dış politikaya ilişkin programlarında, uluslararası güvenlik, İsrail ile ilişkiler, İran ile bölgesel silahlarının ve direniş eksenindeki müttefiklerinin Tel Aviv'e ve bölgedeki projelerine yönelik oluşturduğu tehdidin kaynaklarını ortadan kaldırıp, onu destekleme ve güvenliğini güçlendirme mekanizmaları ile ilgili görüşlerinde İran mevcuttu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu seçimlerin arifesinde bazı icraatlarda bulunarak, ABD’nin emaneti olarak nitelendirilen Savunma Bakanı Yoav Galant'tan kurtulmak ve yerine Dışişleri Bakanı Israel Katz'ı atamak amacıyla bir dizi görevden alma kararı aldı. Tahran bunu Netanyahu'nun iç saflarını iki yönde organize etmeye çalıştığı bir adım olarak okudu. Birincisi, kabinesi içinde İran rejimine karşı bir cephe açılmasını ve onunla doğrudan savaşı onaylayan sesleri baskın hale getirerek gerilimi tırmandırma tutumunu desteklemek. Savunma Bakanlığına getirilen Katz bu yaklaşımın ve özellikle de İran'ın nükleer programının yok edilmesi konusunun en önemli destekçilerinden biri. İkinci yön ise yeni başkanın belli olması ve seçimlerin bitmesi sonrasında Amerikan yönetiminin kendisine uygulayabileceği baskılarla yüzleşmeye hazırlanmak.

ABD seçimlerinde oy verme sürecinin sona erdiği söylenebilir ve sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun İran'ın bu seçimlerin oluşturduğu yüksek hassasiyetin, kesin sonuçların açıklanmasının gecikmesi durumunda sonuçların bir belirsizlik ve karmaşa çemberine girmesine neden olabilecek iki ana aday arasındaki yoğun ve yakın rekabetin farkında olduğu açık ve net.

ABD yönetiminin yaşayabileceği dengesizliğe rağmen, önümüzdeki yılın ilk ayının 20'sine kadar Beyaz Saray'da kalacak olan mevcut Başkan Joe Biden’ın, Kongre’nin onayını almak zorunda kalmadan askeri seçeneklere yönelme imkanı var. Amerikan Anayasası ona bu marjı tanıyor. Bu durum, İran ve liderliğinin İsrail saldırısına askeri bir karşılık verme kararı alması için bir fırsat oluşturabilir.

İran'ın fırsatı, ABD'nin temel ve önemli bir rol oynayacağı, yani Washington'un İsrail'in yanında doğrudan müdahalesiyle karşı karşıya kalacağı açık bir savaşa geçiş olasılığından endişe etmeden gerçekleştirdiği saldırıya yanıt olarak Tel Aviv'e misillemede bulunabilmesidir. Bu, Tahran'ın olası herhangi bir yanıtta Washington'un Tel Aviv'e sağlayabileceği yardımın boyutunu değerlendirmelerinin dışında bıraktığı anlamına gelmiyor. Ancak Tahran'daki liderliğin tahminleri, bu yardımın çatışmanın geniş ve açık bir çatışmaya dönüşmeden, iki taraf arasında savaşa yol açmayacak bir durak olarak kalmasını amaçlayacağı yönünde.

Buna ilaveten yeni başkan önümüzdeki mart ayına kadar tüm karmaşıklıkları ile dış politikaya kendisini veremeyecek. Bu, yeni yönetimin kurulduğu, son şeklini aldığı, iç ve dış programlarının özelliklerinin netleştiği tarihtir. Bunlar, bir yönetim kurulması, diplomasiye yön verecek ekibin ve Pentagon'daki askeri yapının başında kimin olacağının seçilmesi gerektiği için Trump'ın başkanlığı kazanması durumunda daha açık görülecek komplikasyonlardır. Onun aksine Harris’in dönemi, Demokratların yönetim programının devamı olacağından, kendisi için işler daha az karmaşık olacaktır.

İran liderliğinin son haftalarda yükselen ve İran’ın misillemede acele etmemesi, askeri ve siyasi kurumdaki ilgili İranlı yetkililerin doğruladığı gibi, saldırı Tel Aviv tarafından belirlenen hedeflere ulaşmadığından, İsrail'in saldırısına karşı her türlü askeri eylemden veya yanıttan vazgeçme seçeneğine yönelme çağrısında bulunan sesleri susturmayı başardığı söylenebilir. Dolayısıyla, yanıt verme hakkına ve bunu kullanmaya bağlı kalma kararı nihai gibi görünüyor. Keza bu, İranlı tarafların daha önce ima ettiği herhangi bir pazarlık veya anlaşma sürecine ya da  bazı bölgesel ve uluslararası tarafların sunduğu tekliflere tabi değil gibi görünüyor. Söz konusu taraflar, İran’ın yanıt vermekten vazgeçmesi karşılığında Gazze ve Lübnan'da eş zamanlı olarak ateşkes sağlanması için çalışmayı teklif etmişlerdi. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın ifadesine göre Tahran'ın bu teklife karşı tutumu, Tel Aviv'in ateşkesi kabul etmesi halinde yanıtının  boyutunu küçültebileceği ve yoğunluğunu hafifletebileceği oldu.

ABD seçimleri sona erdi ve hiçbir adayın Ortadoğu'daki durumdan yararlanma ve bunu sandıkta kullanma imkanı kalmadı. Dolayısıyla İran'ın yanıtı için “geri sayımın” başladığı ve bilhassa İran yönetimi Beyaz Saray'a yerleşecek başkanın kişiliğiyle ilgilenmediği için önümüzdeki ayların iki taraf arasında daha “sıcak” geçebileceği söylenebilir. Zira ister Cumhuriyetçi ister Demokrat partilerin liderliğinde olsun Tahran ile Washington arasında yaşanan deneyim, Dini Lider'in onlarla güven inşa etme olasılığı üzerine bahse girmesine yardımcı olmuyor. Bu nedenle inisiyatif almayı, karar konusunda dizginleri eline almayı, İran karar alma merkezlerinde görülen tereddütleri “düşmanı cezalandırmanın ve ona sert bir darbe indirmenin gerekliliğini” vurgulayarak gidermeyi tercih etti. İran'a ve direniş eksenine yönelik her türlü saldırının sert ve yıkıcı bir yanıtla karşılık bulacağını” vurgulayarak çatışmanın kapılarını sonuna kadar açtı. Dini Liderin bu duruşu, Tel Aviv ile birlikte Washington’un, Tahran için birinci ve temel savunma hattını oluşturan Lübnan'daki Hizbullah'ın ortadan kaldırılmasında ısrar etmesi halinde, İran'ın pozisyonunu geliştirmeye ve gerilimi tırmandıracak daha fazla seçeneğe yönelmeye hazır olduğuna dair açık sinyaller taşıyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Indepedent Arabia’dan çevrilmiştir.



Ukraynalı liderler: Hayatta kalmamız ABD yardımına bağlı

ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Trump Tower'daki bir buluşma sırasında el sıkışıyor (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Trump Tower'daki bir buluşma sırasında el sıkışıyor (AP)
TT

Ukraynalı liderler: Hayatta kalmamız ABD yardımına bağlı

ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Trump Tower'daki bir buluşma sırasında el sıkışıyor (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Trump Tower'daki bir buluşma sırasında el sıkışıyor (AP)

Vladimir Putin'in güçleri ilerleyişini hızlandırırken Ukraynalı liderler, Donald Trump'ın Rusya'ya karşı savaşa yardım göndermeyi sürdürmesine dair çaresizliklerini dile getirdi.

ABD'nin savaş mağduru ülkeye yardımlarının düzeyini eleştiren seçilmiş başkanın, Ukrayna'dan çekileceğine dair yaygın korkular var.

Ukrayna Parlamentosu'nun Dış Politika ve Parlamentolar Arası İşbirliği Komitesi'nin başkanı Oleksandr Merezhko, Ukrinform'a şöyle dedi:

Seçimler gayet beklenen bir şekilde sonuçlandı. Amerika demokratik bir ülke ve bu tür siyasi değişiklikler olağan.

Parlamento komitesinin başkanı "Ukrayna'ya yardımın, Cumhuriyetçileri ve Demokratları birleştirmesinin" ve iki partinin de desteğini almayı sürdürmelerinin kritik olduğunu vurgulayarak ekledi:

Artık yeni ABD Başkanı'nın ekibiyle yapıcı ilişkiler geliştirmeye yönelik oldukça zorlu bir dönem başlıyor. Bu son derece önemli çünkü hayatta kalmamız Amerikan yardımlarının sürdürülmesine bağlı.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Donald Trump'ın ABD başkanlık seçimlerindeki zaferini kutlayarak şöyle dedi:

Başkan Trump'ın küresel ilişkilerde "güç yoluyla barış" yaklaşımına bağlılığını takdir ediyorum. Bu tam olarak Ukrayna'da adil barışa fiilen yaklaşmamızı sağlayacak bir ilke. Başkan Trump'ın kararlı liderliğiyle güçlü bir Amerika Birleşik Devletleri dönemini sabırsızlıkla bekliyoruz. Birleşik Devletler'de iki partinin de Ukrayna'ya güçlü desteğinin süreceğine güveniyoruz. İki ülkeye de yararlı olacak, karşılıklı fayda sağlayan siyasi ve ekonomik işbirlikleri geliştirmekle ilgileniyoruz.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiha de X'te (Twitter) şöyle yanıt verdi:

Başkan Zelenski ve Başkan Trump arasında uzun soluklu, yapıcı ve sonuç odaklı bir diyalog var. Ukrayna-ABD stratejik işbirliğini güçlendirmek ve kapsamlı, adil ve kalıcı barışı yaklaşmak için birlikte çalışacağız. Amerika'nın kararlı liderliğine güveniyoruz.

Ukrayna Genelkurmay Başkanı Oleksandr Sırski, Telegram'dakai açıklamasında cephedeki durumun "zorluğunun sürdüğünü" ve bazı bölgelerde "Ukrayna birimlerinin kaynaklarının sürekli yenilenmesi gerektiğini" söylemişti.

Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı'nın seçim zaferini kutlamak üzere Trump'ı aramayı planlamadığını belirtmişti.

Peskov "Başkanın Trump'ı seçimlerle ilgili tebrik etme planlarından haberdar değilim" demişti.

Devletimize karşı savaşa hem doğrudan hem dolaylı yoldan dahil olan, dostça yaklaşmayan bir ülke hakkında konuştuğumuzu unutmayalım.

Donald Trump'ın zaferinin ardından Birleşik Krallık'ta Liberal Demokrat lider Sör Ed Davey, Başbakan Keir Starmer'a Avrupalı liderlerden oluşan bir "Ukrayna'yı Kurtarma" zirvesi düzenlemesi için çağrı yapmıştı.

Trump daha önce Ukrayna'nın, Vladimir Putin'le anlaşmaya, güçleri bölgeyi işgal ederek kanlı ve uzun süreli bir çatışmaya yol açmadan önce varması gerektiğini söylemişti.

Geçen ay, podcast sunucusu Patrick Bet-David'le röportajı sırasında Trump "Bunun daha başlamadan çözülmesi gerekiyordu. Çok kolay olurdu. Eğer başkanımızın azıcık beyni olsaydı çözmesi çok kolaydı" demişti.

ABD, Joe Biden'ın döneminde Ukrayna'ya hem silah hem de bütçe desteği olarak onlarca milyar dolarlık yardım yapmıştı.

CNN, Biden yönetiminin Trump başkanlığı devralmadan önce Kiev'e olabildiğince destek göndermeyi planladığını aktarıyor.
 

Görsel kaldırıldı.
Kuzey Kore birlikleri cephede görüldü (KNS aracılığıyla KCNA/AFP)

Bu durum, New York Times'ın aktardığına göre Kuzey Kore birliklerinin Rusya'nın Kursk bölgesinin büyük bir bölümünü işgal eden Ukrayna güçleriyle ilk kez çatışmasına denk düşüyor.

Ukraynalı bir yetkili, çatışmanın sınırlı olduğunu ve muhtemelen Ukrayna hatlarındaki boşlukları saptamayı amaçladığını söylemişti.

Independent Türkçe