Biden onayladı: Amerikan özel askeri şirketleri, Ukrayna'da görev yapacak

Donald Trump'ın bu politikayı sürdürüp sürdürmeyeceği belli değil

Ukraynalı askerler, Donetsk'teki Rus ilerleyişini durdurmak için tanksavar mayınlar döşüyor (AP)
Ukraynalı askerler, Donetsk'teki Rus ilerleyişini durdurmak için tanksavar mayınlar döşüyor (AP)
TT

 Biden onayladı: Amerikan özel askeri şirketleri, Ukrayna'da görev yapacak

Ukraynalı askerler, Donetsk'teki Rus ilerleyişini durdurmak için tanksavar mayınlar döşüyor (AP)
Ukraynalı askerler, Donetsk'teki Rus ilerleyişini durdurmak için tanksavar mayınlar döşüyor (AP)

ABD Başkanı Joe Biden, Amerikan özel askeri şirketlerinin Ukrayna'da görev yapmasına onay verdi. 

Amerikan medya kuruluşu CNN, yeni politikanın bu ay başında 5 Kasım'daki başkanlık seçimlerinden önce onaylandığını aktarıyor. Biden yönetiminin bu hamlesiyle, Şubat 2022'de başlayan savaşta ilk kez Amerikan özel askeri şirketlerine Ukrayna'da çalışma izni sağlanmış olacak. 

Haberde, Biden yönetiminin bu kararla Ukrayna politikasında önemli bir değişiklik sergilediğine dikkat çekiliyor. Washington, savaşın başından beri Amerikan yurttaşlarına ve askerlerine Ukrayna'ya gitmeme çağrısı yapmıştı. 

ABD Savunma Bakanlığı'ndan (Pentagon) adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Ukrayna'da faaliyet göstermesi için az sayıda özel askeri şirkete izin verileceğini, bu firmaların silah ve teçhizat bakımını üstleneceğini söyledi.

Şirketler, Ukrayna ordusunun kullandığı Bradley zırhlı muharabe aracı, F-16 jetleri, Patriot füzeleri ve hava savunma sistemlerinin onarımını yapacak. Yetkili, Amerikan şirketlerinin cephedeki çatışmalardan uzak duracağını savunarak şunları söyledi: 

Bu şirketler cephe hatlarından uzakta bulunacak ve Rus güçleriyle savaşmayacak. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'ne ABD tarafından sağlanan teçhizatın gerektiğinde hızla onarılmasını ve bakımı üstlenecekler. Böylece gerekli silah ve mühimmat hızlıca cepheye geri gönderilebilecek.

Pentagon yetkilisi, özellikle F-16 ve Patriot füze sistemlerinin tamirinin "ileri seviye teknik uzmanlık" gerektirdiğini belirterek, söz konusu adımın bu nedenle atıldığını savundu. 

Amerikan gazetesi Washington Post'un görüştüğü Ukraynalı askerler, "arızalı silah kullanmaktansa birkaç hafta sürse bile tamir işlemlerini beklemeyi tercih edeceğini" söylüyor. Askerler, teçhizat onarımının cephede önemli bir değişiklik yaratacağını belirtiyor. 

Ukrayna'da çalışacak işçilerin güvenliğinden özel askeri şirketler sorumlu olacak. Firmaların, çalışanlarının emniyetini sağlamak ve riskleri azaltmak için gerekli önlemleri alması bekleniyor. 
Diğer yandan CNN, seçimleri kazanan Donald Trump'ın ocakta göreve geldiğinde bu politikayı sürdürüp sürdürmeyeceğinin belli olmadığına işaret ediyor. Trump, seçim kampanyasında Ukrayna savaşını "24 saatte bitirebileceğini" söylemesiyle gündem olmuştu. 

Biden ise görevi bırakmadan önce Ukrayna'ya yardımları sürdürmek istiyor. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 21 Ekim'de yayımladığı verilere göre Washington, savaşın başından beri Ukrayna'ya yaklaşık 64 milyar dolarlık yardım taahhüdünde bulundu.

Independent Türkçe, CNN, Washington Post, France 24



Yeni Zelanda'dan 200 bin kişinin istismarıyla ilgili tarihi özür

"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
TT

Yeni Zelanda'dan 200 bin kişinin istismarıyla ilgili tarihi özür

"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP

Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon, 200 bine yakın çocuk ve savunmasız yetişkinin devlet ve kilise bakımı altındayken istismara uğraması nedeniyle bugün parlamentoda özür diledi. 

Başbakan, akıl hastanelerinde ve yetiştirme yurtlarında yaşananların "tasavvur edilemez acıya" yol açtığını söyledi. 

Bu konudaki ihbarları önemsemeyen önceki hükümetler adına özür dileyen Luxon, şu ifadeleri kullandı:

Uğradığınız istismarı bildirmek için öne çıktığınızda size inanılmadığı için üzgünüm. Sözlerim, bu kadar acıyla bu kadar uzun süre yaşadıktan sonra bazılarınız için pek anlam ifade etmeyebilir. Ancak umuyorum ki taşıdığınız yükün tanınması ve bu özürle bazılarınız hafifleyecek.

54 yaşındaki siyasetçi, özellikle Alice Gölü'ndeki akıl hastanesinde yapılan kısırlaştırma operasyonları, etik dışı deneyler ve cezalandırma amaçlı elektrik şoklarına işaret etti:

Alice Gölü'nde işkenceye uğrayanlar… Gençtiniz, yalnızdınız ve tasavvur edilemez acılara maruz bırakıldınız. Derinden üzgünüm.

Luxon, istismar faillerinin adlarının kamusal alanlardan silineceğini de açıkladı. 

Soruşturmada adı geçen kiliselerin "doğru olanı yapıp" telafi sürecinde yer almasını beklediğini vurguladı. 

İstismardan kurtulup hayatta kalanlar, parlamentodaki dinleyici locasını doldururken pek çoğunun özür sırasında ağladığı görüldü.

Uzun zamandır beklenen bu adım, Fransız haber ajansı AFP tarafından "tarihi özür" diye nitelendi. 

İstismara uğrayan kişilerden Tu Chapman, "devlet, kilise ve inanca dayalı diğer kurumlardaki onlarca yıldır süren istismar ve işkenceden dolayı" devletin hesap vermesi gerektiğini vurguladı.

6 yıldır yürütülen soruşturma, 1950-2019'da 200 bine yakın Yeni Zelandalının istismara uğradığını ortaya koyarak ülkede "akla gelmez bir ulusal felaket" yaşandığı sonucuna varmıştı. 

Bu rakam, artık 5 milyon nüfusa ulaşan ülkenin geçmişinde devlet ve kilise bakımında olan 650 bin kişinin neredeyse üçte birinin istismara uğradığı anlamına geliyor.

Çocukların kilisede cinsel istismara uğradığı, annelerin çocuklarını evlat edinme sürecine sokmaya zorlandığı ve yataklara bağlanan sorunlu hastalara elektroşok tedavisi uygulandığı ortaya çıkmıştı.

Yerli Maorilere ırkçı saiklerle daha fazla istismar uygulandığı bildirilmişti. 

İstismara maruz kalanlar, yaşadıkları travmanın bağımlılık gibi sorunlara yol açtığını söylüyor. 

2018'de başlatılan soruşturma sonucunda temmuzda yayımlanan raporda, devlete 233'e yakın öneri sunuldu. Luxon hükümeti, Yeni Zelanda tarihinin en kapsamlı soruşturmasıyla hazırlanan rapordaki tavsiyeleri değerlendireceğini belirtiyor. 

Diğer yandan merkez sağcı Yeni Zelanda Ulusal Partisi liderliğindeki hükümet, somut tazminat planları açıklamadığı gerekçesiyle eleştiri de topluyor.

Independent Türkçe, CNN, AP, AFP