Fransız savcılar Georges Abdullah'ın serbest bırakılması kararına itiraz edecek

Lübnanlı aile Beyrut'ta sabırsızlıkla onu bekliyor

George İbrahim Abdullah, Amerikalı diplomatlar Charles Ray ve İsrailli Yakov Parsimantov'un öldürülmesinde suç ortaklığı suçlamasıyla 3 Temmuz 1986'da Fransa'da Lyon mahkemesinde yargılanırken (AFP)
George İbrahim Abdullah, Amerikalı diplomatlar Charles Ray ve İsrailli Yakov Parsimantov'un öldürülmesinde suç ortaklığı suçlamasıyla 3 Temmuz 1986'da Fransa'da Lyon mahkemesinde yargılanırken (AFP)
TT

Fransız savcılar Georges Abdullah'ın serbest bırakılması kararına itiraz edecek

George İbrahim Abdullah, Amerikalı diplomatlar Charles Ray ve İsrailli Yakov Parsimantov'un öldürülmesinde suç ortaklığı suçlamasıyla 3 Temmuz 1986'da Fransa'da Lyon mahkemesinde yargılanırken (AFP)
George İbrahim Abdullah, Amerikalı diplomatlar Charles Ray ve İsrailli Yakov Parsimantov'un öldürülmesinde suç ortaklığı suçlamasıyla 3 Temmuz 1986'da Fransa'da Lyon mahkemesinde yargılanırken (AFP)

Fransız yargısı, 40 yıl boyunca Fransız hapishanelerinde kalan Lübnan vatandaşı George Abdullah'ın serbest bırakılmasına karar verdi, ancak Fransız Savcılığı kararı temyize götüreceğini açıklamakta gecikmedi. George Abdullah, Fransız topraklarında diplomatlara yönelik suikast ve suikast girişimi suçları da dahil olmak üzere, ömür boyu hapis cezasına çarptırılan dünyanın en yaşlı mahkumlarından biri olarak kabul ediliyor.  

Lübnanlı tutuklunun ailesi, "yaşanan emsallere ve Fransa İçişleri Bakanlığı'nın kendisini cezaevinde tutma konusundaki ısrarına dayanarak" serbest bırakılmasına karar veren "yargı kararına zarar verecek siyasi müdahaleden" korktuklarını ifade etti. Ailesi ve arkadaşları onun Beyrut'a gelişini sabırsızlıkla beklediklerini vurguladı.

Lübnan Adalet Bakanı Henry Al-Khoury, George Abdullah'ın serbest bırakılmasının "Fransa'nın Lübnan'la iş birliği bağlamında gerçekleştiğini ve bunun, Fransa'nın devleti ve Lübnan halkını ilgilendiren konulara ilgisi bağlamında iyi bir karar olduğunu" belirtti.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times