İsrail Gazze'nin kuzeyinde katliamları artırıyor

Netanyahu'nun evine saldıran üç kişi "askeri darbe hazırlamakla" suçlandı

Filistinli bir kadın dün Gazze'nin merkezindeki El Aksa Şehitleri Hastanesi'nde İsrail hava saldırısında ölenlere veda etti (AFP)
Filistinli bir kadın dün Gazze'nin merkezindeki El Aksa Şehitleri Hastanesi'nde İsrail hava saldırısında ölenlere veda etti (AFP)
TT

İsrail Gazze'nin kuzeyinde katliamları artırıyor

Filistinli bir kadın dün Gazze'nin merkezindeki El Aksa Şehitleri Hastanesi'nde İsrail hava saldırısında ölenlere veda etti (AFP)
Filistinli bir kadın dün Gazze'nin merkezindeki El Aksa Şehitleri Hastanesi'nde İsrail hava saldırısında ölenlere veda etti (AFP)

İsrail, Gazze'nin kuzeyini defalarca bombalayarak katliamların hızını arttırdı ve dün onlarca Filistinliyi öldürdü. Resmi bir açıklama olmaksızın Tel Aviv, “generallerin planı” olarak adlandırılan planın bir parçası olarak, bir tampon bölge oluşturmak amacıyla Gazze Şeridi'nin kuzeyini insansızlaştırmak için yoğun çaba sarf ediyor.

Filistin televizyonu dün İsrail bombardımanında 111 kişinin öldüğünü ve bunların yaklaşık 70'inin Gazze Şeridi'nin kuzeyinde olduğunu bildirdi. Filistin başkanlık sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne İsrail'i “Gazze'de soykırıma varan katliamlar” yapmakla suçladı ve ABD yönetimini “bu kanlı saldırganlığın devamından tamamen sorumlu” tuttu.

Bu arada İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin, aralarında bir yedek subayın da bulunduğu üç İsrailli muhalif eylemciyi “askeri darbe hazırlamakla” suçladı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre üç kişi, Başbakan Benjamin Netanyahu'nun kuzeyde bulunan Kaysera kentindeki evine iki işaret fişeğiyle saldırmalarının ardından tutuklandı.



Fransa Başbakanı Bayrou: Türkiye'de yaşananlardan haklı olarak etkileniyoruz

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Fransa Başbakanı Bayrou: Türkiye'de yaşananlardan haklı olarak etkileniyoruz

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Fransa'da 2027'de düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçiminin favorilerinden Marine Le Pen'in 5 yıl siyasi men cezası alması dünyada tartışılıyor.

Fransa Başbakanı François Bayrou, Donald Trump'ın cuma günü Truth Social'da yaptığı paylaşımda mahkemenin kararını "cadı avı" diye niteleyerek "Marine Le Pen'i rahat bırakın" ifadesini kullanmasını yorumladı. 

Le Parisien dergisinde dün yayımlanan röportajda 73 yaşındaki siyasetçiye Trump'ın bu tepkisinin Fransa'nın içişlerine müdahale sayılıp sayılmayacağı soruldu. 

Bayrou, Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılıp tutuklanmasını işaret ederek yanıt verdi:

Evet, müdahale dünyanın kanunu haline geldi. Artık büyük siyasi tartışmalar sınır tanımıyor. Yurtta olanlar Washington'da da yankılanıyor. Örneğin biz de Türkiye'de yaşananlardan haklı olarak etkileniyoruz.

Dünyanın değiştiğini söyleyen Bayrou, şu ifadeleri de kullandı:

75 yıl boyunca demokrasi ve hukukun üstünlüğü kavramlarının dünyanın her yerine kendilerini dayatacağına inandık. ABD etrafındaki ittifak da özgürlük ittifakıydı. Bir anda dünyanın değiştiğini fark ediyoruz. Bazıları birden fazla kıtada özgürlük karşıtı, uluslararası bir ahlaksız ittifak yaratmaya çalışıyor. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ve ülkeler arasındaki demokrasi mutabakatının geçmişte kalması gerektiğine karar verdiler.

Fransa'da Marine Le Pen'in de aralarında bulunduğu, eski adıyla Ulusal Cephe'den seçilmiş bazı Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekilleri hakkında 2004-2016'da AP'de "hayali istihdam" oluşturdukları iddiasıyla soruşturma açılmıştı.

2018'de adı Ulusal Birlik diye değiştirilen oluşumun önde gelen ismi ve eski cumhurbaşkanı adayı Le Pen ve geçen sene ölen babası Jean-Marie Le Pen'in de aralarında bulunduğu 27 partilinin AB fonlarını kötüye kullanmaktan yargılandığı dava, Eylül 2024'te Paris Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanmıştı.

Paris Ceza Mahkemesi, Marine Le Pen hakkında pazartesi verdiği 5 yıl siyasi men kararının derhal uygulanmasına karar vermişti. Ayrıca iki yılı ertelenmiş, iki yılı elektronik kelepçeyle gözetim altında geçirilmek üzere 4 sene hapis ve 100 bin euro para cezası verilmişti.

56 yaşındaki Le Pen, hakkındaki kararın okunmasını beklemeden mahkeme salonunu terk etmişti. Avukatlarıysa kararı temyize götüreceklerini açıklamıştı.

Fransa'da Yüksek Yargı Konseyi bildiri yayımlayarak "Davayı yürüten yargıçları kişisel olarak hedef gösteren tehditler ve siyasi liderlerin özellikle soruşturmanın veya mahkumiyet kararının esasına ilişkin açıklamaları demokratik toplumda kabul edilemez" demişti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da yargı makamının bağımsız olduğunu ve yargıçların korunması gerektiğini söylemişti.

Independent Türkçe, RT, Tasnim