Maoriler ayaklandı: Yeni Zelanda'nın en büyük protestosu

Maori bayraklarının dalgalandığı protestoda, Filistin bayrağı da açıldı (Reuters)
Maori bayraklarının dalgalandığı protestoda, Filistin bayrağı da açıldı (Reuters)
TT

Maoriler ayaklandı: Yeni Zelanda'nın en büyük protestosu

Maori bayraklarının dalgalandığı protestoda, Filistin bayrağı da açıldı (Reuters)
Maori bayraklarının dalgalandığı protestoda, Filistin bayrağı da açıldı (Reuters)

Yeni Zelanda'da Maori yerlilerinin haklarına yönelik yasa değişikliği tasarısı ülke tarihindeki en büyük protestolardan birine yol açtı.

Yeni Zelanda polisinin verdiği bilgilere göre yaklaşık 42 bin kişi salı günü Parlamento binası önünde toplandı. Protesto, binlerce kişinin çeşitli kasabalardaki mitinglere katıldıktan sonra yaya olarak ya da arabalarla başkent Wellington'a gittiği 8 günlük eylemin ardından geldi. 

Ülkenin Güney Adası bölgesindeki Maori kabilelerinden Ngati Toa'nın lideri Helmut Modlik, iktidarın yasa tasarısıyla ülkeyi bölmeye çalıştığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı: 

Bizi bölüp parçalamaya çalışanlar, bunun için geç kaldınız. Biz tek bir halkız.

Ngati Kauwhata kabilesinden Hayley Komene de yürüyüşün "gerçek bir güç ve gurur gösterisi" olduğunu belirterek, iktidarın yasada değişiklik yapma çağrısını "saçmalık" diye niteledi.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, "ülkenin en büyük protestolarından biri" diye nitelediği eylemin barışçıl geçtiğini aktarıyor. Britanya gazetesi Guardian da "Yeni Zelanda tarihindeki en büyük eylemlerden birinin" yaşandığını, protestocuların polisle çatışmaya girmediğini yazıyor.

xc
Maoriler yasa tasarısının iptal edilmesini istiyor (AFP)

Guardian'ın aktardığına göre eylemlere Maori Kraliçesi Ngā Wai Hono i te Pō da katıldı. Kraliçenin sözcüsü Ngira Simmons, şunları söyledi: 

Maori Kraliçesi, ulusal birliğe yönelik bir diyaloğa katkı sağlamak istiyor fakat anlaşmayı baltalayan tek taraflı bir süreci kabul etmeyecektir.

Protestolara sadece yerliler değil, Maorilere destek vermek isteyen Yeni Zelandalılar da katıldı. Wellington sakinlerinden Alice Soper, şunları söylüyor: 

Maorilere yönelik pek çok saldırı gördük ama bu sadece onlarla değil hepimizle ilgili. Hayatımda hiç bu kadar büyük bir yürüyüş görmemiştim. Bu aslında her şeyi özetliyor.

Eylemlere muhalefetteki Te Pati Maori partisinden parlamenter Hana-Rawhiti Maipi-Clarke da katıldı. 22 yaşındaki siyasetçi, geçen hafta yasa tasarısıyla ilgili Parlamento'da düzenlenen görüşmeyi haka dansıyla protesto etmesiyle gündem olmuştu.
 

Tartışmalı yasa ne öneriyor?

Sağcı iktidar koalisyonundaki ACT Yeni Zelanda partisinin sunduğu "Antlaşma İlkeleri Yasası", Birleşik Krallık'la Maori liderleri arasında 1840'ta imzalanan, yerlilere belirli haklar tanıyan Waitangi Antlaşması'nın "yeniden yorumlanmasını" talep ediyor. 

Yasa tasarısını destekleyenler, Waitangi Antlaşması'nın yerli olmayan Yeni Zelandalılara karşı ayrımcılığa yol açtığını öne sürüyor. Yaklaşık 5,3 milyonluk Yeni Zelanda nüfusunun neredeyse yüzde 20'sini oluşturan Maorilerse antlaşmanın değiştirilmesine yönelik çabalara karşı çıkıyor.

ACT Yeni Zelanda'nın yasa tasarısının Parlamento'dan geçmesi için yeterli desteği alması mümkün görünmüyor. Koalisyon ortakları Ulusal Parti ve Önce Yeni Zelanda partisi de tasarının Parlamento'da tartışılmasını desteklediklerini fakat yasalaşmasına izin vermeyeceklerini bildirmişti.

Independent Türkçe, Guardian, BBC, Reuters



"Amerikan paralı askerleri, yardım kuyruğundaki Filistinlileri katlediyor"

GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
TT

"Amerikan paralı askerleri, yardım kuyruğundaki Filistinlileri katlediyor"

GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)

ABD'li güvenlik şirketlerine bağlı paralı askerlerin Gazze'de yardım almaya çalışan Filistinlileri öldürdüğü iddiaları gündemden düşmüyor.

ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım bölgelerinde görev yapan eski güvenlik görevlilerinden biri, paralı askerlerin savunmasız sivillere ateş açtığını savunuyor.

Kimliğinin gizli kalması koşuluyla BBC'ye konuşan görgü tanığı, paralı askerlerin hiçbir tehdit oluşturmayan aç Filistinlilere makineli tüfeklerle saldırdığını ileri sürüyor.

Kaynak, bir paralı askerin, erzak dağıtım noktasından yavaş ayrıldıkları gerekçesiyle kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan bir gruba makineli tüfekle ateş açtığını iddia ediyor.

GHF'nin yardım bölgelerinde görev yapmış paralı asker, şahit olduğu bir diğer olayı da şöyle anlatıyor:

Paralı askerler kalabalığa 15 ila 20 el ateş açtı. Filistinli bir adam yere düştü, hareketsiz kaldı. Orada duran diğer paralı asker de 'Vay canına, sanırım bir tane vurdun' dedi. Sonra da gülüştüler.

Kaynak, olayın GHF'ye raporlandığını fakat yöneticilerin Filistinli adamın "yorgun düşüp bayılmış ya da ayağı takılmış" olabileceğini savunduğunu iddia ediyor.

Ayrıca paralı askerlere standart operasyon prosedürleri verilmediğini ve bir ekip liderinin kendilerine "Tehdit altında hissederseniz öldürmek için ateş edin" dediğini savunuyor. Kaynak, GHF'nin kültürünü şöyle özetliyor:

Gazze'ye gidiyoruz, o yüzden kural yok. Ne istiyorsanız onu yapın.

Diğer yandan ABD-İsrail destekli yardım kuruluşu, bir dönem kendileriyle çalışmış bu kişinin iddialarının gerçeği yansıtmadığını iddia ediyor.

Amerikan haber ajansı Associated Press de dünkü haberinde, ABD'li paralı askerlerin gerçek mermi kullandığını ve Filistinlileri öldürdüğünü yazmıştı. GHF bu haberi de yalanlamıştı.

Bunlara ek olarak eski Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell, Amerikan paralı askerlerinin bir ayda 550 Gazzeliyi öldürdüğünü savunmuştu.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Öte yandan İsrail-Hamas arasında ateşkes görüşmeleri de hızlandırıldı. Suudi Arabistan merkezli medya kuruluşu Şark News'ün aktardığına göre Hamas, silah bırakma meselesinde "esnek" davranabilir.

Filistinli örgütün, Katar ve Mısır aracılığıyla silah kaçakçılığına son vermeyi, Gazze Şeridi'ndeki silah üretim faaliyetlerini durdurmayı ve mevcut silah stoklarını başka bir yerde depolanması için teslim edebileceği savunuluyor. Hamas'ın İsrail ve ABD'nin 60 günlük ateşkes teklifine henüz yanıt vermediği aktarılıyor.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, AP