Putin güncellenen nükleer doktrini onaylayarak Batı'ya uyarı mesajı gönderdi

Ukrayna savaşının üzerinden bin gün geçti... Moskova hedeflerine bağlı kalırken, Amerikan füzeleri Rusya'nın iç kesimlerinde

TT

Putin güncellenen nükleer doktrini onaylayarak Batı'ya uyarı mesajı gönderdi

Putin güncellenen nükleer doktrini onaylayarak Batı'ya uyarı mesajı gönderdi

Ukrayna'daki savaşın bininci gününde, Rusya ile Ukrayna arasındaki siyasi ve askeri gerilimin arttığı bir ortamda durumun daha da kötüye gitmesinden endişe ediliyor. Avrupa'nın Kiev'i destekleyen faaliyetlerinin artması ve Moskova'ya uygulanan yeni yaptırım paketiyle birlikte Kremlin, Ukrayna topraklarına saldırı başlattığı 24 Şubat 2022'de belirlediği hedeflere bağlılığını yineledi. Ukrayna'nın Rusya'nın derinliklerindeki mevzileri vurmak üzere ABD'nin uzun menzilli füzelerini ilk kez kullanmasından bir gün sonra Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus nükleer doktrininin güncellenmiş versiyonunu onaylayarak Batı'ya güçlü bir uyarı mesajı gönderdi.

Kiev'in Rusya'nın derinliklerini hedef alması için ABD'den yeşil ışık aldığının açıklanmasından iki gün sonra Ukrayna kuvvetleri Amerikan füzelerini kullanarak ilk saldırılarını gerçekleştirdi.

Rus ordusu dün (Salı) Ukrayna'nın Bryansk sınır bölgesindeki bir askeri tesise ABD'nin uzun menzilli füzelerini ateşlediğini duyurdu.

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Düşman, Bryansk bölgesindeki bir tesisi 6 balistik füze ile vurdu. Teyit edilen bilgilere göre ABD yapımı ATACMS operasyonel taktik füzeleri kullanıldı. S-400 hava savunma sistemi ve Pantsir hava savunma sistemi beş füzeyi düşürdü ve altıncı bir füzeye hasar verdi (...) Füzenin parçaları bir askeri tesisin teknik alanına düştü ve hızla söndürülen bir yangına neden oldu” ifadeleri yer aldı.

casdf
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin'deki bir toplantıda (Arşiv - Reuters)

Moskova, Batı'nın uzun menzilli füzelerini kullanarak Rusya'nın derinliklerine yapılacak herhangi bir saldırının Batı'nın Rusya'ya karşı savaşa doğrudan müdahil olması anlamına geleceği uyarısında bulundu ve ‘uygun’ önlemlerin alınacağını bildirdi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna ve Batı'yı gerilimi artırmaya çalışmakla suçladı. Lavrov, “Ukrayna, Amerikalıların yardımı olmadan Rusya'ya uzun menzilli füzeler fırlatmazdı” dedi.

Saldırıdan saatler sonra Putin, ülkesinin nükleer doktrininin güncellenmiş versiyonunu imzalayarak Batı'ya güçlü bir uyarı mesajı gönderdi. Kremlin yeni belgenin hazırlandığını daha önce duyurduğu için iki gelişme doğrudan bağlantılı olmasa da, zamanlamanın çakışması önemli anlamlar taşıyordu.

Devlet Başkanlığı kararnamesinde, ‘Rusya Federasyonu'na ya da müttefiklerine karşı olası bir saldırının caydırıcılığının garanti altına alınmasının devletin en önemli önceliklerinden biri olduğu ve saldırının önlenmesinin nükleer silahlar da dahil olmak üzere Rusya Federasyonu'nun tüm askeri gücüyle sağlanacağı’ belirtiliyordu.

Güncellenen nükleer doktrinde devletin nükleer caydırıcılık politikasının savunma amaçlı olduğu belirtilse de yeni olan, Rusya'nın kendisinin ya da müttefiklerinin herhangi bir devlet ya da askeri ittifak tarafından saldırıya maruz kalması halinde, bu saldırı nükleer silahlara sahip bir devlet ya da ittifakın desteğiyle nükleer silahlara sahip olmayan bir devlet tarafından başlatılmış olsa bile, nükleer silahlarla karşılık verebileceği iddiasıdır. Yeni doktrine göre Rusya, kendisinin ya da müttefiki Belarus'un ‘egemenliklerini ya da toprak bütünlüklerini tehdit eden konvansiyonel silahlar’ kullanılarak saldırıya maruz kalması halinde nükleer saldırı başlatmayı düşünebilir.

Önceki doktrin, 2020 kararnamesinde ana hatlarıyla belirtildiği üzere, Rusya'nın bir düşman tarafından nükleer saldırıya ya da devletin varlığını tehdit eden konvansiyonel bir saldırıya maruz kalması halinde nükleer silah kullanabileceğini belirtiyordu.

Yeni güncellemeler, nükleer silaha sahip bir devlet tarafından desteklenen nükleer silaha sahip olmayan bir devlet tarafından Rusya'ya yapılacak herhangi bir konvansiyonel saldırının ortak saldırı olarak değerlendirilmesini içeriyor. Buna ek olarak, Rusya'nın sınırlarını geçen uçaklar, güdümlü füzeler ve insansız hava araçlarıyla (İHA) yapılacak herhangi bir büyük ölçekli hava saldırısı da nükleer bir yanıtı tetikleyebilir.

Bu maddeye göre, güncellenen doktrinin sağladığı yasal yetkiye dayanarak, Rusya'nın iç bölgelerine yönelik füze saldırıları Rusya'nın nükleer karşılık vermesi için yeterli sebep teşkil edebilir.

Belgede ayrıca, ‘askeri çatışmalarda nükleer caydırıcılık devlet politikasının, Rusya için kabul edilebilir olması gereken koşullarda düşmanlıkların sona erdirilmesini garanti ettiği’ belirtiliyor.

Burada da Rusya'nın ima ettiği şey, nükleer caydırıcılığın, varsayımsal düşmanın Rusya'nın savaşı durdurma koşullarına uymasını sağlamak için bir baskı aracı haline gelmesidir.

scd
Moskova'da Nazi Almanya'sına karşı kazanılan zaferin 80’inci yıldönümü anısına asılan bir pankartın önünden geçen Rus bir kadın (Reuters)

Güncellenen versiyonda, Rus nükleer güçlerine ve Kremlin'in en yakın müttefiki Belarus'ta Rusya tarafından konuşlandırılan silahlar da dahil olmak üzere Rusya toprakları dışında konuşlandırılmış ya da konuşlandırılabilecek silahlara da atıfta bulunuluyor.

Rusya Devlet Başkanlığı Sözcüsü Dmitriy Peskov nükleer doktrinin güncellenmesinin nedenini şöyle açıkladı: “Temellerimizi (nükleer caydırıcılık alanındaki Rus devlet politikasını) mevcut duruma ve artan tehditlere uygun hale getirmek gerekiyordu.”

Savaşın bininci gününde Peskov, ülkesinin diyalog yoluyla çözüm arayışı konusundaki tutumunu yineledi ve nihai bir çözüme ulaşmak için ülkesinin koşullarını bildirdi. Peskov, “Rusya, Ukrayna'daki çatışmanın çözümüne katkıda bulunmak isteyen tüm ülkelerin çabalarını takdir ediyor” dedi.

Peskov düzenlediği basın toplantısında, “Özel askeri operasyon, Rusya belirlediği hedeflere ulaştığında sona erecektir” ifadesini kullandı.

vgbg
Rusya'nın büyük bir nükleer tepkiyi simüle etmek için yaptığı füze fırlatma testlerinin bir parçası (Arşiv - Reuters)

Avrupalı taraflar, İngiltere'nin Ukraynalı çocukları zorla Rusya'ya sürmekle suçlanan bir dizi Rus kişi ve kuruluşu da içeren yeni bir yaptırım listesi açıklamasıyla eş zamanlı olarak, Rusya'nın Avrupa kıtasına yönelik tehdidinin devam ettiğini teyit etmek üzere faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Almanya, Fransa, Polonya, İtalya, İspanya ve İngiltere dışişleri bakanları yaptıkları ortak açıklamada, Rusya'nın Avrupa güvenlik altyapısına yönelik sistematik saldırılarının ‘çeşitliliği ve kapsamı bakımından eşi benzeri görülmemiş’ olduğunu ifade ettiler.

Söz konusu açıklamada, “Moskova'nın NATO ülkeleri ve Avrupa Birliği'ne (AB) karşı her türlü yöntemle faaliyetlerini arttırması, çeşitliliği ve kapsamı bakımından eşi benzeri görülmemiş bir durumdur ve önemli güvenlik riskleri oluşturmaktadır” denildi. Bakanlar, güçlü ve birleşik bir NATO'nun önemini vurguladılar. Bu gelişme, AB savunma bakanlarının, NATO Genel Sekreteri'nin de katılımıyla, Avrupa'nın Rusya ile savaşında Ukrayna'ya verebileceği desteği görüşmek üzere Brüksel'de, Ukrayna Savunma Bakanı'nın da katılımıyla bir toplantı düzenledikleri döneme denk geldi.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte dün, AB savunma bakanları toplantısı sırasında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Putin'in hedeflerine ulaşmasına izin vermemek neden hayati önem taşıyor? Çünkü sınırlarımızda daha cesur ve daha küstah bir Rusya olacak (...) ve bununla da kalmayacağından kesinlikle eminim... Rusya, Batı'daki hepimiz için doğrudan bir tehdit oluşturuyor. Rusya'nın kışkırtılmamış ve büyük saldırganlığından bin gün sonra, bakanlar Ukrayna'nın kazanmasına nasıl yardımcı olabileceğimizi tartışıyor ve bu da daha fazla yardım ve daha fazla para anlamına geliyor... Daha fazlasını yapmak zorundayız. Savunma sanayimizi güçlendirmeliyiz.”



Putin'in Ukrayna savaşını bitirme şartları belli oldu

Ukrayna birlikleri, Rusya'nın Donbas'taki ilerleyişini durdurmaya çalışıyor (Reuters)
Ukrayna birlikleri, Rusya'nın Donbas'taki ilerleyişini durdurmaya çalışıyor (Reuters)
TT

Putin'in Ukrayna savaşını bitirme şartları belli oldu

Ukrayna birlikleri, Rusya'nın Donbas'taki ilerleyişini durdurmaya çalışıyor (Reuters)
Ukrayna birlikleri, Rusya'nın Donbas'taki ilerleyişini durdurmaya çalışıyor (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Ukrayna savaşını sonlandıracak bir anlaşma için ocakta ABD'nin başına geçecek Donald Trump'la çalışmaya açık olduğu bildiriliyor.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen 5 Rus kaynağın, Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters'la paylaştığı bilgilere göre Putin, olası anlaşma kapsamında büyük çaplı toprak tavizlerine yanaşmayacak. Ayrıca Kremlin, Ukrayna'nın NATO'ya üyelik başvurusu sürecinin de sonlandırılmasını istiyor. 

Diğer yandan Rusya'nın, ilhak ettiği Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson bölgelerinin paylaşımına yönelik pazarlıklara açık olduğu belirtiliyor. Reuters'ın aktardığına göre bölgenin yaklaşık yüzde 80'i Rusya'nın kontrolünde.

Buna ek olarak anlaşma kapsamında Moskova'nın, Ukrayna'nın kuzeyindeki Harkov ve güneyindeki Mıkolayiv şehirlerindeki birliklerini kısıtlı ölçekte geri çekmeyi kabul edebileceği aktarılıyor.

ABD Başkanı Joe Biden'ın, uzun menzilli balistik Ordu Taktik Füze Sistemleri'nin (ATACMS) doğrudan Rus toprağına saldırı amacıyla kullanılması için yeşil ışık yakması, Kremlin-Washington hattında gerginliği yeni bir seviyeye çıkarmıştı. Putin de Rusya'nın balistik füze saldırılarına uğraması halinde, buna nükleer silahla yanıt verilmesinin önünü açan nükleer silah doktrinini imzalamıştı. 

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna'nın dün gece Bryansk bölgesine, Amerikan menşeli ATACMS füzeleriyle saldırı düzenlediğini bildirmişti. 

Reuters'a konuşan kaynaklar, Washington'ın ATACMS kararının barış anlaşmasını geciktirebileceğini ve süreci daha da karmaşıklaştırabileceğini söylüyor. 

Yetkililer, Ukrayna'nın NATO'ya katılmasının Rusya için kabul edilemez olduğunu belirtirken, Kremlin'in Kiev yönetimine güvenlik teminatı sağlanmasına dair görüşmelere açık olduğunu ifade ediyor. Moskova'nın, Ukrayna'nın ordusunu küçültmesi ve Rusçanın kullanımını sınırlandırmaması gibi taleplerde bulunabileceği de aktarılıyor. Kremlin, 2014'te ilhak ettiği Kırım'la ilgili hiçbir pazarlığa yanaşmıyor. 

İstanbul'daki taslak anlaşma

Rus yetkililer, olası barış planı için 2022'de İstanbul'da yapılan fakat sonuca bağlanamayan müzakereler sırasında hazırlanan taslağa işaret ediyor. 

Taslak metinde Kiev'in Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecine karşı çıkılmazken, NATO'ya katılmasına itiraz ediliyordu. Ayrıca Ukrayna'nın daimi tarafsızlığı kabul etmesi, bunun karşılığında Kiev yönetimine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi olan Birleşik Krallık, Çin, Fransa, Rusya ve ABD tarafından güvenlik garantileri verilmesi isteniyordu.

Rusya 6 kat daha fazla toprak kazandı 

Putin'in emriyle Şubat 2022'de başlayan savaşta Ukrayna, en son büyük hamlesini Rus toprağı Kursk'a ağustosta başlattığı operasyonla yapmıştı. Ancak Washington merkezli düşünce kuruluşu Savaş Çalışmaları Enstitüsü'nün verilerine göre, Rus birlikleri Ukrayna'nın ilerleyişini geri püskürttü. Diğer yandan Rusya bu yıl, 2023'e kıyasla neredeyse 6 kat daha fazla toprak kazandı. Rus birlikler, Donbas bölgesindeki kilit lojistik merkezlere doğru ilerleyişi sürdürüyor. 

Reuters'ın verilerine göre Rusya toplamda 110 bin kilometrekareden fazla toprak kazandı. Ukrayna ise Kursk bölgesinin yaklaşık 650 kilometrekaresini elinde tutuyor. 

Kaynaklar, Batı'nın Ukrayna'ya verdiği tüm desteğe rağmen Rusya'nın savaşı kazanmasını engelleyemediğine dair "acı gerçeği" kabul etmesi gerektiğini savunuyor. 

Washington'dan tartışmalı mayın kararı

Öte yandan ABD'nin, Rus ilerleyişinin durdurulması için Ukrayna'ya anti-personel kara mayını tedarikine yeşil ışık yaktığı savunuluyor. Amerikan gazetesi Washington Post, bunların Rus ilerleyişini engellemek ve cephe hattını güçlendirmek için yapılacak mayınlamalarda kullanılacağını yazıyor. 

İnsan hakları örgütleri, ABD'nin Ukrayna'ya bu mayınları verme kararına tepki gösterdi. ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden (HRW) kararı "şoke edici ve yıkıcı bir gelişme" diye değerlendirdi. 

ABD ve Rusya, antipersonel kara mayınlarının konuşlandırılmasını ve transferini yasaklayan "Mayın Yasağı Anlaşması" olarak da bilinen Ottawa Sözleşmesi'nin tarafları arasında yer almıyor. 
Independent Türkçe, Reuters, BBC, Washington Post, Guardian