Uzun savaşları sonlandırma doktrinine dair bir ön okuma

Kutsal savaşlarının ilahi iradeyi temsil ettiğine inanan totaliterlerden başka kimse savaş talep etmez. Geri kalanların ise çıkarları, denklemleri ve hesapları vardır.

 Burada soru şu; yeni başkan tüm bu savaşları bir anda nasıl sonlandırabilecek? (AFP)
Burada soru şu; yeni başkan tüm bu savaşları bir anda nasıl sonlandırabilecek? (AFP)
TT

Uzun savaşları sonlandırma doktrinine dair bir ön okuma

 Burada soru şu; yeni başkan tüm bu savaşları bir anda nasıl sonlandırabilecek? (AFP)
Burada soru şu; yeni başkan tüm bu savaşları bir anda nasıl sonlandırabilecek? (AFP)

Velid Fares

ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump, “uzun savaşları” sonlandırmak istediğini her zaman açıkladı ve yıllardır bu ilkede ısrar etti. Bunun gibi bir slogan için geniş bir tabanı seferber etti ve bu kitle, kendisine 5 Kasım'da açık zafer kazandıran devasa seçmen tabanının parçası haline geldi. Bu sayede rakibi Kamala Harris'i ezici bir çoğunlukla mağlup etti ve Cumhuriyetçi Parti Temsilciler Meclisi ve Senato'nun kontrolünü ele geçirdi. Yüksek Mahkeme’de de muhafazakârlar çoğunlukta. Dolayısıyla yeni yönetimin tabanında ve yeni Kongre'de “savaşları sonlandırma” talebi oldukça popüler ve yeni yönetimin bunu birbirini takip edecek projelere, adımlara ve kararlara dönüştürmesi gerekiyor. Ama soru şu: Nasıl?

İlgili herkesin bildiği belirli dosyalar yok, ancak bazıları bir kısmını biliyor. Trump bazı savaşları bitirmeye odaklanacak, diğerlerini ise müzakere edecek. Bunlardan bazıları geçiş dönemindeki başkan tarafından “anlamsız savaşlar” olarak değerlendiriliyor, bazıları ise dünyayı tehdit eden, üçüncü bir nükleer savaşa, hatta insanlığın yok olmasına yol açabilecek “tehlikeli savaşlar” olarak değerlendiriliyor. Ancak yönetimi ve üst düzey destekçileri dış politika konusunda aynı görüşte değil. Kanatlar arasında tartışmalara tanık olabiliriz, ancak nihai karar Donald Trump ve ona en yakın olanların elinde olacak.

Öncelikle “savaşları, özellikle de uzun savaşları sonlandırma” kavramını nasıl okuyabiliriz? Pek çok gözlemci, başkan seçilen Trump'ın ulusal çıkarları, dengeleri veya ittifakları hesaba katmadan tüm savaşları tek taraflı olarak sona erdirmeye çalışacağına inanıyor. Bazıları ise savaşları bir gecede sonlandıracağını ve tüm çatışmaların benzer olduğunu, dolayısıyla tümünün tedavi ve çözümlerinin de benzer olduğunu düşünüyor.

Ancak nasıl sonlandırılacağına dair yanıt, konuyu ele alması beklenen ekibe ve gelecek dönemde başkanının etrafındaki danışmanlara bağlı olarak birden fazla olabilir. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre uzun ve tehlikeli görülen savaşların sonlandırılması ilkesi, ABD'deki tüm siyasi tarafların üzerinde mutabakata vardığı bir ilkedir. Kutsal savaşlarının, insanların üzerinde hiçbir kontrolünün olmadığı ilahi bir iradeyi temsil ettiğine inanan totaliterler dışında kimse, sevdiği için savaş talep etmez. Diğer herkesin çıkarları, denklemleri ve hesapları vardır. Trump'ın nihai hedefi, savaşları kökünden sonlandırmak için uluslararası dengeye ağırlığını koymaktır. Ancak bu hedefe, daha sonraki makalelerde detaylandıracağımız çeşitli yollarla ulaşılabilir.

Uygulamada, yeni yönetimin ekipleri Beyaz Saray'a ve diğer binalara konuşlandırıldığında, kendilerini içerideki şiddetli muhalefetin yanı sıra, çok sayıda savaşla karşı karşıya bulacaklar. Buradan bakıldığında Trump yönetiminin, başkanı Beyaz Saray'a yerleştiğinde ne yapacağı şu ana kadar bilinmiyor. Ancak geçiş ekibi, uluslararası terörizmle mücadelenin yanı sıra, Ukrayna savaşı, İran-İsrail savaşı ve altı cephesi ile Çin ve Tayvan arasında olası askeri çatışma başta olmak üzere bazı dosyalara hazırlandı.

Burada soru şu; yeni başkan tüm bu savaşları bir anda nasıl sonlandırabilecek? Şu cevabı verenler olabilir; Trump bu ilkede diretiyor ve istikrar kıyısına varması, nihai barışı inşa etmesi için işler savaşı bitirmek istemeyenlerden bazılarına karşı kararlı davranmasını, bazılarını da tehdit etmesini gerektirebilir. Nihai hedef barıştır ve ona ulaşmak için önündeki engelleri kaldırması gerekirse, bunları barış adına kaldırır.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Borrell Beyrut’ta konuştu: Lübnan çöküşün eşiğinde

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Beyrut'ta düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Beyrut'ta düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
TT

Borrell Beyrut’ta konuştu: Lübnan çöküşün eşiğinde

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Beyrut'ta düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Beyrut'ta düzenlediği basın toplantısında (Reuters)

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell bugün Beyrut'tan yaptığı açıklamada, ‘Hizbullah ile İsrail arasında iki aydır devam eden çatışmaların ardından Lübnan'ın çöküşün eşiğinde olduğu’ uyarısında bulundu.

Borrell düzenlediği basın toplantısında, “Eylül ayında buradaydım ve İsrail'in Lübnan'a karşı açık bir savaşa girmesinin önlenebileceğine dair umudum vardı. İki ay sonra şimdi ise Lübnan çöküşün eşiğinde” ifadelerini kullandı.

İsrail ve Hizbullah'ı ABD'nin ateşkes önerisini kabul etmeye çağıran Borrell, Lübnanlı liderlerin iki yıllık iktidar boşluğunun ardından bir cumhurbaşkanı seçmeleri gerektiğini belirtti. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Borrell ayrıca, AB'nin Lübnan Silahlı Kuvvetleri’ne 200 milyon euro (yaklaşık 208 milyon dolar) tahsis etmeye hazır olduğunu açıkladı.

Borrell, Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüşmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, “İleriye dönük tek bir yol görüyoruz: Acil bir ateşkes ve 2006 yılında Hizbullah ile İsrail arasında ateşkes sağlayan 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının tam olarak uygulanması” dedi.