Trump: Nobel Ödülü ve uzak barış

Bıraktığı 2021 dünyası ile yöneteceği 2025 dünyası birbirinden farklı

ABD Başkanı seçilen Donald Trump (AP)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump (AP)
TT

Trump: Nobel Ödülü ve uzak barış

ABD Başkanı seçilen Donald Trump (AP)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump (AP)

İbrahim Hamidi

ABD Başkanı seçilen Donald Trump, Nobel Barış Ödülü'nü istiyor. Peki, kim istemiyor ki? Trump, Ortadoğu'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasını sağlamadaki rolü nedeniyle ilk başkanlık dönemi sırasında ödülü almayı istemişti. Bu sefer dünya barışını sağlamadaki rolü nedeniyle ödülü almayı daha çok istiyor.

Trump ödülü almak istiyor ve bunun görev süresinin ilk yılında, Ekim 2009'da, “uluslararası diplomasiyi ve halklar arasındaki iş birliğini güçlendirme çabaları" nedeniyle ödül alan eski ABD başkanı Barack Obama gibi, erken bir dönemde gerçekleşmesini istiyor. ABD'nin eski büyükelçisi ve ABD iç işlerinde uzman Robert Ford'un meslektaşı Conn Coughlin'in moderatörlüğünde düzenlenen sempozyumda söylediğine göre bu, Trump'ın Nobel Ödülü'nü alma tutkusunda kilit bir etken. Bahsi geçen sempozyum ise bir grup meslektaşın, diplomatın, uluslararası ilişkiler ve Ortadoğu bölgesi uzmanının katılımıyla, Suudi Arabistan Araştırma ve Pazarlama Grubu (SRMG) bünyesinde yer alan Mecelle ve THINK Merkezi tarafından Londra'daki Frontline Gazeteciler Kulübü'nde düzenlendi.

2013'te Obama'nın ödülünün iptal edilmesi çağrısında bulunan bir tweet atan Trump, anlaşma ve uzlaşılara imza atarak Oslo yolunun taşlarını döşemek istiyor. Ukrayna, Gazze ve Lübnan'daki savaşları sona erdirmek, Tahran'ı yaptırımlar ve azami baskı ile Pekin'i ise ticaret savaşıyla yorma planlarına rağmen, Tayvan ve İran'da askeri savaşlardan kaçınmayı amaçlıyor.

İkinci Trump’ı Birinci Trump’tan ayıran iki nitelik var; sadakat ve kişisel ilişkiler. İlk yönetiminde uzun deneyime sahip üst düzey yetkilileri atamış, ancak sürpriz bir tweet ile onları hızla kovmuştu. Ancak şimdi atadığı veya aday gösterdiği kişilerin çoğu, hatta belki de tamamı ona veya Trumpizm’e sadık. Bazıları, kanaatleri ne olursa olsun “Sayın Başkan”ın isteklerini yerine getireceklerini açıkça ifade ettiler. Dünya liderleri ise Trump ile kişisel ilişki kurma konusunda hızlı davrandılar. Ekibin sadakati karşısında liderle ilişki çok önemlidir.

Bu iki niteliğe ilave olarak iki faktör daha var; birincisi, Trump'ın bu sefer halk oyları ile Seçiciler Kurulu oylarının çoğunu elde ederek kazanması, Cumhuriyetçi Parti’nin Kongre'nin iki kanadı Senato ve Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğa sahip olmasıdır.  İkincisi, Trump ekibini oluşturmakta acele ediyor ve bir an önce dünyayı ve ABD'yi hayal ettiği gibi şekillendirmeye başlamak istiyor. Cumhuriyetçi Parti içindeki bazı eğilimlerin çekincelerini önlemek için bazı adayların Senato'da oylamaya sunulmasını engellemeye çalışıyor.

Ortadoğu, sadece Filistin meselesi ve sağcı İsrail hükümeti ve planları açısından değil, bölgesel ilişkiler açısından da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalandığı dönemden farklı.

Dünya Trump’ın saf özünü yudumlamaya ve önümüzdeki iki ayın sancılarını yaşamaya hazırlanıyor. Tüm taraflar müzakere pozisyonlarını iyileştirmek veya Trump'ın tercihlerini zorlaştıracak oldu bittiler yaratmak istiyor.

Lübnan'da müzakerelerle karşılıklı darbeler arasında bir yarış yaşanıyor. Netanyahu ya en iyi anlaşmayı elde etmek ya da Hizbullah'a müzakere pozisyonunu zayıflatacak güçlü askeri darbeler indirmek istiyor. İran da Tahran’a “azami baskı” uygulamak isteyen Trump ile ilişkilerini iyileştirmek için İsrail'i Hizbullah füzeleriyle hedef almaya devam etmek istiyor. Biden ise Lübnan'da 60 günlük ateşkesi sağlayarak görev süresini tamamlayıp, adını tarihe yazdırmayı ve büyük anlaşmanın unsurlarını tamamlama işini Trump'a bırakmayı hedefliyor.

Ateşkes ve rehineler takası müzakerelerinin yeniden başlatılması yönünde çağrıların yenilendiği Gazze'de de durum aynı. Ancak buradaki anlaşmanın unsurları daha karmaşık ve geniş kapsamlı, çünkü Filistin meselesine dokunuyor. Trump'ı beklerken düzenlenen Riyad zirvesinde “iki devletli çözüm”ü ve Filistin devletinin tanınmasını gündeme getirmeye yönelik Arap-İslam çabalarının önemi de buradan kaynaklanıyor.

Ortadoğu, yalnızca Filistin meselesi ve sağcı İsrail hükümetinin yapısı ve planları açısından değil, bölgesel ilişkiler açısından da birkaç yıl önce İbrahim Anlaşmaları’nın imzalandığı dönemden farklı. Çin himayesinde gerçekleşen Suudi Arabistan-İran yakınlaşması ve bunu sürdürmeye bağlılık, İkinci Trump’ın karşısında bulacağı sahnenin temel direğidir.

Batı'nın silahlanması Beyaz Saray'dan gelen rüzgarlara ilişkin korkuları yansıtıyor ve hiç şüphe yok ki bu korkular, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin iki gün önce Trump ile yaptığı görüşmenin merkezinde de yer alıyordu.

Uluslararası sahne de daha az karmaşık değil. Trump, Putin ile kişisel ilişkisi sayesinde Ukrayna'daki “savaşı hızla sonlandırabileceğini” söyledi. Trump'ın sunmayı planladığı planlar sızdırıldı ve bunlar arasında oldu bittinin, yani Rusya'nın doğu Ukrayna bölgeleri üzerindeki kontrolünün tanınması, bir tampon bölgenin kurulması ve Ukrayna'nın 20 yıl boyunca Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) girmeme taahhüdü yer alıyor.

Zelenskiy ve Avrupa ülkeleri Trump'ın niyetini biliyorlar, bu nedenle Rusya'ya karşı Amerikan ve Avrupa füzelerinin kullanılmasına ilişkin vetoyu kaldırmakta acele ettiler. Dahası Fransa Dışişleri Bakanı, Kiev'in silahlandırılması düzeyinde “kırmızı çizgilerin” olmadığını söyledi. Amaç Rusya'yı yenmek değil, Trump’ın müzakere zamanı geldiğinde Kiev'in müzakere koşullarını iyileştirmek. Şarku’l Avsat’ın Majalla'dan aktardığı analize göre Batı'nın silahlanması, Beyaz Saray'dan gelen rüzgarlara ilişkin korkuları yansıtıyor ve hiç şüphe yok ki bu korkular NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin iki gün önce Trump ile yaptığı görüşmenin ve Avrupalı ​​liderlerin daha yeni başkan göreve gelmeden önce yapmakta acele ettikleri temasların da merkezinde yer alıyordu. Avrupa ve Arap ülkeleri Trump'ın izolasyoncu olduğunu biliyor. Hızlı ve ani saldırıları, cesur suikastları, büyük ticari ve askeri anlaşmaları kabul edebilir, ancak askeri taahhütlerden ve uzun savaşlardan oldukça uzaktır.

Trump'ın geride bıraktığı 2021 dünyası, öncülük edeceği ve Nobel Barış Ödülü'nü almak istediği 2025 dünyasından farklı. Uluslararası çatışmalar daha şiddetli, barış ise daha uzakta.

Çin’e gelince sahne iç içe geçmiş görünüyor. Trump ve ekibinin Pekin'e yönelik düşmanca tutumu net. Amerikan endüstrilerini canlandırmak için Çin mallarına yüzde 60'a varan vergiler getirme niyetleri var. Ancak bu, Tayvan uğruna askeri bir çatışmaya girileceği anlamına gelmiyor. Bu denklemi uygulamak, Çin mallarına ve özellikle de hassas askeri bileşenler içeren mallara bağımlı olan veya Pekin ile büyük bir ticaret dengesine sahip olan birçok Arap ve Avrupa ülkesi için zor ve yorucu olacak.

Biden döneminde Çin ile ilişki üç yönlüydü; ticari rekabet, iklim konusunda ortaklık ve jeopolitik çatışma. Biden da Brezilya'daki G20 Zirvesi oturum aralarında Başkan Şi Cinping ile yaptığı veda görüşmesinde bunu dile getirdi. Ancak büyük ihtimalle Trump ile ilişkiler ikili veya tek yönlü olacak; iki ülke için maliyetli, iki kutbun müttefikleri için ise yorucu bir rekabet.

Trump'ın geride bıraktığı 2021 dünyası, öncülük edeceği ve Nobel Barış Ödülü'nü almak istediği 2025 dünyasından farklı. Uluslararası çatışmalar daha şiddetli, barış ise daha uzakta.

Trump, Roosevelt, Wilson, Carter ve Obama'dan sonra Nobel Ödülü alan beşinci Amerikan başkanı olacak mı? Obama gibi erken mi, yoksa Carter gibi geç bir dönemde mi ödülü alacak? Yahut kaderi, İkinci Dünya Savaşı'nı sona erdirme çabaları nedeniyle 1945'te ve 1948'de iki kez ödüle aday gösterilen ama alamayan Sovyet lideri Joseph Stalin gibi mi olacak?

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Trump'ın dünürü ve Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos kimdir?

Trump'ın Arap dünyası ve Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı olarak seçtiği isim Massad Boulos Michigan eyaletinin Dearborn şehrinde, 1 Kasım 2024 (AP)
Trump'ın Arap dünyası ve Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı olarak seçtiği isim Massad Boulos Michigan eyaletinin Dearborn şehrinde, 1 Kasım 2024 (AP)
TT

Trump'ın dünürü ve Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos kimdir?

Trump'ın Arap dünyası ve Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı olarak seçtiği isim Massad Boulos Michigan eyaletinin Dearborn şehrinde, 1 Kasım 2024 (AP)
Trump'ın Arap dünyası ve Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı olarak seçtiği isim Massad Boulos Michigan eyaletinin Dearborn şehrinde, 1 Kasım 2024 (AP)

ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, pazar günü Arap dünyası ve Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışman olarak Massad Boulos'u seçti.

Lübnan'da Rum Ortodoks bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Massad Boulos, gençlik yıllarında ABD'nin Teksas eyaletine taşındı ve burada Houston Üniversitesi'nde hukuk eğitimi alarak ABD vatandaşı oldu.

Dr. Maliha Fayyad, Massad hakkında “Her szaman annesinin halini-hatırını soran ailesinin mutlu bir evladı. Yaklaşık 12 yıl önce vefat eden babası hastalandığında, tüm ihtiyaçlarını ve rahatını sağlayarak onunla ilgilenmesi dikkate değerdi. İyi bir evlat örneğidir. Sevgiyi ve çevresindekilerin sevgisini ve takdirini artıran da bu” ifadelerini kullandı.

People dergisinin 2022 yılında aktardığına göre, Massad'ın oğlu Michael ve Trump'ın ikinci eşi Marla Maples'tan olan kızı Tiffany, Yunan adası Mikonos'ta aktris Lindsay Lohan'ın kulübünde tanıştı.

vf
Michael Boulos ve Tiffany Trump'ın düğününden bir kare (Tiffany Trump'ın X hesabı)

Massad Boulos'un oğlu Michael Boulos ve Tiffany Trump 2022 yılının kasım ayında, Trump'ın ilk döneminde Beyaz Saray Gül Bahçesi'nde nişanlandıktan sonra Trump'ın Florida'daki Mar-a-Lago tatil beldesinde görkemli bir törenle evlendi.

Lübnan'ın Kefer Akka beldesinde Trump'ın damadı Michael'ı yakından tanıyan çok az kişi var. Michael Boulos, Lübnan'da doğmuş, Nijerya'da büyüdü ve ABD’de eğitim aldı.

zxcvb
Donald Trump'ın ailesinin ABD başkanlık seçimlerinin yapıldığı gün çekilmiş bir fotoğrafı. En solda Michael Boulos ve eşi Tiffany Trump yer alıyor (Tiffany Trump'ın X hesabı)

Kefer Akkalılar Boulos ailesinden övgüyle bahsediyor ve kendileriyle dayanışma içinde olmalarına hayranlık duyuyor. Massad, eşi Sara Fadoul Boulos ile çocukları Fares, Michael, Sophie ve Aurian, Lagos'a taşındıktan sonra birlikte Lübnan'a dönmek istediğini sık sık ifade ediyor. Dr. Maliha Fayyad'ın ‘yeni zenginlere benzemeyen, mütevazı, otantik ve dost canlısı bir aile’ olarak tanımladığı ve “Onlar iyi insanlar, kapıları her zaman herkese açık ve komşularının ve çevrelerinin kalbinde yüksek bir yere sahipler” diye eklediği aileyle birlikte olmak için her fırsatı değerlendiriyorlar.

Massad Boulos'un Trump’ın seçim kampanyasındaki rolü

Trump’ın seçim kampanyası ekibi tarafından Reuters'a yapılan açıklamaya göre Massad Boulos, 2020 yılında ezici bir çoğunlukla Biden'ı destekleyen ancak İsrail, Gazze Şeridi ve Lübnan'a yönelik politikalarına karşı çıkan yaklaşık 300 bin kişiden oluşan Michigan eyaletindeki Arap asıllı Amerikalıları ve Amerikalı Müslümanları Trump'a oy vermeye ikna etmeye çalışarak Trump'ın eyalet seçimlerindeki zaferine kısmen katkıda bulundu. ‘Trump’ı destekleyen Müslümanlar’ grubunun kurucusu Rabiul Chaudhry, Massad Boulos’un Müslüman seçmenlere ulaşmada büyük bir rol oynadığını söyledi.

Massad Boulos haftalarca Michigan, Pennsylvania ve Arap asıllı ve Müslüman Amerikalı nüfusun yoğun olduğu diğer eyaletlerde özel öğle ve akşam yemeklerinde dinleyicilere Trump'ın Ortadoğu'daki savaşları sona erdirmeye kararlı olduğu konusunda güvence verdi.

Yakın bir aile dostu olan Dr. Maliha Fayyad, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Massad Boulos'un yanı sıra Lübnan'dan gelen kardeşi Michel, kız kardeşi Vivian ve kızı da kampanyaya destek verdiler. Dördüncü kardeş Philip Afrika ile Lübnan arasındaki işlerini yürütmekle meşgul olduğundan onlara katılamadı” dedi.

Öte yandan Trump'ın akrabalarını ve dünürlerini seçim kampanyalarına dahil etme gibi bir alışkanlığı olduğu biliniyor.

Siyasi hedefler

Reuters'a göre bu yeni rol Boulus'a Lübnan'da elde edemediği siyasi kozu sağlayabilir.

xcvvgf
Donald Trump Dearborn'da Massad Boulos ile birlikte imza dağıttı, 1 Kasım (AP)

Reuters'a konuşan Lübnanlı bir kaynak, Boulos'un 2018 yılında Hizbullah yanlısı adaylarla birlikte milletvekilliği için aday olduğunu, ancak o tarihten bu yana hiçbir partiyle ilişkilendirilmediğini söyledi.

Boulos'un hem ABD’de hem de Lübnan'da güçlü kökleri var. Babası ve büyükbabası Lübnan siyasetinin önde gelen isimlerindendi, kayınpederi ise bir dönem Hizbullah ile ittifak kuran Maruni Hristiyanlarının partisi Özgür Yurtsever Hareketi'nin (ÖYH) önemli bir destekçisiydi.

Reuters'ın aktadığına göre son birkaç ay içinde Massad Boulos ile konuşan üç kaynak, Boulos'un Lübnan'ın çok kutuplu siyasi yelpazesindeki partilere ulaştığını ve bunun on yıllardır süregelen derin partizan bölünmelerle boğuşan bir ülkede nadir görülen bir durum olduğunu söyledi.

Özellikle Hizbullah ile ilişkilerini sürdürme becerisinin dikkat çekici olduğunu belirten kaynaklara göre Boulos'un Hizbullah'ın Hıristiyan müttefiki ve Lübnan cumhurbaşkanlığı adayı Süleyman Franjiye ile de dostluk bağları var.

Kaynaklar, Massad Boulos'un Hizbullah'a şiddetle karşı çıkan Hıristiyan bir grup olan Lübnan Kuvvetleri Partisi ile de temas halinde ve bağımsız milletvekilleriyle de bağları olduğunu söylediler.