Yeni ankete göre Kamala Harris, Trump'a karşı en iyi adaydı

Yeni anket gösteriyor ki herhangi bir Demokrat adayın Trump'ı yenmesi neredeyse imkansızdı.

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)
TT

Yeni ankete göre Kamala Harris, Trump'a karşı en iyi adaydı

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde Donald Trump'ı yenememiş olsa da yakın zamanda yapılan anket, onun Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor.

Say24/YouGov'un 5 bin 136 kayıtlı seçmenle yaptığı ankete katılanların yüzde 46'sı Harris'e oy verdiğini söyledi. Trump, Seçiciler Kurulu'nu kolayca kazandığı için bu oran Harris'in Beyaz Saray'ı kazanmasına yeterli değildi. Ancak anket, Harris'in Cumhuriyetçi aday Trump'a karşı diğer olası Demokrat adaylardan daha yüksek bir oy oranına sahip olduğunu açığa çıkardı.

Harris'in mağlubiyetinin ardından bazı Demokratlar, onun performansından Biden'ın adaylıktan geç çekilmesini sorumlu tutmuştu. Partinin kapsamlı bir ön seçim yaparak Trump'a karşı daha farklı bir aday seçmesi gerektiğini söylemişlerdi.

Anket, Biden'ın yarışta kalması halinde Trump yerine ona oy vereceğini söyleyenlerin, Harris'e oy veren yüzde 46'nın çok gerisinde kalarak yalnızca yüzde 41 olduğunu ortaya koydu.

Ayrıca Harris'in geride bıraktığı tek aday Biden değildi.

Aday Pensilvanya Valisi Josh Shapiro olsaydı ankete katılanların yalnızca yüzde 37'si ona oy vereceğini, yüzde 6'sı da hiç oy kullanmayacağını söyledi.

Katılanların yüzde 44'ü Trump'a oy vereceğini belirtirken yüzde 10'u kime oy vereceğinden emin olmadığını söyledi.

Harris'in başkan yardımcısı adayı olabileceği söylenen Shapiro, Demokrat Parti'de bir lider olarak öne çıkıyor. Ancak Birleşik Devletler'in çoğunluğu kendisini pek tanımıyor.

Michigan Valisi Gretchen Whitmer'la Trump arasında varsayımsal bir eşleşme durumunda, katılımcıların yüzde 38'i Whitmer'a oy vereceğini söylerken yüzde 48'i yine Trump'ı seçeceğini belirtti.

Bu durumda daha az katılımcı kime oy vereceğinden emin olmadığını söyledi, bu da Whitmer'ın adının biraz daha bilindiğini gösteriyor.

Varsayımsal eşleşmenin analizi, Whitmer'ın, üniversite eğitimli genç seçmenler arasında en iyi performansı sergilediğini tespit etti. Shapiro'yla karşılaştırıldığında Whitmer siyah ve Hispanik seçmenler ve küçük bir farkla kadınlar arasında da daha iyi sonuçlara sahipti.

Ancak Whitmer ve Shapiro'nun rakamları yine de Harris'in çok gerisinde, bu da gösteriyor ki Demokratik aday kim olursa olsun, Trump'ı yenmekte zorlanacaktı.
 

rtrhyjuk
Michigan Valisi Gretchen Whitmer, 2028'de başkanlık için olası bir aday gibi görülüyor, ancak ankete göre Whitmer, Trump'a karşı iyi bir performans sergilemezdi (AP)

Demokratların halihazırda Biden'a yarıştan çekilmesi için baskı yapmasının sebebi, ilk başkanlık münazarasının ardından düşen anket rakamlarıydı. Harris, yeni bir Biden yönetimine şüpheyle yaklaşan seçmenleri geri kazanmak ve daha geniş bir yurttaş kitlesine erişmek umuduyla Biden'ın yerine geçmişti.
 

gbrn
Pensilvanya Valisi Josh Shapiro'nun, Harris'in başkan yardımcısı adayı olarak değerlendirildiği bildirilmişti. Anket, aday olsaydı Shapiro'nun da 2024'te Trump'a karşı zayıf bir performans sergileyeceğini belirtti (Reuters)

Demokratlar Harris'in kampanyasının başkanlığı kazandıracağına dair umutluydu ancak birçok kişi yüksek enflasyon, karşılanamayan konut fiyatları, artan göç ve yurtdışında tırmanan gerilim sebebiyle ülkenin büyük bir kısmının ne kadar hoşnutsuz olduğunu hafife almıştı.

Kimileri başkanlığı kaybedilmesinde Harris'i günah keçisi ilan etmeye çalışsa da son anket, seçmenleri Demokrat Parti'de kalmaya ikna etmek için olağanüstü bir aday gerektiğini gösteriyor.

Liberallerin 2028'de yeniden Beyaz Saray'a ulaşma fırsatı olacak ve ilk anketler Harris'in yarışta hâlâ adaylık için güçlü bir temeli olduğuna işaret ediyor.
Independent Türkçe



Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)

Refik Huri

Ukrayna savaşı, bazen unutulmuş bir savaş gibi görünse de Gazze ve Lübnan’daki savaştan ve İran'ın başını çektiği tüm “direniş ekseninden” çok daha tehlikelidir. Burada Ortadoğu için yeni bir sahne ya da büyüklerin onayladığı bir bölgesel güvenlik sistemine götürecek beklentiler olmaksızın çok fazla gürültü, slogan ve yıkım var. Gazze, savaş bitmeden sona erdi ve kimse onu yönetmeye hazır değil. Önceki “statüko”nun geri gelmesi yönündeki bahisler arasında, herhangi bir siyasi sempati olmaksızın ya da herhangi bir ülke İsrail ile ilişkilerinin gidişatında herhangi bir değişikliğe gitmeden Lübnan neredeyse tamamen yerle bir oldu. Ama Ukrayna'da oyun daha büyük.

Bu, kıtalararası balistik füzelerle ve Rusya'nın nükleer tehdidinin eşiğinde yürütülen bir savaş. Avrupa'yı kontrol etme ve yeni bir çok taraflı dünya düzeni kurma konusunda belirleyici bir savaş. Hayati bir jeopolitik ve stratejik konum ile bağlantıyı sağlama veya koparma savaşı. Zira Başkan Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Profesör Zbigniew Brzezinski'nin tekrarladığı gibi, “Ukrayna olmadan Rusya'nın imparatorluk olmaktan çıktığı” tarihsel bir gerçektir. Tıpkı Batı'nın, Moskova'nın bir imparatorluk olmasını engellemek için Ukrayna'yı Rusya'dan uzaklaştırmakta ısrar etmesi gibi, Başkan Putin de imparatorluğu kurmak için Ukrayna'yı geri almakta ısrar etti. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başından beri bunu fark etmişti ve bunun nedenle anılarında Putin'i kızdırmamak için Ukrayna'nın NATO'ya katılımını ertelemeye çalıştığını söylüyor. Sovyetler Birliği ile Batı arasındaki Soğuk Savaş'ın sona ermesinden yıllar sonra, Rusya ile Batı arasında sıcak bir vekâlet savaşının yaşanması da bu nedenle kaçınılmaz.

ABD ile Çin arasında, Çin'in Tayvan'ı zorla ilhak etmeye karar vermesi durumunda daha da kızışabilecek soğuk savaşın kaçınılmazlığı da buradan kaynaklanıyor. Sahne her şeyi anlatıyor; ABD dünyanın zirvesinde endişeli ve gergin iken, Çin zirveye ulaştıktan sonra kendinden emin ve sakin. Rusya, korkutan ve korkan rolünde seferberlik halinde. NATO'nun kapısına kadar genişlemesinden korkuyor ve NATO'nun Ukrayna'yı kabul etmeyi düşünmesini engellemek için aceleyle savaşa girerek korkutuyor.

ABD, tüm uyarılara rağmen güçlünün yükselen güçten korkmasını simgeleyen “Thucydides” tuzağına düştü. Tarihçilere göre bu, Atina ile Sparta arasında yaşananların bir örneğidir. Güçlü Atina Sparta'nın artan gücünden korktuğu için kendisine savaş açmıştı. Ancak Çin, her ne kadar daha büyük, daha geniş bir tuzağa hazırlanıyor olsa da bu tuzağa düşmemeye çalışıyor.

Biden yönetimi Çin ile ilişkileri üç şekilde özetliyor: rekabet, husumet ve iş birliği. Trump yönetimi ise daha büyük bir şeyden söz ediyor. Başkan Şi Cinping iş birliği arzusunu kullanıyor ancak pratikte “dünyayı yeniden oluşturmak, Batı değerlerini uluslararası kurumlardan kovmak ve doları tahtından indirmek” istiyor. Stanford Üniversitesi'nden ve “Çin'e Göre Dünya” kitabı yazarının Elizabeth Economy’nin söylediğine göre, Şi ayrıca, “Kuşak ve Yol, küresel büyüme, küresel güvenlik ve küresel medeniyet” programlarını gerçekleştirmek için uluslararası uzlaşma çağrısında bulunuyor. Bu ise kısaca, sadece çok kutuplu bir sistemden ibaret olmayan yeni bir dünya düzenidir.

Ancak ABD'de ve tabii ki Avrupa'da, Çin ile anlaşmayı savunanlar da az değil. G7 ve G20 arasında ABD ve Çin’den oluşan “G2” fikrini öne sürenler var. Nitekim tarihçi Adam Tur, “Çin'in tarihsel yükselişine uyum” çağrısında bulundu. Siyaset bilimci Graham Allison, “Asya'daki Çin etkisinin” kabul edilmesi çağrısında bulundu. Ancak olumsuz dalga da artıyor. Tufts Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Michael Buckley, “hayati çıkarların çatıştığına ve iki ülkenin sistemlerinde bunun güçlü köklere sahip olduğuna, güç dengesinde büyük bir değişiklik olmadan düşmanlığın azaltılamayacağına, düşmanlığın iki tarafın birbirini yanlış anlamasından değil, birbirini iyi tanımasından kaynaklandığına” inanıyor. Dahası eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Matt Pottinger ve eski kongre üyesi Mike Gallagher Çin ile rekabeti yönetmeyi reddedip, Pekin ile çatışmacı bir söylem ve böylece “rekabeti kazanmayı” talep ediyorlar.

Şi’ye gelince Çin'in yükselişte, ABD'nin ise düşüşte olduğuna inanıyor. Çin Komünist Partisi'nin 2021 yılında yayınlanan “100 Yıllık Resmi Tarihçe”sinde şu ifadelere yer verildi: “Çin, dünya sahnesinde merkeze eskisinden daha yakın. Kendi doğuşuna hiçbir zaman bugün olduğundan daha yakın olmamıştı.”  Şi'nin istediği, Çin ile savaşın üzerinde çok fazla duman görmek isteyen ABD ile “dumansız bir savaş” kazanmaktır. Gerçek şu ki her zaman soğuk savaş zihniyetinden uzaklaşma çağrısında bulunan Çin, ABD’ye karşı bir soğuk savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'ye karşı koymak ve dünyadaki Amerikan hegemonyasını zayıflatmak için Rusya ile “sınırsız ortaklık” kurmayı tercih etti. Her ne kadar Çin, Kuşak ve Yol çerçevesinde yüzden fazla ülke ile anlaşmalar imzalamış olsa da Pew Vakfı'nın 2023 yılında tüm kıtalardan 24 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması, katılımcıların yüzde 22'sinin Çin'i tercih ettiğini, yüzde 60'ının ise ABD'ye olumlu baktığını ortaya koydu.

Oyun ikili bir oyun değil, üçlü bir oyun; Çin ve Rusya, ABD'ye karşı. Sıcak arena Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa, Gazze ve Lübnan savaşları nedeniyle de Ortadoğu ise ekonomik ve jeopolitik rekabetin soğuk arenası, Küresel Güney olarak adlandırılan bölgedir. Ama bu, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Endonezya gibi rolleri olan büyük ülkeleri içerdiğinden coğrafi olarak tamamen güneyli değil. Aynı zamanda İran, Türkiye ve İsrail gibi rolleri olan bölge ülkelerini de içeriyor.

Hiç kimse bir soğuk savaşı tamamen kazanamaz. İlk soğuk savaş bile bir ölü ve bir yaralı ile sona erdi. Zafer coşkusu ve “tarihin sonu” konuşmalarının ardından yaşanan olayların da doğruladığı gibi, ölen Sovyetler Birliği, yaralı ise ABD’deydi.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.