Netanyahu ve Gallant hakkında yakalama kararı çıkarılması için uzun süre çalışan ‘Maestro’ lakaplı avukat Gilles Duvier hayatını kaybetti

Merhum Fransız avukat Gilles Duvier (X)
Merhum Fransız avukat Gilles Duvier (X)
TT

Netanyahu ve Gallant hakkında yakalama kararı çıkarılması için uzun süre çalışan ‘Maestro’ lakaplı avukat Gilles Duvier hayatını kaybetti

Merhum Fransız avukat Gilles Duvier (X)
Merhum Fransız avukat Gilles Duvier (X)

Filistin davasının uluslararası mahkemelerdeki en büyük savunucularından biri olan ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı çıkartan Fransız uluslararası hukuk avukatı Gilles Duvier salı günü 68 yaşında hayatını kaybetti.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Monte Carlo radyosundan aktardığına göre, Duvier’in yol arkadaşı avukat Abdulmecid Marari şu ifadeleri kullandı: “O, ilkeler ve genel olarak haklı davalar, özellikle de Filistin davası için yaşadı. Her yerde savaş suçlularına karşı yakalama kararı çıkarmaya çalıştı.”

2023 yılında, aralarında Duvier'in de bulunduğu Filistinli mağdurların avukatları, İsrail işgalinin Gazze Şeridi halkına karşı işlediği soykırım ve etnik temizlik suçlarıyla ilgili olarak Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) bir şikâyet dilekçesi sundu.

Duvier, savaş suçlarından sorumlu olanların hesap vermesini sağlamaya kendini adamış 500'den fazla avukat ve hukuk uzmanından oluşan küresel bir ağ olan Uluslararası Avukatlar Komitesi'ni kurdu.

Bu komite, davaların UCM’ye taşınmasında etkili oldu ve Netanyahu ile Gallant hakkında yakalama kararı çıkarılmasını sağladı.

Duvier, 400 avukatla birlikte Filistin halkı adına UCM'ye yaptıkları şikâyetle ilgili olarak şunları söylemişti: “Filistin davasında bir soykırım davasının tüm kriterlerine sahip olduğumuz benim için çok açık. Hükümetler hangi kampa katılacaklarını, insan haklarını mı yoksa soykırımı mı destekleyeceklerini seçmek zorunda. Uluslararası hukuk ve insan hakları hakkında konuşmalar yapıp sonra da hiçbir şey yapmadan saldırıyı kabul edemezler.”

“Eğer UCM hiçbir şey yapmazsa, bu mahkemenin sonu olur” diyen Duvier, “Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkartmak için elimizde yeterli kanıt var” ifadelerini kullanmıştı.



Zuckerberg daha önce kendisini tehdit eden Trump'ı ziyarete gitti

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Zuckerberg daha önce kendisini tehdit eden Trump'ı ziyarete gitti

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Mark Zuckerberg, müstakbel başkan Donald Trump'ın kendisini hapse atmakla tehdit etmesinden aylar sonra Mar-a-Lago'da görüntülendi.

Stephen Miller, Zuckerberg'ün ziyaretini Fox News'e doğruladı.

Trump'ın Beyaz Saray Özel Kalem Müdür Yardımcısı olarak atadığı Miller, Fox News'e "Evet, bu doğru" dedi.

Mark Zuckerberg, Donald Trump'ın öncülük ettiği bu reform hareketiyle Amerika'nın ve dünyanın dört bir yanında gördüğümüz bu değişimin destekçisi ve katılımcısı olma isteği konusunda çok açıktı. Pek çok iş dünyası lideri gibi, Mark Zuckerberg de Başkan Trump'ın değişim aktörü, refah aktörü olduğunu görüyor ve bu nedenle iş dünyası liderleri, her yerden CEO'lar, ekonomimizi refaha kavuşturmak, Amerikalı işçilere hizmet etmek ve Amerika'nın dünyanın en güçlü, en zengin, en özgür ulusu olmasını sağlamakta bir unsur, bir destekçi, bir güçlendirici rolü üstlenmek istiyor.

Politico, Zuckerberg'in ziyaret haberini ilk kez çarşamba günü duyurmuştu. Toplantıya dair doğrudan bilgi sahibi olan bir kişi, Meta CEO'sunun Mar-a-Lago'da kalabalık bir güvenlik ve personel ekibiyle görüldüğünü söylemişti.

Bir Meta sözcüsü yaptığı yazılı açıklamada, yayın kuruluşuna Zuckerberg'in akşam yemeğine katılma ve yeni yönetimin diğer üyeleriyle bir araya gelme daveti için Trump'a "minnettar" olduğunu aktarmıştı.

Sözcü, Politico'ya "Amerikan yenilikçiliğinin geleceği için önemli bir dönem" demişti.

Trump'ın ilk döneminde danışmanlık yapan Miller "Bunun nereye varacağını göreceğiz" dedi.

Elbette Mark'ın kendi çıkarları, kendi şirketi ve kendi gündemi var ama Başkan Trump'ın önderliğinde Amerika'nın ulusal yenilenmesini desteklemek istediğini açıkça belirtti.

Trump daha önce 2020'de seçim altyapısına yüz milyonlarca dolar harcadığı için Zuckerberg'in hapse atılması çağrısında bulunmuştu. Bu eylemin seçimlere müdahale niteliği taşıdığını ileri sürmüştü. Trump, Zuckerberg'i bu yıl da "seçim müdahalesi" diye adlandırdığı şeye benzer kaynaklar ayırması halinde hapse atmakla tehdit etmişti.

Ancak ekimde katıldığı bir podcast'te, Zuckerberg'in "seçimlerin dışında kalmasının iyi" olduğunu söyleyen Trump, sosyal medya patronuna karşı tutumunu değiştirmiş gibi görünüyordu. Zuckerberg, temmuzda Pensilvanya'nın Butler kentinde Trump'a düzenlenen suikast girişiminin ardından onu aramıştı. 2024'te herhangi bir başkan adayını desteklememişti.

Trump, 6 Ocak 2021'de ABD Kongre Binası'na yapılan saldırının ardından Facebook'tan kovulmuştu. Hesabı 2023'ün başlarında yeniden açıldı.

Zuckerberg, Trump'ın hakaretlerine maruz kalanlar arasında seçim zaferinin ardından Mar-a-Lago'ya hac ziyaretine giden ilk kişi değil. MSNBC'de yayımlanan Morning Joe programının sunucuları Joe Scarborough ve Mika Brzezinski, müstakbel başkanla Florida'daki konutunda bir araya geldiklerini açıklamıştı.

Trump'ın eski arkadaşlarıyken sert eleştirmenlerine dönüşen ikili, bunun ilişkiyi onarmaya yönelik bir çaba olduğunu söylemiş ama başkaları, sunucuların yeni başkanın intikamından endişe duyduğunu iddia etmişti. Trump daha önce Scarborough'yu, 2001'de kalp rahatsızlığından kaynaklanan komplikasyonlar sonucu hayatını kaybeden 28 yaşındaki stajyer Lori Klausutis'in ölümüyle ilgili asılsız komplo teorileriyle ilişkilendirmişti.

Independent Türkçe