Avustralya 16 yaş altına sosyal medyayı yasaklayan yasayı kabul etti

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese (Reuters)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese (Reuters)
TT

Avustralya 16 yaş altına sosyal medyayı yasaklayan yasayı kabul etti

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese (Reuters)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese (Reuters)

Avustralya Parlamentosu bugün, 16 yaşın altındaki çocukların sosyal medya kullanmasını yasaklayan ve dünyada türünün ilk örneği olacak bir yasayı kabul etti.

TikTok, Facebook, Snapchat, Reddit, X ve Instagram gibi sosyal medya platformlarının sahipleri, 16 yaşından küçük çocukların bu platformlarda hesap sahibi olmalarını önlemeye yönelik sistematik başarısızlıklar nedeniyle, 50 milyon Avustralya dolarına (33 milyon ABD Doları) kadar para cezasına çarptırılacak.

Şarku’l Avat’ın aldığı bilgiye göre Avustralya Senatosu tasarıyı dün, 19 aleyhte 34 oyla kabul ederken, Temsilciler Meclisi yasayı çarşamba günü 13 aleyhte 102 kabul oyla ezici bir çoğunlukla kabul etti.

Temsilciler Meclisi, Senato tarafından yapılan değişiklikleri bugün onaylayarak tasarıyı etkili bir yasa haline getirdi.

Başbakan Anthony Albanese, yasanın çocuklarının çevrimiçi ortamda maruz kalabileceği zarar konusunda endişe duyan ebeveynleri desteklediğini belirtti.

Albanese, "Platformlar artık çocuklarımızın güvenliğinin öncelikli olmasını sağlama konusunda sosyal bir sorumluluk taşıyor" ifadelerini kullandı.

Platformların, yaptırımlar uygulanmadan önce yasağı nasıl uygulayacaklarını belirlemek için tam bir yıl süreleri olacak.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP