Dünya Sağlık Örgütü: Gazze'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'ndeki koşullar "korkunç"

Bir Filistinli, İsrail'in Baptist Hastanesi'ne düzenlediği saldırıda öldürülen akrabasının cesedinin yanında oturuyor, 15 Aralık 2024 (AFP)
Bir Filistinli, İsrail'in Baptist Hastanesi'ne düzenlediği saldırıda öldürülen akrabasının cesedinin yanında oturuyor, 15 Aralık 2024 (AFP)
TT

Dünya Sağlık Örgütü: Gazze'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'ndeki koşullar "korkunç"

Bir Filistinli, İsrail'in Baptist Hastanesi'ne düzenlediği saldırıda öldürülen akrabasının cesedinin yanında oturuyor, 15 Aralık 2024 (AFP)
Bir Filistinli, İsrail'in Baptist Hastanesi'ne düzenlediği saldırıda öldürülen akrabasının cesedinin yanında oturuyor, 15 Aralık 2024 (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün yaptığı açıklamada, bir insan hakları ekibinin hafta sonu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kamal Advan Hastanesini ziyaret ettiğini ve "korkunç" koşullarla karşılaştığını duyurdu.

Kamal Advan Hastanesi, İsrail ordusunun yoğun askeri operasyon yürüttüğü Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya kasabasında bulunuyor. İsrail, amacının Hamas'ın yeniden toparlamasını engellemek olduğu belirtiliyor.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "X" platformunda yaptığı açıklamada, BM sağlık kuruluşu ve ortaklarının birçok girişimin ardından “iki gün önce, görev sırasında hastane çevresindeki çatışmalar ve patlamaların ortasında” tesise erişebildiğini belirtti.

Ekip “5.000 litre yakıt, gıda ve ilaç teslim etti. Üç hasta ile altı refakatçiyi Filistin Şeridi'ndeki ana hastane olan el Şifa hastanesine taşıdı” dedi

Kemal Advan Hastanesi, savaştan zarar gören kuzey Gazze Şeridi'nde faaliyet gösteren son sağlık tesislerinden biri ve WHO bu ayın başlarında hastanenin “asgari düzeyde” hizmet verdiği uyarısında bulunmuştu.

WHO, çok ihtiyaç duyulan malzemeleri ulaştırma çabalarının defalarca engellendiğini belirtti.

Ayın başlarında WHO, haftalarca süren başarısız girişimlerin ardından 30 Kasım'da bir misyonun hastaneye ulaştığını ve yardım ile cerrahlar ve diğer uzmanlardan oluşan uluslararası bir acil durum ekibini götürdüğünü duyurdu.

Ancak ekip günler sonra, tesis çevresindeki şiddetli çatışmalar nedeniyle hastaneyi terk etmek zorunda kaldı.

“Bu durum hastaneyi cerrahi ve doğum bakımı konusunda uzmanlaşmış personelden yoksun bıraktı” uyarısında bulunan Tedros, saldırıların daha çok tesise, oksijen ve elektrik kaynağına zarar verdiğini ifade etti.

Tedros, “Hastanedeki koşullar tek kelimeyle dehşet verici” dedi.

DSÖ Genel Direktörü “Sağlık hizmetlerinin korunmasını ve bu cehenneme bir son verilmesini talep ediyoruz. Ateşi durdurun!” ifadelerini kullandı.



Devrim Muhafızları, petrol ihracatındaki payını artırıyor: Gelirlerin yarısını alıyorlar

İran'ın, ABD yaptırımlarının devreye sokulduğu 2018'den bu yana petrol ihracatı üzerindeki kontrolünü artırdığı belirtiliyor (Reuters)
İran'ın, ABD yaptırımlarının devreye sokulduğu 2018'den bu yana petrol ihracatı üzerindeki kontrolünü artırdığı belirtiliyor (Reuters)
TT

Devrim Muhafızları, petrol ihracatındaki payını artırıyor: Gelirlerin yarısını alıyorlar

İran'ın, ABD yaptırımlarının devreye sokulduğu 2018'den bu yana petrol ihracatı üzerindeki kontrolünü artırdığı belirtiliyor (Reuters)
İran'ın, ABD yaptırımlarının devreye sokulduğu 2018'den bu yana petrol ihracatı üzerindeki kontrolünü artırdığı belirtiliyor (Reuters)

İran'da İslam Devrimi Muhafızları Ordusu'nun (DMO), ülkenin petrol ihracatı üzerindeki kontrolünün arttığı bildiriliyor. 

Birleşik Krallık merkezli Reuters'ın haberinde, Devrim Muhafızları'nın petrol ihracatı gelirlerinin yarısını aldığı savunuluyor. 

Seçilmiş ABD Başkanı Donald Trump'ın, ilk döneminde yeniden uygulamaya koyduğu yaptırımlar İran'ın enerji sektörünü zayıflatmayı amaçlıyordu. Ancak sert yaptırımlara rağmen Tahran, en büyük döviz kaynağı ve küresel ekonomiyle başlıca bağlantısı olan petrolden yılda 50 milyar dolardan fazla gelir elde ediyor. Diğer yandan Trump'ın 1 Ocak'ta göreve gelmesiyle Tahran'a karşı "maksimum baskı" politikasını sürdüreceği öngörülüyor.

Kimliklerinin açıklanmamasını isteyen kaynaklar, DMO'nun İran'ın petrol ihracatının yüzde 50'sini kontrol ettiğini öne sürüyor. Bu oranın üç yıl önce yüzde 20 civarında olduğuna işaret ediyorlar. 

Devrim Muhafızları'nın, Tahran yönetimine ait Ulusal İran Petrol Şirketi (NIOC) ve iştirakleri üzerindeki nüfuzunu artırdığı ve Batılı ülkelerin yaptırımlarına takılmadan tedarik sağlayabildikleri lojistik ağlar kurduğu iddia ediliyor. Petrolün çoğunun paravan şirketler aracılığıyla Çin'e satıldığı savunuluyor.

ABD'nin eski İran özel temsilcisi Richard Nephew şunları söylüyor: 

Devrim Muhafızları kaçakçılıkta çok daha iyiydi ama petrol sahası yönetiminde berbattı. Bu yüzden petrol ihracatında daha büyük bir kontrol elde etmeye başladılar.

Biden yönetiminde görev yapan ve İran'a karşı yaptırımların mimarlarından biri olan Nephew, Devrim Muhafızları yetkilileriyle petrol yöneticilerinin birlikte çalıştığını öne sürüyor.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) verilerine göre, İran'ın bu yılki ortalama ham petrol üretimi günlük 3,3 milyon varil oldu. Bu, 2018'den beri ulaşılan en yüksek rakam. 

İran'ın Çin'e petrol satışıyla ilgilenen bir kaynak, ihracat gelirlerinin DMO ve NIOC arasında kabaca eşit olarak paylaşıldığını söylüyor. Devrim Muhafızları'nın NIOC'a kıyasla petrolü varil başına 1 ila 2 dolar daha ucuza sattığını zira DMO'yla iş yapan alıcıların daha fazla riske girdiğini belirtiyor:

Durum, alıcının ne kadar risk almak istediğine göre değişiyor. Daha fazla risk almak isteyenler, ABD'nin terör örgütü olarak nitelediği Devrim Muhafızları'nı tercih ediyor.

Bazı Batılı yetkililerse DMO'nun çok daha fazla indirim yaptığını savunuyor. Kaynaklara göre Devrim Muhafızları, petrolü varil başına 5 ila 8 dolara kadar daha ucuzdan satıyor.

Reuters, NIOC, İran Dışişleri Bakanlığı ve DMO'nun yorum taleplerini reddettiğini aktarıyor.

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal