İsrail, İrlanda Cumhurbaşkanı'nın Mısır'da yerleşim birimleri inşa etmeye çalıştığına ilişkin sözlerini eleştirdi: Antisemitik bir yalancı

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar (AFP)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar (AFP)
TT

İsrail, İrlanda Cumhurbaşkanı'nın Mısır'da yerleşim birimleri inşa etmeye çalıştığına ilişkin sözlerini eleştirdi: Antisemitik bir yalancı

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar (AFP)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar (AFP)

Times of Israel gazetesi, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İrlanda Cumhurbaşkanı Michael D. Higgins'in İsrail'i ‘Lübnan ve Suriye'nin egemenliğini ihlal etmek ve Mısır'da yerleşim yerleri inşa etmeye çalışmakla’ suçlayan sözlerini eleştirdiğini aktardı.

Dün yaptığı açıklamada İsrail’in İrlanda’daki büyükelçiliği kapatma kararını savunan Saar, ‘Yahudi nefreti (antisemitizm)’ ile suçladığı Başbakan Simon Harris'in liderliğindeki Dublin’in ‘antisemitizmi kışkırttığını’ iddia etti.

İrlanda Cumhurbaşkanı Higgins, yaptığı açıklamada, “Bir halkı, uluslararası hukukun birçok ilkesinin yanı sıra Lübnan ve Suriye ile yerleşim birimleri kurmak istediği Mısır olmak üzere üç komşusunun egemenliğini ihlal eden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile aynı fikirde olmadıkları için damgalamak çok ciddi bir mesele” ifadelerini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Higgins, İrlanda’nın Filistin’i tanımasının ardından Filistin’in Dublin Büyükelçisi olarak atanan Jilan Wahba Abdalmajid’in güven mektubunu kabul ettiği sırada yaptığı açıklamada “Başbakan Netanyahu'yu eleştiren birinin antisemitizm yaptığını söylemek bence apaçık bir iftiradır” dedi.

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İngilizce olarak yaptığı açıklamada Higgins'i ‘antisemitik bir yalancı’ olarak nitelendirdi. İsrail'in eylemlerini savunmaya devam eden Saar, “8 Ekim 2023'te Hizbullah'ın Hamas'ı desteklemesiyle birlikte bir yılı aşkın bir süre boyunca Lübnan topraklarından İsrail'in egemenliği sebepsiz yere ve herhangi bir provokasyon olmaksızın ihlal edildi. O tarihten bu yana İsrail vatandaşlarına on binlerce roket, füze ve insansız hava aracı (İHA) ile saldırıldı. İsrail de her ulusun yapacağını yaptı ve acımasız bir saldırgana karşı kendini savundu” ifadelerini kullandı.

Suriye’deki gelişmelere değinen Saar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Esed rejimi düşerken silahlı gruplar tampon bölgeye girdi ve 1974 tarihli Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’nı ihlal ederek Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü’ne (UNDOF) saldırdı. İsrail, radikallerin vatandaşlarına yönelik tehdidini önlemek için geçici olarak sınırlı birkaç noktaya girdi. İsrail bundan sonra 7 Ekim'deki gibi sınırlarının herhangi bir noktasında Hamas’ın yaptığına benzer bir saldırının gerçekleşmesini beklemeyecek.”

Mısır ile ilgili olarak ise Saar şunları söyledi:

“(İrlanda Cumhurbaşkanı) Higgins, İsrail'in orada (Mısır topraklarında) yerleşim bölgeleri inşa etmeye çalıştığı iddiasını ortaya attı. İsrail, Mısır ile yapılan barış anlaşması çerçevesinde çok büyük bir alandan, Sina çölünün tamamından çekildi. Oradaki tüm yerleşim birimlerini lağvetti. Barış anlaşması 1979'dan beri geçerli olmaya devam ediyor.”

defv
Dublin'de düzenlenen Filistin yanlısı bir gösteri (Reuters)

Saar, açıklamasının sonunda İrlanda'nın İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası ile mücadelede Müttefiklere katılmamasına atıfla “İrlanda'nın İkinci Dünya Savaşı sırasında en iyi ihtimalle tarafsız olduğunu unutmayalım. Özgür dünya Hitler ekseniyle savaşırken İrlanda hiçbir şey yapmadan kenarda oturuyordu” şeklinde konuştu.



Afrika'dan Macron'a yanıt: Biz olmasaydık, Fransa bugün hala Almanya’nın olurdu

Fransız askerlerinin ülkeden ayrılışını “Afrika'nın kurtuluşu” ifadelerinin yer aldığı bir pankartla kutlayan Malililer (Arşiv - AFP)
Fransız askerlerinin ülkeden ayrılışını “Afrika'nın kurtuluşu” ifadelerinin yer aldığı bir pankartla kutlayan Malililer (Arşiv - AFP)
TT

Afrika'dan Macron'a yanıt: Biz olmasaydık, Fransa bugün hala Almanya’nın olurdu

Fransız askerlerinin ülkeden ayrılışını “Afrika'nın kurtuluşu” ifadelerinin yer aldığı bir pankartla kutlayan Malililer (Arşiv - AFP)
Fransız askerlerinin ülkeden ayrılışını “Afrika'nın kurtuluşu” ifadelerinin yer aldığı bir pankartla kutlayan Malililer (Arşiv - AFP)

Çad ve Senegal, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un dün Sahel ülkelerini, teröristlerle mücadelede kıtaya verdiği destek için ülkesine ‘teşekkür etmemekle’ suçlayan sözlerini sert bir dille kınadı.

Fransa'nın dünya genelindeki büyükelçilerinin yıllık toplantısında konuşan Macron, ülkesinin 2013 yılından bu yana teröre karşı Sahel bölgesine askeri müdahalede bulunmakta ‘haklı’ olduğunu, ancak Afrikalı liderlerin bu destek için Fransa'ya ‘teşekkür etmeyi unuttuklarını’ söyledi. Fransa'nın askeri müdahalesi olmasaydı, aynı Afrikalı liderlerin ‘hiçbirinin’ bugün egemen bir devleti yönetmiyor olacağını da belirten Fransa Cumhurbaşkanı, küçümseyici bir tonla “Önemli değil, bu (teşekkür) zamanla gelecek” diye ekledi.

Anck hem Encemine hem de Dakar Macron’un sözlerine tepki gösterdi. Çad Dışişleri Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Abderaman Koulamallah, Encemine’nin ‘Macron'un Afrika ve Afrikalılara yönelik küçümseyici bir tonda sarf ettiği sözlerinden duyduğu derin endişeyi’ dile getirildi. Koulamallah, Çad devlet televizyonunun aktardığı açıklamasında, ‘ülkesinin Fransa ile bir sorunu olmadığını, ancak Fransız liderlerin Afrika halkına saygı duymayı öğrenmeleri gerektiğini’ söyledi.

Çad, geçtiğimiz kasım ayı sonlarında eski sömürgecisi Fransa ile olan askeri anlaşmalarını iptal etmişti. Koulamallah, Çad halkının tam egemenlik, gerçek bağımsızlık ve güçlü ve bağımsız bir devlet kurma arzusunda olduğunu vurguladı.

Öte yandan Başbakan Ousmane Sonko da Macron'un sözlerini kınayan bir açıklamada bulundu. Sonko yaptığı açıklamada, “Afrikalı askerlerin İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransa'nın Nazi işgalinden kurtarılmasındaki katkıları olmasaydı, Fransa bugün hala Almanya’nın olabilirdi” dedi.

Dünyanın dört bir yanında görev yapan Fransız büyükelçilerine hitap eden Macron, Fransız askerlerinin Afrika'dan çekilmesi kararının Paris tarafından bu ülkelerle yapılan istişare ve koordinasyon çerçevesinde alındığını söyledi. Macron, konuşmasında “Afrikalı liderlere ülkelerindeki varlığımızı yeniden düzenlemeyi önerdik. Çok nazik olduğumuz için bu çekilmeleri duyurmayı onlara bıraktık” ifadelerini kullandı. Fransa son yıllarda askerlerinin konuşlu olduğu birçok Afrika ülkesinden gönülsüzce geri çekilmek zorunda kalmıştı.

Geçtiğimiz haftalarda Fransa’nın ülkesindeki askeri varlığının bu yıl sona ereceğini açıklayan Sonko, Macron'un açıklamasının ‘tamamen yanlış’ olduğunu söyledi. Sonko’ya göre Fransa ile ne istişare ne de müzakere yapıldı. Senegal, bu kararı özgür, bağımsız ve egemen bir devlet olarak kendi iradesiyle aldı.

Senegal Başbakanı Fransa Cumhurbaşkanı’nı ayrıca Elysee Sarayı’nın söz konusu Afrika ülkelerinin liderlerine yönelik ‘nankörlük’ suçlamasında bulunmasından dolayı da eleştirdi. Fransa'nın Afrika'nın güvenliğini ve egemenliğini garanti edecek ne kapasitesi ne de meşruiyeti olduğunu söyleyen Sonko, aksine Fransa’nın ‘Libya gibi bazı Afrika ülkelerinin istikrarsızlaşmasına zaman zaman katkıda bulunduğunu ve bunun da Sahel bölgesinin istikrarı ve güvenliği açısından ciddi sonuçları olduğunu’ vurguladı.

Çad Dışişleri Bakanı Koulamallah, Afrika ve Çad'ın Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransa'nın kurtuluşunda üstlendiği ‘belirleyici rolünü’, bu rolün ‘Fransa tarafından asla tanınmadığını’ belirtti. Afrikalı askerler tarafından yapılan fedakarlıkların altını çizen Koulamallah, Fransa’nın Çad’daki 60 yıllık varlığı boyunca ülkeye olan katkılarının genellikle kendi stratejik çıkarlarıyla sınırlı kaldığını ve Çad halkının kalkınması üzerinde gerçek ve kalıcı bir etkisi olmadığını söyledi.