CNN, Suriyeli mahkûm haberinde yanıltıldığını itiraf etti

Suriye'nin başkenti Şam yakınlarında bulunan Sednaya hapishanesindeki hücreler (AFP)
Suriye'nin başkenti Şam yakınlarında bulunan Sednaya hapishanesindeki hücreler (AFP)
TT

CNN, Suriyeli mahkûm haberinde yanıltıldığını itiraf etti

Suriye'nin başkenti Şam yakınlarında bulunan Sednaya hapishanesindeki hücreler (AFP)
Suriye'nin başkenti Şam yakınlarında bulunan Sednaya hapishanesindeki hücreler (AFP)

Amerikan CNN haber ağı dün, geçen hafta yayınladığı ve Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Şam hapishanesinden serbest bırakılan Suriyeli bir adamı tasvir eden heyecan verici haberin bir tür yanlış bilgiye konu olduğunu itiraf etti.

CNN, muhabir Clarissa Ward'un ilk olarak 11 Aralık'ta yayınlanan haberinde yer alan adamın kendisini sahte bir kimlikle sunduğunu tespit ettiğini belirtti.

Kanalın baş muhabiri Jake Tapper dün yaptığı açıklamada: "Bu an, Suriye'deki durumun karmaşıklığını gösteriyor" dedi.

Raporda Ward'a, Suriye Hava Kuvvetleri İstihbaratı tarafından yönetilen hapishanede silahlı bir Suriyeli gardiyan eşlik ediyordu ve Esad'ın devrilmesinden sonra tahliye edildiğine inanıyorlardı, en azından kapalı bir kapıya ulaşana kadar.

Silahlı gardiyan kilidi kırarak hücre kapısını açtı ve battaniyenin altında saklanan bir adam buldu. Şaşırmış görünüyordu ve titriyordu, kendisine ikram edilen suyu içti ve şöyle dedi: “Tanrım, ışık var!” Dışarı çıkarıldı ve rejim değişikliğini anlattığında gardiyana sarıldı.

Adam Ward'a adının Adel Garbal olduğunu ve Humus şehrinden bir sivil olduğunu, üç ay önce tutuklandığını ve üç farklı cezaevinde hapis yattığını söyledi. Birkaç gün sonra, Suriye doğruluk kontrol platformu Verify-Sy, adamın gerçek adının Selama Muhammad Selama olduğunu ve Esad rejiminin eski bir istihbarat subayı olduğunu açıkladı.



Erdoğan: İsrail'in saldırıları İran ile nükleer müzakereleri sabote etmeyi amaçlıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin de katıldığı İstanbul'daki İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda konuşuyor (AP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin de katıldığı İstanbul'daki İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda konuşuyor (AP)
TT

Erdoğan: İsrail'in saldırıları İran ile nükleer müzakereleri sabote etmeyi amaçlıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin de katıldığı İstanbul'daki İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda konuşuyor (AP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin de katıldığı İstanbul'daki İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda konuşuyor (AP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, ABD ile yapılması planlanan yeni tur nükleer görüşmeler öncesinde İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının müzakereleri sabote etmeye yönelik olduğunu söyledi.

Erdoğan, bunun İsrail'in sorunları diplomatik yollarla çözmek istemediğini gösterdiğini ifade etti.

İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışişleri bakanları toplantısında konuşan Erdoğan, İsrail üzerinde etkisi olan ülkeleri İsrail'in “zehrine” kulak asmamaya, çatışmaya diyalog yoluyla çözüm aramaya ve daha büyük bir savaşı önlemeye çağırdı.

Erdoğan ayrıca Müslüman ülkelere, uluslararası hukuk ve BM kararları temelinde, İsrail'e karşı cezai tedbirler uygulanması yönündeki çabalarını yoğunlaştırmaları çağrısında bulundu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise bugün, Yahudi devleti ile İran arasındaki savaşın dokuzuncu gününde İsrail'i bölgeyi “tam bir felakete” sürüklemekle suçladı. Fidan zirvenin ilk gününde yaptığı açıklamada “İsrail komşumuz İran'a saldırarak bölgeyi tam bir felaketin eşiğine sürüklüyor” dedi.

Fidan, “Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen ya da İran meselesi yoktur, açıkça İsrail meselesi vardır” diyerek İran'a yönelik “sınırsız saldırganlığa” son verilmesi çağrısında bulundu. Dışişleri Bakanı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerinden mevkidaşlarına hitaben yaptığı konuşmada, “Durumun bölgesel ve küresel güvenliği daha da tehlikeye atacak bir şiddet sarmalına dönüşmesini engellemeliyiz” ifadelerini kullandı.