İran Dışişleri Bakanlığı: Danışmanlarımızı Suriye'den tahliye etme kararımız sorumlu bir tedbir

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (Arşiv - Mehr Haber Ajansı)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (Arşiv - Mehr Haber Ajansı)
TT

İran Dışişleri Bakanlığı: Danışmanlarımızı Suriye'den tahliye etme kararımız sorumlu bir tedbir

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (Arşiv - Mehr Haber Ajansı)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (Arşiv - Mehr Haber Ajansı)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, İranlı danışmanların Suriye'deki varlığının başından beri Suriye ordusuna terörizme karşı savaşında destek sağlamayı ve güvensizliğin Suriye'nin komşularına ve tüm bölgeye yayılmasını önlemeyi amaçladığını söyledi. Bekayi, danışmanlık güçlerinin tahliyesi kararının da ülkede ve bölgede hüküm süren güvenlik, askeri ve siyasi koşullar dikkate alındığında sorumlu bir tedbir olduğunu belirtti.

Bekayi’nin IRNA'ya yaptığı açıklama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in düzenlediği yıl sonu basın toplantısında başta Ukrayna, Suriye ve Batı ile gergin ilişkiler olmak üzere yerel ve küresel durumlara ilişkin soruları yanıtladığı açıklamaları çerçevesinde geldi.

Putin söz konusu basın toplantısında “Silahlı muhalif gruplar Halep'e girdiğinde 30 bin savaşçı vardı... Daha önce İranlı dostlarımız Suriye'de yardım istiyorlardı, şimdi ise onları Suriye'den çıkarmak için yardım istiyorlar” ifadelerini kullandı.

Bekayi, İran ile Rusya arasında Suriye'de terörle mücadele konusunda geçmişe dayanan bir ilişki ve koordinasyon olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Suriye'deki gelişmelere müdahil olan tarafların, gelişmelerin nedenleri ve farklı aktörlerin bu konudaki rolleri hakkında kendi anlatılarına sahip olmaları şaşırtıcı değil. Aynı zamanda, Şam rejiminin düşmesinden önce İran'ın Suriye'deki danışmanlık rolüne ilişkin son günlerde gündeme getirilen bazı konuların doğru bilgilere dayanmadığı görülüyor.”

Türkiye ve İran cumhurbaşkanları Suriye'deki durumu görüşmek üzere D-8 zirvesi çerçevesinde Kahire'de bir araya geldi. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)Türkiye ve İran cumhurbaşkanları Suriye'deki durumu görüşmek üzere D-8 zirvesi çerçevesinde Kahire'de bir araya geldi. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

İran'ın Suriye'ye ülkeyi kontrol eden meşru hükümetin daveti üzerine gittiğini belirten Bekayi, yıllar içinde iki ülkenin (İran ve Suriye) terörle mücadelede etkili bir iş birliği kurduğunu ve DEAŞ'ın Suriye ve Irak'ta kök salmasını ve bölgede terörizmin kapsamının genişlemesini önleyebildiğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İran resmi haber ajansı IRNA’dan aktardığına göre Bekayi, “DEAŞ'ın çöküşünden sonra İran'ın Suriye'nin savunma hatlarındaki askeri varlığının niteliği değişti ve DEAŞ'ın ve terörizmin yeniden canlanmasını önlemek için bu ülkeye danışmanlık desteği sağlamak, Siyonist varlığın pervasızlığına karşı Suriye'nin askeri gücünü güçlendirmekle sınırlı kaldı. Bu adım başarıya ulaştı, zira herkes İran'ın danışmanlık güçleri Suriye topraklarını terk ettiğinde Siyonist varlığın bu ülkenin altyapısını tahrip ederken, stratejik bölgeleri derhal işgal ettiğini gördü” şeklinde konuştu.

Bekayi, Suriye'den İran'a taşınan İran vatandaşlarının sayısıyla ilgili bir soruya “Bu sayı Suriye'ye giden diplomatların ailelerini, İranlı ve İranlı olmayan ziyaretçileri ve Suriye'de yerlerinden edilen Lübnanlılara yardım sağlamak üzere gidenleri kapsıyor” yanıtını verdi. Bekayi, tüm bu kişilerin İran uçaklarıyla ve Rusya ile iş birliği içinde Şam Havaalanı’na ilave olarak Hmeymim Hava Üssü üzerinden ülkeye döndüklerini söyledi.

Bekayi sözlerini şöyle noktaladı: “İran ve Rusya'nın çeşitli alanlarda önemli stratejik ilişkileri var. İki ülke arasında çeşitli düzeylerde görüşmeler her zaman devam ediyor. Resmi kanallar aracılığıyla görüş ve uzmanlık alışverişinde bulunmayı tercih ediyoruz.”



ABD istihbarat raporları: İran, Washington'ın savaşa katılması halinde ABD’nin bölgedeki üslerini vurmaya hazırlanıyor

İsrail'in İran'ın başkenti Tahran'a düzenlediği saldırının ardından bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar, 17 Haziran 2025 (AFP)
İsrail'in İran'ın başkenti Tahran'a düzenlediği saldırının ardından bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar, 17 Haziran 2025 (AFP)
TT

ABD istihbarat raporları: İran, Washington'ın savaşa katılması halinde ABD’nin bölgedeki üslerini vurmaya hazırlanıyor

İsrail'in İran'ın başkenti Tahran'a düzenlediği saldırının ardından bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar, 17 Haziran 2025 (AFP)
İsrail'in İran'ın başkenti Tahran'a düzenlediği saldırının ardından bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar, 17 Haziran 2025 (AFP)

Amerikan istihbarat raporları, İran'ın, ABD'nin İsrail'in Tahran'a karşı başlattığı askeri operasyona katılmaya karar vermesi halinde, ABD’nin Ortaoğu'daki üslerine olası saldırılar düzenlemek için füzeler ve diğer askeri teçhizat hazırladığını ortaya koydu. Bu bilgi, söz konusu raporları inceleyen ABD'li yetkililer tarafından doğrulandı. Bu gelişme, ABD'nin Avrupa'ya yaklaşık otuz adet yakıt ikmal uçağı göndermesiyle eş zamanlı meydana geldi. Söz konusu uçakların Avrupa’ya gönderilmesindeki amaç, Amerikan savaş uçaklarının üsleri korumasına destek olmak ve İran'ın nükleer tesislerini vurmaya katılabilecek stratejik bombardıman uçaklarının menzilini uzatmak olarak açıklandı.

ABD savaşın kapsamının genişlemesinden endişeli

İsrail'in Beyaz Saray'a savaşa katılması için giderek daha fazla baskı uyguladığı bir dönemde, ABD yönetimi içinde daha geniş çaplı bir bölgesel savaşın patlak vereceğine dair endişeler de arttı. Yetkililer, ABD'nin saldırıya katılması, özellikle de İran'ın güçlendirilmiş Fordo Nükleer Tesisi’nin hedef alınması durumunda, İran destekli Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarını yeniden başlatmasına ve Irak ve Suriye'deki İran destekli milislerin ABD’nin bölgedeki üslerine saldırılar düzenlemesine yol açacağını söylediler.

ABD alarm düzeyini yükseltti

ABD yönetimi, bölgedeki üslerinde konuşlu 40 binden fazla asker için alarm düzeyinin en yükseğe çıkarıldığını açıkladı. İranlı iki yetkili, Washington'ın savaşa doğrudan müdahil olması halinde Tahran'ın Irak'tan başlayarak ABD’nin Ortadoğu'daki üslerine saldırmaya başlayacağını vurguladı. Yetkililer ayrıca İran'ın saldırıya katılan Arap ülkelerindeki tüm ABD üslerini hedef alacağını da belirtti.

İran'dan diplomatik uyarılar

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Düşmanlarımız, askeri saldırılarla bize iradelerini dayatamayacaklarını ve İran halkının iradesini kıramayacaklarını anlamalı” ifadelerini kullandı. İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamalara göre Arakçi, Avrupalı mevkidaşlarıyla yaptığı telefon görüşmelerinde, savaşın ‘İsrail ve onun başlıca destekçileri’ yüzünden tırmanacağını söyledi. ABD’li yetkililer, İran'ın ABD’nin Körfez'deki üslerine saldırı düzenlemek için uzun bir hazırlık sürecine ihtiyaç duymayacağını, çünkü Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) yakın mesafede füze üslerine sahip olduğunu vurguladılar.

Fordo Nükleer Tesisi’ne saldırı ve ABD’nin önündeki seçenekler

İsrail'in hava saldırılarının ve İran'ın füze saldırılarının artmasıyla birlikte ABD'nin doğrudan müdahale etme olasılığı da artıyor. Ancak, Fordo Nükleer Tesisi’ne yapılacak bir saldırının özellikle de İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stokları farklı yerlerdeki yeraltı tünellerinde saklandığından İran'ın nükleer programını ne ölçüde etkileyeceği veya nükleer silah üretimine yönelik ilerlemesini ne kadar yavaşlatacağı halen belirsizliğini koruyor.

İran zarar verme gücüne sahip

İran ve müttefikleri, geçmişte ABD'nin çıkarlarına zarar verebileceklerini kanıtlamışlardı. Trump yönetiminin Husilere yönelik katı müdahalesinin ardından Husilerin saldırıları azalsa da ABD’ye ait gemileri hedef almaya devam ettiler. İran destekli milis grubun geçtiğimiz yılın ocak ayında Ürdün'deki Suriye sınırına yakın bir Amerikan üssüne insansız hava aracıyla (İHA) saldırması sonucunda üç Amerikan askeri öldü. ABD istihbarat servisleri, İran'ın nükleer silah elde etmeye yaklaştığını uzun süredir düşünüyor, ancak bu konuda kesin bir karar almadı. Eğer bu konuda bir karar alırsa kullanıma hazır bir nükleer silaha sahip olmak için bir yıldan az bir süreye ihtiyaç duyabilir. Belki de daha kısa sürede ilkel bir bomba üretebilir.

İç baskılar ve gerilimin tırmanmasına karşı uyarılar

ABD Başkanı Donald Trump, ‘İran'ın nükleer silaha sahip olmasına izin vermeyeceğini’ defalarca kez yineledi. Trump dün yaptığı açıklamada, Tahran'a ‘koşulsuz teslim olması’ çağrısında bulundu. Ancak bazı ABD'li yetkililer, İsrail'in saldırılarının İran'ı hesaplarını değiştirmeye itmiş ve gelecekteki saldırılardan korunmasının tek yolunun etkili bir nükleer caydırıcılığa sahip olmak olduğunu düşünüyor olabileceğini söylediler. Bazıları ise İran'ın uluslararası duruma bakılmaksızın nükleer silah geliştirmeye karar vermesi halinde, Trump yönetimi üzerinde önleyici bir darbe vurması için baskıların artabileceğini belirtti. Buna karşın, katı askeri politikalara karşı çıkanlar, gerginliğin tırmanmasını önlemek için çok geç olmadığını vurguladı. Defense Priorities Araştırma Merkezi’nin Ortadoğu Programı Direktörü Rosemary Kelanic, "Savaşa girmekten vazgeçmek için henüz çok geç değil. Ancak savaşa girersek, geri dönmek çok zor olacak" dedi.

Kelanic, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrail'in saldırısı İran'ı nükleer silah geliştirmesi için gerekli motivasyonu verdi, ancak ABD savaşa katılırsa bu motivasyon çok daha artacaktır.”

ABD’nin yakında savaşa girebileceğine dair tahminler

İsrail'deki güvenlik çevrelerinin tahminlerine göre Başkan Donald Trump liderliğindeki ABD, İran'ın nükleer tesislerine karşı askeri operasyona fiilen katılma konusunda stratejik bir karar almak üzere. Üst düzey kaynaklara göre İsrail'in en üst düzey güvenlik ve siyasi çevrelerinde yapılan analizler, son aylarda iki taraf arasında yapılan gizli ve yoğun istişarelerin ardından Trump yönetiminin İran'a aktif olarak saldırmaya hazır olduğu yönündeki kanaatin güçlendiğini gösteriyor.

Bu bağlamda, Başkan Trump'ın dün akşam Beyaz Saray'da Ulusal Güvenlik Konseyi ekibiyle acil bir toplantı düzenlediği ve İran dosyasında olası gelişmeleri müzakere ettiği bildirildi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu durum, ABD’nin savaşa katılmasına ilişkin kararın yakında alınacağına dair spekülasyonları güçlendiriyor. Öte yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın, devam eden güvenlik koordinasyonu kapsamında, üç gün içinde ikinci kez ABD'li mevkidaşı Pete Higsith ile telefon görüşmesi yapması bekleniyor. İsrailli yetkililer, gerginliğin tırmanmasına rağmen ABD’nin operasyona katılmasına ilişkin nihai kararın, ülkesinin çıkarlarına en uygun olanı seçeceğine emin oldukları Başkan Trump'ın elinde olduğunu vurguladılar.

ABD Başkanı Trump’ın sertleşen üslubuİran ve İsrail bayrakları (Reuters)

Gizli görüşmeler ve Trump'ın tutumundaki değişim

Diplomatik kaynaklar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail'in eski Washington Büyükelçisi Ron Dermer'in, Trump'ı İran'a yönelik saldırının bölgesel çatışmanın başlangıcı değil, sonu olduğuna ikna etmek için son aylarda Beyaz Saray ile gizli görüşmeler yaptığını ortaya çıkardı. İsrailli önemli bir yetkili, “Trump'ın bize yaktığı yeşil ışık bir ilk, daha önce böyle bir şey görmedik” dedi.

ABD Başkanı Trump’ın sertleşen üslubu

Trump dün akşam, daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir tırmanışla, İran'a ‘koşulsuz teslim olması’ çağrısında bulundu. ABD'nin İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney'in saklandığı yeri bildiğini belirten Trump, “Onu indirmeyeceğiz, en azından şimdilik” ifadelerini kullandı. Sonraki paylaşımında “İran’ın hava sahasını tamamen kontrolümüz altında tutuyoruz” diyen Trump, ‘İran'ın nükleer programına gerçek ve kalıcı bir son vermek’ istediğini belirtti. Tüm bunlar olurken diğer yandan ABD savaş uçaklarının Ortadoğu'ya gönderilmesi ve bir ABD uçak gemisinin bölgeye ulaşması gibi askeri hareketlilik yaşanıyor. Bu hamleler, olası bir askeri operasyonun hazırlığı olarak, ABD'nin İsrail'e desteğinin arttığının açık işaretleri olarak görülüyor.