Amsterdam sakinlerinden turizm protestosu

Red Light District (Unsplash)
Red Light District (Unsplash)
TT

Amsterdam sakinlerinden turizm protestosu

Red Light District (Unsplash)
Red Light District (Unsplash)

Amsterdam, 21 Aralık Cumartesi günü "yaşanmaz" koşullarına karşı gerçekleştirilen eylemin ardından, aşırı turizme karşı protestoların düzenlendiği son Avrupa'da kenti oldu.

Yerel halkın Leidseplein'da düzenlediği gösteri sembolik olarak, tartışmalı yeni yapı Diamond otelin önünde gerçekleşti.

Bir zamanlar köşenin simgesi olan Heineken Hoek adlı kafeye ev sahipliği yapan Diamond'ın çağdaş cephesi pek çok kent sakininin hoşuna gitmedi.

The Times'ın haberine göre, "Het is Genoeg" yani "Yeter Artık" kampanyasının organizatörü Dingeman Coumou, Diamond'ı "daha da fazla turist çeken ve berbat görünen o korkunç otellerden bir diğeri" diye niteledi.

Bu yıl Amsterdam, turistlerin şehre giriş ve kalış şekillerine kısıtlamalar getirerek bir gece konaklamayı yılda sadece 20 milyon turistle sınırlamayı hedefledi.

Ancak kanal kentinin lale bahçeleri ve ünlü Red Light District'ine gelen turist sayısında herhangi bir azalma belirtisi görülmüyor. Amsterdam 2023'te yaklaşık 22 milyon konaklama aldı ve bu, önerilen sınırın 2 milyon üzerinde.

Coumou, "şehri dolup taşıran" turizmin artık Amsterdam'daki yerel halkın yaşamı için yıkıcı hale geldiğini söyledi.

Yüksek emlak fiyatları nedeniyle çocuklarımızın artık şehirde yaşayamamasına yol açıyor, bir monokültür yaratıyor ama hepsinden önemlisi Amsterdam'ın merkezi kalabalıklar nedeniyle yaşanmaz hale geliyor.

Ekonomik işlerden sorumlu eski belediye meclisi üyesi Frits Huffnagel, 2018'e kadar Rijksmuseum'un dışında büyük harflerle yazılan "I Amsterdam" (Ben Amsterdam'ım) sloganını şehrin dört bir yanına taşıdı.

Huffnagel "Herkes gelsin, şehrime işeyip kussun dememelisiniz. Bu insanlara karşı harekete geçmelisiniz" dedi.

Hollanda'nın başkenti 2023'te kalabalığı azaltmak için turist vergisini artırma, "Uzak Dur" kampanyası ve kaba Britanyalı ziyaretçileri caydırmak için "Amsterdam Kuralları" sınavı gibi önlemler almıştı.

Amsterdam ayrıca nisanda su yollarına girebilecek nehir gemilerinin sayısına bir sınırlama getirdiğini ve yeni otellerin inşasını yasaklayarak konaklayan ziyaretçileri azaltmayı planladığını duyurmuştu.

Independent Türkçe



İsrail, Ortadoğu'da imparatorluk mu kurmak istiyor?

Esad yönetiminin devrilmesiyle İsrail ordusu Golan Tepeleri'ni geçmişti (Reuters)
Esad yönetiminin devrilmesiyle İsrail ordusu Golan Tepeleri'ni geçmişti (Reuters)
TT

İsrail, Ortadoğu'da imparatorluk mu kurmak istiyor?

Esad yönetiminin devrilmesiyle İsrail ordusu Golan Tepeleri'ni geçmişti (Reuters)
Esad yönetiminin devrilmesiyle İsrail ordusu Golan Tepeleri'ni geçmişti (Reuters)

İsrail'in tanınmış gazetelerinden Haaretz, Tel Aviv yönetiminin Ortadoğu politikasını masaya yatırdı.

Haberde, İsrail'in son dönemdeki hamleleriyle Ortadoğu'da "imparatorluk inşa ettiği" izlenimi yaratmaya başladığı belirtiliyor.

Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) öncülüğündeki rejim karşıtlarının Beşar Esad yönetimini devirmesinin ardından İsrail ordusunun Golan Tepeleri'ndaki tampon bölgeye girdiği hatırlatılıyor. 

İsrail, Suriye'ye ait Golan Tepeleri'ni 1967'den bu yana işgal altında tutuyor. İsrail'le Suriye arasında 1974'te imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması'yla tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgenin sınırları belirlenmişti. 

Ancak Esad'ın devrilmesinin ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun talimatıyla İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) 1974'ten bu yana ilk kez tampon bölgeye girmişti. Birleşmiş Milletler hamleyi kınarken, ABD ve İsrail bunun "geçici bir hareket" olduğunu savunmuştu. 

İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, 13 Aralık'ta yaptığı açıklamada, tampon bölgede yer alan ve 7 Aralık sonrası Hermon Dağı'nda işgal edilen bölgede, kış aylarında kalınması için talimat verdiğini belirtmişti.

Bunlara ek olarak İsrail ordusunun Şam'a 25 kilometre kadar yaklaştığı bildirilmişti.

"İsrail gerçekten Ortadoğu'da bir imparatorluk mu kuruyor?" başlıklı analizde, İsrail ordusunun Gazze işgali ve Lübnan'da Hizbullah'la çatışmalarına da dikkat çekilerek, şu ifadelere yer veriliyor: 

İsrail'in 42 yıl önce Lübnan'ı işgal etmesinden bu yana ilk kez başka ülkelerin egemenlik alanlarını ele geçirmesi ya da işgal etmesi hâlâ şoke edici geliyor. Ancak İsrail'in Gazze üzerindeki planlarını daha az korkunç hale getirmek pek mümkün değil. Toplu sürgün ve Gazze Şeridi'nin kuzeyin neredeyse tamamen yok edilmesi, ganimet beklentisiyle sınırlarda kamp kuran yerleşimciler artık dünün haberleri.

Aylar süren çatışmaların ardından İsrail ve Lübnan arasında 27 Kasım'da 60 günlük ateşkes anlaşması imzalanmıştı. 

Ancak analizde, İsrail'deki radikal sağcı yerleşimcilerin Lübnan sınırını işgal ettiğine dikkat çekiliyor. Uri Tzafon (Uyan Kuzey) adlı yerleşimci grup, aralıkta İsrail'in kuzeyinden Lübnan'a girmiş ve burada çadırlar kurmuştu. 

IDF başta haberleri yalanlamış daha sonraysa yerleşimcilerin Lübnan'a girdiğini doğrulamıştı. Ordu yetkilileri daha sonra yerleşimcilerin buradan çıkarıldığını bildirmişti. 

Independent Türkçe, Haaretz, Times of Israel