Amaç ne olursa olsun, Almanya'daki Noel pazarı saldırısı Batı'yı daha da bölecek

Talib A'nın karmaşık tablosu, cuma gecesi direksiyon başındaki amaçlarını daha da bulanıklaştırıyor. Ancak birçok kişi ve siyasetçi için failin Arap kimliği yeterli olacak

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Amaç ne olursa olsun, Almanya'daki Noel pazarı saldırısı Batı'yı daha da bölecek

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Terörizm işe yarıyor mu? Failin amacının ne olduğuna bağlı ve cuma akşamı Magdeburg Noel pazarında gerçekleşen saldırının amacı, hemen sonrasında sanıldığı kadar açık değil.

50 yaşındaki şüpheli, Suudi Arabistanlı doktor Talib A, birçok insanın hayatını kaybetmesine ve daha fazlasının yaralanmasına yol açacak şekilde aracını pazarın içine sürdüğünde, Batı dünyası hemen Aralık 2016'da Tunuslu Anis Amri'nin bir kamyonu Berlin'deki bir Noel pazarına sürdüğü ve ardından IŞİD'in saldırıyı gururla üstlendiği Aralık 2016'yı hatırladı.

Talib A, Almanya'ya 2006'da gelmiş ve mülteci statüsü 2016'da kabul edilmişti. Talib A'nın Almanya'nın aşırı sağcı, göçmen karşıtı siyasi partisi AfD'yi (Almanya için Alternatif) desteklediği de bildirildi. Ancak "yalnız kurt" gibi nitelenen teröristlerin aksine Talib A'nın internette İslami köktencileri ve Batılı çok kültürlülük yanlılarını aynı zehirli dille eleştiren, şiddetli derecede seküler, kamuya açık bir profili vardı.

Talib A'nın karmaşık tablosu, cuma gecesi direksiyon başındaki amaçlarını daha da bulanıklaştırıyor, hatta belki de geleneksel terörizm etiketini koyamayacak kadar. Sapkın motivasyonu ne olursa olsun, Magdeburg vahşeti sadece bir Noel korku hikayesi olarak kalmayacak.

Bir Noel pazarına saldırmak, Avrupa'nın küçük aktif Hıristiyan azınlığını hedef alan bir kilise saldırısından çok daha fazlasını yaparak kış ortası şenliklerinin tadını çıkaran daha geniş seküler toplumu bir bütün olarak vuruyor.

Cuma gününden önce de Suriye'nin iç devriminin yol açtığı gerginlik ve Ortadoğu'dan kitlesel göç sebebiyle Avrupa'da artan terörizm korkusu keskin bir şekilde hissediliyordu.

Almanya'da son yıllarda hızla artan ekonomik ve sosyal bozulma, 23 Şubat'ta yapılacak genel seçimlerde göçü (bağlantısız olsa da) en temel konu haline getirme eğiliminde.

Magdeburg vakasının gerçekleri büyük ihtimalle kaybolacak.

Birçok kişi ve siyasetçi için failin Arap kimliği yeterli olacak.

Her halükarda gerçeklerin aksine bu olay halihazırda uluslararası boyuta taşınmıştı.

Örneğin Amerika'nın en nüfuzlu girişimcisi Elon Musk, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'u istifaya çağırmış ve AfD'yi, Magdeburg katliamından önce bile Almanya'nın olası siyasi kurtarıcısı gibi görerek desteklemişti.

xjyukılo
Bir polis memuru, cuma akşamı pazarın yanında nöbet tutuyor (AP)

Gerçek İslamcı terörizm, Musk'ın görüşlerini daha makul kılıyor. Donald Trump'ın 7 yıl önceki Müslüman yasağı göz önünde bulundurulduğunda, Magdeburg tarzı vahşetlere basit bir tepkiyle bu uygulama yeniden hayata geçirilebilir ve bu da sadece Ortadoğu'da değil Batı'daki Müslüman topluluklarda da Amerikan karşıtı tutumları tetikleyebilir.

Britanya gibi Batı Avrupa ülkeleri kendi Müslüman vatandaşlarına yönelik ayrımcı tedbirlere nasıl tepki verir? Elbette İslam karşıtı hükümetleri olan Avrupa Birliği ülkeleri de benzer önlemler alabilir.

Almanya'nın vatandaşlık testi, başvuranlardan İsrail'in var olma hakkını açıkça kabul etmesini istiyor. Almanya'nın geçmişi düşünülünce bu yeterince adil ama saldırgan, İsrail yanlısı görüşleri İslamcı antisemitizmin kanlı bir parodisine dönüştürdü.

Öte yandan cuma günü erken saatlerde bir İtalyan mahkemesinin verdiği kararla, Lig Partisi lideri Matteo Salvini, denizde kaybolanları İtalya'da karaya çıkarmaya çalışan göçmen yanlısı grupları engellemek üzere yasadışı bir şekilde hareket ettiği suçlamalarından beraat etmişti. Orta Avrupa'daki hükümetler, Salvini sempatizanları tarafından yönetiliyor ve Magdeburg olayını kendi politikaları için bir kanıt gibi değerlendirecek.

Milliyetçi argümanların içgüdüsel olarak reddedilmesi Keir Starmer hükümetini Donald Trump'la ters düşürür, hatta Starmer kendisini genel anlamda Avrupa'da da aykırı bir konumda bulabilir. Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı Macron bile, parlamentodaki çoğunluğu Marine Le Pen'in partisinin hoşgörüsüne bağlı olduğu için göçmenleri eleştirdiği iyi planlanmış "gafları" ağzından kaçırıyor.

Birleşik Krallık Başbakanı'nın göçmen haklarına, parlamentoda siyasi bir figür haline gelmeden çok daha öncesine dayanan derin kişisel bağlılığından çok az kişi şüphe duyabilir. Kendisi ve önemli meslektaşları, göçle ve özellikle de sığınmacılarla ilgili endişeleri son derece tatsız buluyor.
 

yjukı
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, saldırının ardından cumartesi günü Magdeburg halkını ziyaret ediyor (Reuters)

Ancak Surrey Polisi'nin, özellikle de Dorking'deki Noel pazarına silahlı polis konuşlandırılmasının "rutin" olduğu yönündeki çokça eleştirilen iddiası gibi beceriksiz kamuoyu açıklamaları, halkı rahatlatmıyor ya da sağcı kışkırtmaları etkisiz hale getirmiyor.

Siyasetçiler terörizmi büyük bir toplumsal sorun gibi konumlandırsa da acımasız gerçek şu ki çok az sayıda yüksek motivasyonlu katil, kargaşaya yol açabilir.

Bu da terörizme karşı verilecek en iyi karşılığın siyasi aktivizm değil polis faaliyetleri olduğu anlamına geliyor.

Alman polisinin, Almanya'nın sekülerleşmiş Müslüman toplumundan Talib A'nın dengesizleştiği ve radikalleştiği yönündeki uyarılara yanıt verememesi, terör tehdidine dair basmakalıp anlayışların güvenlik yetkililerini sapkın ama ciddi tehlikelere karşı nasıl körleştirdiğinin bir örneği.

Kendi tercih ettikleri çözümleri, Magdeburg saldırısıyla destekleyecekler sadece sağcı politikaları olan siyasetçiler değil. Tepkiden korkanlar da kendi liberal siperlerine geri dönecek. Magdeburg'daki halk bu durumla başa çıkmaya çalışırken terör ve yabancı düşmanlığıyla mücadele, siyasette kontrol edilemeyecek bir hal alacak gibi görünüyor.

Independent Türkçe



ABD, Taliban zaferine giden yolu nasıl açtı?

Taliban, 2021'de ülkenin kontrolünü ele geçirmişti (Reuters)
Taliban, 2021'de ülkenin kontrolünü ele geçirmişti (Reuters)
TT

ABD, Taliban zaferine giden yolu nasıl açtı?

Taliban, 2021'de ülkenin kontrolünü ele geçirmişti (Reuters)
Taliban, 2021'de ülkenin kontrolünü ele geçirmişti (Reuters)

ABD'nin Afganistan'da desteklediği özel milisler, Taliban'ın zaferine giden yolun taşlarını döşedi. 

Amerikan gazetesi New York Times (NYT), Washington ve müttefiklerinin Taliban'a karşı Afganistan'ın kuzeyinde oluşturduğu milis güçlerinin yarattığı kaosu yazdı. 

Haberde, ABD'nin yıllarca "evleri yağmalayan ve toplulukları harabeye çeviren kanunsuz milis çetelerini işe aldığı" belirtiliyor. Bu silahlı grupların sivillere işkence yaptığı, fidye için adam kaçırdığı, kan davası cinayetlerinde onlarca kişiyi katlettiği ve köyleri enkaza çevirdiği ifade ediliyor. 

ABD ve müttefiklerinin milis güçler sayesinde ülkenin kuzeyini "arka cepheye" çevirmeye çalıştığı fakat bunda başarısız olduğu belirtiliyor.

Bu durumun özellikle ABD'nin 2021'de ülkeden çekilmesi sırasında yaşanan kaosta belirgin hale geldiği yazılıyor. Amerikan destekli milislerin örgütlendiği Kunduz Vilayeti, Taliban'ın kontrolünü ele geçirdiği ilk yerlerden biriydi. 

ABD'nin Afganistan işgaline 2 trilyon dolara yakın para harcadığı fakat özel milis oluşturma stratejisi nedeniyle en baştan Taliban'ın zaferine giden yolu farkında olmadan açtığı yazılıyor.

Washington ve müttefiklerinin desteklediği milislerin içinde savaş lordu Muhammed Ömer de yer alıyordu. NYT, Ömer'in komuta ettiği savaşçıların birçok kişiyi öldürdüğünü ve köyleri yağmaladığını aktarıyor.

Milislerin sebep olduğu korku, birçok köylünün Taliban'ı desteklemesine neden oldu. Annesi, babası ve iki erkek kardeşi Ömer tarafından öldürülen Rahim Can, şunları söylüyor: 

Milisler sivillere ateş açtı ve masumları öldürdü. Başka seçeneğimiz olmadığı için Taliban'ı destekledik çünkü onlar milislerle savaştı.

Taliban da ülkenin kuzeyinde ABD ordusuna karşı kazandıkları hızlı zaferi milislerin yarattığı korku ve güvensizlik ortamından kaynaklandığını söylüyor. Kunduz'un enformasyon ve kültürden sorumlu Taliban yetkilisi Matiullah Ruhani şu ifadeleri kullanıyor: 

ABD isyanı bastırmak için haydutları ve katilleri güçlendirdi. Ama bu sadece daha fazla insanın Taliban'a destek vermesine yol açtı.

20 yıl süren Amerikan işgali, ABD ordusunun Ağustos 2021'de ülkeden çekilmesiyle sonlanmıştı. Bunun üzerine Taliban kısa süre içinde başkent Kabil'in kontrolünü ele geçirmişti.

Independent Türkçe, New York Times, CNN