Trump, Bitcoin üretimini tamamen ABD'ye taşıyabilecek mi?

Trump'ın kampanyası, kripto para endüstrisine göz kırparak sektör yanlısı düzenlemeleri destekleme ve stratejik Bitcoin rezervlerini satın alma sözü vermişti (AFP)
Trump'ın kampanyası, kripto para endüstrisine göz kırparak sektör yanlısı düzenlemeleri destekleme ve stratejik Bitcoin rezervlerini satın alma sözü vermişti (AFP)
TT

Trump, Bitcoin üretimini tamamen ABD'ye taşıyabilecek mi?

Trump'ın kampanyası, kripto para endüstrisine göz kırparak sektör yanlısı düzenlemeleri destekleme ve stratejik Bitcoin rezervlerini satın alma sözü vermişti (AFP)
Trump'ın kampanyası, kripto para endüstrisine göz kırparak sektör yanlısı düzenlemeleri destekleme ve stratejik Bitcoin rezervlerini satın alma sözü vermişti (AFP)

Sektöre hakim gözlemciler, Donald Trump'ın seçim kampanyasındaki, kalan Bitcoin'lerin tamamının ABD'de üretilmesi vaadini gerçekleştirmesinin pek mümkün olmadığını düşünüyor.

Kripto para madencilerine yazılım ve hizmet sağlayan Seattle merkezli Luxor Technology'nin baş işletme görevlisi Ethan Vera, Bloomberg News'e "Bu Trump'ın yapacağı tarzda bir yorum ama kesinlikle gerçekçi değil" dedi.  

Bitcoin, ağdaki işlemleri doğrulamak ve bunları blok zinciri adındaki halka açık deftere göndermekte kullanılan karmaşık matematik problemlerini çözmek için çok güçlü, yüksek seviyede enerji tüketen bilgisayarların kullanıldığı, madencilik diye bilinen bir süreçle üretiliyor.

Bu problemleri ilk çözen kripto madencilik şirketleri, ödemelerle ödüllendiriliyor. Bu ödemeler toplam arzı halihazırda 21 milyon coin'le sınırlı ve tamamı piyasaya sürülmemiş kripto para birimi Bitcoin'le de yapılabiliyor.

Trump'ın sözünü yerine getirmesinin önünde önemli engeller var. Bitcoin madenciliği dünyanın dört bir yanına, özellikle de kripto madenciliğinde ihtiyaç duyulan veri merkezlerini beslemek için gereken yüksek enerjiye ucuz erişimi olan yerlere dağılmış halde.

Devlete bağlı Enerji Bilgi Yönetim İdaresi'ne göre, halihazırda kripto madenciliği faaliyetlerinin yarısından daha azı ABD'de yapılıyor.

Trump, bu dağılımı değiştirmek için merkezi olmayan para birimi işletmecilerinin ABD'ye gelmesini sağlayabilecek avantajlı düzenlemeleri ve enerji fiyatlarını desteklemek dışında pek bir şey yapamaz. Ancak bunun ne kadar başarılı olacağı veya ne kadar zaman alacağı net değil.

Dahası, Çin'le Trump'ın önerdiği gibi bir ticaret savaşına girmek, madencilerin çoğu Çin yapımı bilgisayarlar kullandığı için ABD'deki maliyetleri daha da artırır.

Her halükarda, Trump bir zamanlar kriptoyu "hava gazı" diyerek reddetmiş olsa da 2024 kampanyası boyunca kripto endüstrisine göz kırparak hükümetin stratejik bir kripto para rezervi satın alacağına ve ABD'yi "Bitcoin süper gücü" haline getireceğine söz vermişti.

Trump, sektör içinde muhalif olarak görülen Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu Başkanı Gary Gensler'ı görevden alma sözü de vermişti.

Hatta Trump eylülde kendi kripto girişimini açıklamıştı.

Bunun karşılığında sektör de Trump'ın kampanyasını cömertçe ödüllendirmişti.

Ripple, Coinbase gibi kripto şirketleri ve risk sermayesi devi Andreessen Horowiz, yaptıkları bağışlarla Trump ve destekçilerine 200 milyon doların üzerinde katkı sağlamıştı.

Aralıkta Bitcoin, kısmen de yeni yönetime ilişkin iyimserlik nedeniyle rekor fiyata ulaşmıştı.

Kripto borsaları Coinbase ve Kraken de Trump'ın yemin töreni komitesine 1'er milyon dolar bağışlamıştı.

Teknoloji sektörü yeni Beyaz Saray'la yakın ilişkiler kurmaya çalışırken bu şirketler de Amazon ve Meta gibi yemin töreni bağışçılarının arasına katılmıştı.

The Independent'ın bildirdiği üzere, 2024'te teknoloji sektörünün siyasi tercihlerinde büyük bir değişim yaşanmış, Elon Musk gibi sektördeki önemli isimler geleneksel Demokrat destekçilerini arkada bırakarak Cumhuriyetçileri desteklemişti.

Independent Türkçe



Suriyeli Şiiler: İran şimdiye kadar duyduğumuz en büyük yalancı... Projesi Suriye'yi mahvetti

İran'ın Nisan 2018'de Suriye'de uyguladığı Dört Şehir Anlaşması'nın ilk aşamasının uygulandığı günlerden (İnternet)
İran'ın Nisan 2018'de Suriye'de uyguladığı Dört Şehir Anlaşması'nın ilk aşamasının uygulandığı günlerden (İnternet)
TT

Suriyeli Şiiler: İran şimdiye kadar duyduğumuz en büyük yalancı... Projesi Suriye'yi mahvetti

İran'ın Nisan 2018'de Suriye'de uyguladığı Dört Şehir Anlaşması'nın ilk aşamasının uygulandığı günlerden (İnternet)
İran'ın Nisan 2018'de Suriye'de uyguladığı Dört Şehir Anlaşması'nın ilk aşamasının uygulandığı günlerden (İnternet)

Şii mezhebine mensup Suriye vatandaşları, İran'ın Suriye'deki politikasından ve Suriye'nin diğer bileşenlerini, özellikle de Sünni çoğunluğu korkutarak, gençleri kandırarak ve onları Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) milisleri bünyesinde bölgedeki çıkarları için askeri yakıt olarak kullanıp sonra da terk ederek kendilerini kandırmasından şikayetçi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Devlet Başkanı Beşşar Esed'in bu ay Moskova'ya kaçtığı ilk günden beri Şam'ın çeşitli bölgelerinden, Humus kırsalındaki köylerden ve Kefraya, el-Fua, Nubl ve ez-Zehra köylerinden yerlerinden edilen 300'den fazla Şii Suriyeli’yle bir anket yaptı.

Anket, Suriye'deki eski rejimin devrilmesi ve Beşşar Esed ile rejiminin üst düzey yetkililerinin kaçmasıyla birlikte İran'ın Suriye'deki projesinin çöküşünün sonuçlarına ilişkin din adamları ve aydınların görüşlerini içeriyordu.

bfrtbgtr
Deyrizor'da İran bağlantılı bir grup milis (Arşiv - SOHR)

Katılımcılar, İran'ın en büyük yalancı olduğu ve İran projesinin Suriye'yi yıktığı, halkını böldüğü, Şii ve Alevi toplulukları Veliyyü'l Fakih projesinin piyonları haline getirdiği, bunun da Suriye çoğunluğu ile aradaki uçurumu derinleştirdiği ve bu iki topluluğun üyelerini Suriye halkının yelpazesini bir araya getiren devrime karşı kaybedilen bir savaşın odunu ve yakıtı haline getirdiği konusunda hemfikirdi.

İranlılar Suriye'deki Şiilerin bir kısmını Kudüs'ü özgürleştirmek için kandırırken, amaç İran için kazanımlar elde etmek ve Suriye topraklarını Lübnan'daki Hizbullah'a silah aktarmak ve mezhepsel şiddeti körüklemek için kullanmaktı.

yhjukı
Seyyide Zeyneb Türbesi, Şam yakınlarında yüzlerce yıldır varlığını sürdürüyor. (Şarku’l Avsat)

SOHR'un raporunda, İran'ın Suriye'de ayak izi bırakmak için dini türbeleri bahane olarak kullandığı, oysa Şii toplumunun türbe ve kutsal mekânlarının yüzlerce yıldır korunduğu belirtildi. İran ve Suriye'deki milisleri, toplumun yerinden edilmesine ve demografik değişime katkıda bulunduktan sonra Şii gençleri kendi saflarına katmak için kullandı. Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib kırsalında yer alan Kefraya ve el-Fua köylerinin sakinlerini savaşa dahil etti ve Halep kırsalındaki Nubul ve ez-Zehra köylerinin sakinlerine yaptığı gibi, Suriye vatandaşlarına karşı savaşa dahil olmaları için onlara altı ay boyunca mali destek sağladı. İran Suriye'de, özellikle de Deyrizor'da, çocukları eğitmek için projeler kurarak uzun vadeli etkisini pekiştirmeye çalıştı.

fdvbghntj
Birleşmiş Milletler (BM) konvoyları, 2015 yılında Hizbullah tarafından kuşatılan Şam kırsalındaki Madaya'ya tıbbi malzeme ve gıda ulaştırmaya çalışıyor.

Şarku’l Avsat’ın SOHR’dan aktardığına göre Şii toplumunun büyük bir kısmı, 2017'de Şam kırsalındaki Madaya ve Zabadani halkının göç ettirilmesi karşılığında İdlib'deki Kefraya ve el-Fua'dan 8 bin kişinin göç ettirilmesini kabul etmesinden bu yana İran'a karşı cephe almış durumda. O dönemde Dört Şehir Anlaşması olarak bilinen bu anlaşmanın imzalanmasında en büyük rolü Hizbullah ve İran oynamıştı.