İngiliz belgeleri: Blair, 2003 yılında Irak'a askerî harekâtı reddettiği için Chirac'a kızmış

Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (solda), 11 Mayıs 2007 tarihinde Paris'teki Elysee Sarayı önünde dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yaptığı görüşmenin ardından konuşuyor. (AFP)
Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (solda), 11 Mayıs 2007 tarihinde Paris'teki Elysee Sarayı önünde dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yaptığı görüşmenin ardından konuşuyor. (AFP)
TT

İngiliz belgeleri: Blair, 2003 yılında Irak'a askerî harekâtı reddettiği için Chirac'a kızmış

Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (solda), 11 Mayıs 2007 tarihinde Paris'teki Elysee Sarayı önünde dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yaptığı görüşmenin ardından konuşuyor. (AFP)
Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (solda), 11 Mayıs 2007 tarihinde Paris'teki Elysee Sarayı önünde dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yaptığı görüşmenin ardından konuşuyor. (AFP)

Bugün yayınlanan ve gizliliği yeni kaldırılan İngiliz hükümet belgeleri, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair ve kabinesinin, 2003 yılında Irak'a askerî harekât için Birleşmiş Milletler (BM) desteğini engelleyen Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'a kızgın olduklarını ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre, Chirac'ın Irak'a askerî harekâtı onaylayan herhangi bir kararı veto edeceğini açıklamasından bir hafta sonra, 17 Mart 2003 tarihinde yapılan acil kabine toplantısının tutanakları, İngiliz bakanların ‘Fransız tutumunun uluslararası toplumun iradesini uygulayan BM mekanizmasını baltaladığı’ konusunda hemfikir olduklarını gösterdi.

thyjukılo
Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair (Reuters)

İngiliz Ulusal Arşivleri tarafından nihayet yayınlanan belgelere göre Blair kabine toplantısı sırasında “Elimizden geleni yaptık” dedi Ancak Fransızlar, ‘Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in BM yükümlülüklerine uymaması halinde askerî harekâta başvurulması gerektiği gerçeğini kabul etmeye hazır değildi.’

İngiltere, 2003 yılında Saddam'ı devirmek için ABD öncülüğünde başlatılan askerî harekâta, ülkesindeki şiddetli muhalefete rağmen katıldı. Blair o dönem, Irak liderinin kitle imha silahları stokladığı suçlamalarına vurgu yaptı.

Eski ABD Başkanı George W. Bush yönetimi tarafından körüklenen bu suçlamaların daha sonra gerçek dışı olduğu anlaşıldı.

Belgelere göre, dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw kabineye verdiği brifingde “Aslında, BM Güvenlik Konseyi'nin bir üyesi tüm süreci engelledi” dedi. Straw, 2019 yılında hayatını kaybeden Chirac'ı ‘Fransa ile İngiltere arasında stratejik uçurum açan’ bir karar vermekle suçladı.

xascdfvg
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (Reuters)

Üç gün sonraki bir toplantıda Straw, Chirac'ın ABD'nin egemen olduğu dünyanın aksine, ‘kendisini, savunduğu iki kutuplu dünyanın bir tarafının lideri olarak konumlandırıyor gibi göründüğünü’ söyledi.

Ancak 17 Mart'taki toplantıda bakanlara İşçi Partisi hükümetinin ‘adaleti, iyi yönetimi ve çoğulculuğu teşvik eden küresel bir vizyonla hareket ettiği ve bu vizyonun onu gelişmiş dünyadaki diğer hükümetlerden ayırdığı’ söylendi.

Toplantı tutanaklarının son bölümünde “Başbakan özetle, diplomatik sürecin artık sona erdiğini, Saddam Hüseyin'e Irak'ı terk etmesi için son bir uyarı yapılacağını ve gerekirse Avam Kamarası'ndan Irak'a karşı askerî harekâtı onaylamasının isteneceğini söyledi” ifadesi yer aldı.

cdfegrt
Polonya özel kuvvetleri ve ABD deniz piyadeleri, 23 Mart 2003'te Irak'ın işgali sırasında Irak'ın güneyindeki Umm Kasr Limanı’nda dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in portresinin altında fotoğraf çektiriyor. (Reuters)

İngiltere, askerî müdahaleyi protesto etmek için Londra'da yaklaşık bir milyon kişinin yürümesine rağmen 20 Mart 2003'te ABD öncülüğündeki Irak işgaline katıldı.

Irak'ın işgali ve ardından gelen savaş, Blair'in popülaritesinin düşmesine neden oldu; Irak'taki savaşla ilgili bağımsız Chilcot Soruşturması'nın 2016 yılında Blair'in Irak rejiminin yarattığı tehdidi kasten abarttığı sonucuna varmasının ardından tüm zamanların en düşük seviyesine ulaştı.

Blair savaşın planlanmasında yapılan hatalardan dolayı ‘pişmanlık ve vicdan azabı’ duyduğunu ifade ederken, o dönemki basın sekreteri Alastair Campbell söz konusu kararın ‘hayatının geri kalanında üzerinde ağır bir yük oluşturduğunu’ belirtti.



Netanyahu: Ortadoğu'nun çehresini değiştireceğiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
TT

Netanyahu: Ortadoğu'nun çehresini değiştireceğiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün akşam yaptığı açıklamada, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarıyla ‘Ortadoğu'nun çehresini değiştirdiğini’ söyledi.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre Netanyahu, televizyon ekranlarından yayınlanan bir basın toplantısında, İran'a saldırının başlamasından bu yana elde edilen başarıları anlattı. Bunların başında İranlı üst düzey askeri ve güvenlik yetkililerinin öldürülmesinin geldiğini söyleyen Netanyahu, “Onları tek tek yok edeceğiz” diyerek tehditte bulundu.

İsrail, iki taraf arasında on yıllarca süren gölge savaşlarının ardından geçtiğimiz hafta cuma günü İran'ın çeşitli bölgelerindeki hedeflere sürpriz saldırılar düzenledi. İran ise İsrail'e füze saldırıları ile karşılık verdi. Bu durum daha geniş çaplı bir bölgesel çatışmanın patlak vereceği endişelerini beraberinde getirdi.

Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Aralarında genelkurmay başkanı, hava kuvvetleri komutanı ve iki istihbarat birimi komutanının da olduğu İran'ın güvenlik liderlerini ortadan kaldırdık. Onları tek tek ortadan kaldırmaya devam ediyoruz.

Üç ana hedefleri olduğunu söyleyen Netanyahu, bunları ‘İran’ın nükleer programını ortadan kaldırmak, balistik füze üretim kapasitesini yok etmek ve (İran'ın Ortadoğu'da desteklediği silahlı gruplara atıfla) terörün merkezini imha etmek’ şeklinde sıraladı. İsrail Başbakanı, “Bu hedefleri gerçekleştirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. ABD ile iyi bir koordinasyon içindeyiz” dedi.

İranlıların yönetimlerine bakış açılarının değiştiğini öne süren Netanyahu, onların, rejimin sandıklarından çok daha zayıf olduğunu fark ettiklerini ve bunun sonuçları olacağını düşündüğünü belirtti. İranlı yetkililere göre İsrail'in saldırılarında şimdiye kadar en az 224 kişi öldü. Ölenler arasında askeri komutanlar, nükleer bilim adamları ve siviller buluyor.

Öte yandan İsrail Başbakanlığı, cuma gününden bu yana İran'ın füze saldırılarında 24 kişinin öldüğünü açıkladı. Bu arada Netanyahu, ABD merkezli televizyon kanalı ABC News’e verdiği demeçte, İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney'in öldürülmesinin İran ile çatışmayı sona erdireceğini söyledi.

Netanyahu, İran’ın Dini Lideri Hamaney’in ortadan kaldırılmasının ‘çatışmayı tırmandırmayacağını, aksine sona erdireceğini’ vurgulayarak İran'ı ‘terörizm ve yıkıcılık yaymakla’ suçladı. ABD'nin, İran'ın nükleer programını ortadan kaldırma çabalarında İsrail'i desteklemesinin kendi çıkarlarına olduğunu da sözlerine ekleyen İsrail Başbakanı, çatışmanın gerektiği kadar süreceğini ve İran'ın tehditlerinin bir şekilde ortadan kaldırılacağını belirtti.

Netanyahu, şunları söyledi:

İran sonsuz bir savaş istiyor ve bizi nükleer savaşın eşiğine sürüklüyor... Aslında İsrail'in yaptığı şey bunu engellemek ve bu saldırganlığa son vermek. Bunu ancak kötülüğün güçlerine karşı koyarak başarabiliriz.

İsrail ve İran, cuma gününden bu yana karşılıklı olarak hava ve füze saldırılarını sürdürüyor. Tel Aviv, İran'ın çeşitli askeri ve hayati öneme sahip hedeflerine saldırılar düzenlerken Tahran, İsrail'e yüzlerce balistik füzeyle birkaç dalga saldırı düzenledi. Bu saldırıların sonucunda İsrail’de cuma gününden bu yana en az 24 kişi öldü.