Dominik Cumhuriyeti geçen yıl 276 bin Haitili'yi sınır dışı etti

Göçmenlerin bu tipteki kamyonlarla ülkelerine gönderilmesi tepki topluyor (AFP)
Göçmenlerin bu tipteki kamyonlarla ülkelerine gönderilmesi tepki topluyor (AFP)
TT

Dominik Cumhuriyeti geçen yıl 276 bin Haitili'yi sınır dışı etti

Göçmenlerin bu tipteki kamyonlarla ülkelerine gönderilmesi tepki topluyor (AFP)
Göçmenlerin bu tipteki kamyonlarla ülkelerine gönderilmesi tepki topluyor (AFP)

Dominik Cumhuriyeti Göç Müdürlüğü çarşamba günü yaptığı açıklamada 2024'te 276 bin Haitili'nin sınır dışı edildiğini duyurdu. 

Her hafta 10 bin belgesiz Haitili'nin ülkeden gönderilmesini amaçlayan kampanyayla birlikte geçen yılın son üç ayında sınır dışı edilenlerin sayısının 94 bini geçtiği de aynı açıklamada vurgulandı. 

İlk üç ayda 48 bin 344, ikinci çeyrekte 62 bin 446, temmuz-eylül döneminde de 71 bin 414 kişinin sınır dışı edildiği bildirildi. 

İki ülke aynı adayı paylaşıyor. Ancak Haiti'deki karışıklık, ülkede yaşayanların adanın doğusuna kaçmasına neden oluyor. 

Haitili yetkililer, kendi vatandaşlarına insanlık dışı muamele uygulandığını belirterek Dominik Cumhuriyeti'ni eleştiriyor. 

Dominik Cumhuriyeti ise kaçak göçmen operasyonları ve sınır dışı etme prosedürlerinin insan haklarına uygun olduğunu öne sürüyor. 

Temmuz 2021'de Devlet Başkanı Jovenel Moise'ye suikast düzenlenmesi ve aynı yıl ağustosta 2 bin 200'den fazla kişinin ölümüne neden olan 7,2 büyüklüğündeki deprem, 11 milyonu aşkın nüfuslu Haiti'deki toplumsal huzursuzluğu artırdı. 

Enflasyonun son yılların en yüksek seviyesine ulaştığı ülkede, nüfusun yüzde 40'ı gıda yardımlarına bağımlıyken başkent Port-au-Prince'in yüzde 80'ini çeteler kontrol ediyor.

Haiti Entegre Ofisi'nin verilerine göre geçen yıl 4 bine yakın kişi silahlı çetelerin saldırılarında öldü.

Batı yarımkürenin en yoksul ülkesinden kaçan kaçana. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) 25 Kasım'da yaptığı açıklamada 11-20 Kasım'da 41 bine yakın kişinin Haiti'nin başkenti Port-au-Prince'teki evlerini terk ettiğini duyurmuştu. 

BM'ye bağlı kurumun Haiti'deki şefi Gregoire Goodstein "Buradaki insani krize müdahaleye 2022'de başladığımızdan beri böylesi bir yerinden edilme görmemiştik" demişti. 

Independent Türkçe, CNN, AFP



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”