Afrika'dan Macron'a yanıt: Biz olmasaydık, Fransa bugün hala Almanya’nın olurdu

Fransız askerlerinin ülkeden ayrılışını “Afrika'nın kurtuluşu” ifadelerinin yer aldığı bir pankartla kutlayan Malililer (Arşiv - AFP)
Fransız askerlerinin ülkeden ayrılışını “Afrika'nın kurtuluşu” ifadelerinin yer aldığı bir pankartla kutlayan Malililer (Arşiv - AFP)
TT

Afrika'dan Macron'a yanıt: Biz olmasaydık, Fransa bugün hala Almanya’nın olurdu

Fransız askerlerinin ülkeden ayrılışını “Afrika'nın kurtuluşu” ifadelerinin yer aldığı bir pankartla kutlayan Malililer (Arşiv - AFP)
Fransız askerlerinin ülkeden ayrılışını “Afrika'nın kurtuluşu” ifadelerinin yer aldığı bir pankartla kutlayan Malililer (Arşiv - AFP)

Çad ve Senegal, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un dün Sahel ülkelerini, teröristlerle mücadelede kıtaya verdiği destek için ülkesine ‘teşekkür etmemekle’ suçlayan sözlerini sert bir dille kınadı.

Fransa'nın dünya genelindeki büyükelçilerinin yıllık toplantısında konuşan Macron, ülkesinin 2013 yılından bu yana teröre karşı Sahel bölgesine askeri müdahalede bulunmakta ‘haklı’ olduğunu, ancak Afrikalı liderlerin bu destek için Fransa'ya ‘teşekkür etmeyi unuttuklarını’ söyledi. Fransa'nın askeri müdahalesi olmasaydı, aynı Afrikalı liderlerin ‘hiçbirinin’ bugün egemen bir devleti yönetmiyor olacağını da belirten Fransa Cumhurbaşkanı, küçümseyici bir tonla “Önemli değil, bu (teşekkür) zamanla gelecek” diye ekledi.

Anck hem Encemine hem de Dakar Macron’un sözlerine tepki gösterdi. Çad Dışişleri Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Abderaman Koulamallah, Encemine’nin ‘Macron'un Afrika ve Afrikalılara yönelik küçümseyici bir tonda sarf ettiği sözlerinden duyduğu derin endişeyi’ dile getirildi. Koulamallah, Çad devlet televizyonunun aktardığı açıklamasında, ‘ülkesinin Fransa ile bir sorunu olmadığını, ancak Fransız liderlerin Afrika halkına saygı duymayı öğrenmeleri gerektiğini’ söyledi.

Çad, geçtiğimiz kasım ayı sonlarında eski sömürgecisi Fransa ile olan askeri anlaşmalarını iptal etmişti. Koulamallah, Çad halkının tam egemenlik, gerçek bağımsızlık ve güçlü ve bağımsız bir devlet kurma arzusunda olduğunu vurguladı.

Öte yandan Başbakan Ousmane Sonko da Macron'un sözlerini kınayan bir açıklamada bulundu. Sonko yaptığı açıklamada, “Afrikalı askerlerin İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransa'nın Nazi işgalinden kurtarılmasındaki katkıları olmasaydı, Fransa bugün hala Almanya’nın olabilirdi” dedi.

Dünyanın dört bir yanında görev yapan Fransız büyükelçilerine hitap eden Macron, Fransız askerlerinin Afrika'dan çekilmesi kararının Paris tarafından bu ülkelerle yapılan istişare ve koordinasyon çerçevesinde alındığını söyledi. Macron, konuşmasında “Afrikalı liderlere ülkelerindeki varlığımızı yeniden düzenlemeyi önerdik. Çok nazik olduğumuz için bu çekilmeleri duyurmayı onlara bıraktık” ifadelerini kullandı. Fransa son yıllarda askerlerinin konuşlu olduğu birçok Afrika ülkesinden gönülsüzce geri çekilmek zorunda kalmıştı.

Geçtiğimiz haftalarda Fransa’nın ülkesindeki askeri varlığının bu yıl sona ereceğini açıklayan Sonko, Macron'un açıklamasının ‘tamamen yanlış’ olduğunu söyledi. Sonko’ya göre Fransa ile ne istişare ne de müzakere yapıldı. Senegal, bu kararı özgür, bağımsız ve egemen bir devlet olarak kendi iradesiyle aldı.

Senegal Başbakanı Fransa Cumhurbaşkanı’nı ayrıca Elysee Sarayı’nın söz konusu Afrika ülkelerinin liderlerine yönelik ‘nankörlük’ suçlamasında bulunmasından dolayı da eleştirdi. Fransa'nın Afrika'nın güvenliğini ve egemenliğini garanti edecek ne kapasitesi ne de meşruiyeti olduğunu söyleyen Sonko, aksine Fransa’nın ‘Libya gibi bazı Afrika ülkelerinin istikrarsızlaşmasına zaman zaman katkıda bulunduğunu ve bunun da Sahel bölgesinin istikrarı ve güvenliği açısından ciddi sonuçları olduğunu’ vurguladı.

Çad Dışişleri Bakanı Koulamallah, Afrika ve Çad'ın Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransa'nın kurtuluşunda üstlendiği ‘belirleyici rolünü’, bu rolün ‘Fransa tarafından asla tanınmadığını’ belirtti. Afrikalı askerler tarafından yapılan fedakarlıkların altını çizen Koulamallah, Fransa’nın Çad’daki 60 yıllık varlığı boyunca ülkeye olan katkılarının genellikle kendi stratejik çıkarlarıyla sınırlı kaldığını ve Çad halkının kalkınması üzerinde gerçek ve kalıcı bir etkisi olmadığını söyledi.



İranlı general, Esad'ın düşüşünü değerlendirdi: Büyük darbe aldık

Rejim karşıtları, Şam'daki İran Büyükelçiliği'nde yer alan bayrağı indirmişti (AP)
Rejim karşıtları, Şam'daki İran Büyükelçiliği'nde yer alan bayrağı indirmişti (AP)
TT

İranlı general, Esad'ın düşüşünü değerlendirdi: Büyük darbe aldık

Rejim karşıtları, Şam'daki İran Büyükelçiliği'nde yer alan bayrağı indirmişti (AP)
Rejim karşıtları, Şam'daki İran Büyükelçiliği'nde yer alan bayrağı indirmişti (AP)

İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun üst düzey komutanlarından Tuğgeneral Behruz Esbati, Suriye'de rejimin devrilmesinin Tahran için büyük bir darbe olduğunu söyledi. 

Esbati, başkent Tahran'daki Veliasr Camisi'nde 31 Aralık'ta yaptığı konuşmada, Beşar Esad rejiminin yıkılmasına dair şunları söyledi: 

Yenildik, çok kötü şekilde yenildik, çok büyük bir darbe aldık ve bu çok zor bir süreç oldu.

Komutanın konuşmasının ses kaydı, İran'la ilgili gelişmelere odaklanan İsviçre merkezli medya kuruluşu Abdi Medya tarafından pazartesi günü yayımlandı. 

Esbati ayrıca Suriye rejiminin çöküşünden önce Şam-Tahran ilişkilerinin gergin olduğunu da belirtti. Buna göre Esad'ın, Gazze savaşı kapsamında İran destekli milislerin Suriye üzerinden İsrail'e karşı yeni bir cephe açmasına izin vermemesi nedeniyle anlaşmazlık yaşandı. 

Üst düzey komutan, Şam rejiminin düşüşünden Rusya'yı da sorumlu tuttu. Esbati, Rusların rejim karşıtı güçlere saldırı düzenlendiğini söylemesine rağmen aslında boş araziye bomba attığını iddia etti. Komutan, isyancıların ilerleyişi sırasında Kremlin'in Tehran'ı yanlış bilgilendirdiğini savundu. 

Bunlara ek olarak Tuğgeneral Esbati, İran'ın Suriye'deki savaşçı devşirme faaliyetlerini sürdüreceğini belirterek şunları söyledi: 

Yıllar boyunca birlikte çalıştığımız tüm ağları harekete geçirebiliriz. Yıllar içinde toplumun farklı kesimlerine sızan adamlarımızı harekete geçirebiliriz. Sosyal medyada aktif olabiliriz ve direniş hücreleri oluşturabiliriz. Artık diğer uluslararası arenalarda olduğu gibi orada da faaliyet gösterebiliriz ve buna çoktan başladık.

Esbati yolsuzluk, siyasi baskı ve halkın karşı karşıya kaldığı ekonomik zorluklar göz önüne alındığında Esad rejiminin düşmesinin kaçınılmaz olduğunu da sözlerine ekledi. Tuğgeneral, Esad'ın reform uyarılarını dikkate almadığını savundu. 

İranlı analist Mehdi Rahmati, Esbati'nin kamuoyu önündeki açıklamalarının Tahran'ın resmi söylemiyle tezat oluşturduğunu ve ülkede büyük şaşkınlık yarattığını belirtiyor: 

Herkes toplantılarda bu konuşmadan bahsediyor, neden bunları özellikle halka açık şekilde söylediğini merak ediyor. İran'a ne olduğunu ve şu anda ülkenin nerede durduğunu çok açık şekilde ortaya koydu. Bu bir bakıma iç politika için de bir uyarı olabilir.

Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) liderliğindeki isyancıların 27 Kasım'da başlattığı saldırılar, 8 Aralık'ta Beşar Esad rejiminin devrilmesiyle sonuçlanmıştı. Esad ailesi Rusya'ya kaçarken, HTŞ kurduğu geçici hükümetin başına Muhammed Beşir'i getirmişti.

Independent Türkçe, New York Times, Times of Israel