15 bin doktordan ABD Senatosu'na çağrı: RFK Jr.'ın Sağlık Bakanı olmasını engelleyin

15 binden fazla doktor, ABD Senatosu'na Robert F. Kennedy Jr.'yı onaylamamaları için yalvaran bir mektubu imzalayarak Sağlık Bakanı adayını "aktif bir şekilde tehlikeli" diye niteledi (Reuters)
15 binden fazla doktor, ABD Senatosu'na Robert F. Kennedy Jr.'yı onaylamamaları için yalvaran bir mektubu imzalayarak Sağlık Bakanı adayını "aktif bir şekilde tehlikeli" diye niteledi (Reuters)
TT

15 bin doktordan ABD Senatosu'na çağrı: RFK Jr.'ın Sağlık Bakanı olmasını engelleyin

15 binden fazla doktor, ABD Senatosu'na Robert F. Kennedy Jr.'yı onaylamamaları için yalvaran bir mektubu imzalayarak Sağlık Bakanı adayını "aktif bir şekilde tehlikeli" diye niteledi (Reuters)
15 binden fazla doktor, ABD Senatosu'na Robert F. Kennedy Jr.'yı onaylamamaları için yalvaran bir mektubu imzalayarak Sağlık Bakanı adayını "aktif bir şekilde tehlikeli" diye niteledi (Reuters)

15 binden fazla doktor, ABD Senatosu'nun Robert F. Kennedy Jr.'ın Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanı olmasını onaylamaması için çağrı yapan bir mektup imzaladı.

Sağlık Hizmetlerini Koruma Komitesi adlı çıkar grubunun öncülüğünde hazırlanan mektupta, seçilmiş başkan Donald Trump'ın Kennedy'yi aday gösterme kararı "hayatlarını hastaları önlenebilir hastalık ve ölümlerden korumaya adayan her sağlık çalışanının yüzüne atılmış bir tokat" diye niteleniyor.

Mektupta "336 milyon Amerikalının fiziksel ve ruhsal sağlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nda bilime, kanıta dayalı tıbba ve halk sağlığı sistemimizin bütünlüğünü güçlendirmeye öncelik veren bir liderliğe bağlı" diye belirtiliyor.

RFK Jr. sadece bu önemli kuruma liderlik etmek için niteliksiz değil, aktif bir şekilde tehlikeli de.

Kennedy ve Trump'ın geçiş ekibinin bir sözcüsü, NBC News'a yaptığı açıklamada eleştirileri reddederek mektubu "başka bir üçkağıt" diye niteledi.

Sözcü Katie Miller, "Robert F. Kennedy Jr. onay alacak ve zamanlarını ona zarar vererek geçirenlerin Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nda yeri ve sesi olmayacak" dedi.

Onlara iyi şanslar diliyorum.

Connecticut Senatörü Chris Murphy de dahil olmak üzere bir dizi Demokrat yasa koyucu da Kennedy'yi eleştirmişti.

frgth67
Seçilmiş başkan Donald Trump, kasımda seçildikten kısa bir süre sonra Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın başına Kennedy'yi aday göstermişti (Reuters) 

Murphy, bu hafta X'te "RFK Jr. gibi komplo teorisyenlerine hassas davranmak zorunda değiliz. Çok basit. Kariyerini okul aşı programlarına karşı savaşarak geçirdi. Bu programların zayıflaması çocukların ölümüne yol açar" yazmıştı.

 "RFK Jr., okul için aşı zorunluluklarını yasal olarak gevşetmese bile (ki bunu yapabilir!), Sağlık Bakanlığı'na yükselmesi sahip olduğu komplo teorilerini güçlendirir" diye ekledi.

RFK Jr.'ın yaydığı komplolar yüzünden aşı oranları düşerse çocuklar ölür.

ABD Senatosu onaylarsa aşı karşıtı aktivist ve eski bağımsız başkan adayı Kennedy, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nı yönetecek.

Kennedy, 2024 seçimlerinde Trump ve Kamala Harris'e rakip olmak üzere seçim ortağı Nicole Shanahan'la birlikte bağımsız bir başkanlık kampanyası yürütmüştü.

Ancak Kennedy, başkanlık için yürüttüğü bağımsız kampanyayı ağustosta sonlandırarak seçilmiş başkanı desteklemişti.

Kennedy, kampanyası ve kariyeri boyunca Kovid-19 aşıları hakkında asılsız yanlış bilgiler yaydı. Children's Health Defense (Çocuk Sağlığı Savunması) adlı kuruluşu, aşılara karşı daha geniş çaplı bir kampanya yürüterek aşıların otizme yol açtığı yönündeki yanlış iddiayı yaygınlaştırmıştı.

The Real Anthony Fauci adlı kitabında Kennedy, Anthony Fauci'nin Kovid-19 salgınının ciddiyetini olduğundan fazla göstermek için Microsoft'un kurucusu Bill Gates'le işbirliği yaptığı yönünde asılsız bir iddia da ileri sürmüştü.

The Independent cevap hakkı için Trump'ın geçiş ekibiyle iletişime geçti.
Independent Türkçe



İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
TT

İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)

Siyaset ve güvenlik uzmanları, Tahran'ın açıklamalarına bağlı kalması ve bölgedeki silahlı örgütlere müdahale ve destekten uzak durması halinde Körfez-İran ilişkilerinin daha güçlü hale gelebileceğini, büyüyebileceğini ve gelişebileceğini belirtti.

Uzmanlar, İran-İsrail çatışmasının, Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri, bölgesel güvenlik vizyonlarını istikrar ve güvenliği koruyacak net mekanizmalara dönüştürmeleri ve İran ile Irak başta olmak üzere komşu ülkelerle ortak bir çerçeveye ulaşmaları gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Körfez Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Abdulaziz bin Sakr, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Tahran'ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istediğine dair son açıklamalarına işaret ederek şöyle dedi: “Bugün İran'dan tek istediğimiz, Körfez'de müdahale ve saldırganlık istemediğine dair söylediklerine uymasıdır. Eğer davranışlarını değiştirir ve müdahaleci olmazlarsa, bu, bölgede daha fazla güvenlik ve istikrara, İran ve komşu ülkelerde büyüme ve refaha yol açacaktır.”

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran'ın Körfez bölgesindeki komşu ülkelerle ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden aktardığına göre Pezeşkiyan kabine üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, “İslam ülkeleri arasındaki dayanışma ihtiyacı ve kapsamlı iş birliğinin genişletilmesi hedefi göz önüne alındığında, komşuluk politikası ve bölge ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi, hükümetin temel stratejileri arasındadır” dedi.

Dr. Abdulaziz bin Sakr, Körfez Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen ‘Gerilim ve Diplomasi: İsrail-İran Savaşı Üzerine Körfez Perspektifleri’ başlıklı seminerde şu ifadeleri kullandı: “İran'ı son yıllarda desteklediği Hizbullah gibi gruplardan uzak görmek ve bölgede saldırganlık içermeyen bir güvenlik standardı oluşturmak istiyoruz. İran'dan iyi sinyaller geldiği sürece Körfez'den de iyi sinyaller gelecek. İran'daki rejimi değiştirmeye yönelik her türlü saldırıya karşıyız, bu tamamen İran'ın meselesi.”

3 yol

Körfez Araştırmaları Merkezi Kıdemli Danışmanı Dr. Salih el-Haslan ise İran ile İsrail arasındaki son savaştan sonra Körfez ülkelerinin izlemesi gereken 3 yol belirledi:

Birincisi: İran ile daha fazla temas kurmak ve sivil amaçlı barışçıl bir programa sahip olma hakkına sahip olmakla birlikte herhangi bir askeri nükleer programı kabul etmediklerini açıkça belirtmek.

İkincisi: Körfez ülkeleri İran'a, davranışlarını değiştirmesi koşuluyla bölgesel ve uluslararası izolasyondan kurtulmasına yardımcı olacaklarına dair olumlu bir mesaj göndermeli.

Üçüncüsü: İran'daki ılımlı seslerin güçlendirilmesi.

El-Haslan, “Son savaş Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri gerektiğini gösterdi. Bir yıl önce Körfez ülkeleri bölgesel güvenlik vizyonlarını ortaya koydular. Artık Körfez ülkelerinde istikrar ve güvenliği korumak ve komşuları İran ve Irak ile sürdürülebilir barış dediğimiz bir güvenlik çerçevesine ulaşmak için bu vizyonu gerçekleştirecek bir mekanizma hakkında konuşmanın zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

dfvgyju

Körfez Araştırmaları Merkezi Güvenlik ve Savunma Programı Direktörü Mustafa el-Ani'ye göre ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları programın yaklaşık yüzde 90'ını yok etmiş olabilir.

ABD bu ayın başlarında sığınak delici bombalarla donatılmış bombardıman uçaklarıyla İran'ın kilit nükleer tesislerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirmiş, İran da ertesi gün Katar'da ABD güçleri tarafından kullanılan el-Udeyd Üssü’ne füze saldırısıyla karşılık vererek Körfez ülkelerinin kınamalarına yol açmıştı.

El-Ani, İsrail ve ABD'nin harekâtının anlık bir olay olmadığını, en az 10 yıllık bir istihbarat toplama çalışmasının sonucu olduğunu belirtti. El-Ani, “İyi planlanmış bir operasyondan bahsediyoruz… Bu basit bir planlama değildi ve nükleer programın şu ana kadar yaklaşık yüzde 90 oranında yok edildiğinden hiç şüphem yok” şeklinde konuştu.

İran'ın maruz kaldığı saldırıdan sonra toparlanmasının pek mümkün olmadığını ifade eden el-Ani, İranlıların nükleer programa devam etmek istemeleri halinde, bugün konuşulanların ‘çatışmanın sonunun başlangıcı’ olduğunu belirtti. El-Ani, “Şimdi soru şu: İran toparlanabilir mi? Amerikalılar ve İsrailliler her an saldırabilecekleri bir bombanın yapımını engellemek için tekrar geri geleceklerinden ötürü toparlanamayacağından hiç şüphem yok” dedi.