Los Angeles'taki milyonerlerin alevlerden kaçış sığınağı: Pembe Saray

Yangın nedeniyle oluşan duman (Reuters)
Yangın nedeniyle oluşan duman (Reuters)
TT

Los Angeles'taki milyonerlerin alevlerden kaçış sığınağı: Pembe Saray

Yangın nedeniyle oluşan duman (Reuters)
Yangın nedeniyle oluşan duman (Reuters)

Los Angeles'ın en ünlü simgelerinden biri olan ve Pembe Saray olarak bilinen Beverly Hills Oteli, yangından kaçan şehrin en zengin mültecileri için geçici bir sığınak haline geldi.

Ünlü “Hotel California” şarkısı ve yıldız Elizabeth Taylor'ın balayını geçirdiği yer olması nedeniyle Pembe Saray olarak bilinen otel, şimdi de orman yangınlarından kaçan ünlüler için bir sığınak haline geldi.

Şarku’l Avsat’ın İngiliz The Telegraph gazetesinden aktardığı habere göre, Los Angeles'ı kasıp kavuran yangınlar 130 bin kişiyi evlerini terk etmek zorunda bıraktı. Resmi ölü sayısı 11, ancak bu sayının artması bekleniyor ve milyarlarca dolarlık hasara meydana geldi.

dfvergt
Yangın oluşturduğu duman (Reuters)

Tahliye emri verilenlerin çoğu ünlülerin yaşadığı lüks Pacific Palisades semtinde yaşıyordu.

Tahliye edilmek zorunda kalanların bir kısmı akrabalarının evlerine ya da kamuya ait barınaklara sığınırken, zenginler geceliği bin dolar olan beş yıldızlı Beverly Hills Otel'e akın etti.

Spor kıyafetli konuklar ve evcil hayvanları otelin etrafında daireler çizerek yürürken, perşembe günü otel lobisinin girişinde sıralanan bagaj arabalarındaki valizlerin yerini köpek çantaları ve çamaşır sepetleri aldı.

zaxsdcferg
Yangın nedeniyle oluşan duman (Reuters)

Sığınmak için otele kaçanlar arasında, “lüks bungalovlar labirentinden” tamamen siyah giyinmiş olarak kabarık beyaz köpeğiyle birlikte çıkan aktris Jamie Lee Curtis de vardı.

66 yaşındaki Oscar ödüllü aktris, önceki gece Pacific Palisades'teki yangının yol açtığı yıkımı anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.

Lee Curtis'in evinin sağlam olduğuna inanılıyor, ancak kendisi ve ailesi yangından etkilenenlere yardım etmek için 1 milyon dolar bağışta bulundu.

Otele akın edenler arasında Lionsgate Motion Picture Group'un eski eşbaşkanı ünlü Hollywood yöneticisi Eric Feige de vardı.

Feig, eşi Susanna, çocukları 20 yaşındaki Ellie ve 15 yaşındaki Alex ile üç köpekleri salı günü Pacific Palisades'teki malikanesinin yakınlarından yükselen dumanları gördükten sonra Beverly Hills'teki bir otele doğru yola çıktılar.

Pasaportlarını, doğum belgelerini, içinde fotoğrafları olan bir çantayı ve biraz köpek mamasını yanlarına alarak yangından kaçmak üzere arabaya bindiler.

Oscar ödüllü La La Land, The Hurt Locker ve Hunger Games film serilerinin yapımcılığını üstlenen Feig, o gece evinin güvende olup olmadığını kontrol etmek için evinin güvenlik kameralarının önünde oturuyordu.

Evinin kurtulup kurtulmadığından emin olamayan Feig, çarşamba günü evi ziyaret etti ve komşu evler yanarken, malikanesi sağlam kaldı.

dcfvrgth
Yangın nedeniyle oluşan duman (AP)

Otelin spor salonunu ziyaret ettikten sonra eşofmanlarıyla gazeteye demeç verdi: “Sanki dünyanın sonu gelmiş gibi... Burası çok güzel bir mahalle.  Neredeyse 11 yıldır orada yaşıyorum ve tepenin zirvesine çıkıp tepelerin bu manzarasını gördüğüm anda, dürüst olmak gerekirse, 11 yıl sonra bile kalbim duracakmış gibi hissediyorum. 'Aman Tanrım, burada yaşadığıma inanamıyorum, burası çok güzel' diyorum.

dfvbg
Yangınla mücadele çalışmaları (AP)

Feig'in Kate Hudson'ın malikanesiyle aynı yol üzerinde bulunan ve 9 milyon dolar değerinde olduğuna inanılan yedi yatak odalı malikanesi hala ayakta, ancak sadece birkaç kapı ötede, yıkılan evlerden birinin külleri hala için için yanıyor ve geriye sadece çamaşır makinesi ve şömine kalmış.

Ünlü güzellik uzmanı 44 yaşındaki Sarah Maxwell ve 12 yaşındaki kızı Olivia, birçok arkadaşlarının evi yok olurken kendi evlerinin ayakta kalmasından dolayı kendilerini “suçlu” hissettiklerini söyledi.

Orman yangınlarının yol açtığı yıkım, Los Angeles'ta bir dönemin sonunu getirebilecek kadar feci.



ABD, Türkiye’nin ve Şera’nın çıkarına olacak şekilde SDG'yi terk eder mi?

ABD'nin SDG güçleriyle kurduğu ittifaklar Suriye'deki değişimin gerçekleriyle tezat oluşturuyor (Sosyal medya)
ABD'nin SDG güçleriyle kurduğu ittifaklar Suriye'deki değişimin gerçekleriyle tezat oluşturuyor (Sosyal medya)
TT

ABD, Türkiye’nin ve Şera’nın çıkarına olacak şekilde SDG'yi terk eder mi?

ABD'nin SDG güçleriyle kurduğu ittifaklar Suriye'deki değişimin gerçekleriyle tezat oluşturuyor (Sosyal medya)
ABD'nin SDG güçleriyle kurduğu ittifaklar Suriye'deki değişimin gerçekleriyle tezat oluşturuyor (Sosyal medya)

Independent Arabia

ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass, on yılı aşkın bir süredir devam eden Suriye krizinin çözümüne yönelik uluslararası çabalar çerçevesinde, Suriye'nin geleceği ve siyasi geçiş sürecine ilişkin yoğun görüşmelerde bulunmak üzere Ankara'yı ziyaret etti. Görüşmelerde bölgenin istikrarının sağlanması ve DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmasının engellenmesi de dâhil olmak üzere güvenlik ve stratejik bazı konular ele alındı.

Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre ABD'nin Suriye'deki askeri varlığının amacının DEAŞ'ın geri dönüşünü engellemek ve bölgedeki güvenliğin istikrarını sağlamak olduğunu belirten Bass, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve çeşitli bağlantılara sahip Kürt gruplara atıfta bulunarak ABD askerlerinin Suriye’deki varlığının silahlı gruplar tarafından komşu ülkelerin güvenliğine zarar verecek şekilde istismar edilmemesini sağlamak için müttefikleriyle koordinasyon içinde çalıştığını söyledi.

Bass, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bölgedeki ortaklarımıza güven vermek ile varlığımızın herhangi bir düşmanca ya da tırmandırıcı faaliyet için bahane olmamasını sağlamak arasında hassas bir denge kurmanın öneminin farkındayız.”

ABD’li yetkili ayrıca, Washington’ın ABD askerlerinin Suriye'deki varlığının bölgesel gerilimleri arttırmadan siyasi geçişi destekleyici nitelikte kalmasını sağlamak için stratejilerini sürekli olarak değerlendirdiğini de sözlerine ekledi.

cdfvgthy
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Bass arasında daha önce yapılan bir görüşmeden (ABD Dışişleri Bakanlığı)

Basına sızan bilgilere göre Ankara, ABD'den Suriyeli Kürt grupları desteklemekten vazgeçmesini ve onlara özyönetim gibi istisnai ayrıcalıklar tanımadan Suriye’de kapsamlı bir çözüme dahil olmalarının sağlamasını isterken Washington, Ahmed eş-Şera liderliğindeki Şam'daki geçici yönetim ile Mazlum Abdi liderliğindeki SDG arasında bir diyaloğun başlatılmasını destekliyor.

Ülkesinin SDG'ye PKK üyeleri gibi yabancı terör örgütü üyeleri konusunda yaptığı baskıyla ilgili bir soruya Bass, “Suriye'nin ne bugün ne de gelecekte yabancı terör örgütleri ya da yabancı teröristler için güvenli bir sığınak olmaması gerektiği konusunda Türk hükümetiyle hemfikiriz” dedi.

Yaptırımlar hafifletiliyor

Körfez ülkelerinin Suriye'deki geçici hükümete yönelik desteğiyle ilgili olarak Bass, “Körfez'deki ortaklarımızla Şam'daki geçici hükümete, halka temel hizmetleri sunabilmesini sağlamak üzere nasıl yardım sağlayabileceğimiz konusunda yapıcı görüşmelerde bulunduk” ifadelerini kullandı.

Söz konusu yardımın memur maaşlarının ödenmesi ile elektrik ve enerji sağlanmasına yönelik desteği de içerdiğini belirten Bass, bu desteğin sadece Suriye halkının acılarını hafifletmeyi değil, aynı zamanda siyasi geçiş süreci çerçevesinde geçici hükümeti istikrara kavuşturmayı da amaçladığını vurguladı.

ABD’nin yaptırım rejimlerini siyasi sürece zarar vermeden insani çabaları destekleyecek şekilde uyarlamaya çalıştığını vurguladı.

ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın yeni yönetimi Beyaz Saray'a girmek üzereyken, Suriye dosyasına yönelik politikalarına ilişkin bir beklenti hakim. Bass, yeni yönetimin ABD'nin Suriye'deki varlığının geleceği ve Washington'ın bölgesel istikrarı desteklemedeki rolüne ilişkin kritik kararlarla karşı karşıya kalacağını belirtti.

ABD’li yetkili, sözlerine şöyle devam etti:

“Her ABD yönetimi bölgedeki stratejik çıkarları ile insani yardım çabalarına verilen destek arasında denge kurmakta zorlanır. Suriye, içinden çıkılmaz çatışmaların çözümüne yönelik uluslararası kararlılık açısından bir turnusol kâğıdı niteliğindedir.”

Bass, Trump’ın ekibinin yaptırım politikalarını yeniden değerlendirmesi ve uluslararası ve bölgesel çabaların uyumlu olmasını sağlamak için komşu ülkelerle temasları artırması gerekeceğini açıkladı.

Suriye'nin bölgeyle yeniden bütünleşmesi

Bass, bazı bölge ülkelerinin Şam'daki mevcut hükümete verdiği destekle ilgili olarak “Bölgedeki ortaklarımıza her türlü desteğin istikrarı sağlamaya yönelik olmasının ve bölünmeleri güçlendirmemesinin önemini açıkça ifade ettik” dedi.

Washington'ın siyasi bir geçişe katkıda bulunacak ve Suriye halkının acılarını hafifletecek adımlar atılmasını teşvik ettiğini söyleyen Bass, “Mevcut hükümete verilecek her türlü desteğin, Suriye'deki durumu dengelemeye yardımcı olacak pratik tedbirlere yönelik bir taahhütle birlikte yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. ABD’li yetkili, Washington’daki yeni yönetimin, çabaların sürdürülebilir bir siyasi çözüme ulaşılmasını sağlamaya yönelik olması için baskı yapmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.

Suriye'nin bölgesel ve uluslararası sistemlerle yeniden bütünleşmesinin, uzun vadeli istikrarın sağlanması için geniş bir iş birliği gerektirdiğini söyleyen Bass, “Washington, güvenliği arttırmak ve siyasi geçiş sürecini desteklemek arasında bir denge kuran çözümler sunmak için komşu ülkelerle birlikte çalışıyor” şeklinde konuştu.

Suriye'deki zorlukların bölgesel ve uluslararası iş birliği olmadan çözülemeyeceğini söyleyen Bass, “Bir sonraki aşamanın başarılı olması için ortaklarımızla birlikte çalışmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.

El-Hol Kampı, DEAŞ’lı mahkumlar ve İsrail

Suriye'nin ve bölgenin karşı karşıya olduğu önemli güvenlik sorunlarından biri de el-Hol Kampı ve DEAŞ’lı mahkûmlar. el-Hol Kampı’nın on binlerce kadının ve çocuğun feci koşullarda yaşadığı bir yer olması nedeniyle bu konunun en önemli önceliklerden biri olduğunu belirten Bass, bu kampın aynı zamanda terör örgütlerine üye kazandırma kaynağı olarak istismar edilme riski taşıdığını söyledi. ABD’li yetkili, uluslararası toplumun, buradaki mahkumların topluma kazandırılması ve ailelerin toplumlarıyla yeniden bütünleşmeleri de dahil olmak üzere uzun vadeli çözümler sağlamak için birlikte çalışması ve gelecekteki tehditleri önlemek için sıkı güvenlik adımları atması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Suriye'de bulunan tüm yabancı teröristlerin ülkeyi terk etmesi gerektiğini vurgulayan Bass, “Bu insanların büyük bir kısmı geldikleri ya da vatandaşı oldukları ülkelere geri dönmeli. Bu geri dönüş ise söz konusu hükümetlerin, bu kişilerin eylemlerinden dolayı kanun önüne çıkarılmalarını sağlayacak süreçleri başlatmalarıyla gerçekleşmeli” diye konuştu. Bass, sadece DEAŞ’lı mahkûmları değil, SDG saflarındaki yabancı unsurları da bu kapsamda görüyor.

Ancak SDG ile ilgili sorun, yabancı unsurların ötesinde, siyasi kolunun ABD’nin arkasına saklandığı ve Şam’daki yeni yönetimin bu karmaşık dosyayı yönetemeyeceği ya da güvenliğini sağlayamayacağı varsayımıyla DEAŞ’lı mahkumları koz olarak kullandığı ayrıcalık taleplerine kadar uzanıyor.

Öte yandan Suriye ile İsrail arasındaki ilişkilere değinen Bass, “İki taraf arasında süregelen gerilimin ele alınmasının öneminin farkındayız. Gerginliğin azaltılmasının bölgede kapsamlı bir istikrarın sağlanmasına yönelik önemli bir adım olduğuna inanıyoruz” dedi.

Washington'ın Suriye'nin vekâlet savaşları için bir arena haline gelmesini önleme çabalarını desteklediğini açıklayan Bass, “Bölgeyi daha fazla tehlikeye maruz bırakmadan güvenliğini sağlayacak bir denge için bölgedeki ortaklarımızla birlikte çalışmaya kararlıyız” şeklinde konuştu.

Suriye'nin istikrara kavuşturulmasının uluslararası iradeyle birlikte çaba da gerektirdiğini ifade eden Bass, Kaosun yeniden başlamaması ve aşırılık yanlısı grupların hedeflerine ulaşmak için bu durumdan faydalanmaması için hep birlikte çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.