İran stratejik nükleer tesisleri için hava koruma seviyesini yükseltiyor

Tahran'ın güneyindeki Fordo nükleer tesisi de dahil

Fordo nükleer tesisi yakınlarındaki tatbikatlar sırasında 15 Hordad hava savunma sisteminden ateşlenen bir füze. (Tesnim)
Fordo nükleer tesisi yakınlarındaki tatbikatlar sırasında 15 Hordad hava savunma sisteminden ateşlenen bir füze. (Tesnim)
TT

İran stratejik nükleer tesisleri için hava koruma seviyesini yükseltiyor

Fordo nükleer tesisi yakınlarındaki tatbikatlar sırasında 15 Hordad hava savunma sisteminden ateşlenen bir füze. (Tesnim)
Fordo nükleer tesisi yakınlarındaki tatbikatlar sırasında 15 Hordad hava savunma sisteminden ateşlenen bir füze. (Tesnim)

İran ordusu hava savunma birlikleri, nükleer programının seyrini değiştirmeye yönelik uluslararası kaygılar nedeniyle Tahran'ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum üretimini hızlandırdığı Fordo da dahil olmak üzere İran'ın stratejik nükleer tesislerini korumak amacıyla askeri tatbikat gerçekleştirdi.

İran ordu güçleri ve Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı paralel birlikler, mart ayı ortasında sona erecek olan İktidar adlı yıllık askeri tatbikata başladı.

İran resmi haber ajansı IRNA cumartesi günü geç saatlerde başkent Tahran'ın 160 kilometre güneyindeki Kum kentinin dağlarının altında yer alan Fordo nükleer tesisi yakınlarında hava savunma güçleri için tatbikatlar yapıldığını bildirdi.

IRNA tatbikatların füze ve radar birimleri, elektronik harp, bilgi kontrol ve elektronik tanımlama birimleri ve hava savunma sistemlerini içerdiğini ve amacının ‘düşman saldırısına karşı hava savunma planlarının operasyonel etkinliğini etkili bir şekilde değerlendirmek, istihbarat üstünlüğü sağlamak ve hedeflenen hedefleri zamanında tespit etme yeteneğine ulaşmak’ olduğunu belirtti.

sdcfergt
Tahran'ın güneyindeki Kum çölünde devam eden hava savunma tatbikatlarından (Tesnim)

Şarku’l Avsat’ın DMO’ya bağlı Tesnim haber ajansından aktardığına göre tatbikatta ‘varsayımsal bir düşman’ tarafından Fordo nükleer tesislerine saldıran insanlı ve insansız hava araçları yerel 15 Hordad ve Talaş sistemlerinden füzeler kullanılarak imha edildi.

DMO da ülkenin merkezindeki İsfahan'da bulunan Natanz uranyum zenginleştirme tesisi de dahil olmak üzere hassas tesisleri korumak için tatbikatlar gerçekleştirdi. Ayrıca ülkenin güneyindeki nükleer santrali yakınlarında da ek güvenlik önlemleri alındığını duyurdu.

Hassas zamanlama

Askeri faaliyetler, İran ve İsrail'in geçen yıl karşılıklı olarak gerçekleştirdikleri benzeri görülmemiş saldırıların ardından bölgede artan gerilimin ortasında gerçekleşti. İsrail ordusunun 26 Ekim'deki saldırıda İran'ın hava savunma sistemine ciddi hasar verdiğini açıklamasının ardından İsrailli yetkililer İran'ın nükleer tesislerine önleyici bir saldırı düzenlenmesi çağrısında bulundu.

İran geçtiğimiz aylarda stratejik altyapısının İsrail-ABD saldırılarına maruz kalması halinde nükleer doktrinini değiştirebileceğine dair sinyaller gönderdi.

Axios haber sitesi, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın kısa süre önce Başkan Joe Biden'a, Tahran'ın Trump göreve gelmeden önce nükleer silah geliştirme yolunda ilerlemesi halinde ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik olası bir saldırısına ilişkin seçenekleri sunduğunu bildirdi.

İran, Fordo ve Natanz nükleer tesislerinde uranyumu silah üretmek için gereken yüzde 90'a yakın bir oran olan yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) geçtiğimiz ay İran'ın Fordo nükleer tesisindeki uranyum zenginleştirme hızını iki katına çıkardığını açıkladı.

UAEA, İran'ın artık Fordo'da ayda 34 kilogramdan fazla yüzde 60'a kadar zenginleştirilmiş uranyum üretebileceğini, bunun da Tahran'ın son birkaç aydır Fordo'da ve Natanz'daki yer üstü deneysel tesisinde ürettiği toplam 5-7 kilogramın yaklaşık altı katı olduğunu kaydetti.

efr45y6u7
İran ordusunun hava savunma biriminden subaylar tatbikatları takip ediyor. (Tesnim)

UAEA standartlarına göre teorik olarak yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş yaklaşık 42 kilogram uranyum, daha yüksek bir seviyeye zenginleştirildiği takdirde, bir nükleer bomba üretmek için yeterlidir. İran halihazırda bu miktarın dört katından fazlasına, daha düşük zenginleştirme seviyelerinde başka silahlar üretmeye yetecek kadarına sahip.

Trump'ın dönüşü

İran'ın nükleer programına ilişkin gerilim, Donald Trump'ın ilk döneminde Washington'un, nükleer hırslarını sınırlandırması karşılığında Tahran'a yönelik Batı yaptırımlarının hafifletilmesini öngören nükleer anlaşmadan çekilmesiyle arttı.

Trump'ın çekilmesine tepki olarak nükleer anlaşmadan vazgeçme süreci başladı ve Tahran dört yıl önce Joe Biden'ın başkanlığa gelmesiyle eylemlerini daha da yoğunlaştırdı. Ancak Biden İran'ı diplomasiye teşvik etmek amacıyla Trump'ın maksimum baskı politikasından uzaklaştı.

İran, kasım ayı sonunda İsviçre'nin ev sahipliğinde yapılan önceki görüşmelerin ardından bugün Cenevre'de Fransa, Almanya ve İngiltere ile nükleer programı üzerine görüşmeler gerçekleştirecek.

Görüşmeler, ekibi maksimum baskı stratejisi üzerinde düşünen Trump'ın 20 Ocak'ta Beyaz Saray'a dönüşünden önce yapılıyor.

Üç Avrupalı güç Trump'ın nükleer anlaşmadan çekilirken attığı adımları eleştirmişti. Tahran, Trump'ın olası baskısını hafifletmek için Avrupalı güçlerle ilişkilerini yeniden geliştirmeyi umuyor.

Ancak İran'ın nükleer programını hızlandırması ve Ukrayna'ya karşı savaşında Rusya'yı desteklemesi Avrupalı güçleri endişelendiriyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron geçen hafta yaptığı açıklamada, ‘İran'ın Fransa, Avrupalılar, tüm bölge ve çok daha ötesi için temel stratejik ve güvenlik sorunu olduğunu’ belirtti. “İran’ın nükleer programının hız kazanması bizi kırılma noktasına getiriyor” diyen Macron, Trump ile diyalogunda İran'ın öncelikli bir konu olacağını vurguladı.

UAEA’ya göre İran, nükleer silahı olmayan ve uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştiren tek ülke.

Batılı ülkeler, güvenilir bir sivil program kapsamında uranyumu bu kadar yüksek düzeyde zenginleştirmek için hiçbir gerekçe olmadığını ve hiçbir ülkenin nükleer bomba üretmeden bu zenginleştirme düzeyine ulaşmadığını söylüyor. İran ise nükleer silah edinmeye çalıştığını reddediyor.

Fransa, Almanya ve İngiltere, İran'ın uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında uranyum zenginleştirmeyi sınırlandırmayı kabul ettiği 2015 nükleer anlaşmasının imzacılarıydı.

İngiltere, Fransa ve Almanya 6 Aralık'ta Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne, gerekirse Snapback mekanizmasını harekete geçirmeye ve İran'ın nükleer silah edinmesini önlemek için tüm uluslararası yaptırımları yeniden uygulamaya hazır olduklarını bildirdi.

Snapback mekanizması, nükleer anlaşmayı kabul eden 2231 sayılı kararın süresinin dolmasıyla birlikte 18 Ekim'de sona erecek. Tahran üç Avrupalı gücün böyle bir hamle yapmasından korkuyor.



Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
TT

Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)

Amerikan vatandaşı Joseph Tater, yaklaşık bir yıl boyunca hapishanede ve psikiyatri hastanesinde tutulduktan sonra Rusya'dan ayrıldı.

46 yaşındaki Tater, ağustos ayında Moskova'da otel çalışanlarına kötü muamele ve ardından bir polis memuruna saldırı suçlamasıyla tutuklandı.

Nisan ayında mahkeme, Tater'in yargılanmaya uygun olmadığına karar verdi ve onu “tıbbi nitelikteki zorlayıcı tedbirler” yani zorunlu psikiyatrik tedaviye sevk etti.

Rus yetkililer, Tater'i kararın açıklanmasından önce bir gözaltı merkezinden psikiyatri koğuşuna nakletmişti. TASS'ın o zamanki haberine göre, bir sağlık heyeti Tater'in “gerginlik, dürtüsellik, hayali düşünceler ve davranışlar” sergilediğini belirtmişti.

Rus resmi haber ajansları, Tater'in eylül ayında yapılan duruşmada ABD vatandaşlığından vazgeçmek istediğini ve CIA'nın kendisini takip ettiğini söylediğini bildirmişti.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığına göre kolluk kuvvetleri, “yargı kararıyla psikiyatri hastanesinde tutulan ABD vatandaşı Tater'in Moskova'daki klinikten çıkmasına izin verildiğini ve Rusya topraklarını terk ettiğini” bildirdi.

Rusya, son yıllarda casusluk, Rus ordusunu eleştirmek, hırsızlık ve ailevi anlaşmazlıklar gibi çeşitli suçlamalarla çok sayıda ABD vatandaşını tutukladı. Bu durum, Washington'un Moskova'yı “rehine alma” ve bunları takas işlemlerinde kullanma niyetinde olduğu yönündeki suçlamalarına yol açtı.

ABD ve Rusya çifte vatandaşı olan Ksenia Karelina, nisan ayında, Ukrayna'yı destekleyen bir hayır kurumuna yaklaşık 50 dolar bağışladığı için 12 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra serbest bırakıldı.

Buna karşılık Washington, Rus-Alman vatandaşı Arthur Petrov'u serbest bıraktı. Petrov, ABD yapımı elektronik cihazları Rus ordusuyla iş yapan şirketlere yasadışı olarak ihraç etmekle suçlanıyordu.