Meksika Devlet Başkanı Trump ile 'diyaloğu' destekliyor ancak 'bağımlılığı' reddediyor

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, görevdeki ilk 100 gününü kutlamak için Mexico City'de toplanan binlerce destekçisini selamlıyor (AFP)
Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, görevdeki ilk 100 gününü kutlamak için Mexico City'de toplanan binlerce destekçisini selamlıyor (AFP)
TT

Meksika Devlet Başkanı Trump ile 'diyaloğu' destekliyor ancak 'bağımlılığı' reddediyor

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, görevdeki ilk 100 gününü kutlamak için Mexico City'de toplanan binlerce destekçisini selamlıyor (AFP)
Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, görevdeki ilk 100 gününü kutlamak için Mexico City'de toplanan binlerce destekçisini selamlıyor (AFP)

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump ile "diyaloğun galip geleceğine" "ikna olduğunu", ancak ülkesinin ABD'ye "bağlanmayacağını" vurguladı.

Solcu başkan, görevdeki ilk 100 gününde Mexico City'de toplanan binlerce destekçisine yaptığı konuşmada, "Kesin olan şu ki, her zaman başımız dik ilerleyeceğiz" dedi. Yeni ABD başkanının göreve başlamasından bir hafta önce alkışlar arasında "Meksika özgür ve bağımsız bir ülkedir" diyerek, “koordine oluyoruz, iş birliği yapıyoruz ama asla boyun eğmeyiz” ifadelerini kullandı.

Trump daha önce Meksika'nın göçmen ve uyuşturucu akışını durdurmaması halinde Meksika'dan yapılan ithalata yüzde 25 vergi uygulamakla tehdit etmişti. Ayrıca destekçilerine yasadışı göçmenlerin toplu olarak sınır dışı edileceği sözünü verdi. Meksika, aynı zamanda milyonlarca Meksikalıya ev sahipliği yapan ABD'nin en büyük ticaret ortağıdır.

Sheinbaum, onların "Meksika ekonomisine" olan katkılarını övdü ve şöyle konuştu: "Fakat açık konuşalım, onlar Amerika Birleşik Devletleri ekonomisine daha fazla katkıda bulunuyorlar." Uyuşturucuya bağlı şiddet konusuna ilişkin Sheinbaum, eylül ve eralık ayları arasında cinayetlerin %16 oranında azaldığını kaydetti. Ayrıca, kendi tarafından önerilen ve ülkedeki tüm yargıçların halk oylamasıyla seçilmesini gerektiren tartışmalı yargı reformunu da bir kez daha savundu. "Hiç şüpheye yer bırakmayın, yargı bağımsız olacaktır" dedi.

Trump'ın tehditleri karşısında Meksika ve ülke tarihinin ilk kadın başkanı kararlı bir şekilde karşılık veriyor gibi görünüyor. Meksikalı yetkililer cuma günü, birçok göçmenin sınırı geçmeye çalıştığı Ciudad Juarez'de ABD'ye giden gizli bir “tünel” keşfedildiğini duyurdu. Geçtiğimiz haftalarda Meksika, ABD'de binlerce kişinin aşırı dozdan ölümüne neden olan fentanil adlı uyuşturucunun iki sevkiyatının ele geçirildiğini de duyurdu. Eski bir haritayı gösteren Başkan, Trump'ın Meksika Körfezi'nin “Amerika Körfezi” olarak adlandırılması önerisine karşılık olarak, Amerika Birleşik Devletleri'nin adının “Meksika Amerika'sı” olarak değiştirilmesini önerdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre göreve geldikten üç ay sonra, fizik alanında doktora sahibi olan 62 yaşındaki başkan, selefi Andres Manuel Lopez Obrador'dan daha popüler. Enkoll tarafından yapılan bir anket, katılımcıların yüzde 80'inin onun yaptıklarını “çok” ya da “biraz” desteklediğini gösterdi.



Bir Sovyet casusu Kraliçe Elizabeth'in sarayında "bilgisi olmadan" çalıştı

Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)
Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)
TT

Bir Sovyet casusu Kraliçe Elizabeth'in sarayında "bilgisi olmadan" çalıştı

Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)
Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)

Yakın zamanda gizliliği kaldırılan belgeler, Kraliçe 2. Elizabeth'in sanat danışmanının bir Sovyet casusu olarak yaşadığı çifte hayatın ayrıntılarını bilmediğini, çünkü saray yetkililerinin onun korkularını arttırmak istemediklerini ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığı habere göre MI5 tarafından salı günü İngiltere Ulusal Arşivleri aracılığıyla yayınlanan belgelerin bir parçası olan kraliyet sanat tarihçisi Anthony Blunt hakkındaki dosyalar, 1930'larda Cambridge Üniversitesi ile bağlantılı olan ve üyeleri İngiltere'nin istihbarat servisinin kalbinden Sovyetler Birliği'ne sırlar sızdıran bir casus şebekesine ışık tutuyor.

Buckingham Sarayı'nda kraliyet fotoğraflarının küratörü olarak çalışan Blunt, 1964'te İkinci Dünya Savaşı sırasında MI5'te kıdemli bir subay olarak; Gizli bilgileri KGB'ye aktarmıştı.

Kraliçe'nin sekreteri onunla casus Anthony Blunt hakkında konuştu (Reuters)  Yeni yayınlanan belgKraliçe'nin sekreteri onunla casus Anthony Blunt hakkında konuştu (Reuters)

Yeni yayınlanan belgelerden birinde, bir MI5 görevlisi Blunt'ın sırrını açıkladıktan sonra “derin bir rahatlama” hissettiğini söylediğini belirtiyor. Verdiği bilgiler karşılığında Blunt'ın işini, unvanlarını ve sosyal statüsünü korumasına izin verilmişti; görünüşe göre Kraliçe'nin bundan haberi yoktu.

1972'de özel sekreteri Martin Charters, MI5 başkanı Michael Hanley'e “Kraliçe'nin bilmediğini ve şimdi söylemenin bir anlamı olmadığını, çünkü bunun sadece korkularını arttıracağını ve bu konuda yapılacak bir şey olmadığını” söyledi.

Hükümet 1973 yılında Blunt'ın hasta olduğunu Kraliçe'ye söylemeye karar verdi, çünkü ölümünden sonra gazetecilerin iftira davalarından korkmadan haber yayınlayabilecekleri bir medya patlamasından korkuyordu. Başbakan Margaret Thatcher, Kasım 1979'da Avam Kamarası'nda Blunt'ın casus olduğunu alenen ifşa etti. Şövalyelik unvanı kamuoyu önünde elinden alındı, ancak hakkında hiçbir dava açılmadı ve 1983 yılında 75 yaşında öldü.