Fransa Adalet Bakanı, Cezayirli elitlerin ülkesine vizesiz seyahat etmesine olanak sağlayan anlaşmayı iptal etmek istiyor

Fransa Adalet Bakanı Gerald Darmanin (Arşiv)
Fransa Adalet Bakanı Gerald Darmanin (Arşiv)
TT

Fransa Adalet Bakanı, Cezayirli elitlerin ülkesine vizesiz seyahat etmesine olanak sağlayan anlaşmayı iptal etmek istiyor

Fransa Adalet Bakanı Gerald Darmanin (Arşiv)
Fransa Adalet Bakanı Gerald Darmanin (Arşiv)

Fransa Adalet Bakanı Gerald Darmanin, iki ülke arasında artan gerilimin ortasında, Cezayirli elitlerin Fransa'ya vizesiz seyahat etmelerine olanak tanıyan 2013 tarihli Fransa-Cezayir hükümet anlaşmasını ‘iptal etmek’ istediğini duyurdu.

Darmanin dün LCI televizyonuna yaptığı açıklamada, “2013 yılına dayanan bir anlaşma var… Resmi pasaport sahibi olanların, Cezayir diplomatik pasaportu olanların -ki bunlardan binlerce var- Fransa'ya vizesiz gelip serbestçe hareket edebilmelerini sağlayan bir hükümet anlaşması” dedi. Söz konusu anlaşmanın ‘iptal edilmesi’ çağrısında bulunan Darmanin, bu ‘misilleme tedbirinin’ Fransa ile ‘kan, toprak ve kültürel bağları olan vatandaşlar’ üzerinde hiçbir etkisi olmayacağını kaydetti.

İki ülke arasında zaten sorunlu olan ilişkiler, Fransa'nın dün ülkenin güneyindeki Montpellier'de ‘Boualem’ olarak bilinen 59 yaşındaki Cezayirli sosyal medya fenomeninin gözaltına alınması ve ‘Cezayir'deki mevcut rejimin bir muhalifine işkence yapılması çağrısında bulunmakla’ suçlayarak oturma iznini iptal etmesinin ardından son günlerde gerilmişti. Sınır dışı edilen fenomen, Cezayir makamlarının ülkeye girişini engellemesi üzerine aynı akşam Fransa'ya iade edildi.

Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau cuma günü yaptığı açıklamada, ‘Cezayir'in Fransa'yı küçük düşürmeye çalıştığını’ söyledi. Cezayir ise Fransa'nın ‘gerilimi artırma’ ve ‘aşağılama’ suçlamalarını reddederek kendisine karşı yürütülen ‘dezenformasyon ve çarpıtma kampanyasını’ kınadı. Şarku’l Avsat’ın LCI televizyonundan aktardığına göre Darmanin, “Onlara saygı duymak zorundayız. Ancak onlar da bize saygı göstermeli. Cezayir Fransa'ya, Fransa da Cezayir'e saygı duymak zorunda. Çok kritik bir dönemdeyiz ve bize yaşatmak istedikleri bu aşağılama kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan eski Fransa Başbakanı Gabriel Attal, Cezayirlilere Fransa'da yerleşme, ikamet etme ve çalışma konusunda özel statü tanıyan 1968 tarihli anlaşmanın ‘iptal edilmesi’ çağrısında bulundu. Bu anlaşmanın feshedilebileceğini ya da revize edilebileceğini belirten Darmanin, “Dört kez revize edildi ve aslında biraz eskimiş durumda” şeklinde konuştu.

Fransa ve Cezayir arasındaki bir diğer anlaşmazlık konusu da 75 yaşındaki Fransız-Cezayirli yazar Boualem Sansal'ın Cezayir'de tutuklanması. Darmanin, “Sansal bir an önce özgürlüğüne kavuşmalı” dedi.



Bir Sovyet casusu Kraliçe Elizabeth'in sarayında "bilgisi olmadan" çalıştı

Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)
Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)
TT

Bir Sovyet casusu Kraliçe Elizabeth'in sarayında "bilgisi olmadan" çalıştı

Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)
Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)

Yakın zamanda gizliliği kaldırılan belgeler, Kraliçe 2. Elizabeth'in sanat danışmanının bir Sovyet casusu olarak yaşadığı çifte hayatın ayrıntılarını bilmediğini, çünkü saray yetkililerinin onun korkularını arttırmak istemediklerini ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığı habere göre MI5 tarafından salı günü İngiltere Ulusal Arşivleri aracılığıyla yayınlanan belgelerin bir parçası olan kraliyet sanat tarihçisi Anthony Blunt hakkındaki dosyalar, 1930'larda Cambridge Üniversitesi ile bağlantılı olan ve üyeleri İngiltere'nin istihbarat servisinin kalbinden Sovyetler Birliği'ne sırlar sızdıran bir casus şebekesine ışık tutuyor.

Buckingham Sarayı'nda kraliyet fotoğraflarının küratörü olarak çalışan Blunt, 1964'te İkinci Dünya Savaşı sırasında MI5'te kıdemli bir subay olarak; Gizli bilgileri KGB'ye aktarmıştı.

Kraliçe'nin sekreteri onunla casus Anthony Blunt hakkında konuştu (Reuters)  Yeni yayınlanan belgKraliçe'nin sekreteri onunla casus Anthony Blunt hakkında konuştu (Reuters)

Yeni yayınlanan belgelerden birinde, bir MI5 görevlisi Blunt'ın sırrını açıkladıktan sonra “derin bir rahatlama” hissettiğini söylediğini belirtiyor. Verdiği bilgiler karşılığında Blunt'ın işini, unvanlarını ve sosyal statüsünü korumasına izin verilmişti; görünüşe göre Kraliçe'nin bundan haberi yoktu.

1972'de özel sekreteri Martin Charters, MI5 başkanı Michael Hanley'e “Kraliçe'nin bilmediğini ve şimdi söylemenin bir anlamı olmadığını, çünkü bunun sadece korkularını arttıracağını ve bu konuda yapılacak bir şey olmadığını” söyledi.

Hükümet 1973 yılında Blunt'ın hasta olduğunu Kraliçe'ye söylemeye karar verdi, çünkü ölümünden sonra gazetecilerin iftira davalarından korkmadan haber yayınlayabilecekleri bir medya patlamasından korkuyordu. Başbakan Margaret Thatcher, Kasım 1979'da Avam Kamarası'nda Blunt'ın casus olduğunu alenen ifşa etti. Şövalyelik unvanı kamuoyu önünde elinden alındı, ancak hakkında hiçbir dava açılmadı ve 1983 yılında 75 yaşında öldü.