Starmer, Birleşik Krallık'ı yapay zekâ alanında lider yapma planını açıklayacak

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Londra'da konuşma yapıyor. (Arşiv - AP)
Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Londra'da konuşma yapıyor. (Arşiv - AP)
TT

Starmer, Birleşik Krallık'ı yapay zekâ alanında lider yapma planını açıklayacak

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Londra'da konuşma yapıyor. (Arşiv - AP)
Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Londra'da konuşma yapıyor. (Arşiv - AP)

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer Londra'da yapay zekanın önemi üzerine bir konuşma yapacak. Starmer, veri merkezleri için özel bölgeler oluşturarak ve daha fazla mezunu teknoloji odaklı alanlarda çalışmaya teşvik ederek Birleşik Krallık'ın bu alanda dünya lideri olmasını istediğini söyleyecek.

Starmer'ın konuşmasında yapay zekanın ekonomiyi büyütme hedefinin merkezinde yer almasını istediğini söylemesi bekleniyor. Tamamen benimsenmesi halinde teknolojinin, üretkenliği yılda yüzde 1,5 oranında artırabileceği ve bunun on yıl içinde fazladan 47 milyar sterlin (57 milyar dolar) değerinde olacağı ifade ediliyor.

Birleşik Krallık hükümeti daha önce, iş adamı Matt Clifford'un geçen yıl hükümete sunduğu Yapay Zekâ Fırsatları Eylem Planı raporundaki 50 tavsiyenin tamamını benimseyeceğini belirtmişti. Bunlar arasında veri merkezlerinin inşasının kolaylaştırılması ve bu merkezlere güç bağlantılarının sağlanması da yer alıyor. Söz konusu merkezlerden ilki, Birleşik Krallık Atom Enerjisi Kurumu'na ev sahipliği yapan Culham, Oxfordshire'da inşa edilecek.

Birleşik Krallık Bilim, İnovasyon ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Starmer'ın şu sözlerine yer verildi: “Planımız İngiltere'yi bir dünya lideri haline getirecek. Bu da daha fazla istihdam, Birleşik Krallık'a daha fazla yatırım ve vatandaşlar için daha fazla para anlamına geliyor.”

Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, teknolojiye bazı kısıtlamalar getirme ihtiyacını akılda tutarak yapay zekâ merkezi olmak için yarışıyor. Birleşik Krallık, Stanford Üniversitesi tarafından geliştirilen yatırım ve patent gibi göstergelerle ölçüldüğünde ABD ve Çin'den sonra dünyanın üçüncü büyük yapay zekâ pazarı.



Bir Sovyet casusu Kraliçe Elizabeth'in sarayında "bilgisi olmadan" çalıştı

Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)
Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)
TT

Bir Sovyet casusu Kraliçe Elizabeth'in sarayında "bilgisi olmadan" çalıştı

Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)
Ona yük olmamak için sırrı sakladılar (AFP)

Yakın zamanda gizliliği kaldırılan belgeler, Kraliçe 2. Elizabeth'in sanat danışmanının bir Sovyet casusu olarak yaşadığı çifte hayatın ayrıntılarını bilmediğini, çünkü saray yetkililerinin onun korkularını arttırmak istemediklerini ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığı habere göre MI5 tarafından salı günü İngiltere Ulusal Arşivleri aracılığıyla yayınlanan belgelerin bir parçası olan kraliyet sanat tarihçisi Anthony Blunt hakkındaki dosyalar, 1930'larda Cambridge Üniversitesi ile bağlantılı olan ve üyeleri İngiltere'nin istihbarat servisinin kalbinden Sovyetler Birliği'ne sırlar sızdıran bir casus şebekesine ışık tutuyor.

Buckingham Sarayı'nda kraliyet fotoğraflarının küratörü olarak çalışan Blunt, 1964'te İkinci Dünya Savaşı sırasında MI5'te kıdemli bir subay olarak; Gizli bilgileri KGB'ye aktarmıştı.

Kraliçe'nin sekreteri onunla casus Anthony Blunt hakkında konuştu (Reuters)  Yeni yayınlanan belgKraliçe'nin sekreteri onunla casus Anthony Blunt hakkında konuştu (Reuters)

Yeni yayınlanan belgelerden birinde, bir MI5 görevlisi Blunt'ın sırrını açıkladıktan sonra “derin bir rahatlama” hissettiğini söylediğini belirtiyor. Verdiği bilgiler karşılığında Blunt'ın işini, unvanlarını ve sosyal statüsünü korumasına izin verilmişti; görünüşe göre Kraliçe'nin bundan haberi yoktu.

1972'de özel sekreteri Martin Charters, MI5 başkanı Michael Hanley'e “Kraliçe'nin bilmediğini ve şimdi söylemenin bir anlamı olmadığını, çünkü bunun sadece korkularını arttıracağını ve bu konuda yapılacak bir şey olmadığını” söyledi.

Hükümet 1973 yılında Blunt'ın hasta olduğunu Kraliçe'ye söylemeye karar verdi, çünkü ölümünden sonra gazetecilerin iftira davalarından korkmadan haber yayınlayabilecekleri bir medya patlamasından korkuyordu. Başbakan Margaret Thatcher, Kasım 1979'da Avam Kamarası'nda Blunt'ın casus olduğunu alenen ifşa etti. Şövalyelik unvanı kamuoyu önünde elinden alındı, ancak hakkında hiçbir dava açılmadı ve 1983 yılında 75 yaşında öldü.