Financial Times: Roket yakıtı yüklü iki gemi Çin'den İran'a doğru yola çıkacak

Endonezya Deniz Güvenlik Ajansı'na ait bir devriye gemisi Temmuz 2023'te İran petrol tankeri MT Arman'ı yükünü başka bir gemiye aktarırken denetliyor. (Arşiv - Reuters)
Endonezya Deniz Güvenlik Ajansı'na ait bir devriye gemisi Temmuz 2023'te İran petrol tankeri MT Arman'ı yükünü başka bir gemiye aktarırken denetliyor. (Arşiv - Reuters)
TT

Financial Times: Roket yakıtı yüklü iki gemi Çin'den İran'a doğru yola çıkacak

Endonezya Deniz Güvenlik Ajansı'na ait bir devriye gemisi Temmuz 2023'te İran petrol tankeri MT Arman'ı yükünü başka bir gemiye aktarırken denetliyor. (Arşiv - Reuters)
Endonezya Deniz Güvenlik Ajansı'na ait bir devriye gemisi Temmuz 2023'te İran petrol tankeri MT Arman'ı yükünü başka bir gemiye aktarırken denetliyor. (Arşiv - Reuters)

Financial Times'ın dün iki Batılı ülkedeki güvenlik yetkililerinden aldığı istihbarata dayanarak verdiği habere göre, roket yakıtı bileşeni taşıyan iki İran kargo gemisi önümüzdeki birkaç hafta içinde Çin'den İran'a doğru yola çıkacak.

İki İran gemisi halihazırda ABD yaptırımlarına tabi olduğundan, bu işlemler söz konusu Çinli kuruluşları İran'ın silah programlarını engellemeyi amaçlayan ABD yaptırımlarına karşı savunmasız hale getirebilir. Gazete, İran bandıralı Culbun ve Ciran'ın katı roket yakıtının ana bileşeni olan amonyum perklorat yapımında kullanılan bin tondan fazla sodyum perklorat taşımasının beklendiğini belirtti. Amonyum perklorat, gönüllü bir uluslararası nükleer silahların yayılmasını önleme organı olan Roket Teknolojisi İhracat Kontrol Rejimi (MTCR) tarafından izlenen kimyasallar arasında yer alıyor.

Gazete, iki yetkilinin sodyum perklorat miktarının 960 ton amonyum perklorat üretebileceğini, bunun da İran'ın 260 orta menzilli roketine yakıt sağlayabilecek bin 300 ton yakıt yapmaya yeteceğini söylediğini aktardı. Financial Times, yetkililerin sodyum perkloratın İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) gideceğini ve kimyasal madde içeren 34 adet altı metrelik konteynerin salı günü Çin'in Daishan Adası'ndan ayrılan ve dün sabah erken saatlerde Çin'in Zhejiang eyaletindeki Ningbo açıklarında bulunan Culbun'a yüklendiğini söylediklerini aktardı.

Geminin şubat ayı başında 22 konteynerle Çin'den ayrılması bekleniyor. Financial Times'a konuşan yetkililer, İranlı kuruluşlara ait olan iki geminin herhangi bir limana uğramadan İran'a üç haftalık bir yolculuk yapmasının beklendiğini söyledi.

Gazetenin yetkililerden aktardığına göre kimyasal maddeler Şanghay'ın hemen kuzeyindeki Taicang limanında Culbun'a yüklendi ve İran'ın güneyindeki Bender Abbas'a doğru yola çıkmayı bekliyor. Financial Times, yetkililerin Pekin'in sevkiyatlardan haberdar olup olmadığını söyleyemediğini belirtti. Diğer taraftan Washington'daki Çin Büyükelçiliği Sözcüsü Liu Bingyu, gazetenin aktardığı durumdan haberdar olmadığını bildirdi.

Washington’da bir yaptırım avukatı olan Doug Jacobson, İran'ın roket programına yönelik Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımları artık yürürlükte olmasa da, işlemlere dahil olan Çinli kuruluşların DMO ve halihazırda yaptırım altında olan gemilerle yaptıkları anlaşmalar nedeniyle ABD yaptırımlarıyla karşılaşabileceğini belirtti.

Nükleer silahların yayılmasının önlenmesi konusunda çalışmış emekli bir ABD'li yetkili olan Van Van Diepen, İran'ın roket programının 1980'lerden beri Çinli kuruluşlardan yardım aldığını söyledi. İran'ın özel bir amonyak perklorat üretim tesisine sahip olabileceğini, ancak kimyasalı yapmak için hammaddeye ihtiyaç duyabileceğini ifade eden Diepen, “Muhtemelen bu akış sürekli olmayacak. Ancak zaman zaman, bu uzun yıllar boyunca, bu tür sevkiyatlar devam edecek” şeklinde konuştu.

ABD Dışişleri Bakanlığı yorum talebine henüz yanıt vermedi. Ancak adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, roketlerin Rusya tarafından Ukrayna'da kullanılmak üzere tasarlanmış olması halinde, sevkiyatın Moskova ile ilişkileri sınırlamayı amaçlayan ABD yaptırımlarına tabi olabileceğini söyledi.

ABD 2023 yılında Çin, Hong Kong ve İran'daki kişi ve kuruluşlara, İran'ın Pekin'deki savunma ataşesi de dahil olmak üzere, İran'ın balistik füze geliştirmesindeki kilit oyuncular için parça ve teknoloji teminine yardımcı oldukları gerekçesiyle yaptırım uygulamıştı. Benzer yaptırımlar geçen yıl da bazı kişi ve kurumlara uygulandı.



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.