Tartus Limanı sözleşmesinin iptali Rusya'nın Suriye'deki projelerinin geleceğine ilişkin tartışmaları alevlendirdi

Projelerin çoğu özel şirketlere ve Esed'e yakın isimlere aitti

Lazkiye vilayetindeki Hmeymim Hava Üssü’nün girişi önünde yeni Suriye ordusundan bir asker, 29 Aralık 2024. (AFP)
Lazkiye vilayetindeki Hmeymim Hava Üssü’nün girişi önünde yeni Suriye ordusundan bir asker, 29 Aralık 2024. (AFP)
TT

Tartus Limanı sözleşmesinin iptali Rusya'nın Suriye'deki projelerinin geleceğine ilişkin tartışmaları alevlendirdi

Lazkiye vilayetindeki Hmeymim Hava Üssü’nün girişi önünde yeni Suriye ordusundan bir asker, 29 Aralık 2024. (AFP)
Lazkiye vilayetindeki Hmeymim Hava Üssü’nün girişi önünde yeni Suriye ordusundan bir asker, 29 Aralık 2024. (AFP)

Tartus Gümrük İdaresi Müdürü Riyad Cudi'nin Tartus Limanı’nın yönetimi için bir Rus şirketiyle yapılan anlaşmayı iptal etme kararı, bu hamlenin siyasi önemi ve devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed döneminde Rus şirketleriyle anlaşma imzalanan diğer projeler üzerindeki etkisi konusunda bir tartışma başlattı.

Rus devlet medyası, haberi, Şam'da hükümet düzeyinde resmi olarak teyit edilmeden önce duyurdu. Parlamento kaynaklarından gelen ilk tepkiler, bu hamlenin Moskova ile Şam arasındaki ilişkilerin geleceğini etkilemeyeceği yönündeydi. Bilgi sahibi kaynaklar ise imzalanan sözleşmelerin niteliği hakkında konuştu. Bu projelerin çoğu, özel şirketlere ve Esed'e yakın isimlere aitti.

Cudi kararında limanın tüm kaynaklarını Suriye hazinesine iade edeceğini ve ‘limanın yıpranmış makinelerinin rehabilite edilmesi, bina ve sahaların donatılması ve tüm ihtiyaçları karşılayacak ve limana hizmet edecek işçilerin güvence altına alınmasının yanı sıra çalışanların limanda yeniden işe alınacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Davos Forumu'ndaki kaynaklardan aktardığına göre Suriye’deki yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, ‘Suriye'nin ekonomik reform kapsamında devlete ait liman ve fabrikaları özelleştirmeyi, yabancı yatırımları davet etmeyi ve uluslararası ticareti teşvik etmeyi amaçladığını’ belirtti.

cdfvgtrhy
Rus gemisi Laodicea Tartus Limanı’na ulaştı. (Arşiv - SANA)

Rus şirketi Stroytransgaz, Tartus Limanı için 2019 yılında eski rejimle 49 yıllık bir yatırım sözleşmesi imzaladı. Taraflardan biri (eski rejim ya da Rusya) itiraz etmediği takdirde bu süre otomatik olarak 25 yıl uzatılacaktı.

O dönemde limanın ticari yatırımının, limana komşu Tartus Deniz Üssü’ndeki Rus askeri varlığıyla bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştı.

Anlaşma, ‘Rus şirketinin limanın altyapısını geliştirmek ve operasyonel gereksinimleri karşılamak için yaklaşık yarım milyar dolar yatırım yapacağını’ öngörüyordu.

cvfgb
Tartus'taki Rus üssünün 17 Aralık 2024 tarihindeki uydu görüntüsü (Maxar Technologies - Reuters)

Daha sonra Rus şirketin limanı geliştirmek için sözleşme şartlarına uymadığı anlaşıldı ve yeni yetkililer limanın yapısının aynı kaldığını doğruladı. Sözleşmenin feshedilmesi kararının doğrudan nedeni bu olabilir. Ancak bu karar, 2017 yılında imzalanan ve fosfat madenlerinin bakım ve rehabilitasyonunu ve Tedmur'daki eş-Şarkiye madenlerinden 50 yıl süreyle fosfat çıkarma hakkını öngören devasa fosfat sektörü yatırım sözleşmesi de dahil olmak üzere, Rus şirketlerinin Suriye'de imzaladığı diğer büyük sözleşmelerin geleceği hakkında birçok soruyu gündeme getiriyor.

Ayrıca Rus şirketleri Suriye sularında ve Suriye çölünün bazı bölgelerinde petrol ve doğalgaz arama hakkını elde etti.

Rusya Federasyonu Devlet Duması Uluslararası İlişkiler Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı Alexei Chiba, Suriye'nin Tartus'ta Rusya ile yaptığı yatırım anlaşmasını iptal ettiğini, çünkü Rus şirketin yükümlülüklerini yerine getirmesinin zorlaştığını söyledi. Chiba, “Bunun Suriye'deki Rus askeri üsleriyle hiçbir ilgisi yok” dedi.

fgthyju
Tartus Limanı’na varan bir Rus gemisi, Şubat 2023. (SANA)

Anlaşmanın çökmesinin Rusya'nın ‘bir noktada limandaki bakım sorumluluğunu üstlenmesinden kaynaklandığını’ belirten Chiba, “Şimdi oradaki varlığımız keskin bir şekilde azaldı ve verdiğimiz taahhütleri yerine getirmemiz zorlaştı. Dolayısıyla bu bilgi askeri üslerimizle ilişkilendirilmemelidir, bu biraz farklı bir konu” ifadelerini kullandı.

sdfrgt
Rus fırkateyni Amiral Grigorovich'in Tartus Deniz Üssü önündeki uydu görüntüsü, 13 Aralık 2024. (Maxar Technologies - Reuters)

Bu arada, Suriyeli yetkililerin birkaç haftadır limanın açılmasını bekleyen Rus kargo gemilerinin Tartus Limanı’na girmesine izin verdiği bilgisi ortaya çıktı. Sparta 2 kargo gemisi limana girmiş durumda, ikinci gemi ise denizde sırasını bekliyor. Bu girişin, Rusya'nın Tartus Deniz Üssü’nden transfer etmeye başladığı askeri teçhizatın yüklenmesini hızlandıracağı anlaşılıyor.

Öte yandan Şarku’l Avsat'ın görüştüğü bir Rus diplomatik kaynak, Stroytransgaz ve Tartus Limanı’nı işletme sözleşmesiyle ilgili ek ayrıntılara açıklık getirdi.

Kaynak, Rus şirketinin devlete değil özel sektöre ait olduğunu ve varlıklarının Rus ve Suriyeli ortaklar arasında eşit olarak paylaşıldığını söyledi. Dolayısıyla Rus tarafı hisselerin yüzde 50'sine sahipken, diğer yüzde 50'si eski rejime yakın Katerji Group'un Suriyeli şirketlerinden birine ait.

Katerji hisseleri

Kaynak şu açıklamayı yaptı: “Suriye’deki yeni yönetim tarafından atılan adım kaçınılmazdır. Bu adım, Suriye'deki eski rejim ile Rusya hükümetleri arasındaki projeler gibi gösterilerek sözleşmeleri imzalanan ama aslında Esed ailesine yakın özel şirketler ve sermaye tarafından düzenlenen tüm projeler için geçerli olacak.”

Kaynak, Tartus Limanı anlaşmasını imzalayan Rus şirketinin hisselerinin yarısının, geçen yıl Lübnan sınırına yakın bir bölgede İsrail tarafından düzenlenen saldırıda öldürülen iş adamı Muhammed Beraa el-Katırcı tarafından yönetilen Katerji Group'a ait olduğunu da belirtti. Kaynağa göre, el-Katırcı, Beşşar Esed için çeşitli şirketler yönetiyordu. Esed şirketi doğrudan Suriye Halk Meclisi'ne tavsiye etti ve Meclis de bu tavsiye üzerine Tartus Limanı yatırım sözleşmesini onayladı.

vfghy
Suriye'nin Lazkiye kenti kıyısındaki Hmeymim Hava Üssü’ne yaklaşan Rus askeri uçağı, 14 Aralık 2024. (Reuters)

Kaynak, mevcut anlaşmanın iptalinin, yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve önceki rejimin yolsuzluklarıyla bağlantılı olan özel şirketlere mantıklı bir yanıt olduğunu ve Rusya-Suriye ilişkilerine bir yansıması olmadığını vurguladı.

Rus diplomatik kaynak, “Rusya'nın Suriye'deki Rusya-Suriye ortak anlaşmalarının ve projelerinin geleceğiyle ilgili hiçbir endişesi yok. Son yıllardaki bu projelerin çoğu özel projelerdir ve kaderlerine Suriyeliler karar vermelidir. Ancak eski rejime yakın iş adamlarını zenginleştirmek için kurulan pek çok şirketin faaliyetlerine son verileceği ya da kamu yararına hizmet etmek üzere menfaatlerinin transfer edileceği açıktır” ifadelerini kullandı.

Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konuların birçoğu, durumun istikrara kavuşmasının ve Suriye'deki yeni yönetim tarafından kararlaştırıldığı üzere geçici bir durumdan daha istikrarlı bir duruma geçişin hemen ardından Rus ve Suriyeli taraflar arasında kesinlikle ele alınacaktır. Tüm alanlarda iş birliğinin durumunun ve şeklinin ne olacağına dair değerlendirme yapmak için henüz çok erken, ancak Rusya her zaman Rusya ve Suriye arasındaki tarihi ilişkileri sürdürme ve geliştirme isteğini vurguluyor. Şimdi bu ara aşamada, mevcut durumun gereklerine göre, özellikle diplomatik, askeri ve güvenlik açısından sürekli iletişim kanallarımız var.”

xscdfrgt
Suriye'nin Lazkiye Limanı’nda bir konteyner terminali (Arşiv - Sputnik)

Kaynak, ‘her düzeyde ve alanda resmi temasların ve hükümet heyetlerinin karşılıklı ziyaretlerinin, ilk tahminlere göre iki ay içinde başlatılacağına’ olan inancını dile getirdi.

Kaynak, “Rusya-Suriye ilişkilerindeki bazı acil konuların bir sonucu olarak, üst düzey bir Rus heyetinin yakında Şam'ı ziyaret etme olasılığı yüksek. Bu konu şu anda tarih ve gerekli düzenlemelerle ilgili karar alma masasında” dedi.



Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi ve yeni bir gerçekliği dayatan cesur strateji

ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)
ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)
TT

Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi ve yeni bir gerçekliği dayatan cesur strateji

ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)
ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)

Zaman aleyhimize işliyor. Onlarca yıldır bölgenin istikrarını bozan İran artık eli kolu bağlı durumda. Şu an Ortadoğu'nun yeni haritasını kalıcı bir gerçeklik olarak çizmek için tarihi fırsat var. Ancak İsrail'in İran’a karşı ezici askeri üstünlüğü, Hizbullah’ı zayıflatması, Hamas'ı yok etmesi, Husileri köşeye sıkıştırması ve Suriye'yi stratejik müttefik olarak geri çekmesi, İran liderliğini nükleer silaha sahip olmanın İsrail ile askeri dengeyi yeniden sağlamak için kaçınılmaz bir seçenek olduğunu kabul etmeye itti. Bu yüzden İran rejiminin şu anda Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Kudüs Gücü ve vekillerini yeniden yapılandırmaya çalıştığına ve çökmüş nükleer programını yeniden inşa etmek için gizlice uranyum zenginleştirmeye başlayacağına dair büyük beklentiler olduğu sonucuna varılmalı.

Arap (Basra) Körfezi sularının ötesinde, bugün Arap ülkeleri için 7 Ekim 2023 tarihinden önce söz konusu olmayan olağanüstü bir fırsat söz konusu. İran, son on yılların en zayıf stratejik dönemini yaşıyor. İran rejimi iktidarı elinde tutsa da ‘İsrail'in ajanlarını takip etme’ bahanesiyle içeride takiplerle ve muhalif sesleri bastırmakla meşgul. Körfez Arap ülkeleri, uzun süredir çözülemeyen iki bölgesel sorunu kökten çözerek bu tarihi anı değerlendirmeli. Bunlardan birincisi, Gazze'deki İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirmek üzere kapsamlı vizyon oluşturmak için kararlı bir liderlik gerekiyor. ABD, İsrail'i askeri operasyonları durdurmaya ikna etme gücüne sahip olsa da en büyük zorluk, İsrail'in ateşkes sonrası döneme ilişkin net bir vizyonunun olmaması. Filistin meselesine kapsamlı bir siyasi çözümün gecikmesi, İran destekli milislerin yeniden canlanmasına yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda ikinci stratejik hedefin gerçekleştirilmesini de engelleyecek.

u7
İsrail savaş uçaklarının Tahran’a düzenlediği bombardıman sonrası arka planda alevler ve dumanlar yükselirken, bir petrol tesisinde dalgalanan İran bayrakları, 15 Haziran 2025 (Reuters)

İkinci olarak ise Körfez Arap ülkelerinin İran'ın olası tehditlerine karşı koyabilecek entegre bir Arap caydırıcılığı oluşturmak amacıyla, mevcut askeri sistemlerin yeniden yapılandırılmasına dayanan kapsamlı ve cesur bir savunma stratejisi benimsemeleri gerekiyor. Bu strateji, İsrail'in 2023 yılında Gazze Şeridi’ne karşı başlattığı savaşta hedeflerine ulaşmasından çıkarılan derin derslerin yanında, Ukrayna deneyiminde etkinliği kanıtlanmış yenilikçi taktiklere de dayanmalı.

Sadece bu iki yolu ciddiyetle ve tam bir kararlılıkla uygulayarak, Körfez Arap ülkeleri İran'ın bölgesel hakimiyetini yeniden kazanma girişimlerini engelleyebilirler.

Bu noktaya nasıl geldik?

7 Ekim 2023’ten sonra yaşanan gelişmeler Ortadoğu’nun görünümünü kökünden değiştirdi ve güç dengesinde büyük bir değişime yol açarak, İran ve onun ‘direniş ekseni’ olarak bilinen müttefiklerinden uzaklaşmaya neden oldu. İsrail, Hamas’ın askeri yeteneklerini tamamen etkisiz hale getirerek herhangi bir tehdit teşkil etmesini engelledi. Ayrıca Hizbullah’ın komuta yapısına da ağır bir darbe indirerek, gelişmiş füze cephaneliğini kullanılmadan etkisiz hale getirdi.

İsrail’in askeri operasyonları, Hizbullah saflarında daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir istihbarat sızıntısı ile öne çıktı. İsrail, Hizbullah’ın lojistik ağlarını ve iletişim sistemlerini hedef alan hassas saldırılar düzenledi. Bu saldırılar, Hizbullah'ın üst düzey liderlerinin ortadan kaldırılmasına yol açarken, İsrail istihbaratının komuta ve kontrol ağına ne kadar sızdığını ortaya koydu. Sonuç olarak, Hizbullah, İran ile on iki gün süren savaş boyunca İsrail'e tek bir füze bile fırlatamadı.

Arap Körfezi ülkeleri, mevcut askeri sistemlerin yeniden yapılandırılmasına dayanan kapsamlı ve cesur bir savunma stratejisi benimsemeli ve İran'ın olası tehditlerine karşı koyabilecek entegre bir Arap caydırıcılık gücü oluşturmalı.

Öte yandan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve Suriyeli muhalif gruplar, Beşşar Esed rejimini deviren ani bir saldırı düzenleyerek, 50 yıllık aile yönetimine son verdi. Yemen'de ise ABD, Husilerin Kızıldeniz'deki deniz trafiğine yönelik saldırılarını durdurmak için birkaç ay süren bir askeri harekat düzenledi. Harekat, Husilerin saldırı kapasitesinin zayıflatılması ve bazı komutanlarının öldürülmesinin ardından ateşkes anlaşmasıyla sona erdi.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre İran cephesinde ise 12 gün süren eşit olmayan savaş sonucu, İran'ın topyekûn bir yenilgiye uğramasıyla birlikte belirleyici bir dönüşüm yaşandı. İsrail istihbaratı, gelişmiş askeri teknolojiler ve hassas istihbarat araçları kullanarak, İran ordusunun komuta ve kontrol sistemlerini benzeri görülmemiş bir şekilde ele geçirmeyi başardı. Bu operasyonlar, İran'ın hava savunma sistemlerinin insansız hava araçlarıyla gerçekleştirilen saldırılarla yok edilmesiyle sonuçlandı. Saldırılar, Mossad birimleri tarafından İran topraklarının derinliklerinden yönetildi ve İsrail'e hayati stratejik koridorlar üzerinde, hızlı bir hava üstünlüğü sağladı.

fru7
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da İran ile nükleer anlaşmadan çekildiğini açıkladı, 8 Mayıs 2018 (AFP)

İsrail bu üstünlüğünü, DMO ve Kudüs Tugayları liderlerine, nükleer bilim adamlarına ve nükleer programın önde gelen yetkililerine yönelik yoğun saldırılar düzenlemek için kullandı. Aynı zamanda bu saldırılar, İran’ın balistik füzeler ve İHA’larla saldırı düzenleme imkanlarını, komuta merkezlerini, askeri üretim tesislerini ve gerekli ikmal hatlarını hedef alarak felce uğrattı.

İran'ın nükleer programı da bazı bilim insanlarının tasfiyesi, uranyum zenginleştirme tesislerinin ve bileşen üretim fabrikalarının imha edilmesi ve programın dayandığı tedarik ağlarının devre dışı bırakılmasıyla ağır bir darbe aldı. Önemli bir gelişme olarak İsrail, Washington'un sahip olduğu gelişmiş silahları kullanarak, Fordo Nükleer Tesisi’ne yönelik stratejik bir saldırı gerçekleştirmek için ABD'den doğrudan destek aldı.

Bu saldırıların etkilerinin kapsamlı değerlendirmesi halen devam etse de kesin veriler nükleer programın altyapısının neredeyse tamamen tahrip edildiğini ve sadece marjinal unsurların kaldığını gösteriyor.

Arap ülkeleri için riskler daha büyük

7 Ekim 2023’ten çıkarılan dersine iyi çalışan İsrail, ikinci bir ani saldırıya izin vermeyecektir. İsrail, İran'ın nükleer programını yeniden inşa etmeye çalıştığına dair herhangi bir işaret görürse hemen harekete geçmeye hazır olsa da Arap ülkeleri risklerle karşı karşıya kalmaya devam ediyor.

İsrail ile İran arasında 12 gün süren savaş, İran'ın İsrail'e ulaşabilecek füzelerini yok etmede başarılı olsa da İran halen Arap Körfezi ülkelerini hedef alabilecek binlerce füzeye ve İHA’ya sahip. Olaylar, İran'ın son birkaç yıl içinde, doğrudan veya vekilleri aracılığıyla, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Irak ve Suriye olmak üzere beş Arap ülkesine balistik füzeler fırlattığını gösteriyor.

İran tarafından fırlatılan balistik füzelerin bir kısmı önlenirken, diğerlerinin hedeflerine ulaşmayı başarması ve İran'ın bu saldırılar karşısında herhangi bir askeri sonuç veya caydırıcı tepkiyle karşılaşmaması dikkati çekti.

İran'ın tehditlerine karşı caydırıcılık sağlamak, bölgedeki ekonomik büyüme için temel bir koşul ve bunun için İran'ın Körfez ülkelerindeki hedeflere karşı herhangi bir askeri harekât gerçekleştiremeyeceğinin garanti edilmesi gerekiyor.

Gazze'deki Filistinlilerin geleceği için net bir yol haritası çizilmesi, özellikle İsrail'in bu konuda net bir vizyona sahip olmaması nedeniyle acil bir ihtiyaç haline geldi.

Gazze'deki Filistinlilerin geleceği için net bir yol haritası çizilmesi, özellikle İsrail'in bu konuda net bir vizyona sahip olmaması nedeniyle acil bir ihtiyaç haline geldi. Önerilen çözümlerin belirsizliğine rağmen, Suudi Arabistan ve BAE’nin liderlik rolü, bu çatışmayı çözmek için herhangi bir yolun çizilmesi ve uygulanmasında belirleyici olmaya devam ediyor.

Gazze’nin istikrarlı ve güvenli bir geleceğe kavuşması, Arap ülkelerinin İsrail'in İran üzerindeki üstünlüğünü kendi lehlerine kullanmalarını, Arap caydırıcılık sisteminin inşasını hızlandırmalarını ve bölgedeki stratejik konumlarını güçlendirmelerini sağlayacağı da bir gerçek.

Ukrayna ve İsrail'in son çatışmalarda edindikleri deneyimler, yapay zeka (AI), otonom sistemler, uzay ve istihbarat alanlarının entegrasyonu, caydırıcı ve etkili bir askeri güç oluşturmak için gereken zamanı ve maliyeti önemli ölçüde azaltabileceğini kanıtladı. Zafer artık en büyük veya en kalabalık orduya sahip olanların tekelinde değil, teknolojik ve dijital üstünlük belirleyici rol oynuyor.

gthyu
Suriye'nin Halep kırsalındaki Şii köyü Nebel'deki bir benzin istasyonunda Suriye’nin eski devlet başkanları Hafız ve Beşşar Esed, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ve İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney'in bir arada olduğu yırtık bir fotoğraf (Reuters)

Örneğin Ukrayna, kayda değer bir deniz filosuna sahip olmamasına rağmen, yapay zeka teknolojilerini ve akıllı sistemleri yenilikçi bir şekilde kullanarak Karadeniz'deki Rus filosunun büyük bir bölümünü yok etmeyi başardı. İsrail ise yapay zeka sistemleri ile siber savaşı, gelişmiş istihbarat ağlarını, yüksek eğitimli hava kuvvetlerini ve gelişmiş füze savunma sistemlerini stratejik olarak birleştirerek askeri üstünlüğünü sağladı.

Suudi Arabistan ve BAE, tüm bunlardan ders çıkararak savunma reformlarını yeniden yapılandırmak ve gelecekte olası bir İran saldırısına karşı etkili  caydırıcılık sistemi ve entegre hava-füze savunma sistemi oluşturmak için ortak bir Arap çabasına öncülük etmek için kullanabilirler.

Bu çaba, etkinliği kanıtlanmış yeni savaş modeline dayanmalı ve İsrail'in İran karşısında sahip olduğu açık üstünlüğünden yararlanmalı.

Tüm bunlar aynı zamanda Suudi Arabistan ve BAE’nin yapay zeka, otonom sistemler ve uzay alanlarında gerçekleştirdiği büyük ticari ve savunma yatırımlarıyla tamamen uyumlu.

Kısacası Körfez Arap ülkeleri için İran'ın artık bölgedeki baskın güç olmaması nedeniyle, yeni Ortadoğu'nun özelliklerini belirme konsunda eşsiz ama geçici bir fırsat var. Ancak zaman çok önemli faktör, çünkü İran kaybettiği şeyleri hızla yeniden inşa etmeye çalışacak ve sırlarını daha iyi korumak için şüpheci bir yaklaşım benimseyecek.

İyi haber ise bu sürecin zaman alacağı ve Suudi Arabistan ve BAE başta olmak üzere Körfez Arap ülkeleri bu süreyi, Gazze'deki savaşı sona erdirmek için hızlı bir Arap planı uygulamak için kullanabilirler. Bunun yanında bazı Körfez Arap ülkeleri savunma reformu girişimlerini yeniden şekillendirmekte ve İran'ın Arap ülkeleri aleyhine gelecekte herhangi bir saldırı girişimini engelleyecek etkili bir caydırıcı güç oluşturmakta öncülük edebilirler.

Bu çaba, etkinliği kanıtlanmış yeni savaş modeline dayanmalı ve İsrail'in İran karşısında sahip olduğu açık üstünlüğünden yararlanmalı. Daha da önemlisi, mevcut imkanlar ve teknolojilerle, bunların entegrasyonunu güçlendirerek, eğitimi iyileştirerek ve yapay zekadan yararlanarak, kara, hava ve deniz kuvvetlerinin yeteneklerini artırmak için uzun vadeli operasyonlara gerek kalmadan, güvenilir bir caydırıcı güç oluşturulabilir.