İsrail'in iddialarına rağmen ABD’nin Mısır'a askeri yardımları devam ediyor

Geçtiğimiz perşembe günü bir İsrail gazetesi tarafından konuya ilişkin sadece İbranice olarak yayınlanan haber daha sonra silindi

İsrail merkezli bir internet sitesi, ABD Kongresi üyelerinin Mısır'a verilen askeri fonların yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunduğunu iddia etti (AFP)
İsrail merkezli bir internet sitesi, ABD Kongresi üyelerinin Mısır'a verilen askeri fonların yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunduğunu iddia etti (AFP)
TT

İsrail'in iddialarına rağmen ABD’nin Mısır'a askeri yardımları devam ediyor

İsrail merkezli bir internet sitesi, ABD Kongresi üyelerinin Mısır'a verilen askeri fonların yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunduğunu iddia etti (AFP)
İsrail merkezli bir internet sitesi, ABD Kongresi üyelerinin Mısır'a verilen askeri fonların yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunduğunu iddia etti (AFP)

İnci Mecdi

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, ABD’nin neredeyse tüm dış askeri yardımlarını durduran kararnameden Mısır ve İsrail'i muaf tuttu. Ukrayna'ya yapılan askeri yardımları da kapsayan kararname ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri arasında şok etkisi yarattı.

ABD merkezli bazı basın kuruluşları tarafından ulaşılan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun ofisinden gönderilen bir iç notta “Başkan Donald Trump'ın gündemi doğrultusunda her yeni finansman veya onaylama süresinin uzatılması işlemi gözden geçirilip onaylanana kadar hiçbir kuruluşa yeni finansman taahhüdünde bulunulamaz veya mevcut finansman uzatılamaz” denildi.

Söz konusu başkanlık kararnamesi, Trump'ın bakanlığa dış yardım hibelerini bakan tarafından gözden geçirilinceye kadar 90 gün süreyle askıya alma talimatı verilen son kararnamesinin ötesine geçiyor gibi görünüyor. ABD merkezli Politico gazetesine konuşan ve yeni yönergeler hakkında bilgi sahibi olan mevcut ve eski üç yetkiliye göre yeni yönergeler, ABD yönetimi tarafından halihazırda onaylanmış programlara yardım fonları sağlamak için başka bir işlem yapılmayacağı anlamına geliyor.

Stratejik önem

Notta yoruma yer bırakılırken bazı istisnalar da bulunuyor. Mısır ve İsrail'e sağlanan yabancı askeri fonların devam edeceği belirtilen acil gıda yardımı programları ile daha önce onaylanmış meşru harcamaların devamına izin veriliyor. ABD Dışişleri Bakanlığından bir yetkili ve eski Başkan Joe Biden yönetiminden eski yetkililer, kararnamenin Ukrayna, Ürdün ve Tayvan gibi ABD’nin kilit önemdeki müttefiklerine yönelik askeri yardımları durdurduğunu söyledi.

Camp David Barış Anlaşması uyarınca İsrail ABD’den yıllık yaklaşık 3,3 milyar dolarlık, Mısır ise yaklaşık 1,3 milyar dolarlık askeri yardım alıyor. Washington'daki gözlemciler iki ülkenin Trump'ın kararnamesinin dışında bırakılmasının, özellikle istikrarsız haldeki Ortadoğu'da her iki ülkenin de ABD dış politikası için stratejik önemini yansıttığını söylerken, kararnamenin Gazze’deki savaş nedeniyle bölgede hakim olan koşullarla da ilgili olduğunun altını çizdiler.

İsrail'in iddiaları

ABD Dışişleri Bakanlığı iç notu, Mısır ve Arap ülkeleri basınında yer alan Israel Hayom gazetesinin Washington muhabiri Ariel Kahana'nın Sina Yarımadası’nda sayıları artan Mısır askerlerinin İsrail sınırları için stratejik bir tehdit oluşturduğu endişesi nedeniyle ABD Kongresi'nin Mısır'ın 1979’da İsrail ile imzalanan Camp David Barış Anlaşması’nı ihlal etmesini görüşeceğini iddia ettiği haberiyle çelişiyor. Gazete, ABD Kongresi'ndeki Cumhuriyetçi Parti üyelerinin ABD'nin Kahire'ye sağladığı fonların yeniden değerlendirilmesini ve son dönemde Camp David Barış Anlaşması’nın şartlarına tabi bölgelerde konuşlandırılan Mısır askerlerinin geri çekilmesi için bir takvim belirlenmesini talep ettiklerini de bildirdi.

İsrail merkezli gazete tarafından perşembe günü sadece İbranice olarak yayınlanan haber daha sonra silindi. ABD Kongresi'nin internet sitesinde ve ABD gazetelerinde yapılan taramada Israel Hayom gazetesinin haberinin doğruluğuna dair herhangi bir bulguya rastlanmadı.

Geçtiğimiz günlerde İsrail basınında, Mısır'ın Sina Yarımadası’nın merkezinde iki ülke arasındaki barış anlaşmasının şartlarına aykırı olarak lojistik faaliyetler ve askeri hazırlıklar yürüterek barış anlaşmasını ihlal ettiğine dair iddialar yer aldı. Gazze’deki savaşın başlamasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'nden geçerek Mısır topraklarının derinliklerine uzanan tüneller bulduğuna dair iddialar vardı ve Mısır, Gazze'ye silah kaçakçılığına izin vermekle suçlanmıştı. Ancak Mısır bu suçlamaları kesin bir dille reddetmişti.

ABD'de rahatsızlık

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığından ABD gazetelerine isim vermeden konuşan bazı yetkililer, Ukrayna'ya askeri yardımın askıya alınma olasılığı karşısında endişelerini dile getirdiler.

Şarku’l Avsat Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Trump ve Cumhuriyetçiler, Barack Obama ve Joe Biden yönetimleri sırasında yapılan dış askeri yardımları ‘savurgan harcamalar’ olarak niteleyerek uzun zamandır eleştiriyorlardı. Ukrayna'yı savunan ABD merkezli bir lobi grubu olan Razom’dan Mykola Murskyj, “Bunun Ukrayna için ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyoruz” dedi. Murskyj, “Yönetimin ABD’nin Putin'in korkutma taktiklerine kanmasına izin vermeyeceğinden eminiz” diye ekledi.

Küresel sağlık çalışanları kararnamenin, çoğunlukla Afrika'da olmak üzere küresel HIV/AIDS salgınını ele alan ve hastalıktan mustarip olanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olması için hazırlanan hükûmet girişimi ABD Başkanı'nın AIDS'le Mücadele Acil Durum Planı (PEPFAR) gibi programlar üzerindeki etkisinden endişe ediyor. PEPFAR son yıllarda her yıl yaklaşık 5 milyar dolar fon alıyor. HIV/AIDS ile yaşayan insanların tedaviye erişimini savunan ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan HealthGAP'in İcra Direktörü Asia Russell, “Bu kapanma acımasız ve ölümcül” ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı iç notunun yayınlanmasından sonraki 85 gün içinde bir rapor hazırlaması ve bu raporun Rubio'nun Trump'a hangi dış yardım programlarının devam ettirilmesi ve hangilerinin durdurulması gerektiğine dair bir tavsiyeyle birlikte sunulması bekleniyor.



Avustralya'daki tarikat üyeleri 8 yaşındaki çocuğu öldürmekten suçlu bulundu

7 Ocak 2022'de diabetik ketoasidozdan ölen Elizabeth'in 27 yaşındaki ablası, ebeveynlerini ve tarikatı hedef alıyor (Jayde Struhs)
7 Ocak 2022'de diabetik ketoasidozdan ölen Elizabeth'in 27 yaşındaki ablası, ebeveynlerini ve tarikatı hedef alıyor (Jayde Struhs)
TT

Avustralya'daki tarikat üyeleri 8 yaşındaki çocuğu öldürmekten suçlu bulundu

7 Ocak 2022'de diabetik ketoasidozdan ölen Elizabeth'in 27 yaşındaki ablası, ebeveynlerini ve tarikatı hedef alıyor (Jayde Struhs)
7 Ocak 2022'de diabetik ketoasidozdan ölen Elizabeth'in 27 yaşındaki ablası, ebeveynlerini ve tarikatı hedef alıyor (Jayde Struhs)

Avustralya'da 8 yaşındaki bir kız çocuğuna insülin vermekten kaçınarak ölümüne neden olan Hıristiyan tarikatının 14 üyesi kasıtsız öldürmeden suçlu bulundu. Alacakları ceza 11 Şubat'ta belirlenecek.

Soruşturmayla ortaya konan bilgilere göre, "The Saints" (Azizler) diye bilinen küçük tarikatın üyeleri, Tip 1 diyabet hastası olan ve her gün insülin enjeksiyonu alması gereken Elizabeth Struhs'a bu tedaviyi uygulamadı.

Tarikat üyelerinden bazılarının modern tıbbı "cadılık" diye nitelendirdiği bildirildi.

49 yaşındaki anne Kerrie Struhs'ın ardından babanın da Ağustos 2021'de tarikata girdiği ve 2 Ocak 2022'de düzenlenen toplantıda Jason Struhs'ın "Tanrı, Elizabeth'i diyabetten kurtardı" dediği aktarıldı.

Son olarak 3 Ocak'ta kan şekeri ölçülen çocuğun sonra fenalaştığı, buna rağmen öldüğü 7 Ocak'a kadar tıptan değil Tanrı'dan medet umulduğu belirtildi.

Söyledikleri ilahilerin de yardımıyla Tanrı'nın onu iyileştireceğini düşünen tarikat üyeleri, çocuk öldükten sonra dahi bir mucize beklemiş. 

Davalılar arasındaki bir mesajda şu ifadeler var:

Elizabeth'in nefes almadığı görülse de çok yakında bir zafere tanık olacağız. Tanrı her şeye muktedirdir.

53 yaşındaki Jason Struhs kızının ölümünden 36 saat sonra acil yardım hattını ararken diğer tarikat üyelerine "Tanrı, Elizabeth'i canlandıracak ama evde bir ceset barındıramayız" demiş.

Polis eve geldiğinde 20'ye yakın kişinin müzik eşliğinde ilahi söyleyip dua ettiğini görmüş.

Brisbane'deki Yüksek Mahkeme'de 9 haftadır görülen jürisiz davada, bir evi kiliseye çeviren tarikatın üyeleri hakkında 60 tanık ifade verdi. 

Baba Jason Struhs, mahkemede "Elizabeth yalnızca uyuyor, onu yeniden göreceğim" dedi.

Bugün kararını açıklayan Hakim Martin Burns, Ocak 2022'de Toowoomba'daki evindeki yatakta 6 gün boyunca yatan Elizabeth için tıbbi yardıma başvurulmamasıyla ölümün kaçınılmaz hale geldiğini bildirdi. 

Burns, aralarında Elizabeth'in annesi ve abisinin de bulunduğu davalılar dahil herkesin küçük çocuğu sevdiğinin görüldüğünü sözlerine ekledi.

Tarikatın 63 yaşındaki lideri Brendan Stevens ve çocuğun babası Jason Struhs'a başta daha fazla ceza gerektiren cinayet suçlaması isnat edilse de Burns, bu ikilinin Elizabeth'in muhtemelen öleceğini bildiklerine ikna olmadı.

Mahkeme çıkışında basına konuşan abla Jayde Struhs, suçluların mahkum edilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi:

Bugün burada olmamızın tek bir nedeni var: Onu kendi evindeki inanılmaz derecede güvensiz ortamdan çıkarıp koruyamadık.

Independent Türkçe, BBC, CNN