Süveyş Kanalı: Kızıldeniz bölgesinde seyrüseferin kademeli olarak yeniden başlaması için koşullar elverişli

Süveyş Kanalı'ndan geçiş yapan bir kargo gemisi (Reuters)
Süveyş Kanalı'ndan geçiş yapan bir kargo gemisi (Reuters)
TT

Süveyş Kanalı: Kızıldeniz bölgesinde seyrüseferin kademeli olarak yeniden başlaması için koşullar elverişli

Süveyş Kanalı'ndan geçiş yapan bir kargo gemisi (Reuters)
Süveyş Kanalı'ndan geçiş yapan bir kargo gemisi (Reuters)

Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı Usame Rebi bugün yaptığı açıklamada, Kızıldeniz bölgesinde seyrüseferin kademeli olarak geri dönmesi için koşulların olgunlaştığını belirterek, kanalın çeşitli seyir hizmetlerini almak üzere tam kapasiteyle çalışmaya hazır olduğunu söyledi.

Yerel basında çıkan haberlere göre, 23 büyük nakliye şirketinin temsilcileriyle yaptığı toplantıda konuşan Rebi, Kızıldeniz bölgesindeki mevcut durumun, bölgeye istikrarın geri dönüşünün başlangıcına yönelik birçok olumlu göstergeye tanıklık ettiğini ve bunun da deniz seyrüseferinin kademeli olarak normal seyrine dönmesine hazırlık olarak seyrüsefer programlarının ayarlanmasına yönelik idari tedbirlerin alınması için bir fırsat olduğunu belirtti.

Rebi, denizcilik camiasına Kızıldeniz bölgesinde deniz seyrüseferinin kademeli olarak geri dönmesi için koşulların hazır olduğuna dair bir güvence mesajı göndererek, Süveyş Kanalı'nın büyük nakliye hatlarının çeşitli seyir hizmetlerini almak üzere tam kapasite çalışmaya hazır olduğunu ilan etti. Rebi ayrıca, denizcilik şirketlerinin güvenlik endişelerini ve gemilerin ve mürettebatın deniz güvenliğini dikkate alma konusundaki isteklerini anladığını kaydetti.

İran destekli Husiler Kasım 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek bahanesiyle Kızıldeniz, Aden Körfezi ve Hint Okyanusu'nda gemilere saldırıyor; İsrail ile bağlantılı gemilerin yanı sıra Amerikan ve İngiliz gemilerinin seyrüseferini engellemeye çalışıyor.



Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
TT

Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)

Ciddi bir nüfus krizinin yaşandığı Japonya'da sorunun daha da kötüleştiğini bildiren bir veri daha açıklandı. 

İçişleri ve Haberleşme Bakanlığı, ülkedeki çocuk nüfusunun bu sene de düştüğünü bildirdi. 

14 yaş ve altındaki çocuklar 1 Nisan 2025'te 13,66 milyon olarak ölçüldü. Geçen sene bu rakam, 350 bin daha fazlaydı.

Dün kamuoyuna duyurulan veriler, bu trendin 44 yıldır kesintisiz sürdüğünü ortaya koyuyor.

Japonya'da toplam nüfusun yalnızca yüzde 11,1'ini çocuklar oluşturuyor. ABD'de bu oran yüzde 21,7, Çin'deyse 17,1. 

5 Mayıs'taki Çocuk Bayramı öncesinde yapılan bu açıklama, düşen doğum oranları ve hızla yaşlanan nüfusa dair endişeyi büyüttü. 

Nüfusun istikrarlı bir şekilde devamı için kadınların doğum ortalamasının 2,1 olması gerekiyor. Ancak Japonya'da bu rakam son yıllarda 1,3 civarında dolaşıyor. 

Bu da ölüm sayılarının doğumları geçmesiyle birlikte ülke nüfusunun azalmasına neden oluyor. Örneğin 2014'te 1,62 milyon kişinin öldüğü ülkedeki doğumlar, bu rakamın yarısından da azdı. 

Nüfusun yüzde 20'sinden fazlası da 65 yaşının üstünde. 

fdgh
"Nakizumo" ya da "ağlayan sumo bebek yarışması" diye bilinen geleneksel festivalde ringe çıkan bebekler arasında ilk ağlayan kazanıyor (Reuters)

Düşen nüfus; işgücü, ekonomi, toplumsal yapı ve sosyal yardım sistemindeki sorunların büyümesi anlamına geliyor.

Ülkedeki evlilik teşvik edilse de önceki seneye göre artış 10 binde kaldı. Boşanma rakamlarında da artış var. 

Uzmanlar nüfus düşüşünün en az 20-30 yıl daha sürmesini bekliyor. 2024'te 123,4 milyon olan Japonya nüfusunun 2065'te 88 milyona gerileyeceği tahmin ediliyor. 

Doğum oranlarının artırılması amacıyla 4 gün çalışma düzenine geçmek, evlilik ve çocuk teşviki, çocuk bakımevlerini artırmak gibi tedbirler alınıyor. Ancak hayat pahalılığı, düşük maaşlar, iş koşullarının zorluğu ve ülkenin yaşam alanlarının dar olması gibi sorunlar bu teşvikleri gölgeliyor. 

Bölgedeki Çin, Hong Kong, Tayvan, Güney Kore gibi ülkeler de benzer bir şekilde nüfus sorunuyla boğuşuyor. 

İspanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde de aynı sıkıntı yaşansa da göç yoluyla çözüm bulunabilliyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters