Rusya ve Ukrayna birbirlerini Kursk bölgesinde yatılı bir okulu bombalamakla suçladı

Saldırıda dört kişi öldü, 95 kişi enkaz altında kaldı

Rusya ve Ukrayna birbirlerini Kursk bölgesinde yatılı bir okulu bombalamakla suçladı
TT

Rusya ve Ukrayna birbirlerini Kursk bölgesinde yatılı bir okulu bombalamakla suçladı

Rusya ve Ukrayna birbirlerini Kursk bölgesinde yatılı bir okulu bombalamakla suçladı

Rusya tarafından bugün yapılan açıklamada Ukrayna, Rusya'nın Kursk bölgesindeki Suca kentinde yaşlılar için sığınak olarak kullanılan bir yatılı okula gerçekleştirilen ve dört kişinin ölümüne yol açan füzeli saldırıyı düzenlemekle suçlandı.

Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada “Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, Suca şehrindeki yatılı okula füze saldırısı düzenleyerek savaş suçu işledi” denilirken saldırının Ukrayna'nın kuzeydoğusundaki Sumi bölgesinden gerçekleştirildiği belirtildi.

Buna karşın Ukrayna Silahlı Kuvvetleri tarafından dün yapılan açıklamada Rusya, okulu bombalamakla suçlanırken onlarca sivilin binanın enkazı altında kaldığı ifade edildi.

Ukrayna'nın Bölge Komutanlığı Sözcüsü Oleksiy Dmytrashkivskyi, 95 kişinin enkaz altında olduğunu açıkladı.

Ukrayna geçtiğimiz ağustos ayında Kursk bölgesinde ani bir saldırı başlatarak, çatışmalardan önce yaklaşık 6 bin kişinin yaşadığı Suca da dahil olmak üzere onlarca köy ve kasabanın kontrolünü ele geçirdi.

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, Rus savaş uçaklarının Kursk bölgesindeki Suca kentinde bir yatılı okulu güdümlü füzeyle hedef aldığını ve saldırının kasıtlı olarak gerçekleştirildiğini belirtti. Açıklamada ayrıca “Saldırı sırasında binada bulunan onlarca kişi binayı terk etmeye hazırlanıyordu. Hayatta kalanlara yardım etmek için tüm imkanlar seferber edildi” denildi.

AFP'nin haberine göre Dmytrashkivskyi, okuldaki kişilerin çoğunun yaşlı ve yatalak hastalar olduğunu söyledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rusya'yı ‘sivilleri’ hedef almakla suçladığı bir sosyal medya paylaşımında ağır hasar görmüş bir binayı ve yerde yatan yaralı bir adamı gösteren bir video yayınladı.

Zelenski X platformundan yaptığı paylaşımda, “Binayı, içinde onlarca sivilin yaşadığı bir anda yok ettiler. Rus bombaları Ukrayna'daki evleri de aynı şekilde yok ediyor. Rusya ordusu kendi sivillerine karşı bile benzer taktikler kullanıyor” açıklamasında bulundu.



Almanya’da hazırlanan bir raporda Avrupa için NATO'suz bir geleceğe hazırlanılması çağrısı yapıldı

ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
TT

Almanya’da hazırlanan bir raporda Avrupa için NATO'suz bir geleceğe hazırlanılması çağrısı yapıldı

ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)

İnci Mecdi

Almanya ve Avrupa'nın önde gelen akademisyenleri, Başkan Donald Trump yönetimindeki ABD’de yaşanan siyasi değişimler ve bunun NATO'nun güvenilirliği açısından doğuracağı sonuçlar konusunda uyarıda bulunarak Avrupalıları NATO'suz bir geleceği düşünmeye çağırdı. Almanya'nın önde gelen dört barış ve çatışma araştırma enstitüsü tarafından hazırlanan ve politika yapıcıları yakından ilgilendiren yıllık rapor, ‘Barışı Kim Kurtaracak?’ başlığı taşıyordu. Araştırmacılar raporda geleceğe dair karamsar bir tablo çizerken 1987 yılından bu yana bir barış raporunun bu kadar karamsar olduğu pek görülmemişti. 2025 Barış Raporu, Avrupa'nın barış hedefini desteklemeye devam ederken kendi güvenliği ve savunması için sorumluluk alması gerektiğinin altını çiziyor.

Almanca olarak yayınlanan ve Alman Yayın Kurumu (Deutsche Welle/DW) tarafından İngilizce olarak alıntılanan raporun giriş bölümünde Ukrayna, Gazze ve Sudan'da savaşların sürdüğü, 122 milyondan fazla insanın evlerinden edildiği ve dünya genelinde başka birçok şiddetli çatışmanın yaşandığı belirtildi. Rapora göre Atlantik'in diğer yakasında Başkan Trump, ülkesini otoriter bir devlete dönüştürmekle kalmıyor, aynı zamanda dış politikasında kurallara uymak ve iş birliği yapmak yerine güç politikalarını tercih ediyor.

Avrupa Birliği ile ABD arasındaki ortaklığın sonu

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre araştırmacılar, ABD Başkanı ve “Amerika'yı Yeniden Büyük Yap" (Make America Great Again - MAGA) hareketinin dünyanın en eski demokrasisini otoriter bir rejime dönüştürmeyi ‘kısa sürede ve çok az dirençle başardığını’ vurgularken uluslararası düzeyde ise ‘liberal kurumları ve kazanımları yok etmeyi’ teşvik ettiği ve ‘otoriter liderler ve diktatörlerle yakın ilişkiler kurarak liberal demokrasilerde aşırı sağcı popülist hareketleri’ desteklediğini belirtti.

Leibniz Barış ve Çatışma Araştırmaları Enstitüsü'nden Christopher Daase, Berlin'de raporun sunumu sırasında yaptığı açıklamada, son yıllarda analizlerinin Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısına ve Avrupa barış ve güvenlik sistemini kasıtlı olarak tahrip etmesine odaklandığını, ancak o zamandan bu yana güvenlik durumunun daha da kötüleştiğini söyledi. ABD'nin ‘başka bir istikrarsızlık kaynağı haline geldiğini’ söyleyen Daase, ‘otoriterliğin bulaşıcı hale gelme’ riski bulunduğunu da sözlerine ekledi. Daase, Avrupa'da uluslararası yargının zayıflatılması, akademik araştırma özgürlüğünün sorgulanması ve dini kurumlar gibi toplumsal aktörlerin bağımsızlığına müdahale girişimleri başta olmak üzere endişe verici işaretlere dikkati çekti.

2025 Barış Raporu, Avrupa ve ABD arasındaki ‘bildiğimiz’ transatlantik ortaklığın ‘bittiği’ tespitinde bulunuyor. Bu durumun askeri iş birliği için de geçerli olduğuna işaret eden araştırmacılar, “NATO'nun ortak savunma taahhüdünün güvenilirliği sarsıldı. ABD ile Rusya arasındaki yakınlaşma sadece Ukrayna'yı değil, Avrupa'nın çıkarlarını da tehdit ediyor” ifadelerini kullandılar. Daase, “Sorun şu anda NATO'nun temel değerleri çoktan çökmüş olmasına rağmen NATO olmadan hiçbir şey yapılamadığı için kimsenin NATO'nun sonuna geldiğini açıkça konuşmak istememesi” yorumunda bulundu. ‘NATO'yu aşmaya çalışıyoruz” diyen Daase, NATO'nun mümkün olan her yerde onunla birlikte çalışmaya devam etmesi ve aynı zamanda Avrupa'nın kabiliyetlerini güçlendirmesi gerektiğini söyledi. Raporda Alman hükümetine ‘şeffaf ve aşamalı bir planla Avrupa savunma yapılarının geliştirilmesi ve entegrasyonu’ tavsiye edildi.

İsrail'e silah ihracatının durdurulması

Rapora katkı sağlayan araştırmacılar, uluslararası hukukun tüm dünyada erozyona uğraması, özellikle de sivillerin hedef alındığı, hastanelerin ve okulların kasten bombalandığı ve insani yardımların engellendiği ya da siyasi olarak istismar edildiği ‘savaşta insanlıktan çıkma’ sürecinin yaşandığını belirtirken bu duruma dair ciddi endişelerini dile getirdiler. Bu durum özellikle Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta ve Gazze'deki savaşta açıkça görülüyor. Ayrıca savaşın 53 binden fazla insanın ölümüne ve bölgenin büyük ölçüde yıkıma uğramasına neden olduğu Gazze Şeridi’ndeki durumdan duydukları dehşeti dile getiren araştırmacılar, İsrail’e Gazze ve Batı Şeria'da kullanabileceği tüm silah sevkiyatlarının ‘acilen durdurulması’ çağrısında bulundular. Raporda İsrail'in uluslararası insancıl hukuku ve insan haklarını ‘açıkça ihlal ettiği’ ve ‘meşru müdafaa sınırlarını aştığı’ vurgulandı. Raporda Alman hükümetine uluslararası hukuka saygı göstermesi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Almanya'ya davet etmemesi çağrısında bulunuldu.